Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/790 E. 2019/884 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/790
KARAR NO : 2019/884
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/05/2019
KARAR TARİHİ: 10/12/2019
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelenmesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkilinin konkordato başvurusunda bulnduğunu, geçici ve kesin mühlet süreleri kapsamında mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararları ile İcra İflas Kanunundaki yasaklamalara rağmen davalı yanca davalı nezdinde bulunan ve müvekkiline ait olan —–nolu hesaptan hukuka aykırı olarak müvekkilinin rızası hilafına, komiser onayı olmadan faiz , kapama, virman ve sair açıklamalarla kesintilerin yapıdığını, davacıya ait olan müşterek çeklerin davalı banka tarafından tahsil edilmesinin ardından davalı bankanın yasaya ve mahkemenin tedbir kararına aykırı kesintilker yapması üzerine , davalı bankaya , kesintilerin faizi ile birlikte iade edilmesini noter aracılığı ile ihtar edildiğini, ihtarnameye rağmen hukuka aykırı kesintileri iade etmeyen davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine itiraz ettiğini, bu nedenlerle ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile borçlunun menkul, gayrimenkul malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, davalı-borçlunun takip dosyası kapsamında itirazının iptaline ve takibin devamına, davalının takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, bu alacağın davalıdan alınarak tarafına ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ;müvekkil bankanın maddi hukuktan doğan haklarını kulllanarak geçici mühlet kararı verilmeden önce alacaklarına istinaden davacı borçlu şirket tarafından ifa uğruna temlik cirosu ile teslim edilen ve yetkili hamil sıfatına haiz olduğu çeki tahsil etmek suretiyle çek bedelini alacağından düştüğünü, davacı tarafın müvekkil bankadan alacaklı olması bir yana , müvekkil bankanın borçlusu konumunda olduğunu, alacağı likit olmayan , iddiaları yargılamayı gerektiren davacının müvekkil banka aleyhinde icra takibi başlatmasının başlı başına hukuka aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenlerle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, şartları oluşmayan ihtiyati haczin kaldırılmasına, İstanbul Anadolu -.İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin iptaline, davacı aleyhinde takibe konu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
—- tarihli duruşmada , dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verilerek , bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —- tarihinde bilirkişinin raporunu mahkememize teslim ettiği görülmüştür.
Bilirkişinin — tarihli raporunda ; davalı yanın, konkordato sürecinde bulunan işletmenin bilgisi dışında ve davacı şirketin herhangi bir talimatı olmaksızın yapmış olduğu tahsilatların hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunun, davalı yanın yetkili hamil sıfatınn haiz olduğunu iddia ettiği çekle ilgili alacağın mühlet kararından önce elde edilmiş olan bir alacak mahiyetinde olduğunun, mühlet kararından doğan borçların , konkordato projesine tabi olması gereği karşısında zaten tahsili kabil olmadığının, davalı tarafından yapılan tahsilatların konkordato hükümlerine aykırı, haksız mahiyette olduğunun beyan edildiği anlaşılmıştır.Davacı şirket hakkında İstanbul Anadolu -. Asliye Ticaret mahkemesinin konkordato başvurusu sonucunda geçicic mühlet ve akabinde kesin mühlet kararı verdiği çekişmesizdir.İtirazın iptali davasınba konu icra dosyasına konu alacak —– tarihlerinde davalı bankanın davacıya ait hesaplarda bulunan bir kısım tutarlara ilişkin yapmış olduğu tahsilatlardır.Davalı banka tarafından yapılan tahsilatlar geçici mühlet dönemindedir.İ.İ.k’nın 288/1. Maddesinde geçici mühletin ,kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı belirtilmiştir.Kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları ise İ.İ.K’nın 294.maddesinde belirilmiştir.Davalı banka tarafından yapılan tahsilatların geçici mühlet döneminde yapıldığı anlaşılmakla ,konkordato sürecinde bulunan davacı şirketin bilgisi dışında ve davacı şirketin herhangi bir talimatı olmaksızın yapılmış olması sebebiyle bu tahsilatların hukuki dayanaktan yoksun olduğu kanaatine varılmıştır.Ayrıca konkordato kurumunun tüm alacaklıların menfaatini koruduğu göz önüne alındığında davalı tarafından yapılan tahsilatların konkordato kurumunun koruduğu menfaatlere aykırı olduğu anlaşılmıştır.Bu nedenle davalı tarafından geçici mühlet döneminde yapılan tahsilatların hukuka aykırı suretle yapıldığı kanaatine karar verilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
İcra-İnkar tazminatı İİK 67/2 maddesinde “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.Buna göre icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için :1) Geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması gerekir,2) Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalıdır 3)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalıdır 4) İcra inkar tazminatı talep edilmiş olmalıdır 5)Borçlunun icra dairesine yapmış olduğu itirazında haksız olması gerekir 6)Alacak likit olmalıdır.
Alacağın likit olması konusunu Yargıtay Genel Kurulu ,—- E. ve — K. Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır.Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek,alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.Davalı tarafından yapılan tahsilatların miktarını davalının bilebileceği ve davalı bankanın yalnız başına borç miktarını tespit edebileceği,davaya konu alacağın yargılamaya konu olmasının alacağın likit ve belirlenebilir olma hususunu etkilemeyeceği göz önüne alınarak icra -inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine İstanbul Anadolu -.İcra Dairesinin – Esas sayılı icra dosyası ile takip yapıldığı anlaşılmakla, davanın kabulü ile İstanbul Anadolu-.İcra Dairesinin — E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin takip miktarı olan – TL üzerinden devamına, asıl alacak miktarı olan —-TL üzerinden hesaplanacak % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğünün—– esas sayılı dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin 77.190,54 TL asıl alacak yönünden DEVAMINA,
2-Asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 5.272,88 TL harçtan, peşin yatırılan 932,28 TL harcın düşümü ile geri kalan 4.340,60 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 983,08 TL harç , 860,95 TL (bilirkişi ücreti ve posta gideri) olmak üzere toplam1.844,03 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.Tarifesinin 13/2.maddesi uyarınca 8.840,96 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 10.12.2019