Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/778 E. 2021/408 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/778 Esas
KARAR NO : 2021/408

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/04/2019
KARAR TARİHİ : 26/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili —- ile dava dışı borçlu —– davalıların da kefaletiyle — nezdinde açılan ve kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine hesabın — tarihinde kat edilip — Sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini, davalı/borçlu tarafından borcun tamamına , faize ve faiz oranına itiraz edildiğini, hesabın kat edilmesiyle birlikte müvekkil banka alacağının muaccel hale geldiğini, genel kredi Sözleşmeleri uyarınca müvekkil bankanın — talebinin yasal olduğu, Talep edilen faiz oranları yasaya ve sözleşmeye uygun olduğu, yine — —başlıklı Maddesi uyarınca, teminat mektubunun tazmininden itibaren %46,80 oranında faiz işletilmesinin uygun olduğu, —-riskine uygulanan faiz oranının da mevzuat hükümlerine uygun olduğu, genel kredi sözleşmelerinde kredinin kefalet karşılığı kullandırılması ve kefillerin sorumluluğunu açıkça düzenlediğini, açıklanan nedenlerle ve fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla Davalılar …— dosyasına vaki haksız itirazlarının iptaline, takibin devamına karar verilmesi gerektiği iddiasında bulunduğunu, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi gerektiğini dava ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalılara usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesi tebliğ edilmiş olup, Davalılar tarafından davaya cevap dilekçesi verilmemiş olup;
Takibe karşı verilen itiraz dilekçesinde özetle ; Müvekkillerin alacaklı görünen tarafa, ödeme emrinde borç sebebi olarak gösterildiği gibi herhangi bir borçlarının olmadığı, alacaklı taraf, taraflar arasında yapılan anlaşmalara aykırı olarak icra takibi başlatıldığını, alacaklı tarafça başlatılan icra takibi haksız ve kötüniyetli olduğu; açıklanan nedenlerle, müvekkillerden talep edilen esas asıl alacak, faiz, her türlü fer’ileri ve tüm harç ve sairlerine de itiraz ettikleri. Müvekkillerin alacaklı görünene hiçbir borcunun bulunmadığı, borun tamamına, faize ve her türlü fer’ilerine açıkça itiraz ettikleri” beyanında bulunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava genel nakdi ve —- sözleşmesinden kaynaklı başlatılan icra takibine vaki davalıların itirazının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki sözleşmesel ilişki incelenmiş dava dışı —- tarihinde 3.500.000 TL limitli çerçeve niteliğinde süresiz genel kredi ve teminat sözleşmelerinin imzalandığı, sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak 4.000.000 TL kefalet limiti ile sınırlı olmak kaydı ile davalıların kefalet imzası olduğu, kefil olunan tutarın, kefalet türünün ve tarihinin el yazısı ile yazıldığı ve doldurulduğu, davalılardan ..— zamanda şirket ortağı ve yöneticisi olduğu, diğer davalının —— eşi olduğu, şirket eski ortağı olduğu anlaşılmıştır. Kefaletin şekil şartlarının yerinde olduğu görülmüştür.
Söz konusu kredinin zamanında ödenmemesi nedeni ile davacı —- tarihinde takibe girişilmiş, davalıların 16.03.2019 tarihli itiraz dilekçesi ile duran takibin devamını sağlamak amaçlı iş bu dava 30.04.2019 tarihinde açılmıştır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış dosya uzman bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişinin kök raporunda —- tazmin edilen 50.000 TL lik teminat mektubu alacağı hatalı olarak hesaplamaya dahil edilmediğinden bu hususta bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi kök ve ek raporunda nihayeten davacı bankanın —- bendinde gösterilen alacaklar yönünden;
—– alacaklı olduğunu, —bendinde gösterilen alacaklar yönünden;
769.413,96 TL asıl alacak+4.553,24 TL akdi faiz+9.043,25 TL temerrüt faizi ve 679,82 TL bsmv olmak üzere 783.690,27 TL alacaklı olduğunu, iade edilmeyen 170 adet çekten dolayı davacı bankanın 342.640 TL yasal sorumluluk tutarını talep edebileceğini belirtmiştir.
——- ilamında “…Ne var ki — uygulamasında bankaların —- bildirdikleri ancak müşterilerine uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınmayacağı kabul edilmekte olup sözleşmede ayrıca bir temerrüt faiz oranı da belirlenmemiştir.O hâlde, davacı bankanın kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak hesabın kapatıldığı tarih itibariyle davalının kullandığı ticari krediye uygulanan akdi faiz belirlendikten sonra temerrüt tarihine kadar bulunan alacağa akdi faiz işletilip, temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar sözleşmenin 45. maddesindeki anlaşma uyarınca akdi faizin %50 fazlası temerrüt faizi olarak uygulanıp takip tarihi itibariyle alacak tespit edilmeli ve takipten sonra da belirlenen temerrüt faizinin asıl alacağa uygulanmasını sağlayacak şekilde takibin devamına imkân sağlanması gerekmektedir.” şeklindeki ilamı ile temerrüt faizinin belirlenmesindeki izlenmesi gereken yolu belirtmiştir.
—– karar sayılı emsal içtihadı ve diğer emsal içtihatları gereğince davacı — alacağına uygulanacak temerrüt faiz oranının davacı bankaca fiilen uygulanan faiz dikkate alınmak suretiyle hesaplanması gerekmektedir. İspat yükü kendisinde olan davacı bankaya gönderilen muhtıra ile talep edilmesine ve bildirmediği takdirde dosyanın mevcut halindeki bilgi ve belgelere göre karar verileceği belirtilmesine rağmen temerrüt tarihi itibarıyle fiilen uygulanan en yüksek ticari faiz oranını —-belgelendirmediğinden sözleşme hükümlerindeki temerrüt faizinin hesaplanmasının mümkün olmadığı ..” belirtmiştir.
—-Sayılı ilamında “… dava konusu genel kredi sözleşmesine dayalı kredi borcunun hesaplanmasında,—- tarihinden temerrüde kadarki sürede anaparaya akdi faiz işletip, bulunan toplamın asıl alacağı oluşturacağı ve temerrütten itibaren de bu asıl alacağı oluşturan toplam tutara temerrüt faizi işletilebileceğinin dikkate alınması..” —-. Sayılı ilamında “… hesabın kat edildiği tarih itibariyle alacağın ulaştığı miktar belirlenerek temerrüt tarihine kadar akdi faiz hesaplanıp bulunan akdi faiz — edilerek temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak bulunmalı ve bu alacağa temerrüt tarihinden takip tarihine kadar olan dönem için temerrüt faizi ve bunun gider vergisi uygulanarak bankanın asıl borçludan isteyebileceği miktar saptanmalı ” gerekçeleri ile asıl alacağın ne şekilde hesaplanması gerektiğini belirtmiştir.
Davacı bankaca her ne kadar takip talebinde takipte —- gösterilen alacaklar için %46,80 oranında temerrüt faizi talep edilmişse de fiilen krediye uygulanmakta olan akdi faiz oranı olan %22,80 oranının sözleşmenin 11. Maddesinin b bendi gereği %30 fazlası olan %29,64 faiz oranının uygulanması gerektiği anlaşılmıştır. Bilirkişinin bu tespiti yukarıdaki emsal içtihatlara ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygundur.
Bilirkişi kök ve ek raporu hesap yöntemi ve içerik olarak denetime uygun bulunmuştur.
Asıl borç rehinle temin edilmiş olsa bile kefiller hakkında ihtiyati haciz kararı verilebilir.Ancak, kefilin ipotek vermesi (ipoteğin, kefaletin teminatı olarak düzenlenmesi) durumunda kefiller hakkında ihtiyati haciz kararı verilemez.( —–“İhtiyati haciz isteyen alacaklı, sözleşmede kefil olarak imzası bulunan karşı taraf/borçlu yönünden ihtiyati haciz isteminde bulunduğu, mahkemece ‘alacağın taşıt rehin sözleşmesiyle temin edilmiş olduğu’ gerekçesiyle ‘istemin reddine’ karar verildiği, dosya içerisinde bulunan, anılan sözleşmeden rehnin, dava dışı asıl borçlunun borcuna ilişkin olduğu, kefilin borcunu kapsamadığının anlaşıldığı bu itibarla mahkemece, yanılgılı değerlendirme ile ‘istemin reddine’ karar verilmesinin doğru olmadığını”—–
Yapılan incelemede söz konusu krediye teminat teşkil etmek üzere kredi borçlusu kefil olan ..—— taşınmaza — görülmüştür. Söz konusu ipotek resmi senedi incelenmiş söz konusu rehnin asıl borçlunun borcunu teminen verildiği, kefilin kefalet borcunu kapsamadığı görülmüştür. Bu nedenle bankaca kefiller hakkında da takibe girişilebileceği açıktır.
—— mahkemesince, bilirkişi raporları, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davalının genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olduğu, genel kredi sözleşmesinde gayrınakdi alacak yönünden müteselsil kefilin depo ile sorumlu tutulması yönünde hüküm bulunmadığı, bu nedenle gayri nakdi alacak miktarının icra inkar tazminatına esas alınamayacağı, icra takibinden sonra,—itirazın iptali davasında dava tarihine kadar yapılan ödemeler nazara alınmak sureti ile inkar tazminatına dava tarihindeki alacağın esas alınması yönündeki içtihatları gözetildiğinde, dava tarihinden önce iade edilen teminat mektubunun iş bu itirazın iptali davasına konu edilmesinde davacının hukuki yararının bulunmadığı, ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve temyiz edenin sıfatına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA,” belirtmiştir. ( Aynı gerekçeler —- —Karar sayılı ilamında “…Nakdi ve gayrinakdi alacak toplamı üzerinden tek vekalet ücreti verilmesi hatalı olmakla birlikte davacı yanın bu yönde istinafı olmayıp, uygulama şekli açısından davalılar yararına usuli kazanılmış hak doğduğundan aynı yönde uygulama yapılmıştır. ” belirtmiştir.Gayri nakdi kredinin deposu yönünden maktu harç ve maktu vekalet ücreti hükmedilmesi gerekir———— Sayılı ilamında “….Davalılar ——– gelince davalılar hakkında açılan dava —— alacağa yönelik olup, alacak yargılama devam ederken 10/02/2014 tarihinde nakde dönüştüğünden, nakit alacak olarak tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmasa da, gayrınakdi alacaklar yönünden alacaklı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği düşünülmeden ve ayrıca sorumlu olmadıkları alacak tutarı üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir. ” belirtmiştir.
—- Kararında “…Gayrınakdi kredi borcundan (çek yasal sorumluluk bedelleri) davalı müteselsil kefilin sorumlu olabilmesi için Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere (— taraflar arasında düzenlenen kefalet sözleşmesinde bu hususta açık bir hüküm bulunması gerekir.” belirtmiştir.
5941 sayılı Çek kanunun 3. Maddesi ” – (1) Karşılığı bulunan çek, hesabın bulunduğu muhatap bankanın herhangi bir şubesine ibraz edildiğinde hamilin varsa vergi kimlik numarası saptandıktan sonra ödenir. Ancak çek, hesabın bulunduğu şubeden başka bir şubeye ibraz edildiğinde, o şubece karşılığı sorulmak suretiyle ödenir.
(2) “Karşılıksızdır” işlemi, muhatap bankanın hamile kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarın dışında, çek bedelinin karşılanamayan kısmıyla sınırlı olarak yapılır.
(3) Muhatap banka, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için;
a) Karşılığının hiç bulunmaması hâlinde,
1) Çek bedeli bin Türk Lirası veya üzerinde ise bin Türk Lirası,
2) Çek bedeli bin Türk Lirasının altında ise çek bedelini,
b) Karşılığının kısmen bulunması hâlinde,
1) Çek bedeli bin Türk Lirası veya altında ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığı bin Türk Lirasına tamamlayacak bir miktarı,
2) Çek bedeli bin Türk Lirasının üzerinde ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığa ilave olarak bin Türk Lirasını, ödemekle yükümlüdür. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmündedir…” hükmünü düzenlemiştir.
Yerleşik yargıtay kararları gereği kefilin genel kredi sözleşmesinde gayrınakdi alacak yönünden depo ile sorumlu tutulması yönünde hüküm bulunmadığı taktirde kefilin depo’dan sorumlu tutulması mümkün değildir. Taraflar arasındaki kredi sözleşmesi incelenmiş kredi sözleşmesinin teminatlar başlıklı 10. Maddesinin 10.13. Bendinde müteselsil kefillerin çek garanti tutarlarından ( Çek kanunu uyarınca bankanın ödemekle yükümlü olduğu yasal ödeme tutarlarından) sorumlu oldukları ,temerrüdü düzenleyen 55. Sayfasında 11/a- xiii maddesinde ” müşteri ve müteselsil kefiller geri ödeme planı kararlaştırılmış olan kredilerde geri ödeme planında yer alan tutarları, yine bu planda gösterilen vadelerde ödeyeceklerini……bu maddeye göre temerrüt faizi işletileceğini ve Bankanın kendilerinin vadesi gelmiş olsun olmasın diğer kredilerin de tamamını veya bir kısmını kapayarak gayrınakit kredilerin ise depo edilmesini talep ederek yasal takibe geçmeye yetkili olduğunu peşinen kabul ve beyan ederler” hükmü bulunduğu, dolayısı ile kefillerin çek —— bu alacakların deposundan sorumlu tutulamasının da sözleşme hükümlerine göre mümkün ve yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, denetime el verişli bulunan kök ve ek rapor ile yukarıda yapılan tüm hukuki açıklamalar, nitelendirmeler kapsamında davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, alacak likit olduğundan davalılar nakit alacak miktarı üzerinden hesaplanan %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmiş, —– verilmiş,yukarıda atıf yapılan yüksek mahkeme kararları gereği gayrınakdi alacak için maktu harç ve maktu vekalet ücreti alınmış davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
G.D;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; —– Sayılı dosyaları ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile;
Davalıların——— sayılı dosyasına yaptıkları itirazın;
A—–gösterilen alacaklar yönünden;
1.227.859,16 TL asıl alacak+5.969,55 TL akdi faiz+ 13.142,19 TL temerrüt faizi+955,59 TL bsmv ve 2.018,33 TL ihtarname masrafı olmak üzere 1.249.944,82 TL üzerinden iptaline,
B- —-gösterilen alacaklar yönünden;
769.413,96 TL asıl alacak+4.553,24 TL akdi faiz+9.043,25 TL temerrüt faizi ve 679,82 TL bsmv olmak üzere 783.690,27 TL üzerinden iptaline,
C- ——– gösterilen—- talep edilen— alacak yönünden ; talebin kabulü ile 342.640 TL gayrinakdi alacağın davacı bankanın ——- şubesinde gelir getirmeyen bir hesapta depo edilmesine
2-Likit alacağa vaki haksız itiraz nedeni ile nakit alacaklar asıl alacak toplam miktarı olan 1.997.273,12 TL üzerinden hesaplanan %20 oranındaki 399.454,62 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3—– bendinde gösterilen krediler yönünden asıl alacağa takip tarihinden alacak tamamen ödeninceye kadar %29,64 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi işletilmesine,
4——-bendinde gösterilen krediler yönünden asıl alacağa takip tarihinden alacak tamamen ödeninceye kadar %33 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi işletilmesine,
5-Fazlaya ilişkin talebin Reddine,
6-Kabul edilen gayrı nakdi alacak yönünden alınması gereken 59,30 TL maktu harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
7- Kabul edilen nakit alacaklar yönünden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 138.917,61 TL nispi harçtan peşin alınan 28.838,76 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 110.078,85 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 28.838,76 TL nispi harç olmak üzere toplam 28.883,16 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 1.250,00 TL bilirkişi ücreti, 269,90 TL tebligat ve müzekkere masrafı olarak toplam 1.519,90 TL yargılama giderinin kabul ve red oranında göre hesaplanan 1.511,32 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine,
10-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden —- bedeli) yönünden—– gereği hesaplanan 4.080 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
12- Karar tarihinde yürürlükte bulunan—— maddesine göre, kabul edilen nakdi alacak üzerinden hesaplanan 100.430,43 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine,
13-Karar tarihinde yürürlükte—– gereği red edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
14-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
15—- karşılanan ——– kabul red oranına göre hesaplanan 1.312,55 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına, bakiye 07,45 TL’lik kısmınında davacıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.