Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/775 E. 2020/424 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/777 Esas
KARAR NO : 2020/708

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 22/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 27/12/2018 harç tarihli dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket tarafından davalı şirket aleyhinde, İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğünün —– Esas Sayılı icra dosyası ile fatura alacağına dayalı —— icra takibi başlatıldığını, davalının borca süresinde itiraz etmesi nedeniyle icra takibi durduğunu, müvekkili icra takibine konu faturada yazılı servis hizmetini ——– ile ilgili olarak, servis hizmeti müvekkil talimatı ile—– tarafından anılan tarihlerde cihaz devreye alma işlemi gerçekleştirildiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya herhangi bir cevap verilmediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava faturaya dayalı takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.İcra dosyası fiziken celp edilmiş ,ödeme emrinin borçluya 26/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde 26/11/2018 tarihinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
24/12/2019 tarihli talimat yazısı ile dosyanın seçilen Mali Müşavir bilirkişisine tevdi edilerek davacı defterlerinin incelenerek bilirkişi raporu alınması yönünde——- talimat yazılmış ve 20/01/2020 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
20/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacı ile davalının ticari ilişkisinin —– alacaklı gözüktüğü, davacının, İstanbul —. İcra Dairesi’nin ——Asıl Alacak üzerinden takip başlattığı , davalının takipteki borca itiraz ederek takibi durdurduğu, takibin İzmir —- dosyasıyla devam ettiği, davalıya kesilen fatura ile dava dışı——- servis verildiği ve bu hizmetlerin karşılığı olarak —– bedelli fatura kesildiği ve faturanın tahsil edilemediği, davacıya gönderilen bir ihbarnamenin dosyada bulunmadığı, takip tarihi itibariyle takipte istenen tutar olan 645,00 TL üzerinden faiz istenebileceği, davalının 645,00 TL’nın % 20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılması kararının Sayın Mahkemeye ait olacağı, görüş ve kanaatine varılmıştır.şeklinde tespitlerde bulunarak raporunu teslim etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak —- şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturaya dayalı alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Davacı vekilin,in sunmuş olduğu servis raporları ile faturaya temel teşkil eden maddı vakıayı ispat ettiği ancak davalı tarafın ticari defterlerini sunmadığı gibi ödemeye ilişkin de herhangi bir delil sunmadığı görülmüştür.6100 sayılı Hmk’nın 220/3.maddesi uyarınca davalı tarafın ticari defterlerini sunmaması nenediyle davacı defterlerine itibar edilmiş ve sunulan servis raporları ile maddi vakıanın ispat edildiği anlaşılmış ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
Alacağın faturaya bağlı olması nedeniyle likit ve belirlenebilir olduğu görülmekle icra inkar taminatına hükmedilmiştir.Takipte yasal faiz talep edildiği görülmekle takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz işletilmesi uygun bulunmuştur.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın Kabulü İle;
1-İstanbul Anadolu—– İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline,
2-Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 645,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin yatırılan 35,90 TL harcın düşümü ile geri kalan 18,50 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL peşin harç, 600,00 TL bilirkişi ücreti ve 309,1‬0 TL posta gideri olmak üzere toplam 945,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan— 13/2. maddesi uyarınca 645,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair;6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.