Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/767 E. 2020/263 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/767 Esas
KARAR NO: 2020/263
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/01/2019
KARAR TARİHİ: 16/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacının ——- tarihli dava dilekçesinde mealen özetle;— tarihli cari hesap ekstresinin —- tarihinde ——– İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyasından icra takibine konu edildiğini, icra takibine geçildikten sonra — tarihinde borçlu tarafından davacı tarafın hesabına ——- havale yapıldığını, davalının bakiye borcunu ve icra dosyasıın fer’ilerini vermemekte direndiğini; Davalının bakiye borcunu ve dosya fer’ilerini ödememek amacıyla yaptığı itiraz nedeniyle icra takibinin durduğunu, davalının kısmen ödeme yapmasına rağmen takibe konu borcun tamamını ödemediğini; Dilekçe ekinde, Arabuluculuk başvurusunun yapıldığı —————– arabuluculuk süreci neticesinde anlaşma sağlanmadığını, belirterek fazlaya ilişkin dava talep hakları saklı olmak üzere, davalı taşınmazları ve araçları üzerine öncelikle teminatsız aksi halde teminat mukabilinde ihtiyacı haciz konulmasını, davanın kabülüne, itirazın iptali ile davalının ödeme emrini tebliğ ettiği tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte ve ——-üzerinden icra giderleri, icra vekalet ücreti, icra harçları yönünden takibin devamına, davalının ——— ödemesinin infazda icra müdürlüğünce TBK. 100. Madde gereğince dikkate alınmasına, davalıdan % 20 icra inkar tazminatının, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalının icra dosyasında borca yaptığı itiraz dışında esas dosyaya ibraz etmiş olduğu ——- tarihli cevabı dilekçesinde özetle; davalı ile davacınn aralarındaki ticari ilşkide sipariş usulü çalışıldığını ve bununla ilgili herhangi bir yazılı metin bulunmadığını, davacı tarafından ödemelerin ortalama —- günde yapıldığını, davalının hakkında açılan icra takibinden haberdar olmadan takipten sonra —– tarihinde yaptığı kısmi ödemenin açılan davadan mahsup edilmesi gerekirken tüm bedel üzerinden dava açılmasının usûl ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasında ödeme süresini gösteren özel düzenlemenin olmadığını, 6102 sayılı TTK.’nun 1530. Mad. gereğince icra takibine konu edilen faturaların hiçbirinde 30 günlük sürenin dolmadığından yasal şartları oluşmadan art niyetli biçimde yasal takibe geçilen faturalar hakkında itirazlarını tekrar ettiklerini; Fatura tebliğinin tek başına temerrüt şartını doğurmadığını, cari hesaba dayalı alacak talebi için cari hesap noter ihtarnamesiyle kat edilmeden direk icraya koyulamayacağını ————– temerrüt şartlan oluşmadan icra takibine geçilemeyeceğini, sevk irsaliyesine konu edilmemiş faturaları da kabul etmeyeceklerini, belirterek davacı tarafından yasal şartları oluşmadığı halde talep edilen ihtiyati haciz talebinin reddine, haksız ve yasal mesnetten yoksun davanın reddine, %20 den az olmamk üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava faturalar kaynaklı açık hesap ilişkisine dayalı takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.İcra dosyası fiziken celp edilmiş ,ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği ve borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde ——— tarihinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
—- tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve ——— tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle ”
Davalı ve Davacının ticari defterleri ve dayandığı belgeler ile yardımcı defterlerinin birbirini tamamlaması, teyid etmesi ve usulune uygun tutulmuş olması nedeniyle HMK 222. madde gereğince delil niteliğinde olduğu;
Takip tarihi olan —- tarihinde davacı—— davalı ———— alacaklı olduğu;———
Davalının davacıya — tarihinde —- tarihinde —– tarihinde ise ———- ödeme yaparak takibe konu borcun ödendiği ve taraflar arasında alacak-borç ilişkisinin kalmadığı ” şeklinde tespitlerde bulunmuştur.
Takibe konu borcun takipten sonra ödendiği sabit olup ,ödemelerin ödeme emrine itirazdan önce mi ,davadan önce ödeme emrine itirazdan sonra mı,davadan sonra mı ödendiği hususu önem teşkil etmektedir.
Yapılan ödemeler incelendiğinde——– ödemenin ödeme emrinin tebliğinden önce ancak takipten sonra olduğu ve geri kalan ödemelerin ise itirazın iptali davası açıldıktan sonra olduğu anlaşılmıştır.
Borçlu tarafından takipten sonra ve davadan önce asıl borcun bir kısmı ödenmiş ise de itiraz sonucu takip tamamen durmuş olmakla, icra giderleri, vekalet ücreti ve faiz vs. yönünden duran takibin devamı için itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar vardır. Ne var ki, bu feri taleplere ilişkin hesaplamalar kararın infazı aşamasında icra müdürlüğünce yapılacak kapak hesabıyla yerine getirilir. Bu durumda mahkememizce davaya konu borç fer’ileri ile ilgili rakam ve miktar belirtilmeksizin yalnızca alacak kalemlerinden bahisle itirazın iptali ve takibin devamına karar vermekle yetinilmiştir.Nitekim——-kararı ve ————–sayılı kararı da bu yöndedir.Her dava açıldığı tarihteki mevcut duruma göre değerlendirileceğinden davadan sonra yapılan ödemelerin de infaz aşamasında icra müdürlüğünce dikkate alınacağında kuşku bulunmamaktadır.Takipten sonra ödeme emrinin tebliğinden önce davalı tarafça —- tarihinde yapılan ———- ödemeye ilişkin icra giderleri, vekalet ücreti, faiz vb. Ferilerin infaz aşamasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasına karar verilmiştir.
Dava açılırken —– üzerinden itirazın iptalinin talep edildiği ancak itirazın iptali istenebilecek tutarın —– olduğu görülmekle bu miktarı aşan kısım yönünden red kararı verilmiştir.
Alacağın likit olması konusunu ———— kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır.Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek,alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir.————– kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacak miktarı olan 26.284,55 TL’nin yüzde 20si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında ödeme emrinin tebliğinden önce ve davadan sonra yapılan ödemeler göz önüne alınarak aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen kabulü ile;
1—– İcra Müdürlüğünün —- sayılı dosyasına yapılan itirazın —–üzerinden iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davadan sonra —- tarihinde davalı tarafça yapılan ——- ödemenin infaz aşamasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasın,
3-Takipten sonra ödeme emrinin tebliğinden önce davalı tarafça —- tarihinde yapılan —- ödemeye ilişkin icra giderleri, vekalet ücreti, faiz vb. Ferilerin infaz aşamasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasına,
4-Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 26.284,55 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 26.284,55 TL lik kısım yönünden alınması gereken 1.795,49 TL harçtan peşin alınan 499,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.346,10 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
6- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 449,39 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 30,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafından yapılan toplam 500,00 TL bilirkişi ücreti ve 238,40 TL posta gideri olmak üzere toplam 738,40 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 737,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair tarafların yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2020