Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/764 E. 2020/593 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/764 Esas
KARAR NO: 2020/593
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/04/2019
KARAR TARİHİ : 29/09/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle;müvekkil şirket tarafından davalı/borçlu aleyhine ———— sayılı icra dosyası üzerinden ———- asıl alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve ferilerine itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, taraflar arasında alım satıma dayalı ticari ilişkinin bulunduğunu, bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine ve yine yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ;davacı yanın iddia ve taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının alacağının hiçbir haklı ve hukuki temele dayanmadığını, davacı taraftan satın alınan malların davalıya hiçbir biçimde teslim edilmediğini, davacı tarafından borcun ifa edilmeyerek anlaşmanın gereğinin yerine getirilmemesinden dolayı satış bedelinin müvekkil tarafından ödenmediğini, inkar tazminatının koşullarının oluşmadığını, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
———yazı cevapları, bilirkişi kök ve ek raporu ,
SMMM uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; davalının ticari defterlerinin ibraz edilmeyişi sebebiyle davalı nezdinde herhangi bir incelemenin yapılamadığı, faturalara konu ürünlerin ———- isimi şahıs tarafından teslim alındığını gösterir nitelikte imzalı sevk irsaliyesinin dosyaya ibraz edildiği, ilgili şahsın davalı nezdinde istihdam edilip edilmediğinin dosya kapsamından tespit edilemediği ,davacı ticari defterlerinde yapılan incelemeye göre —– tarihi itibariyple davalının ———-borçlu olduğunun tespit edildiği, ilgili borcun ödendiğinin ispat yükü üzerinde olan davalının dosya içeriğine herhangi bir ödeme belgesi ibraz etmediği, takip ile istenen yıllık——- oranındaki faiz oranı ile icra inkar tazminatına ait nihai değerlemenin mahkemenin takdirinde olduğu , ek raporda özetle ; —— tarihi itibariyle davalının ———– borçlu göründüğü davalının dosya içeriğine herhangi bir ödeme belgesi ibraz etmediği, davalıdan istenebilir anapara alacağının —– olacağının beyan edildiği görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
————– sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de ———– bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
————– kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla —————– sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan——— alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın verilen kesin süreye rağmen süresi içerisinde ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmamış olduğu görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir. Bu haliyle; davacının faturaya konu malın teslim edildiği/hizmetin yerine getirildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Davacı taraf dava dilekçesinde ticarî defterlere delil olarak dayanmış olup bu ticarî defter kavramı içerisinde BA-BS formları da girmektedir. ————-
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam —— alacaklı olduğu, davalı tarafça alacağa konu faturalara ilişkin bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirim yapılmış olduğu, bu hususun davalıya ait BA form örneklerinde de görüldüğü, dava konusu alacağın dayandığı faturaların davalının vergi kayıtlarında yer alması nedeniyle davacı lehine malların davalıya teslimi/hizmetin yerine getirilmesi hususunun karine olarak sabit olduğu———– bu karinenin aksinin davalı tarafından ispat edilememesi karşısında davalının borca itirazında haksız olduğu, alacağın faturaya dayalı ve likit olması karşısında davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından ——————– icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan ——- üzerinden——- oranında olmak üzere —– icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca başlangıçta alınan 725,87 TL harcın , alınması gereken 2.896,72 TL harçtan düşümü ile geri kalan 2.170,85 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL BH ve 725,87 TL PH ile 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 119,95 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.890,22 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla AAÜT gereği 6.312,71 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde HMK 333. maddesi gereği artan gider avansının yatırana İADESİNE,
6-Arabuluculuk işlemleri sırasında arabulucuya ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/09/2020