Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/757 E. 2021/176 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/757
KARAR NO : 2021/176

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 22/04/2019
KARAR TARİHİ : 24/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin,—- olduğu hissesini devretmek istediği ve bu devre dilekçeleri ekinde sundukları ve alınan —- ortaklar kurulunda rıza gösterdiğini; bunun üzerine müvekkilinin,—– yevmiye numaralı —- ile ortak olarak sahip olduğu bütün hisselerini 495.000.-TL bedelle davalılardan .– devrettiğini, bütün bu işlemlerden sonra : hisse devrinin gerçekleşmesine ve devrin ortaklar kurulunca onaylanmış olmasına rağmen, hisse devrinin davalı——bildirilmesine rağmen birtakım eksik evrak sebebiyle devrin tescili ve ilanının da mümkün olamadığının bildirildiğini, hisse devir sözleşmesinin yapılmasından sonra müvekkilinin bilgisi dışında ortaklar kurulunca bir takım sahte imzalı kararlar alınmış olabileceği duyumlarının da alındığını, müvekkilinin daha sonra hisse——yapmış olduğu başvuruda ise yasal sürenin geçtiği ve re’sen tescilin ancak mahkeme kararı ile gerçekleştirilebileceğinin bilgisini aldığı ve talebi şifahi olarak reddedilerek evrakların iade edildiğini, Türk Ticaret Kanunu’nun — düzenleyen 598.maddesinde hissesini devreden ortağın bağımsız olarak —ilgili olarak —devirden itibaren 30 gün içerisinde tescil için başvurmamış olması dışında ek bir şart öngörülmediğini, — ilanının davalılarca yerine getirilmemesi ve tescil ve ilanın — reddedilmesi, müvekkilinin hisselerinin—- itibariyle yapıldığının tespiti ile devrin tescil ve ilan edilmesini ve bu amaçla——- edilmesinin sağlanması talebiyle huzurdaki davayı açma zaruretlerinin hasıl olduğunu, davacı müvekkilinin davalı —— itibarıyle davalılardan ….—- devredilmiş olduğunun hükmen tespitini, şirket hisse devrinin tescil ve ilan edilmek üzere—- bildirilmesini, mahkeme aksi kanaatte olduğu takdirde, işbu hususların haklı sebeple ortaklıktan çıkma olarak değerlendirilerek TTK.595 madde gereğince davalı firma tarafından hisse devri red edilmediğinden bahisle müvekkilinin davalı şirkette var olan hissesinin– tarihi itibariyle davalı ..– devredildiğinin hükmen tespiti ile bu durumun— tescil ve ilan edilmesinin sağlanmasını, her türlü masraf ve vekalet ücretinin davalılara müştereken ve müteselsilen yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı —-cevap dilekçesinde özetle;—– müvekkili şirketin — toplanarak, ..– hissesinin tamamının diğer davalı ….—- muvafakat edildiği, akabinde davacı,—- ve işbu sözleşme gereğince gerekli bildirimlerin —-tarihinde yapıldığını; ayrıca, davacının dava dilekçesinde devir sözleşmesinin yapılmasının ardından davacının bilgisi dışında —– bir takım sahte imzalı kararlar alınmış olabileceği duyumları aldıklarını belirtmişlerse de, bu durumun kesinlikle doğru olmadığı, yalnızca duyumdan ibaret olduğu belirtmiş de olduğundan, kabulünün kesinlikle mümkün olmadığını, bu hususta hiçbir belge de sunulmadığı veya buna ilişkin hiçbir delil de gösterilmediğini, müvekkili yönünden her türlü sorumluluğun yerine getirildiğini, tescil işleminin yapılamamasında müvekkilinin bir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığından, ayrıca davacının sahte imzalı kararlar alındığı yönünde duyumları olduğu iddialarının da gerçeği yansıtmamakla birlikte, buna ilişkin hiçbir delil de sunulamadığından, işbu davanın müvekkili yönünden reddini talep etmiştir.
Davalı …’a meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş ancak davaya cevap vermemiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava—-hisse devrinin tespitine ilişkindir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 595. maddesinde (1) Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir.
(2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur.
(3) Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir.
(4) Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir.
(5) Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır.
(6) Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya — yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir.
(7) Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır.” denilmektedir. Bu madde hükmüne göre pay devrinin şirket genel kurulunca başvurudan itibaren 3 ay içinde reddedilmemesi halinde pay devrine onay verilmiş sayılmaktadır.
Yine aynı kanunun 598. maddesinde
(1) Esas sermaye paylarının geçişlerinin tescil edilmesi için, —— — başvurulur.
(2) Başvurunun otuz gün içinde yapılmaması hâlinde, ayrılan ortak, adının bu paylarla ilgili olarak silinmesi için — başvurabilir. Bunun üzerine –şirkete, iktisap edenin adının bildirilmesi için süre verir.
(3) Sicil kaydına güvenen iyiniyetli kişinin güveni korunur” denilmektedir.
TTK’nın 595/1. maddesi uyarınca,— devrine dair sözleşmenin yazılı şekilde yapılması ve imzaların noterce onanması geçerlilik şartıdır. Somut olayda bu koşulun gerçekleştiği anlaşılmaktadır.Aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur. Somut olayda, genel kurulun onayı da bulunmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 595. m. uyarınca limited şirketlerinin hisse devri için getirilen şekil şartı geçerlilik koşuludu—
Eski TTK’nun 520. maddesine göre; —pay devrinin geçerli olabilmesi için noterde sözleşme yapılması, ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayesinin en az dörtte üçüne sahip olması ve şirket pay defterine kaydedilmesi gerekmekteydi. Bunlardan birinin gerçekleşmemesi halinde geçerli bir pay devrinden bahsetmenin mümkün olmadığı kabul edilmekteydi—Sayılı ilamı) 6102 sayılı TTK yürürlük başlıklı 1534. Maddesi bu kanunun — tarihinde yürürlüğe gireceğini belirtmiştir.Devir yeni TTK’nın yürürlükte olduğu dönemde yapılmıştır. Dava konusu olayda davacı payını —- tarihinde devir etmiştir. Davalı şirket ortaklar kurulunun da bu devre onay verdiği anlaşılmıştır. Yeni TTK’da esk— ” ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayesinin en az dörtte üçüne sahip olması ve şirket pay defterine kaydedilmesi” şartı aranmamaktadır. Kanun koyucu TTK’nın 595. Maddesinde limited şirket hisse devrine dair sözleşmenin yazılı şekilde yapılması ve imzaların noterce onanması gerektiğini belirtmiş, aynı maddenin 2. Fıkrasında ortaklar genel kurulunun onayı şart olduğunu ve devrin bu onayla geçerli olacağını belirtmiş başkaca şart aramamıştır. Somut olayda davacının davalı—– pay devir sözleşmesi ile ..– devrettiği, 28.11.2014 tarihli şirket genel kurulunun 5 sayılı kararı ile davacının şirketteki hisselerini ….–devretmesine muvafakat edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar şirket genel kurul kararı– hisse devir sözleşmesi tarihinden önce ise de davacının hissesini devretmek istediği kişinin isminin zikredildiği dolayısı ile bu devre şirketçe muvafakat edildiği anlaşılmıştır. Şirket yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı yanca davalı ….– husumet yöneltildiyse de husumetin şirket tüzel kişiliğine yöneltilmesi gerektiği, şirket ortağına iş bu davada husumet yöneltilemeyeceği anlaşılmakla bu davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirilmiş davalı şirket yönünden davanın kabulüne, diğer davalı yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmiş buna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜK ÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafından davalı … aleyhine açılan davanın, davalının pasif husumet ehliyeti bulunmadığından 6100 sayılı kanunun 114/1-d, 115/2. Maddeleri gereği dava şartı yokluğu sebebiyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2- Davacı tarafından——aleyhine açılan DAVANIN KABULÜNE, Davacının ———- ile şirkette bulunan 495.000,00 TL kıymetindeki—- itibarı ile devretmiş olduğunun TESPİTİNE, işbu kararın kesinleşmesine müteakip —ve ilan edilmesine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu harcın peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 14,90 TL harcın davalı ….—- tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacının yargılama gideri talebi olmadığından yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı yanca vekalet ücreti talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekili ile davalılardan—– vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.