Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/752 E. 2020/127 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/752 Esas
KARAR NO : 2020/127

DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Sonlandırılması ve Üyelik Aidatının İadesi
DAVA TARİHİ : 22/04/2019
KARAR TARİHİ : 12/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinin Sonlandırılması ve Üyelik Aidatının İadesi davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı kooperatifle ——tarihi itibarı ite —senet tanzim edip teslim ettiği, davacının İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesi ve İstanbul —- Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde açtığı kambiyo senetlerinin İadelerinden kaynaklanan menfi tespit davası vesilesi ile kooperatif ortaklığından istifa etmek iradesini kooperatife duyurmuş olduğunu, davacının 12.03.2015 tarihinde davalı kooperatife başvurarak imzalayıp davacı kooperatife ibraz ettiği senetlerin iadesini istediği, — tarihinin davacımn istifa iradesinin bildirim tarihi olduğunu, Kooperatif ortaklığı sözleşmesinin iptali, 11.05.2014 tarihli belgede yazılı senedin iadesi, aidatın iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın davalı kooperatife ulaşan istifa ile ilgili tek beyanının —– tarihli olduğunu, bu beyana dayalı olarak davalı kooperatifin —— yönetim kurulu karan ile davacının istifasının kabul edildiğini, 2018 yılma ait genel kurul toplantısının henüz yapılmamış olması sebebiyle — yılına ait bilançonun da henüz ortaya çıkmadığını, davacının bu aşamada dava açma hakkının olmadığını, mahkeme dosyalarına sunulan dilekçelerin istifa iradesinin tebliği anlamında yapılan yorumun hukuken kabule şayan olmadığını, davacının davalı kooperatife ödediği bir bedel, tutar, veya aidat olmadığını, davacının davalı kooperatife verdiği bir senet olmadığını, kooperatif kayıtlarında böyle bir senet olmadığı beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Kooperatif Üyeliğinin Sonlandırılması ve Üyelik Aidatının İadesi ilişkindir.
İstanbul Anadolu —. Asliye Ticaret Mahkemesinin — esas dosyası fiziken getirtilerek incelenmiş, davacı tarafından davalı taraf aleyhine açılan üyelikten çıkmaya yönelik, kooperatif ortaklık sözleşmesinin iptali ve üye kaydı için verdiği senetten dolayı açılan menfi tespit davası olduğu, yapılan yargılama sonucunda mahkemenin—- karar sayılı,— günlü ilamıyla asıl ve birleşen dava yönünden davaların açıldığı tarihe göre, davalı kooperatifin—— yılı genel kurulunu en erken 01/01/2015 tarihinde yapılsa dahi 01/02/2015 tarihinden önce dava açılmasının hukuken mümkün olmadığından dolayı davaların zamanından önce açılması sebebiyle ayrı ayrı reddine karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
——- yılları arasında yapılan genel kurullarına ilişkin toplantı tutanakları ve hazirun cetvellerinin bir örneği gönderilmiş olup incelenmiştir.
—– günlü, 7604 sayılı cevabi yazı ile davalı —-ait en son sicil kaydı gönderilmiş olup incelenmiştir.
Tarafların delilleri toplanmıştır.
Dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi —— tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle; ”…Davacı tarafından dosyaya sunulan —– senedin kooperatif kaşesi üzerine atılan tek imza iie teslim edilmiş olduğunu, ana sözleşmenin borç senetlerinin takibi ile ilgili 72. maddesi metni; «Kooperatifçe, borç taksitleri veya ara ödemeleri karşılığında ortaklardan alınan borç senetleri için, ortaklara, bunların Ödeme tarihi ve tutarlarını gösteren imzalı ve mühürlü bir alındı belgesi verilir.» Bu madde hükmüne göre “Alındı Belgesi” düzenlenmesi gerektiği halde,——- tahsilat makbuzunun ekinde senedin tek imza İle teslim alındığının anlaşıldığını, 140.000.00 TL lik senet arkasının ———- olduğunu, tek imza iie yapılan ciro işleminin de geçerii olmadığını, Kooperatifin temsilî ve ilzamı ile ilgili ana sözleşmenin 46/1. maddesinin metninin « Kooperatif adına düzenlenecek evrakın muteber olması veya kooperatifi ilzamı için, kooperatif unvanı altında temsile yetkili olanlardan ikisinin imzası gereklidir.» alındı belgesi mahiyetinde düzenlendiği anlaşılan — tarihli tahsilat makbuzunun üzerine vurulan kaşenin üzeri tek imza ile imzalanmış olduğunu, aynı tek imza senedin arkasında yapılan ciro işleminde de kullanılmış olduğunu, düzenlenecek evrakın ——- ilzamı için temsile yetkili olanlardan ikisinin imzası gerektiğine göre, alındı belgesi yerine tek imza ile düzenlenen tahsilat makbuzunun ve senet cirosunun ana sözleşmeye göre muteber olmadığını, adı geçen şirkete senet tek imza i!e ciro edildiğine göre, 5 yılı aşkın süre içinde senet bedelinin davacıdan tahsil edilmemiş olması hususunun anlaşılamadığını, bilindiği gibi, senedin vadesinden itibaren üç yıl geçmesi ile zamanaşımına uğradığını, adi senet haline dönüştüğü hususlarının da değerlendirilmesi gerektiğini, davalı taraf vekilinin ise dosyaya sunduğu 31.05.2019 tarihli cevap dilekçesinde «Davacının müvekkil kooperatife verdiği bir senet yoktur » şeklinde bir savunma yapmış olduğunu, ….Davacı …’ın davalı kooperatifin ——- sayılı yönetim kurulu karan île ortaklığa kabul edilmiş olduğunu, davacı istifa dilekçelerinden söz etmekte ise de bu dilekçelerin hangi yetkili tarafından imza karşılığında teslim alındığı hususunun belirsiz bulunduğunu, Kooperatifler Kanununun ortaklıktan çıkmayı kabulden kaçınma ile ilgili 13. maddesi hükmüne göre, ”Yönetim kurulu istifayı kabulden kaçınacak olursa, çıkmak isteyen ortak çıkmak isteğini noter aranlığt ile kooperatife bildirmekte ve bildiri tarihi itibarı ile de çıkma gerçekleşmektedir. Bildirimin noter aracılığı ile kooperatife tebliğ edildiği tarih itibarıyla çıkma gerçekleşmiş olur. Bu tarih aynı zamanda, çıkan ortağın alacak ve haklarının ödenmesine ilişkin süreye (KK,m.l7,f.2) ayrılmadan önce doğmuş olan kooperatif borçlarından dolayı sorumluluk zamanaşımına —— olduğunu, davacı ….——— aracılığı ile yaptığı istifa ile ilgili bildirimin 26.03.2018 tarihî itiban ile davalı kooperatife tebliğ edilmiş olduğunu, davalı kooperatifin yönetim kurulunun da 07.04.2018 tarihli kararıyla istifayı kabul etmiş olduğunu, bu durumda 07.04.2918 tarihi itiban ile davacı …’ın davalı kooperatifin ortaklığından çıkmasının kesinleşmiş olduğunu, ana sözleşmenin 15. maddesine göre, ortağın sermaye ve diğer alacaklarının o yılın bilançosuna göre hesaplanarak , bilanço tarihinden itibaren bir ay içinde verilmesi zorunlu olduğunu, —- tarihi itibarıyla düzenlenen 2018 yılına ait bilanço, 26.05.2019 tarihinde yapılan davalı kooperatifin olağan genel kurul toplantısında kabul edilerek kesinleşmiş olduğunu, ana sözleşmenin 15. maddesine göre ortağın hak ve alacaklarının bilançonun kabul edilerek kesinleştiği tarih olan 26.05.2019 tarihinin bîr ay sonrası olan 26.06.2019 günü akşamına kadar ödenmesi gerektiğini, bu tarihten sonra davacının varsa hak ve alacakları gecikme faizi ile birlikte ödenebileceğini, varsa senetlerinin iade edilebileceğini, davacının bu tarihten önce hakkında doğmuş olan kooperatif borçlarının da tahsil edilebileceğini, davacının alacakları ve borçlarının 26.06,2019 günü itibarı ile muaccel hale gelmiş olacağını, dava tarihinin 22.04.2019 olduğuna göre, davacının hak ve alacaklarının 26.06.2019 tarihi itiban ile muaccel hale geldiğine göre dava tarihi itibarı ile gecikme faizinin hesaplanamayacağını, bu durumda, aidat iadelerinin davacıya ödenmesi gereken gün olan 26.06.2019 tarihinden başlamak üzere yıllık %9 kanuni faiz oranı üzerinden faizin, davalı kooperatif tarafından hesaplanıp, —- tarihli bilançoda yer alan gelir-gider menfi farkının (zarar) davacıya düşen payı çıkarıldıktan sonra ödeme yapılması gerektiğin, varsa senetlerinde aynı gün iade edilmesi gerektiğini” beyan etmiştir.
”…Davacının istifa tarihinin noter aracılığı ile çekilen istifanamesinin tebliğ tarihi olduğu kabul edilerek davalı kooperatifin’temerrüt tarihinin bu tarihe göre belirlenmesi gerekir.” (Yargıtay —– Hukuk Dairesinin—- günlü ilamı).
Yapılan yargılamaya ve alınan hükme yeterli görülen bilirkişi raporuna göre, davacının, davalı kooperatife üye olarak kaydolduğu, kooperatif ile ortaklık sözleşmesi yaptığı, üye kaydı karşılığında——–senet vermiş olduğu, bunun sonucunda davalı kooperatifin——— numarası ile kooperatife üye olduğu ve bu üyeliğe isabet eden ——- arasındaki uyuşmazlık, davacının kooperatif üyeliğinden caymakta haklı olup olmadığı konusunda ve caymakta haklı olmasa dahi bu kez de kooperatif üyeliğinden çıkma şartlarının doğup doğmadığı ve şartlar doğmuş ise verildiği iddia edilen senedin geri verilmesi gerekip gerekmediği ile üyelik aidatının faiziyle birlikte davalıdan tahsilinin hukuken mümkün olup olmadığı hususundadır. Dava dilekçesine göre, davacının üye kaydedilirken kendisinin aldatılmadığı, iradesinin fesata uğramadığı, zira senet bedelinin vade tarihinde hazırladığı ve ödemeye hazır olduğu, bu sebeple akdi ilişkinin doğduğu ve kooperatif üyesi olduğu anda akdi sakatlayacak bir irade bozukluğunun söz konusu olmadığı, kooperatiflerde istifa eden ortağın, kooperatiften çıkma hakkı ———-. maddesi ve davalı kooperatifin ana sözleşmesinin 15. maddesinde düzenlenmiş olduğu, davacı vekili istifa dilekçelerinden söz etmekte ve İstanbul Anadolu—-. Asliye Ticaret Mahkemesinin dava dilekçesinin istifa iradesi olarak kabul edilmesi gerektiği iddia edilmiş ise de istifa dilekçelerinin hangi yetkili tarafından imza karşılığında teslim alındığı hususunun belirsiz olması ve kanun ve ana sözleşme hükümlerine göre dava dilekçesinin istifa iradesi olarak kabule edilmesinin hukuken mümkün olmaması, Kooperatifler Kanununun ortaklıktan çıkmayı kabulden kaçınma ile ilgili 13. maddesi hükmüne göre, ”Yönetim kurulu istifayı kabulden kaçınacak olursa, çıkmak isteyen ortak çıkmak isteğini noter aranlığt ile kooperatife bildirmekte ve bildiri tarihi itibarı ile de çıkmanın gerçekleştiği, bildirimin noter aracılığı ile kooperatife tebliğ edildiği tarih itibarıyla çıkmanın gerçekleşmiş sayılacağı, bu tarihin aynı zamanda, çıkan ortağın alacak ve haklarının ödenmesine ilişkin süreye (KK,m.l7,f.2) ayrılmadan önce doğmuş olan kooperatif borçlarından dolayı sorumluluk zamanaşımına başlangıç olacağı, davacının —– aracılığı ile yaptığı istifa ile ilgili bildirimin 26.03.2018 tarihî itiban ile davalı kooperatife tebliğ edilmiş olduğu, davalı kooperatifin yönetim kurulunun da 07.04.2018 tarihli kararıyla istifayı kabul etmiş olduğu, bu durumda —- tarihi itiban ile davacının davalı kooperatifin ortaklığından çıkmasının kesinleşmiş olacağı, ana sözleşmenin 15. maddesine göre, ortağın sermaye ve diğer alacaklarının o yılın bilançosuna göre hesaplanarak bilanço tarihinden itibaren bir ay içinde verilmesi zorunlu olduğu, 31.12.2018 tarihi itibarıyla düzenlenen 2018 yılına ait bilançonun, 26.05.2019 tarihinde yapılan davalı kooperatifin olağan genel kurul toplantısında kabul edilerek kesinleşmiş olduğu, ana sözleşmenin 15. maddesine göre ortağın hak ve alacaklarının bilançonun kabul edilerek kesinleştiği tarih olan 26.05.2019 tarihinin bîr ay sonrası olan 26.06.2019 günü akşamına kadar ödenmesi gerektiği, bu tarihten sonra davacının varsa hak ve alacakları gecikme faizi ile birlikte ödenebileceği, varsa senetlerinin iade edilebileceği, davacının bu tarihten önce hakkında doğmuş olan kooperatif borçlarının da tahsil edilebileceği, davacının alacakları ve borçlarının 26.06,2019 günü itibarı ile muaccel hale gelmiş olacağı, dava tarihinin 22.04.2019 olduğuna göre, davacının hak ve alacaklarının 26.06.2019 tarihi itiban ile muaccel hale geldiğine göre dava tarihi itibarı ile gecikme faizinin hesaplanamayacağı, bu sebeplerle davacının hak ve alacaklarının bilançonun kabul edilerek kesinleştiği tarih olan 26.05.2019 tarihinin bîr ay sonrası olan 26.06.2019 günü akşamına kadar ödenmesi gerektiğinden bu tarihten önce açılan davanın dinlenmesinin hukuken mümkün olmaması, bu sebeple davanın, zamanından önce açılmış olması sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu —- İadesi davasının REDDİNE
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL maktu harcın peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 10,00 TL harcın davacıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan—– göre, 3.400 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
6- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı asil ve davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.