Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/75 E. 2022/294 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/75 Esas
KARAR NO: 2022/294
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/12/2018
KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin taşeron sıfatıyla ve davalı şirketin yüklenici sıfatıyla —-sözleşme imzaladıklarını, bu yazılı sözleşmenin imzalanmasından önceki aşamada, yazılı hale getirileceğine güven duyularak müvekkili şirket tarafından davalı şirkete dosya konusu iş kapsamında birtakım hizmetlerde bulunulduğunu, müvekkili şirketin yapılacak işler listesinde belirtilen maddelerden işlerini bitirip tamamladığını,—– ayında çalışmalara başlayan müvekkilinin, çalışmalar akabinde gelişen, davalı şirketin sözleşmeye aykırı tutumları sebebiyle —- ayı başında işi bırakarak çalışma alanından ayrılmak zorunda kaldığını, müvekkilinin bugüne kadar davalı şirketten hiç bir ödeme almadığını, müvekkili şirketin sahada çalışmaya başladığı tarihte—–diğer birçok ileri gelenlerinin hazır bulunduklarını, davalı şirketin sözleşmede de belirtildiği gibi —— bir asıl olarak imzaladığını, aslının davalıda kaldığını, müvekkili şirkete ise fotokopisinin verildiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile şimdilik —-davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, davalı şirketin yeterli taşınır ve taşınmaz ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına işbu dava kesinleşinceye kadar, tazminat alacağının teminat altına alınmak maksadıyla ihtiyati tedbir konulmasına, masraf ve vekalet ücretini davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte olduğunu, dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna başvurulmadığını, davanın bu nedenle reddinin gerektiğini, —- ayında müvekkili şirketle sözleşme akdedildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacı şirketin sahada çalışmalara başlandığı iddia ettiği tarihin— olduğu, sözleşmenin iddia edildiği tarihin —– olduğunu, bu denli büyük proje için hiçbir yazılı sözleşme olmadan sözde sözleşme tarihinden —– öncesine tekabül eden tarihte, salt güven duyularak işe başlandığı iddiası ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin –kurulacak ———- yapım işi ile ilgili olarak—- çalışması yaptığını ancak sahanın elverişsizliği nedeniyle işe başlamadığını, müvekkili şirketin dava konusu uyuşmazlıkta taraf sıfatına haiz olmadığını bu nedenle davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, açıklanan nedenlerle davanın reddini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
—- tarihli ara karar ile dosyanın bir inşaat mühendisi bilirkişisi ve bir nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —– tarihli bilirkişi ön raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi ön raporunda özetle; “yukarıda tanıtılan uyuşmazlık konusu kapsamında istenen incelemenin yapılabilmesi için, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin atıf yaptığı teknik şartname ve projenin dosyaya kazandırılması; yine davalının asıl işverenden üstlendiği işe ilişkin sözleşme örneğinin dosyaya kazındırılması; varsa tespit raporunun ibrazından sonra asıl raporun tanziminin daha sağlıklı olacağı kanısına varıldığı” şeklinde tespitte bulunulduğu görülmüştür.
—— yazılan talimatla alınan tanık—- beyanında ; ” Ben —yılından beri — olarak görev yapmaktayım, ben —- duymadım, ben sadece —— çalışan ve bu işlerle ilgilenen —-olması nedeniyle tanırdım, söz konusu ——- santralinin ben hatırladığım kadarıyla —– başlarında çalışmaların başlandığını hatırlıyorum, öncesinde bu alanın etrafı ağaçlık olan çöplük alanı olduğunu biliyorum, sonrasında bu yerde hangi şirketlerin çalıştığını bilmiyorum, iş sahasında öncelikle iş makinelerinin çalıştığını ve alanı temizleyip düzlediğini biliyorum, sonraki birkaç yıl içerisinde —— panellerinin dikilerek şu an aktif olarak çalıştığını biliyorum, ancak o yerle ilgili bir ilgim ve sorumluluğum olmadığından işlerin ayrıntısına ilişkin bir bilgim yoktur, bildiklerim bunlardan ibarettir, tanıklık ücreti talebim yoktur, ” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
—-yazılan talimatla alınan tanık — beyanında ; —- olarak görev yapmakta idim, biz —- ait taşınmazda—— anlaşarak—-yaptırmak hususunda sözleşme yaptık, —olarak hatırlamadığım bir tarihte belirttiğim taşınmazda —-ihale şartnamesine göre çalışmalar başlamıştır, ben çalışmaların hangi firmalar arasında yapıldığı hususunda bilgi sahibi değilim,—- bilgim yoktur, ben yalnızca —– şirketi bilirim, muhatabım bu şirket idi, ben belirttiğim alanda——– yapıldığını, ardından —– geçen süreçte panel döşeme işlemlerinin tamamlanması ile santralin devreye alındığını ve şu anda aktif olarak çalışmakta olduğunu biliyorum, benim bildiğim kadarıyla işlemler ve belediyemizin yaptığı ihale usulüne uygun olarak yapılmıştır, benim olaya ilişkin başkaca bir bilgim yoktur,” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
—–yazılan talimatla alınan tanık —- beyanında ” Ben —- yıllarında işçi olarak çalışıyordum, —- çalışıyorduk, ben ilgili ———– yılları arasında —- çalıştım, biz bu süreçte çöplük olan arazinin çöplerini temizledik, bekçilik yaptık, — olarak buraya geldiğimizde bu yerde —- temizlenmesi işlemini yapıyordu, onun haricinde ben—-arasındaki ilişkiyi bilmiyorum,—- hiç duymadım, ben ——- bıraktığım için orada hangi şirketlerin çalıştığını bilmesem de taşeron firmaların çalıştığını biliyorum ve orada halihazırda ———– santralinin çalışmalarının bittiğini ve işler halde olduğunu biliyorum, benim olaya ilişkin bilgim ve görgüm bunlardan ibarettir, tanıklık ücreti talebim yoktur ” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
—- yazılan talimatla alınan tanık —- beyanında “Ben —–tarihleri arasında görev yaptım, ben ne davacı şirketi ne de davalı şirketi bilirim, aralarındaki ticari ilişki hakkında bir bilgim yoktur, sadece—— gün — — tanıdım, kendisi ———–yaptığını söyledi, hatta işlerinin —– sürdüğünü söyledi, yine konuşma sırasında bana camilere ve —— takabileceklerini teklif etti, ancak ben bütçemiz olmaması sebebiyle talebi reddetmiştim, bunun haricinde kendisi ile herhangi bir ticari anlamda ilişkim olmamıştır, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu hakkında da bilgim ve görgüm yoktur tanıklık ücreti istemiyorum” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
—- yazılan talimatla alınan tanık ——- benim çalışmış olduğum ofisi kullanıyordu , tanışıklığımız oradandır, davacı şirket ile davalı şirket arasında —– ilişkin bir sözleşme yapıldı, bu —-kurumunda davacı şirket davalı şirket ile birlikte çalıştı, pek çok işlemleri —- yaptığına şahidim, taraflar arasında sözleşmenin içeriği ve şartları konusunda bilgi sahibi değilim, —— görüşmelere gittiğini biliyorum, hatta ——- kurulacağı yer konusunda da bazı görüşmeler yaptığını da bana iletmişti, bu sistemin kuruluşu esnasında da gerekli kontrolleri de yaptığını biliyorum, bunun dışında başkaca bir faaliyeti olup olmadığı konusunda bilgi sahibi değilim, bilgi ve görgüm bu kadardır ” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen ——– kurulumu işini konu alan eser sözleşmesine aykırılıktan kaynaklanan tazminat istemine yöneliktir.
Kural olarak, eser sözleşmesi —— bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK’nın 200. maddesine göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri —– geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle —— aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler, ikrar veya yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tüm bu delillerle de sözleşme ilişkisi ispatlanmış değilse HMK’nın 200. maddesindeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati halinde tanık dinlenebilir. Açık muvafakat olmazsa tanıkla sözleşme ilişkisi ispatlanamaz. Bunun da istisnası olan HMK’nın 202. maddesine göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hallerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir.
Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; dava sözleşme ilişkisine dayalı olarak açılmış olup, yazılı olarak sözleşme yapıldığı kanıtlanmamıştır. Davacı tarafça dosyaya fotokopisi sunulan taşeron sözleşmesi , mail yazışmaları Mahkememizce yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilmiş olup davacı tanıklarının beyanlarının alınması için bulundukları yer mahal mahkemelerine talimat yazılmış , talimat mahkemeleri aracılığıyla dinlenen davacı tanıklarının beyanları ile de davacı tarafından davalı ile aralarında olduğu iddia edilen sözleşmesel ilişki doğrulanmamıştır. Mahkememizce —–yazılan müzekkereye cevaben düzenlenen —– tarihli yazı cevabında da davacı şirket ve davalı şirket arasında herhangi bir sözleşme kaydına rastlanılmadığının ,——- firmalarla iş ilişkisi olmadığının belirtildiği görülmektedir. Bu husus da davacının davalı ile aralarında olduğunu iddia ettiği sözleşme ilişkisini doğrulamamaktadır. Tüm bu hususlar çerçevesinde davacı tarafça iddia olunan sözleşme ilişkisinin ispatlandığı kabul edilemez. Mahkememizce söz konusu hususlar nazara alınarak kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Peşin alınan 170,78 TL harçtan, alınması gerekli 80,70 TL harcın düşümü ile geri kalan 90,08‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/04/2022