Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/721 E. 2021/649 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/721 Esas
KARAR NO : 2021/649
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2019
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin davalıya duvar örme hizmeti verdiğini, işe karşılık davalının ileri tarihli çek teklif ettiğini ancak çekin kabul edilmediğini, —-tutarlı borcun ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını fakat takibe itiraz edildiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle;Davacının düzenlediği faturanın kabul edilmediğini, zira üstlenilen edimin yerine getirilmediğini ileri sürerek davanın reddini ve davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
Mahkememizce imza incelemesi için dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. —- tarihli bilirkişi raporu özetle, Davacı ticari defterleri talimat bilirkişi raporu ile incelendiği, ticari defterlere ait noter açılış kapanış tasdiklerinin süresinde ve usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği, ilgili raporda davacı yevmiye defterinde yer alan kayıtların —maddelerinde yer verilen esaslara uygun olarak tutulup tutulmadığı yönünde herhangi bir tespite yer verilmediği, talimat bilirkişi raporunda — tarihi itibariyle davacı nezdinde davalının borç alacağının bulunmadığı, — tutarlı fatura bedelinin— nakden tahsil edildiği tespitine yer verildiği, gerçekte var olmayan bir tahsilatın ticari defterlere intikal ettirilmesinden dolayı davacıya ait ticari defterlerin — Maddelerinde yer verilen usul ve esaslara uygun olarak tutulmadığının anlaşıldığı, bu minvalde davacı ticari defterlerinin delil niteliğine haiz olup olmadığı yönündeki nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, davalının belirtilen gün ve saatte mahkeme salonunda defterlerini hazır bulundurmadığı ve ayrıca yerinde inceleme talep etmediği, davacı tarafından düzenlenen huzurdaki davaya konu — tutarlı faturanın davalıya ait —- beyannamesinde beyan edilmediği, dolayısıyla ilgili faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı bulunmadığının anlaşıldığı, davalı adına düzenlenen fatura açıklamasının eser sözleşmesine konu olduğu; eser sözleşmelerinde, işin yapılıp teslim edildiğinin ispat yükünün davacı yüklenicide olduğu; davacının bu yönde dosyaya herhangi bir delil ibraz etmediği, düzenlenen faturanın teslim alan kısmında herhangi bir isim imza bilgisinin yer almadığı, faturanın davalıya teslim edildiğini gösterir nitelikte herhangi bir belgenin ibraz edilmediği, işbu raporda yer verilen tüm tespit ve değerlendirmeler neticesinde takip ile istenen —-tutarlı faturanın davacıya ödenip ödenmeyeceği noktasındaki nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, takip ile birikmiş faiz talebinde bulunulmadığı sonuç ve kanaatine varmıştır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
—– uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır’—– maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Dava, takibe konu —- fatura tutarının tahsiline ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında faturaya konu — alacak hakkında yetkisizlik sonrası —- icra dosyası üzerinden davacı şirketin davalı aleyhine takip başlattığı görülmüştür.
Taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifeti ile incelenmesi neticesinde oluşturulan — tarihli bilirkişi raporunda; ” Davacı tarafından düzenlenen huzurdaki davaya konu —tutarlı faturanın davalıya ait —- beyan edilmediği,–faturanın teslim alan kısmında herhangi bir isim imza bilgisinin yer almadı, faturanın davalıya teslim edildiğini gösterir nitelikte herhangi bir belgenin biraz edilmediği,—yönünde inceleme ve tespitlerde bulunduğu anlaşılmıştır. Sonuç olarak, davalının ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği gibi davacı şirketin tek başına davalı adına fatura düzenlemiş olması yeterli olmayıp söz konusu faturanın karşı tarafa tebliğ gerekmekterdir. Somut olayımızda yapılan inceleme neticesinde davacının davalı adına düzenlediği takibe konu faturayı tebliğ ettiğine dair bir bilgi ve belgeyi mahkememize sunmadığı, dava dilekçesi ekinde fotokopisi bulunan çekin dava konusu fatura ile alakasının tespit edilemediği, davacının iddialarından da anlaşılacağı üzeri mezkur çekin davacı tarafça teslim alınmadığı, icra takibine konu yapılmadığı, bu haliyle çekin fotokopisinin dosyaya sunulmasının ispat bakımından hüküm ifade etmediği, sonuç olarak davacının talep ettiği —— miktar kadar davalıdan faturadan kaynaklı alacağının olduğunu ispatlayamadığı, davalı adına düzenlenen davaya konu faturanın davalıya teslim edildiği hususunun da ispatlanamadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacı taraf alacak iddiasının kanıtlayamadığı sabit ise de davanın kötüniyetle açıldığının da sabit olmaması nedeniyle davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddi gerektiği anlaşılmakla koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.—-
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacın alacağına ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davalı tarafından talep edilen kötü niyet tazimatının yasal şartları oluşmadığından talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 384,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 325,6‬0 TL harcın davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.ye göre tespit edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
7-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde——- Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/09/202