Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/699 E. 2020/39 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/699 Esas
KARAR NO : 2020/39

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/04/2019
KARAR TARİHİ : 28/01/2020

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelenmesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı —- vekili —— harç tarihli dava dilekçesinde özetle: Davalı … ile müvekili banka arasında — Sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme gereği davalıya çek kredilerinin kullandırıldığını, davalının borçlarını süresinde ödemememesi üzerine Üsküdar —-Noterliğinin —-tarihli hesap kat ihtarnamesinin keşide edildiğini, İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı dosyası üzerinden girişilen takibe itiraz üzerine takibin durduğunu, açıkladıkları nedenlerle borçlunun yapmış olduğu haksız itirazın ipteli ile takibin devamını, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Davaya cevap dilekçesi verilmemiştir.
Davalının (Borçlunun) İcra takibine karşı verilen itiraz dilekçesinde özetle; alacaklı görünen tarafa müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili aleyhine başlatılan asılsız ve haksız icra takibine, asıl alacağa, faize ve icra takibindeki tüm ferilere itiraz ettiklerini, takibin durudulması talebinde bulundukları görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava davacı bankanın başlatmış olduğu takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir
İcra dosyası fiziken celp edilmiş,içerisinde ödeme emrine itiraz dilekçesi bulunmadığından icra müdürlüğüne müzekkere yazılarak uyaptan gönderilmesi talep edilmiştir.Gelen müzekkere cevabında davalı vekilinin 14/12/2018 tarihinde ödeme emrine itiraz dilekçesi sunduğu,ödeme emrinin 08/12/2018 tarihinde borçluya tebliğ edildiği,itirazın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
07/01/2020 tarihli ara karar ile dosyanın seçilecek bir bankacı bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 29/07/2019 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Hükme elverişli bilirkişi raporunda banka kayıtları da incelenerek taraflar arasında yer alan ilişki çerçevesinde borç miktarı hesaplanmıştır.Taraflar arasında akdi ilişkinin 13/09/2017 tarihinde imzalanan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinden doğduğu anlaşılmıştır.Takip talebinde belirtilen çekler açısından bankanın yasal ödeme tutarını ödediği ve ödemiş olduğu bedel nedeniyle ,ödeme tarihinden takip tarihine temerrüd faizi yürütülmek suretiyle alacağı talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
İcra-İnkar tazminatı İİK 67/2 maddesinde “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.Buna göre icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için :1) Geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması gerekir,2) Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalıdır 3)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalıdır 4) İcra inkar tazminatı talep edilmiş olmalıdır 5)Borçlunun icra dairesine yapmış olduğu itirazında haksız olması gerekir 6)Alacak likit olmalıdır.
Alacağın likit olması konusunu Yargıtay Genel Kurulu ,——–. Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır.Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek,alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.Davanın bankanın ödemiş olduğu çek yasal sorumluluk bedellerinin tahsiline ilişkin olduğu,davacı tarafça talep edilen miktarın davalı tarafça bilinebilir ve alacağın likit olduğu gözetilerek icra-inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ve hükme elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda aşağıda yer alan şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğünün—– Sayılı l dosyasına yapılan itirazın 8.000 TL asıl alacak + 400 TL işlemiş faiz + 20 TL BSMV olmak üzere 8.420,00 TL üzerinden iptali ile takibin kabul edilen miktar olan 8.420,00 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebinin reddine,
Çek No
—–. Çek. Sor. Bed.
İşlemiş Faiz
%5 BSMV
————
1.600,00 TL
80,00 TL
4,00TL
————
1.600,00 TL
80,00 TL
4,00TL
——————-
1.600,00 TL
80,00 TL
4,00TL
———————-
1.600,00 TL
80,00 TL
4,00TL
————————–
1.600,00 TL
80,00 TL
4,00TL
TOPLAM
8.000,00 TL
400,00TL
20,00TL
2-Asıl alacak miktarı olan 8.000 TL üzerinden % 72 oranında temerrüt faizi işletilmesine ve işletilecek faiz üzerinden % 5 BSMV işletilmesine,
3-Asıl alacak miktarı olan 8.000 TL üzerinden hesaplanacak % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesmine,
4-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen —— lik kısım yönünden alınması gereken 575,17 TL harçtan peşin alınan 154,26 TL harcın mahsubu ile bakiye 420,91 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
5- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 154,26 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ——- göre alınması gereken 3.400,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 123,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.123,20 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.046,98 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.