Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/692 E. 2020/757 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/692 Esas
KARAR NO: 2020/757
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2019
KARAR TARİHİ: 05/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalı ile satın alacakları malların tümü için avans çeki verdiklerini, tüm taleplerine rağmen taahhütleri olan malları teslim etmeyerek edimlerini ifa etmediklerini, hükümsüz sebepsiz kalan çekleri de iade etmediklerini, davalının taahhüdünü ihlal ettiğini, sözleşmeye uymadığını, hiçbir mal alındığına dair ortada hiçbir geçerli evrak bulunmadığını, davalı çeklerini haksız ve yersiz olarak iadeden imtina ettiğini, davalılara çekler karşılığında hiçbir borçlarının bulunmadığını, bu nedenle menfi tespit yolu ile tespiti ve hükümsüzlüklerinden tüm neticeleri ile iptallerine dava nihayetine değin tehir-i icraya ve çeklerin icraya konulması için ihtiyati tedbire dava harç, masraflar ve ücret-i vekaletin haksız davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın çeklerin yetkili ve iyiniyetli hamili olduğunu, kambiyo ilişkisindeki mücerretlik ilkesi uyarınca davacı taraf ile diğer davalı lehtar firma arasındaki ihtilafların müvekkili bankaya karşı ileri sürülmesinin mümkün olmayacağını, bu nedenle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddi ile kötü niyetli davacı taraf aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı —- iki adet çek verildiğini çeklerin karşılığı olan işi davalı —– şirketinin yerine getirmediğini, bu nedenle davalılara böyle bir borcunun bulunmadığını, sonuç olarak davacının iki adet çekten kaynaklı davalılara borçlu olmadığının tespiti talep ve dava edilmiştir.
Davalı banka vekili, dava konusu çeklerin diğer davalı —– müvekkili banka nezdinde kullandığı kredinin teminatı olmak üzere alındığını, müvekkilinin iyiniyetli 3. şahıs konumunda olduğunu, çekin ödeme aracı olup sebepten mücerret olduğunu, davacının iddialarını yazılı delille ispatlaması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep edilmiştir.
Davalı —-şirketinin vekili davaya cevap dilekçesinde davayı kabul ettiklerini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Satıcı—-arasında düzenlenen —- başlıklı belgeden satıcının üzerine düşen edimi yerine getirmemesinden kaynaklı 7 adet çekin bedelsiz hale geldiği imza altına alındığı görülmüştür.
Dosyanın incelenmesinde dava dilekçesin her ne kadar davalılardan —–şirketinden bahsedilir iken — olarak nitelendirilmiş ise de davacı vekilinin —— kastettiği, tüm tebligatların—- şirketine tebliğ edildiği, cevap dilekçesinin aynı şirket vekili tarafından verildiği bu haliyle maddi hataya dayalı isim yanlışlığına maddi sonuç yüklenmemiştir.
Sonuç olarak, davacı ile davalı şirket arasında düzenlenen — tarihli “Protokol” başlıklı belge ve davalı şirket vekilinin— tarihli cevap dilekçesi bir arada değerlendirildiğinde davacının davalı —- karşı açmış olduğu davaya yönelik davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Ancak diğer davalı —- tarihli cevap dilekçesinden davaya konu çeklerin davalı bankaya ciro yoluyla geçtiğinin kabul edildiği, davacı tarafından aksinin ileri sürülmediği anlaşılmıştır.
Benzer konuya ilişkin —– karar sayılı ilamında; “Uyuşmazlık dava konusu çekin rehin cirosu ile temlik edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. 6102 sayılı TTK’nun 689. (6762 sayılı TTK md. 601) maddesine göre cironun rehin cirosu olabilmesi için senet üzerinde “bedeli teminattır” “bedeli rehindir” ibaresini veya rehnetmeyi belirten diğer bir kaydı taşıması gerekmektedir. Dava konusu çek üzerinde böyle bir kayıt bulunmadığına göre davalıya yapılan cironun temlik cirosu olduğunun kabulü gerekir. Nitekim davalının —–tarihli cevap yazısında da dava konusu çekin teminat olarak değil, kredi borcundan mahsup edilmek maksadı ile temlik alındığı açıkça belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece, dava konusu çekteki cironun temlik cirosu olduğu kabul edilerek 6102 sayılı TTK’nun 687 (6762 sayılı TTK md. 599) maddesi uyarınca keşideci ile lehtar arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi def’ilerin ciro yolu ile hamil olan davalı bankaya karşı ileri sürülebilmesinin çekin iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olma şartına bağlı olduğu gözetilerek deliller bu çerçevede değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” şeklindeki açıklamalarının ışığı altında davacının davaya konu çeklerin davalı bankaya rehin cirosu ile temlik edildiğine yönelik bir iddiasının bulunmadığı gibi söz konusu çeklerin rehin cirosu ile temlik edildiğine yönelik dosyaya kazandırılmış her hangi bir delil de bulunmamaktadır. Bu durumda mahkememizce, dava konusu çekteki cironun temlik cirosu olduğu kabul edilerek 6102 sayılı TTK’nun 687 (6762 sayılı TTK md. 599) maddesi uyarınca keşideci ile lehtar arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi def’ilerin ciro yolu ile hamil olan davalı bankaya karşı ileri sürülebilmesinin çekin iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olma şartına bağlı olduğu gözetilerek deliller bu çerçevede değerlendirilmiş olup davacının bu yönde her hangi bir iddiası olmadığı gibi buna yönelik her hangi bir delilde dosyaya kazandırılmamıştır. Bu cümleden olmak üzere davalı bankanın çeklerin iktisabında bile bile borçlu davacının zararına hareket etmiş olma durumunun davacı tarafça iddia ve ispat edilmemesi karşısında 6102 sayılı TTK’nun 687 (6762 sayılı TTK md. 599) maddesi uyarınca keşideci ile lehtar arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi def’ilerin ciro yolu ile hamil olan davalı bankaya karşı ileri sürülemeyeceği değerlendirmeleri ile davacının davalı bankaya karşı davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalı —- karşı açmış olduğu davasının REDDİNE,
2-a)Davacının davalı —- karşı açmış olduğu davanın KABULÜ ile davacı — davalı —-“Keşideci —- çek seri nolu, — tarihli, — bedelli” çekten dolayı BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
b)Davacının davalı — karşı açmış olduğu davanın KABULÜ ile davacı— davalı—-Keşideci — çek seri nolu, — tarihli, — çekten dolayı BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
3-Keşideci — çek seri nolu, — tarihli,— bedelli çekin iptal talebinin Reddine,
4-Keşideci — çek seri nolu, — tarihli, — bedelli çekin iptal talebinin Reddine,
5-Alınması gereken 13.662‬ TL harçtan dava açılırken peşin alınan 3.415,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 10.246,5‬ TL harcın davacıya İADESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davalı —- kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.ye göre tespit edilen 22.450,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.ye göre tespit edilen 22.450,00 TL vekalet ücretinin —— alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde—–Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/11/2020