Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/689 E. 2020/42 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/689 Esas
KARAR NO : 2020/42

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/03/2019
KARAR TARİHİ : 28/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili 28/03/2019 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile müvekkili şirket arasında ticari ilişki olduğunu, davalı yana takip öncesi İhtarname keşide edilerek borcunun ödenmesinin talep edildiğini (tebliğ tarihi:—– ancak davalının ihtarnamede belirtilen talepleri yerine getirmediği bu sebeple fatura-cari hesap boçlarından dolayı davalı şirket aleyhine Ankara—. İcra Müdürlüğü’nün—-Esas sayılı dosyasında ilamsız genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu şirketin yetkiye ve borca itiraz ettiğini, yetki itirazının kabul edilerek icra dosyasının İstanbul Anadolu –. İcra Müdürlüğü —. sayısını aldığını (İcra dosyası takip talebi ile ——- bakiye asıl alacak ile 13,51 TL işlenmiş faizinin, bakiye asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %Î9,50 oranında ve değişecek oranlarda — faizi, icra giderleri ve icra vekalet ücreti ile birlikte tahsili talep edilmiştir.) Davalı/borçlu şirketin İstanbul Anadolu –. İcra Müdürlüğü —- Esas sayılı dosyasında da borca itiraz ettiği ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, arabuluculuk başvurusunun yapıldığını ancak arabuluculuk süreci neticesinde anlaşma sağlanmadığını, davalı şirketin icra dosyasına vaki tüm itirazlarının tamamen haksız ve hukuka aykırı olduğunu, borcunu ödememekte direndiğini, yan dilekçemiz ekinde sunulan fatura asıllarından da anlaşılacağı üzere toplam da — borç bakiyesine istinaden 20.000 TL ödeme yapmış olup bakiye 25.293,55 TL borcunu ödememiş olduğunu belirterek, davalı/borçlunun haksız, hukuka aykırı ve kötüniyetli olarak itiraz ettiklerinden ve izah edilen nedenlerden dolayı davalının haksız ve hukuka aykırı itirazlarının iptali ile takibin devamına ve ihtiyati haciz talepli olarak, icra dosyasının takip talebinde belirtildiği 25.293,55 TL bakiye asıl alacak ile 13,51 TL işlenmiş faizinin, bakiye asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %19,50 oranında ve değişecek oranlarda reeskont-avans faizi, icra giderleri ve icra vekalet ücreti ile birlikte davalı/borçludan tahsilini, davalı aleyhine % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatının, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket davacı tarafla arasındaki ticari iişkiye ilişkin düzenlenerek tebliğ edilen fatura bedellerinin tamamını davacı şirkete ödediğini ve davacı tarafa hiçbir borcunun bulunmadığından davanın reddini talep etiklerini, İcra İflas Kanunu’nun 67. Madde 2. fıkrası uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için alacağın likit ve belli olması gerektiğinden, davacı şirketin icra inkar tazminatı talebinin müvekkili şirketin itirazı haklı olduğundan ve davacı şirketin iddia ettiği alacağı likit olmayıp yargılamayı gerektiğinden haklı olmayıp reddini talep ettiklerini, davacının, müvekkili şirket aleyhine icra takibine girişmesi sebebiyle, davacı aleyhine %20 oranından aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan alınmasını talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir
25/09/2019 tarihli ara karar ile dosyanın seçilecen bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 02/10/2019 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi tarafından her iki tarafın da ticari defterleri incelenmiş ve kayıtların birbiriyle uyumlu olduğu her iki tarafın ticari defterlerinde de 25.293,55 TL alacak-borç bakiyesi bulunduğu tespit edilmiştir.
Ticari defter kayıtları ve diğer belgelerde de görüldüğü üzere taraflar arasında ticari bir ilişkinin olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı … ile Davalı ——- ticari defterleri ve dayandığı belgeler ile yardımcı defterlerin birbirini tamamlaması ve teyid etmesi, usulüne uygun tutulmuş olması nedeni ile HMK 222. madde gereğince delil niteliğinde olduğu kanısına varılmıştır.
İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün — tarihinde, davalı şirket aleyhine 25.293,55 TL, asıl alacak ile yıllık %19,50 ve değişen oranlarda faiz ve TBK 100. maddesi dikkate alınarak tahsili talebinde bulunduğu bu tutarın cari hasaptan kaynaklanmış olduğu davacı … ile Davalı— defter kayıtlarında mevcut olduğu görülmüş ve takibe konu edildiği anlaşılmıştır.
Davalı —- kayıtlarında; —hesapta takip edilen … muavin hesabında, —olarak davaya konu edilen 25.293,55 TL. alacak bakiyesi verdiği görülmüştür.
İcra-İnkar tazminatı İİK 67/2 maddesinde “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.Buna göre icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için :1) Geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması gerekir,2) Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalıdır 3)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalıdır 4) İcra inkar tazminatı talep edilmiş olmalıdır 5)Borçlunun icra dairesine yapmış olduğu itirazında haksız olması gerekir 6)Alacak likit olmalıdır.
Alacağın likit olması konusunu Yargıtay Genel Kurulu ,—————–. Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır.Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek,alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. Yargıtay —. Hukuk Dairesi’nin —. Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle yüzde 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Tarafların tacir olduğu görülmekle takipte talep edilen faizin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre ; bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte bilimsel ve yeterli teknik nitelikte olduğu görülmüş, davanın kabulü ile; İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline,asıl alacak miktarı üzerinden —-icra inkar tazminatının hesaplanarak davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile İstanbul Anadolu—–.İcra Müdürlüğünün —- Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline,
2-Asıl alacak miktarı olan 25.293,55 TL üzerinden hesaplanacak % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.727,80 TL harçtan, peşin yatırılan 264,55 TL harcın düşümü ile geri kalan 1.463,25 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 264,55 TL peşin harç , 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 128,25 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.892,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan ——– 13/2.maddesi uyarınca 3.794,03 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, açıkça okunup usulen anlatıldı.