Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/688 E. 2020/43 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/688 Esas
KARAR NO : 2020/43

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/03/2019
KARAR TARİHİ : 28/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili — harç tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının —- yapılması planlanan inşaat işleri için davalı şirketten fiyat teklifi aldığı, inşaat işlerinde —– sistemlerinin ve buna bağlı olarak sürme —- sistemlerinin yapılmasının yer aldığını, davacının davalının fiyat teklifini kabul ederek çek ile ödeme yaptığını, fakat daha sonra ——— ile yapılan görüşmeler neticesinde bu sistemin yapılmasından vazgeçildiğini, bu iş hiçbir zaman yapılmamış olmasına rağmen — tutarındaki ödemenin yapılmış olduğu ve davalının yapmadığı bir hizmete karşılık para alarak sebepsiz zenginleştiğini, bedelin iadesi için davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafça haksız itiraz edildiğini, alacak ticari alacaktan kaynaklandığı için alacağa avans faizi uygulanarak tahsili gerektiği belirtilerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVEP : Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; tarafların söz konusu işin yapımı hususunda 18.09.2017 tarihinde davacının gönderdiği KDV dahil — fiyat teklifi üzerinden anlaştığını, davacının ayrıca wintente yapılmasını da talep etmesi üzerine fiyat teklifinin KDV dahil — olarak revize edildiği ve anlaşma sağlandığını, —– sıra no.lu ———– tarihli faturaya istinaden 4 adet çek ödemesi yapıldığını, —– sistemi hariç anlaşmaya konu tüm işlerin imalatının eksiksiz yapıldığı ve tam vaktinde montaj ve kurulumunun gerçekleştiğini,—– imalatının da eksiksiz şekilde gerçekleştirildiği ancak davacı talebi üzerine —–, özel sipariş ile yaptırılan bu ürünlerin alımından uzun bir süre sonra montaj izni alınamadığı bildirilerek vazgeçildiğini, montaja hazır şekilde üretilip de muhafaza edilen bu ürünlerin siparişinin iptal edilerek bedelinin iadesinin kabul edilemeyeceğini, bu ürünlerin başka siparişlerde kullanılmasının mümkün olmadığını, bekleme süresinde deforme olan ürünlerin davalının deposunda büyük yer kaplaması nedeniyle —- tarihinde hurdaya verildiği ve karşılığında 6.570,00-TL bedel alınabildiğini, davalının bu ürünlerin imalatını yapabilmek için personel çalıştırdığını, hammadde alımı yaptığını, başka siparişleri iptal etmek durumunda kaldığını, makine çalıştırdığı dikkate alındığında sebepsiz zenginleştiğinden bahsedilemeyeceğini, ödenen sözleşme bedelinin ürünleri uzun süre deposunda bekleten davalının zararını dahi tam karşılamadığını, Belediyeden gerekli izni almadan sipariş veren davacının basiretli tacir gibi hareket etmediği ve kusurlu olduğunu, davacı tarafından ödenen ücretin davalı tarafından yapılan masraflar, ek işlere ilişkin ücretler, tazminat ve mahrum kalınan kâr hesaplandığında eksik dahi olduğunu, davalının alacaklı konumda olduğunu, ifa imkansızlığının ortaya çıkmasında iş sahihi kusurluysa TBK m.485 uyarınca yüklenicinin ayrıca tazminat isteme hakkı bulunduğunu, sözleşmenin tamamlanmasının davacının kusurluyla engellendiği ortada olduğundan ve sözleşmenin davacı tarafça feshi haklı olmadığından davacının iade talep ettiği bedelin yüklenici olan davalının zararının tazmini yerine sayılması gerektiğini, ayrıca yapılacak hesaplamaya sözleşmede bulunmamasına rağmen davalı tarafından gerçekleştirilen ikinci montaja ilişkin ek ücretin de dahil edilmesi gerektiği belirterek davanın reddi savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir
Taraflar arasında—— sitemlerinin yapılmasına ilişkin eser sözleşmesi akdedildiği hususu çekişmesizdir.Davacı taraf vemiş olduğu dava dilekçesi ile eser sözleşmesi ile belirtilen işin yapımından —— ile yapılan harici görüşmeler neticesinde vazgeçildiğini dile getirmiş ve bu nedenle davalıya ödediği bedelin iadesini talep etmiştir.Uyuşmazlık,davacı tarafın sözleşmeden dönme iradesi nedeniyle ödediği ücretin iadesini talep edip edemeyeceği hususunda toplanmaktadır.Öncelikle açığa kavuşturulacak hususlar hukuki imkansızlığın olup olmadığı,sözleşmenin ifa edilememesinde davalıya atfedilebilecek kusur bulunup bulunmadığı ve davacı tarafın sözleşmeyi akdederken tacirlerin basiretli davranmasını düzenleyen 6102 sayılı TTK’nın 18/2.maddesine göre basiretli tacir gibi davranıp davranmadığı hususlarıdır
18/07/2019 tarihli ara karar ile dosyanın seçilecen bir mali müşavir ve bir borçlar hukuku uzmanı hukukçu bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 04/10/2019 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle ”Dosya kapsamında ———- yapılmış yazılı bir başvuru olmadığından hukuki imkânsızlığın ispatlanamadığı ve ifanın mümkün olduğu,Davacının, sözleşmeyi sona erdirmekle beraber ücret iadesi de talep ettiği dikkate alındığında, iradesinin sözleşmeden dönme niteliğinde olduğu.Hukuki imkânsızlık ispat edilememiş olduğundan, sözleşmeden dönmenin haklı sebebe dayanmadığı ve davacının, TBK m.l25/son hükmüne göre; siparişten vazgeçmesi nedeniyle davalının menfi zararlarının gidermekle yükümlü olduğu, Davacının, iptal ettiği sipariş nedeniyle davacının uğradığı zarar olarak sipariş bedeli kadar tazminat ödemesi gerekeceği, bu bedeli zaten peşinen ödemiş olduğundan davacının iade alabileceği bir sipariş bedeli bulunmadığı, Davalının imal ettiği ürünü hurdaya vererek karşılığında aldığı bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davacıya verilebileceği, buna göre davacı alacağının; 6.750,00-TL anapara ve 215,72 faiz olmak üzere toplamda 6.965,72 TL olarak hesaplandığı ” şeklinde denilmiştir.Bilirkişi heyetinden alınan rapor doğrultusunda belediyeye yapılmış yazılı bir başvuru bulunmadığından hukuki imkansızlığın ispat edilememiş olduğu anlaşılmıştır.Her ne kadar davacı taraf —— müzekkere yazılıp şifahen kendilerine bildirim olup olmadığı hususunun sorulmasını istemiş ise de sorulması istenen hususun soyut olması nedeniyle reddedilmiştir.Davacı tarafın sözleşmeden dönme iradesinin haklı sebebe dayanmadığı anlaşılmakla 6098 sayılı TBK’nın 125/3.maddesi uyarınca davalının menfi zararını karşılamak zorunda olduğu ve iptal edilen sipariş nedeniyle davacının ödemesi gereken zarar miktarının sipariş bedeli kadar olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar bilirkişi raporunda davacının —- talep edebileceği belirtilmişse de davanın itirazın iptali davası olduğu,davacının talep edebileceği hususun yalnızca takip talebinde belirttiği hususla sınırlı olacağı,hurdaya ilişkin alacağı bulunuyor ise sonradan açacağı başka bir dava ile talep edilebileceği gözetilerek bilirkişi raporunun bu kısmına itibar edilmemiştir.
Davacı tarafın karşı tarafı zarara uğratma maksatlı takip başlatmadığı,uyuşmazlık konusunda tarafların önceden bilmesinin kendilerinden beklenemeyecek ihtilaf olduğu gözetildiğinde ,davacının kötü niyetli olmadığı anlaşılmış ve kötü niyet tazminatının reddine karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
Hüküm; ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3- Peşin alınan 529,78 TL harçtan, alınması gerekli 54,40 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 475,38 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —— 7/2.maddesi uyarınca 6.502,37 —-davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı,açıkça okunup usulen anlatıldı. .