Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/677 E. 2020/259 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/677 Esas
KARAR NO: 2020/259
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/12/2018
KARAR TARİHİ: 16/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili ——- harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı ———- tarihinde ——— — sözleşme yaparak satın aldığını, sözleşme sırasında ——–hattının aylık toplam fatura bedelinin —-aşmayacağına dair teminat verdiğini,——- tarihinden —— tarihine kadar normal gelen faturaların ——-tarihinden sonra çok aşırı geldiğini bu durumun sözleşmeye aykırı olduğunu, fazla ödediği tutarın kendine ödenmesi ve ——— tazminat ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı ——— Vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Fatura tutarlarının sözleşmelere uygun olduğunu, davacı tarafın tüm fatura toplamının en az taahhüt edilen tutar kadar olacağını, faturaların üst limit tutarı konusunda herhangi bir şart olmadığını belirtmekle,
Davalı —————- taahhüt ettiğini ve bu tutarın imzalanan sözleşmelere binaen faturalardan düşüldüğünü belirtmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava fazladan ve haksız şekilde tahsil edildiği iddia edilen fatura bedellerinin davalılardan tahsiline ilişkin ve fatura bedellerinin fazladan,haksız şekilde tahsil edilmesine nedeniyle manevi zarara uğranıldığı iddiasıyla açılan maddi,manevi tazminat davasıdır.
Dosya,—— Tüketici Mahkemesinin ——– Sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edilmiştir.
Davacı ve davalı ——— arasında akdedilen —— hatlarına ilişkin ———-ile taahhütnameler davalı —– celp edilmiştir.
——Noterliğinin ——– yevmiye nolu ihtarnamesinin davacı vekili tarafından aslı gibidir yapılmış örneği dosyaya kazandırılmıştır.
——— tarihli ara karar ile dosyanın bir elektronik ve haberleşme bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve bilirkişi ——-hazırlamış olduğu —— tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi kök raporunda özetle :”Dosyaya delil olarak sunulan ——- incelendiğinde taahhüt kapsamında ———- indirim sağlanacağı öngörülmesine ve bu tutarın faturalardan düşürüldüğünün belirtilmiş olmasına rağmen mevcut——– indirimden veya ——–vaadinden bahsedilmediğinin tespit edildiğini,
Davalı ——– bildirmiş olduğu Yeni————- neye ilişkin olduğu ve neyi içeridiğine ilişkin herhangi bir bilginin mevcut sözleşmelerde bulunmadığını,
İştecep fatura indirimi adı altında yapılan indirim tutarlarının — tuttuğunu,
Fatura detaylarında açık ve net şekilde indirimlerin ———- itibaren yapıldığının açık ve net şekilde görüldüğünü,
Davanın özünü oluşturan asıl uyuşmazlık konusu olan davacı ile davalılar arasında imzalanmış olan —————— Davalıların var olduğunu belirttikleri ancak dosyaya sunulmayan başka bir taahhütname ile davacının ——– bir alt limit belirlendiği konularında yapılan incelemede davalı tarafça bahsedilen ————-ilişkin dosyada herhangi bir belge olmaması nedeniyle davalıların iddası açısından inceleme yapılamadığı,
Davacının davaya konu — hattına ait toplam alacak miktarının ——– olduğu ve bu tutarın davacıya iadesinin gerektiği,
——— içeriği bilinmediğinden davalıların itirazlarının dayanaksız olduğu ” şeklinde tespitlerde bulunmuştur.
—–tarihli duruşmada dosyada eksik olan ———- ilişkin sözleşme ve taahhütlerin sunulması için davalı tarafa — ay kesin süre verilmiş ve davalı tarafın kesin süre içerisinde ———– ilişkin sözleşme ve taahhütleri sunmasının akabinde ——– tarihli ara karar ile ek rapor alınması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi——— tarihli ek raporunda özetle : ” Kök rapordan sonra sunulan ———– ilişkin sözleşmelerin incelendiğini,
Sunulan sözleşme sonrasında uyuşmazlıkla ilgili karanlık noktaların aydınlandığını,
—–hatlarının abonelik başlangıçlarının —-olduğu,davalı ————tarafından imzalı ve kaşeli şekilde davacıya verilen taahhütnamede ek paket alınmadığı takdirde —– toplam fatura tutarının ——–geçmeyeceğine ilişkin taahhüt bulunduğu ancak ————ek paket niteliğinde olduğu dolayısıyla ——–taahhüt edilen pakete ek olarak —–bir paket tanımlandığı,
Davalı tarafından yapılan ——— indirimin taraflar arasında tanzim edilen sözleşmelere uygun olduğu,faturalarda davacı aleyhine herhangi bir fazla ücretlendirme bulunmadığı” şeklinde tespitlerde bulunmuştur.
Davacı vekili tarafından verilen bilirkişi ek raporuna itiraz dilekçesinde sonradan sunulan delillere muvafakatlerinin olmadığı,———- ile müvekkiline verilen fatura tutarlarının ——– geçmeyeceğine ilişkin taahhüdün engellendiği ve bu sözleşmenin genel işlem koşulları hükümlerini haiz olduğu belirtilerek genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerin göz önüne alınması ve ———— ek paket olarak nitelendirilmemesi ,davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Öncelikle araştırılması gereken husus davacıya verilen taahhütnamenin istisnasını oluşturan———- olgusuna————– girip girmeyeceği ve genel işlem koşullarının mevcut uyuşmazlıkta uygulanıp uygulanmayacağıdır.
Genel olarak kişiler, özel hukuk alanında diğer kişilerle olan ilişkilerini hukuk düzeni içinde kalmak şartıyla diledikleri gibi düzenlerler, diledikleri konuda diledikleri kişiler ile sözleşme yapabilirler. Bu olanak, 6098 sayılı TBK’da öngörülen sözleşme özgürlüğü ——- ilkesinin bir sonucudur ve bu hak irade özerkliği ——— prensibi ile Anayasa (m.48) tarafından teminat altına alınmıştır. Bu sözleşme özgürlüğü çerçevesinde kişiler kanun tarafından düzenlenmiş olan sözleşme tiplerinden ayrı karma veya nev’i şahsına münhasır ——- sözleşmeler yapmak ve bunların koşullarını diledikleri gibi tespit etmek, buyurucu ve yasak koyan kurallara, ahlâk ve âdaba aykırı olmamak şartıyla Kanun tarafından düzenlenmiş olan sözleşme tipini değiştirmek ve konusunu yasal sınırlar içinde tayin etmek hakkına haizdirler. Dolayısıyla bu özgürlük, sözleşmeyi yapma, sözleşmenin karşı tarafını seçme, sözleşmenin içeriğini düzenleme ya da değiştirme, sözleşmeyi ortadan kaldırma ve nihayet sözleşmenin tabi olacağı şekli belirlemeyi de kapsar.
Borçlar Hukuku’nun temelini oluşturan bireysel sözleşme, öneri, karşı öneri ve kabul gibi irade açıklamalarının uygunluğu ve uyuşmasının sağlanması, sözleşme hükümlerinin tartışma ve pazarlık konusu yapıldığı sözleşmedir. Ancak sosyal ve ekonomik gelişmeler kitlelere yönelik hizmet gereksinimini yaratmış ve bireysel sözleşmenin kurulmasından önce bankalar, sigorta şirketleri, üretim ve pazarlama girişimcileri tek yanlı olarak sözleşme koşulları hazırlamakta, bu şekilde gelecekte kurulacak belirsiz sayıda, aynı şekil ve tipteki hukuki işlemleri düzenlemektedirler. İşte önceden hazırlanan tipik sözleşme koşulları için genel işlem koşulları terimi kullanılmaktadır.
Hukukumuzda asıl olan sözleşme özgürlüğü ise de; piyasa ekonomisinin hakim olduğu hukuk sistemlerinde sözleşme özgürlüğünden doğabilecek bazı sakıncalı durumlara engel olmak amacıyla sözleşme yapma mecburiyeti kabul edilmiştir. Bu mecburiyetinin mevcut olduğu hallerde sözleşme yapmaktan kaçınma hukuka aykırı bir davranış oluşturur.
Genel işlem koşullarının mevcut uyuşmazlıkta uygulanıp uygulanamayacağı hususunda irdelenmesi gereken husus davacının almış olduğu hizmetin tekel niteliğinde olup-olmadığıdır.Ülkemizde ——— veren şirketler göz önüne alındığında davalı ——–konusunda tekel değildir.——–haricinde başka şirketler de ——- hususunda hizmet vermekte ve her bir ——— şirketi kendi şirket politikaları doğrultusunda tarife ve ücretlendirmeler oluşturmaktadır.Dolayısıyla davacı taraf —— almak istediği zaman ——- haricinde başka şirketlerden de ——— alma imkannı bulunmaktadır.Bu durum ———–konusunda —- olmadığını göstermektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18/2.maddesi uyarınca tacirlere ,ticari işleri ile ilgili olmak üzere basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü getirilmiştir.6102 sayılı TTK’nın 18/2.maddesi uyarınca tacirlere getirilen bu yükümlülük uyarınca ,sözleşme yaparken ortalama bir tüketiciden daha fazla dikkatli ,öngörülü olması öngörülmüştür.Kaldı ki tacirler arasında yapılan sözleşmelerde belirlenen hükümler bir tarafın mahvına sebep olmayacak ise geçerlidir ve genel işlem şartlarının uygulanması mümkün değildir.
Kaldı ki 6102 sayılı TTk’nın 21/2.maddesi uyarınca bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren 8 gün içerisinde ,faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.Fatura ifaya ilişkin olduğu için sözleşmeye aykırı fatura düzenlenemeyeceğinden sözleşmeye aykırı düzenlenen faturalar bundan istisnadır.
Dosyaya kazandırılan sözleşmeler göz önüne alındığında davacı tarafa ———– tanımlandığı,bu —— niteliğinde olduğu——— niteliğinde olması nedeniyle davalı ——– tarafından davacıya verilen taahhüdün istisnasını oluşturduğu,ek raporda belirtildiği üzere davalı —— sözleşmede belirtilen şekle uygun biçimde indirimler yaparak üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiği göz önüne alınarak maddi tazminat talebinin her iki davalı açısından da reddine karar verilmiştir.
TMK. m. 25, kişilik hakkına saldırı halinde saldırıya uğrayan davacının manevi tazminat isteminde bulunabileceğini düzenlemiştir.TBK. m. 58, kişilik hakkının zedelenmesinde manevi zarar talebini düzenleyen genel kuraldır.TBK. m. 58, başka bir kanun özel olarak kişilik hakkının hukuki olgularını farklı düzenlemediği durumlarda uygulanan genel kuraldır.Tazminat borcunun kaynağı olarak manevi tazminat, haksız fiil hükümleri içinde düzenlenmiştir. Haksız fiil sorumluluğunu doğuran TBK. m. 58 genel olarak, hukuka aykırı olarak kişilik hakkı saldırıya uğrayan kişinin manevi zarara uğramışsa manevi tazminat talep edebileceğini düzenlemiştir.Eldeki uyuşmazlık incelendiğinde taraflar arasında yapılan akdedilen sözlşemelere uygun faturalandırmalar yapıldığı,davacı şirketin tüzel kişiliğini ihlal edecek herhangi bir olay vuku bulmadığı gözetilerek manevi zararın oluşmadığı görülmüş ve bu nedenle manevi tazminat talebinin her iki davalı açısından reddine karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ve alınan bilirkişi raporu ile ek rapor göz önüne alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat talebinin her iki davalı açısından reddine,
2-Manevi tazminat talebinin her iki davalı açısından reddine,
3- Peşin alınan 170.78 TL harçtan, alınması gerekli 54,40 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 116,38 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
5-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Maddi tazminat talebi açısından:
Davalı ———- kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 3.400,00 vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı——— verilmesine,
Manevi tazminat talebi açısından :
Davalı ——— kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T 10/3-4.maddeleri uyarınca 3.400,00 vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı————–verilmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı ————-vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2020