Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/650 E. 2020/662 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/650 Esas
KARAR NO : 2020/662
DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 13/03/2019
KARAR TARİHİ : 14/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket —— sahibi ile ———– ortakları olduğunu, davalı—- haklı dayanağı olmaksızın —————dosyası ile ortağı olduğu davalı şirket hakkında ————- asıl alacak ve faizlerini talep ederek icra takibi başlattığını, icra takibinde tebligat usule aykırı yapıldığını, müvekkili şirketin ve müdürlerin bilgisi olmadan takibin kesinleştiğini ve haciz işleminin uygulandığını,————– Sayılı davada tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ve tebliğ tarihinin müvekkili şirket tarafından öğrenildiği tarih olarak kabulüne karar verilmesi istendiğini, bu dava devam ederken kötü niyetli alacaklı, satış işlemlerine devam etmiş ve — tarihinde çok kıymetli makinalar ——–alacağa mahsuben kendisine ihale edildiğini,——— İcra Hukuk Mahkemesinin yargılama neticesinde davanın kabul edildiğini ve tebliğ tarihinin —— olarak tespitine karar verildiğini, kararın davalı tarafça temyiz edildiğini, temyiz incelemesi neticesinde bozulduğunu ve mahkeme —- numarası alarak davanın —- tarihli celsesinde bozma ilamına uyulmasına karar verildiğini, karar uyarınca kayyum atanmasına ilişkin dava açılmış ve halen———– Sayılı dosyasından devam ettiğini, ihalenin feshine ilişkin —— Sayılı davada ise ihalenin feshine karar verildiğini, ihalenin feshi’ne dair verilen kabul kararı da davalı tarafça temyiz edilmiş ve—————–yargılamanın devam edebilmesi için şikayetçi ortağa süre verilmesi ve ortaklar ve temsilcileri arasındaki husumet nedeniyle şirkete bu yargılama için kayyım tayin ettirmesi ve yargılamanın kayyımın huzuruyla devam ettirilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozma kararı verildiğini, ————— tarihli celsesinde bozma ilamına uyulmasına ve borçlu şirkete kayyum atanması için tarafımıza iki haftalık kesin süre verilmesine karar verildiğinden——– davasında, ———– temsil etmek üzere kayyum olarak tayin edilmesine, kayyum ücreti tayin edilirken, davalı şirketin faaliyet dışı olduğu ve kayyumun mahkeme huzurunda şirketi temsil etmek üzere görev yapacağı hususları da dikkate alınarak makul bir ücret takdir edilmesini, kayyum ücretinin, işbu davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar tarafından ödenmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yüklenmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılara davetiye tebliğ edilmiş ancak davaya cevap verilmemişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,——— istemine ilişkindir.Davalılar ——– ilanen tebligat yapılmış, bu davalılar davaya cevap vermemişlerdir. 6100 sayılı kanunun 114/1-d madde ve fıkrası gereği tarafların taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartıdır.Bu davalıların iş bu davada pasif husumetleri olmadığı, bu davanın davalı şirkete karşı açılması gerektiği anlaşılmakla davalılar ——– aleyhinde açılan davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
————-Sayılı dosya————— aleyhine cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için ilamsız yolla takip yaptığı, davacıların borçlu şirketin ortağı olan şirketin ortakları olup, aynı zamanda a grubu temsil yetkisine haiz kişilerden olduğu, borçlu şirketin a ve b grubu ortaklarına — kişinin imzası ile temsil edildiği, icra dosyası alacaklısı —– aynı zamanda borçlu şirket ortağı b grubu temsilcilerinden olduğu, bu nedenle borçlu şirket ortağı olan şirketin ortaklarının işbu davayı açmakta hukuki yararlarının bulunduğu ve davacıların———– sayılı dosyasından tebliğ tarihinin düzeltilmesine dair dava açtıkları, mahkemece—– tarihinde tebliğ tarihinin —– tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği, feshi istenen ihalenin ise ——- tarihinde yapıldığı, dolayısıyla borçlu şirket hakkında yapılan takip kesinleşmeden malların ihale yolu ile satılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne, birleşen dosya davacısının açmış olduğu ihalenin feshi davası ilk dava kabul edilmekle konusuz kaldığından birleşen dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına..” karar verilmiş, verilen bu kararın temyiz edilmesi üzerine —————- şikayet dosyasında, takip borçlusu şirketin %50 hissesine sahip olan şikayetçi ———-dosyasında ise, ihalenin feshine konu edilen menkul mallar üzerinde, rehin hakkı olduğunu belirten ———-icra mahkemesine başvurarak, ihalenin feshini talep etmişlerdir.Mahkeme, asıl şikâyet dosyası yönünden, şikâyeti kabul ederek ihalenin feshine, birleşen dosya yönünden ise, asıl şikâyet dosyasında, ihalenin feshine karar verildiğinden dolayı şikâyetin konusu kalmadığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına hükmetmiştir.Asıl şikâyet dosyası yönünden yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;Tüzel kişiler ancak yetkili organları aracılığı ile ——- şikâyet ve itiraz başvurusunda bulunabileceklerdir. Yasal temsilcinin süresinde başvurmasına ve vekil tayin etmesine engel mücbir sebep bulunmadıkça, bir başkasının şirketi temsilen icra mahkemesine başvurması mümkün değildir.Somut olayda;————-takip alacaklısının, borçlu şirketin aynı zamanda ortağı olduğu, icra mahkemesine başvuruda bulunan şirketin de, borçlu şirketin diğer ortaklarından olduğu, alacaklı ve şikayetçi şirketin temsilcisinin borçlu şirketi birlikte temsile yetkili oldukları dolayısıyla borçlu şirketin ortakları ve aynı zamanda temsilcileri arasında husumet bulunduğu görülmektedir.Bu durumda; icra takip işlemleri ve buna ilişkin itiraz ve şikâyetler acil işlerden sayıldığından, şikâyetçi ortağın tek başına borçlu şirket adına ihalenin feshi talebinde bulunabileceğinin kabulü gerekir. Ancak yargılamanın devam edilebilmesi için şikâyetçi ortağa süre verilmesi ve ortaklar ve temsilcileri arasındaki husumet nedeniyle şirkete bu yargılama için kayyım tayin ettirmesi ve yargılamanın kayyımın huzuruyla devam ettirilmesi gerekmektedir.O halde mahkemece; şikâyetçi ortağa süre verilerek, şirkete kayyım tayin ettirmesi ve yargılamaya kayyımın huzuruyla devam edilmesi gerekirken, tek başına temsil yetkisi olmayan şikâyetçi ortak huzurunda uyuşmazlığın görülmesi ve karara bağlanması isabetsizdir.” gerekçesi ile verilen kararı bozmuştur. —– İcra Hukuk mahkemesi bozma ilamına uymuş ——–tarihli celsede borçlu şirkete kayyım atanması için davacı şirkete yetki verilmiş eldeki bu dava bu nedenle ikame edilmiştir. Mahkememizce ilgili———-dosyası getirtilip incelenmiştir. Tüm dosya kapsamı———— ilamı birlikte değerlendirilmiş borçlu şirketin ortakları ve aynı zamanda temsilcileri arasında husumet bulunduğu anlaşılmış,anılan bozma ilamı doğrultusunda davalı şirketi ——————-dosyada temsil etmek üzere kayyum tayini gerektiği kanaatine varılmakla davalı şirket yönünden davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalılar ———-aleyhine açılan işbu temsil kayyımı atanması davasının işbu davalıların pasif husumet ehliyeti yokluğu sebebiyle DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2- Davacı tarafından davalı ——–aleyhine açılan davanın KABULÜNE, davalı——– sicil Numarasında kayıtlı bulunan ————– İcra Hukuk Mahkemesinin — dava dosyasında temsil etmek ve işbu dosyayla sınırlı olmak üzere ———— TEMSİL KAYYIMI OLARAK ATANMASINA,
3-Kayyım için aylık 1.500,00 TL ücret takdirine, ileride yargılama giderlerine eklenmek üzere aylık ücretlerin davacı tarafından her ay peşin olarak mahkeme veznesine yatırılmasına, ilk ay ücreti yatırıldığında kayyıma görevinin tebliğine,
4-Davalı şirket hakkındaki davanın son ermesine kadar Kayyımın görevinin devamına,
5-Kayyımlık kararının, ———- tescil ve ilanı için gönderilmesine, ilan işlemlerinin davacı vekili tarafından bir hafta içinde elden götürülmek suretiyle yaptırılmasına,
6-Kayyım ücreti yatırıldığında, kayyıma görevinin tebliğine ve tebliğle birlikte kayyımın görevine başlamasına,
7- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL maktu harcın peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 10,00 TL harcın davalı şirketten tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine,
8- Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin harç ve 62,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 151,30 TL yargılama giderinin davalı ————- tahsiliyle davacıya verilmesine, Davacının diğer davalılar için yaptığı masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafın yapmış olduğu bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı ———— tahsiliyle davacıya verilmesine,
11-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının talep halinde taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ————Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı ve davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, oy birliğiyle, açıkça okunup usulen anlatıldı.14/10/2020