Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/639 E. 2019/820 K. 19.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/838
KARAR NO : 2019/840

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 26/11/2019

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelenmesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, —- tarihinde meydana gelen kazada davalı borçlu ——- adına kayıtlı — plakalı aracın müvekkil sigorta şirketi nezdinde sigortalı olan — plakalı aracın %100 oranında kusurlu olarak çarpması sonucu hasara uğradığını,, —– plakalı araç malikine ödenen —- hasar tazminatının davalıdan rücuen tahsili için davalı hakkında başlatılan İstanbul Anadolu —.İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı icra takibine davalı borçlunun takibin durmasına sebebiyet vermesi nedeniyle itirazın iptali ile takibin devamına, borçlu davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacı tarafından başlatılan icra takibi ödeme emrinde borcun sebebine ilişkin herhangi bir bilginin verilmediğini, —- tarihinde gerçekleşen kazada müvekkil adına kayıtlı — plakalı aracın—- —-plakalı araca %100 oranında kusurlu olarak çarptığını beyan etmesinin kabul edilemez olduğunu, bu nedenle müvekkili aleyhine başlatılan icra takibindeki itirazlarının haklı olması sebebiyle icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacı tarafın kötü niyetli olması sebebiyle %20 den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, İstanbul Anadolu —.İcra Müdürlüğünün— Esas sayılı icra takibinin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dosya kapsamı incelendiğinde; uyuşmazlık, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472/1. maddesi uyarınca, sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, kusurlu olan davalıdan rücuan tahsiline ilişkindir. TTK’nın 1472/1 maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472/1. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak ———. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. — tarih ve — —-. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği gibi eylemin haksız fiîlden kaynaklandığı açıktır.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine giren ticari davaların çözümlendiği mahkemelerdir. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevine giren işler dışında kalan tüm uyuşmazlıklar Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenir. Hangi davaların ticari dava olduğu 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde sayılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesi ve 5/2. maddesiyle özel yasalarda hangi davaların ticari dava olduğu açıkça yazılmıştır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen veya kendi özel kanunlarında mutlak ticari dava olduğu belirtilen ve bu sebeple ticari nitelikte olduğu kabul edilen davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki taraf için ticari sayılan konulardan doğan davalardır. Nispi ticari davadan söz edebilmek için iki koşulun bir arada olması gerekir. Birinci koşul her iki tarafın da tacir olması, ikinci koşul ise davaya konu uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olmasıdır (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —. Hukuk Dairesinin ——- esas ve karar sayılı, —— günlü ilamı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun, —- karar sayılı, 10/02/2016 günlü ilamı).
Dosyada mevcut somut uyuşmazlık incelendiğinde: dava dışı sigortanın aracının hususi kullanım amacını hazi olduğu,dava dışı sigortalının tacir olduğuna ilişkin dosyada delil bulunmadığı,uyuşmazlığın sigortanın sigortalısı dava dışı 3.kişiye ödediği bedelin davalıdan rücuen tazmin talebine ilişkin olduğu ve TTK 1472.maddesi uyarınca halefiyete bağlı açılan davalarda görev hususunun yukarıda açıklandığı şekilde değerlendirileceği , davanın mutlak ticari dava olmadığı ; sigortalının aracının hususi kullanımı haiz olması,ticari araç olmaması sebebiyle davanın nisbi ticari dava da olmadığı gözetildiğinde mahkememizin görevsiz olduğu kanaatine varılmıştır. (Aynı doğrultudaki içtihatlar: Yarg. —– H.D. —————-.)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2., 6102 sayılı TTK’nın 1472. Maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli NÖBETÇİ İSTANBUL ANADOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Aksi taktirde davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
5-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece KARAR VERİLMESİNE,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.