Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/611 E. 2022/578 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/611 Esas
KARAR NO: 2022/578
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/02/2019
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının —– tarihinde yaya kaldırımında geçişini tamamlamak üzereyken, davalı şirketin sigortacısı olduğu — mülkiyet, sevk ve idaresindeki —– plaka sayılı aracıyla tam kusurlu şeklide kendisine çarptığını, beden tamlığının ihlal edildiğini, geçici ve sürekli işgöremezlik durumuna maruz kaldığını, —— ücreti ödemek zorunda kaldığını, geçici sürekli iş göremezlik ile tedavi gideri maddi ve manevi zararlarının tazmin edilmesi gerektiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —– gereği zarar görenin öncelikle — yazılı olarak başvurması gerektiğini, ——– —- şirketine bildirmediğini, sürekli sakatlık raporunun davacıdan talep edildiğini, ancak bildirilmediğini davanın bu nedenle usulden reddi gerektiğini, geçici işgöremezlik zararına ilişkin taleplerin tedavi gideri kapsamında olduğunu ve tedavi giderinin de sigorta teminatı kapsamında olmadığını; yeni trafik sigortası genel şartları gereğince hesaplama yapılmasını, davacının sigortalının kusur ve zararını ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren talep edilebileceğini; kaza tarihi itibariyle davacıya yapılan ödemelerin ve bağlanan gelirlerin araştırılması ile varsa tazminattan indirilmesini; teminatın tek fakat hasar görenlerin birden fazla olması halinde teminatın paylaştırılması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;—- plakalı araç sürücüsü—– sevk ve idaresindeki ——– trafik ışığı ve yaya geçidi bulunan kavşağa yaklaştığında her durumda hızını yavaşlatması ve dikkatli bir şekilde geçmesi gerekirken, ışıklı kavşağı hızını yeterince azaltmadan geçtiği, kavşağın çıkışında sağ tarafından hareketle yaya geçidinden geçerek —- — mesafesi olan yaya—–çarparak yaralanmasına sebebiyet vermesinde; ——- yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçti yollarda ilerlerken, yara geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprii ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak. -Hızlarını,kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, göriiş. yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar.) kurallarını ihlal ettiğinden %50 ORANINDA KUSURLU BULUNDUĞU, Yaya—— Meydana gelen kazada karşıya geçerken kendisine yeşil ışık yandığını ancak son anda kırmızının yandığını beyan etmiş olması geçiş zamanını uygun değerlendirmediğinden kazanın meydana gelmesinde kusurunun olduğu değerlendirildiğinden; ——–Taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır. Yayalar, hu yerlerden geçerken; yaya ve okul geçitlerinin bulunduğu yerlerde, geçitte yayalar için ışıklı işaret varsa bu işaretlere uymak zorundadırlar.) kuralını ihlal ettiğinden %50 ORANINDA KUSURLU BULUNDUĞU değerlendirilmesi yapılmıştır.” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;”Hukuki durumun ve delillerin takdiri —— ait olmak üzere —- tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu—— oranında malul kalan —– geçici ve sürekli iş göremezliğe bağlı maddi tazminatının —- tutarında hesap ve tespitine,— tedavi gideri harcaması toplamının —- olduğunun görüldüğüne, Belgelendirilemeyen fakat yapılmış veya yapılacak olması muhtemel tedavi gideri bulunup bulunmadığının konusunda uzman —- tarafından tespit edilebileceğinin sayın Mahkemenin takdirinde bulunduğuna, —— raporunda bakıcı yardımının gerektiği tespit edilmediğinden, bu yönde hesaplama yapılmadığına,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
EK RAPOR: Bilirkişi ek raporunda özetle;”Hukuki durumun ve delillerin takdiri —— ait olmak üzere—- tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu %2 oranında malul kalan —- ; Geçici iş göremezliğe bağlı maddi tazminatının —- tutarında hesap ve tespitine, Sürekli iş göremezliğe bağlı maddi tazminatının — tutarında hesap ve tespitine, —— tedavi gideri harcaması toplamının —- olduğunun görüldüğüne, Belgelendirilemeyen fakat yapılmış veya yapılacak olması muhtemel tedavi gideri bulunup bulunmadığının konusunda uzman — tarafından tespit edilebileceğinin sayın —–takdirinde bulunduğuna,—– raporunda bakıcı yardımının gerektiği tespit edilmediğinden, bu yönde hesaplama yapılmadığına,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
ISLAH: Davacı vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesinde özetle;—-yapmış olduğu hesaplamalar sonucu mevcut davalarının miktarının davalı sigorta şirketleri nezdinde tanzim edilmiş bulunan — limiti sınırları içinde olması, yapılan bu hesaplamanın da kaza tarihinde yürürlükte bulunan— tamamını kapsaması sebebiyle dava değerinin toplam — kaza sonucu yapılan tedavi giderlerinden dolayı uğranılan zarar — olarak toplam — talep edilecek tazminat miktarını bu şekilde belirlediklerini, eksik kalan —– kısmının peşin harcını mahkeme veznesine yatırdıklarını beyan ederek geçici ve sürekli iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminat miktarı ile kaza sebebiyle uğranılan tedavi giderlerine ilişkin zararların toplamı olan — temerrüt tarihinden itibaren değişik oranlarda işleyecek faiziyle birlikte, davalı —- tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesinde özetle;— yapmış olduğu hesaplamalar sonucu mevcut davalarının miktarının davalı sigorta şirketi nezdinde tanzim edilmiş bulunan — uyarlanması ve yeni yapılan bu hesaplamanın da kaza tarihinde yürürlükte bulunan — tamamını kapsaması sebebiyle eksik kalan —– (Belirsiz alacak davasında davacı, alacağının tam ve kesin olarak belirlenmesinden sonra HMK 107.maddesine dayalı olarak bir kez alacağını artırabilir. HMK’nun 176. maddesi gereği ıslah yapmak hakkı da ayrıca mevcut olduğundan) bu kez ıslah ettiklerini —– dava konusu kısmın peşin harcını mahkeme veznesine yatırdıklarını beyan ederek ve temerrüt tarihinden itibaren değişik oranlarda işleyecek faiziyle birlikte, davalı —– tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Davacı vekili — tarihli dava dilekçesinde özetle, davacının —-tarihinde yaya kaldırımında geçişini tamamlamak üzereyken, davalı şirketin sigortacısı olduğu —-mülkiyet, sevk ve idaresindeki—- plaka sayılı aracıyla tam kusurlu şekilde kendisine çarptığını, beden tamlığının ihlal edildiğini, geçici ve sürekli işgöremezlik durumuna maruz kaldığını, ——– ücreti ödemek zorunda kaldığını, geçici sürekli iş göremezlik ile tedavi gideri maddi ve manevi zararlarının tazmin edilmesi gerektiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın reddini savunmuştur.
Dava yaralanmalı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamında görülen ——- sayılı raporunda, kazanın gerçekleşme durumuna göre iki farklı ihtimal ile;
İlk ihtimalde —- %20 oranında, — plaka sayılı aracın sürücüsü —- %80 oranında,
İkinci ihtimalde sürücü — kusurunun bulunmadığı, —- %100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Hakim, kusur durumunu belirlemek için uzmanından ihtiyaç duyduğu teknik bilgileri aldıktan sonra, gerekçesinde tartışarak kusurun ağırlığını vicdani kanısına göre kendisinin belirlemesi, başta yargılama sürelerinin kısalması olmak üzere birçok faydayı beraberinde getirecektir. Bu bağlamda, özellikle trafik kazaları, iş kazaları veya ——hatalarından kaynaklanan davalarda bilirkişi görevlendirmelerinde, dosyanın niteliğine göre mahkemece illiyet bağı ve kusurun değerlendirmesinde faydalı olacak teknik ve somut verilerin elde edilmesine yönelik sorular sorulduktan sonra alınacak cevaplara göre uyuşmazlık hakkında karar verilmesinin mümkün olduğu değerlendirilmektedir.
Nitekim, kusur durumunun mahkemece değerlendirilmesi gerektiği yönünde temyiz ve istinaf mercilerinin güncel kararları da mevcuttur:
——– maddesinde haksız eylemin “kusur” öğesi konusunda hukuk hâkimine tanınan yetkiler iki bölüm olup, birincisi —, öteki —–ilişkindir. Maddenin ilk cümlesine göre —– araştırmada yetkileri sınırlı olan hukuk hâkimi, maddenin ikinci cümlesine göre “kusurun derecesini ve zarar tutarını belirlemede” tam bağımsız kılınmıştır.
HMK 266 madde (HUMK 275 md.) hükmüne göre kusur oranlarının belirlenmesi teknik değil hukuki bir konudur. Elde edilen teknik bulgulara göre hâkim bu oranı belirlemede ihlal edilen kuralları göz önüne almalıdır.
Kusurun varlığını araştırmada yetkileri sınırlı olan hukuk hâkimi, kusurun derecesini ve zarar tutarını belirlemede tam bağımsız kılınmıştır.
Buna göre mahkemece kusur konusunda rapor aldırılmasına gerek bulunmayıp dosya kapsamında bulunan delillere göre, davalıya sigortalı araç sürücüsünün de kusurlu olduğu kabul edilerek davalının kusurunun derecesi mahkemece belirlenerek hasıl olacak sonuca göre işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” denilerek yine kusurun mahkemece belirlenmesi gerektiği hususu vurgulanmıştır.
——— maddesinde haksız eylemin “kusur” öğesi konusunda hukuk hâkimine tanınan yetkiler iki bölüm olup, birincisi “kusur bulunup bulunmadığına”, öteki “kusurun derecesini ve zararın tutarını belirlemeye” ilişkindir. Hâkim, kusurun derecesini ve zarar tutarını belirlemede tam bağımsızdır.
——Davalılar vekili her ne kadar mahkemesince kusur konusunda bilirkişi raporu alınmamasının hatalı olduğunu belirtmiş ise de —– kararında da vurguladığı şekilde HMK 266. maddesine göre kusur oranlarının belirlenmesi teknik değil, hukuki bir konudur. Elde edilen teknik bulgulara göre hâkim bu oranı kendisi belirleyebilir.” gerekçesi ile davalıların istinaf başvurusunun reddine karar vermiştir.
Sonuç olarak mahkememizce dosyaya kazındırılan —- tarihli önceki kusur bilirkişi raporundaki “sürücüler kavşaklara yaklaşırken, — azaltmak, hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadır.—– şeklindeki tespitleri ile olay yerinin kaplamaya giren davacı yayanın geçişi sürdürdüğü sırada gerçekleşmesi, her hal ve şartta sürücünün hızını azaltmak mecburiyeti kapsamında bulunduğu hususu hep bir arada değerlendirilerek ——%80 oranında kusurlu olduğu” vicdani kanaatine ulaşılmıştır.
Mahkememizce davacının tedavisine ilişkin kayıtlar celp edilerek maluliyeti konusunda —— sayılı raporuna göre;
— tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, ——— hakkında yönetmeliği dikkate alındığında;
—– sorunlarda özürlülük oranları, ——formülüne göre ———
1. Kişinin —— olduğu,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren ——- aya kadar uzayabileceği” tespit edilmiştir.
Dava dosyasında mevcut bilgilere göre mülkiyeti davalı —araç davaya konu —- trafik kaza tarihini kapsayan — tarihleri arası davalı ——– sigortalı olup, davaya konu olay tarihi itibariyle teminat limit miktarı———olduğu ayrıca sağlık gideri klozunun da mevcut olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce hesap durumuna ilişkin olarak Aktüerya bilirkişilerinden rapor alınmıştır.
Dosyanın incelenmesi ve değerlendirilmesinde, davanın trafik kazası nedeniyle davacının yaralanmasından kaynaklı doğan maddi zararın tazmini talebi olduğu, yaralanan davacının olay anında yaya olarak karşıdan karşıya geçtiği esnada ——— sayılı araç kullanıcısı—–davacı yaya çarptığı, kazaya karışan aracın sigortacısına karşı husumet yöneltildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce maluliyet ve maddi zararlar yönünden bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
2- —— karar sayılı kararı nazara alınarak oluşturulan— nolu celsenin —- nolu ara kararının —-süreç içerisinde oluşturduğu içtihat muvacehesinde hükümsüz kaldığı;
—–sayılı ilamında; “Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise —– gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman ——- kaza tarihi — tarihinden önce ise — sonra —–dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.” şeklindeki açıklamalarının ışığı altında —- geçirdiği trafik kazasına bağlı olarak —– sayılı sayılı raporu esas alınarak tanzim edilen —- tarihli aktüerya bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
—– tarihli aktüerya bilirkişi raporu doğrultusunda davalı sigorta şirketine sigortalı — plaka sayılı davalı araç sürücüsü —- %80 oranında kusurlu bulunduğu nazara alınarak yapılan hesaplamada davacının —-davacının olay nedeniyle %2 malul sayıldığı geçici işgöremezlik döneminde– yapılan ödemelerin mahsubu sonrası —- zararının oluştuğu, %2 oranındaki sürekli işgöremezlik derecesine göre gerçek zararının —- olduğu, sigorta poliçesinde sakatlanma teminatı — olduğu anlaşılmıştır.
Bir diğer husus ise —– kararı nazara hesaplama yönteminin ne olacağına ilişkindir. —- sonra ilgili dosyaları inceleyen —— benzer konuya ilişkin; “Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine; özellikle, konusunda uzman bilirkişi tarafından oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen rapordaki kusur tespitinin benimsenmesinde bir usulsüzlük görülmemesine; —- sayılı iptal kararı da gözetilerek, tazminat hesaplamalarında — tarihinde yürürlüğe giren —– yapılması —– benimsendiğinden, tazminat hesap biçimine ilişkin temyiz itirazlarının yerinde görülmemesine göre, davalı vekilinin diğer tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir” şeklindeki gerekçelere yer verildiği, son güncel bilirkişi raporunda hesaplamaların —– yöntemiyle yapılması ilkeleri nazara alınarak hazırlanan —-aktüerya bilirkişi raporunun bu yönde usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Sonuç olarak, yaralanan davacının olay anında yaralanan davacının olay anında yaya olarak karşıdan karşıya geçtiği esnada — plaka sayılı araç kullanıcısı —- davacı yaya çarptığı, kusur raporuna göre olayın oluşumunda dava dışı sürücü —% 80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu, davalının % 20 (yüzde yirmi) kusurlu olduğu, —- göre davacının gelişen arızaları sebebiyle maluliyet derecesinin -olduğu, tıbbi iyileşme süresinin ise —- aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, —- tarihli aktüerya bilirkişi raporuna göre davacının geçici işgöremezlik döneminde —- zararının oluştuğu, —- oranındaki sürekli işgöremezlik derecesine göre gerçek zararının —- olduğu, belgelendirilmiş tedavi gideri masraflarının —– olduğu, tedavi gideri tazminat klozunun poliçe kapsamında teminat dahilinde olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde davalı sigorta şirketinden temerrüd tarihinden itibaren faiz talebinde bulunduğu davalı sigorta şirketinin mahkememize gönderdiği hasar ve poliçe dosyası içeriğindeki mevcut mail yazışmalarından davalı ——- — tarihinde sigorta başvurusuna ilişkin davacı yana mail gönderdiği nazara alınarak davacının alacağına ilişkin engeç — tarihinde sigorta şirketine başvuruda bulunduğu kabul edilmiştir. —– ilişkin —–davacı tarafın sigorta şirketine başvuru tarihi dolayısıyla bundan —–günü sonrasında davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü tarih belirlenerek o tarihten itibaren tazminata faiz yürütülmesi gerekirken; mahkemece olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru olmamıştır.” şeklindeki açıklamalarının ışığı altında davacının davalı sigorta şirketine — tarihinde yapmış olduğu başvurudan —– günü sonrası olan — tarihi itibariyle temerrüde düştüğü kabul edilerek faize karar verilmiştir.
Dosyaya sunulan —- tarihli aktüerya bilirkişi raporundaki bir dizi eksiklikler nazara alınarak —— numaralı celsede dosya ek aktüerya bilirkişi raporuna gönderildiği, bu aşamada ——–ücret tarifesindeki değişiklik nedeniyle zarar bedelinde artış olduğu, davanın ilk açılışında davacı yan belirsiz alacak davası olarak davayı ikame ettiği, kök aktüerya bilirkişi raporundan sonra davacı yanca belirsiz alacağını belirli hale getirerek harcı tamamladığı, ek aktüerya raporu ile birlikte ise bu defa davayı ıslah ederek ek raporda bedel kadar tazminat talebinde bulunduğu, söz konusu usuli işlemin usul hukukuna uygun olduğu, belirsiz alacak davalarına esas olmak üzere her bir davada bir defa tamamlama harcı bir defa ıslah harcı yatırılabiliceği anlaşılmakla davalı vekilinin bu husustaki itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının geçici iş göremezlik maddi tazminat talebinin KABULÜ ile — geçici iş göremezlik tazminatının temerrüd tarihi —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —— alınarak davacıya ödenmesine,
2-Davacının daimi iş göremezlik maddi tazminat talebinin— üzerinden KABULÜ — temerrüd tarih—– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —– şirketinden alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacının tedavi gideri maddi tazminat talebinin KABULÜ ile —- temerrüd tarihi —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya ödenmesine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 4.468,22 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 44,40 TL ve 1.082,90 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 3.340,92‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 TL peşin harç ve 1.082,90 ıslah harcının toplamı 1.171,7‬0 TL ile 2.117,05 TL——- olmak üzere toplam 3.288,75‬ TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.465,76 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
8-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——- Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/09/2022