Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/557 E. 2020/161 K. 18.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/557 Esas
KARAR NO : 2020/161

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 23/10/2017
KARAR TARİHİ : 18/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin —– işyerinde satmak üzere——— verdiğini, bu ürünleri davalı —– adına tanzim edildiğini, ancak asıl alacaklının davacı müvekkili olduğunu, müvekkilinin davaya konu ürünler için 183.800,00 TL davalıya ödeme yaptığını, —– ürünün teslim edilmediğini, teslim edilmeyen ürünlerin —– teslim edilmediği gibi bedelin iadesi için İstanbul Anadolu–. İcra Müdürlüğü’nün —. Sayılı dosyasında yapılan takibe de davalı tarafından haksız ve kötü niyetli itiraz edildiğini, müvekkilinin 14.200,00 TL tutarındaki alacağın tahsiline, hüküm altına alınacak alacağa ödeme emri tebliğ tarihi olan 10.06.2016 tarihinden itibaren; bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faiz oranının uygulanmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacıya ürün teslim etme mükellefiyeti olmadığını, bahse konu ürünlerin ihbar olunan ——- olarak teslim edildiğini ve yetki itirazında bulunduklarını, beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, bedeli ödenen ancak mal tesliminin gerçekleşmediği iddıasıyla açılan alacak davasıdır.Davacının aktif husumetinin veya davalının pasif husumetinin bulunup bulunmadığı öncelikle araştırılmalıdır.
Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise, def’i değil, itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re’sen nazara alınmasıdır.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Bu düzenlemeye göre husumet ya da bir başka deyişle taraf sıfatı dava şartlarından değildir. Taraf sıfatının özelliği, tıpkı dava şartı gibi, davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için, varlığı ya da yokluğu hakim tarafından davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilen ve taraflarca noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülen nitelikte olmasıdır. (aynı yönde Yargıtay —–Hukuk Dairesi, —– Karar sayılı ilamı)
Eldeki somut uyuşmazlık incelendiğinde ;—– alınması hususunda davalı şirketle ticari ilişkide bulunan taraf dava dışı ——.Bu husus hem davacı tarafça dava dilekçesinde belirtilmiş hem de bu husus davalı tarafça sunulan faturalarda faturaların ——– adına kesildiği görülmekle anlaşılmıştır.Davacı vekili dava dilekçesinde,söz konusu malların dava dışı—- olduğu indirim nedeniyle——üzerinden alındığını dile getirmiştir.Dolayısıyla dava konusu uyuşmazlığa konu ticari ilişkinin tarafları dava dışı —– davalıdır.Davalı ile davacı arasında herhangi bir şifahi veya yazılı sözleşme bulunmamaktadır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın aktif husumet yokluğundan usulden Reddine,
2- Peşin alınan 242,85 TL harçtan, alınması gerekli 54,40 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 188,45 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — 7/2.maddesi uyarınca 3.400,00 avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yatırılan 100,00 TL delil avansının davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.