Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/53 E. 2019/533 K. 17.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/53
KARAR NO : 2019/533

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 04/01/2019
KARAR TARİHİ : 17/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ————— arasında toprak sahipleri —————- ait ———- parselde kayıtlı taşınmaz üzerine kat karşılığı inşaat yapmak üzere kurulan ve ——– —- sicil numarası ile kaydedilerek Ticaret Sicil Gazetesinin —– tarih ve—– sayısının —.sayfasında tescil ve ilan edilmiş olan … adına halen kayıtlı bulanan dairelerin/kayıtlı taşınmazların kiraya verilmesi, kira bedellerinin ortaklık adına açılmış bulunan ———— hesaba yatırılması, aidat ve giderlerin bu ortak hesaptan ödenmesini, ortaklık adına gerekli vergisel yükümlülüklerin ifası bakımından gerekli olan beyannamelerin verilmesi, verdirilmesi, tahakkuk etmesi halinde idari, mali, cezai ve hukuki borçların ortak hesapta biriken paradan alınarak ödenmesi iş ve işlemleri ile sınırlı olmak üzere ve taraflar arasındaki hukuki ihtilafların/davaların sonuçlanması ve/veya ortaklığın kapatılmasına kadar geçerli olmak üzere iş ortaklığı işletmesine kayyım atanmasına, kayyım olarak ——ve —–ayrı ayrı veya birlikte atanmalarına, kayyım giderlerinin ortaklık hesabından ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iş ortaklığındaki yetkisini kullanarak haksız ve hukuka aykırı olarak davalı müvekkilinin payına düşen bağımsız bölümleri, taşınmaz payları halen devretmediğini, bu hususta tarafları aynı olan iş ortaklığının tasfiyesinde içeren tapu iptal ve tescil konulu dava dosyasının İstanbul ——–. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —— esas sayılı dosyasının derdest olup halen daha sonuçlanmadığını, bu sebeple işbu dosyanın sonuçlanması halinde ortada kayım atanmasını gerektirecek bir durumun kalmayacağını, bu nedenle bu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacı tarafın kayyım olarak atanmasını istediği kişilerin kayyım olarak atanmasına muvafakatlerinin bulunmadığını, bu nedenlerle İstanbul —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/550 esas sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılmasını, mahkeme aksi kanaatte ise işbu davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasıdır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün —— sayılı cevabi yazısında davalı —- sicil numaralı …’nin —- tarihinde tescil edilmiş olduğu, ortakların … ve ——- Ticaret Limited Şirketi’nin olduğu, en son yetkilisinin ———- olduğu, görev süresinin 28/11/2016 tarihinde sona ermiş olduğu, bu tarihten sonra ortaklar kurulu tarafından şirkete yetkili atanmamış olduğu, 12/06/2017 tarihinde yapılan ortaklar genel kurulu toplantısında da şirketi temsil ve ilzama yetkili bir kişinin seçilememiş olduğu, şirketin halen faal olduğu anlaşılmıştır.
İstanbul —-. Asliye Ticaret Mahkemesinin —- esas sayılı dava dosyası uyap üzerinden istenilmiş ve uyap üzerinden gönderilen dosyanın incelenmesinde,—–. ve —— tarafından—————-. aleyhine 102.000,00 TL değerinde tazminat davası açılmış olduğu, davanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının — soruşturma sayılı dosyasının uyap üzerinden gönderilmiş olduğu, dosya hakkında takipsizlik kararı verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununda adi ortaklık işletmelerine (şirketlere) kayyım atanmasını gerekli kılan sebeplere ve usulüne dair özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Yasa Koyucu, TTK’da kayyım atanmasına dair ayrı hükümlere yer vermeyi gerek görmemiş, mükerrerlik ile karmaşa oluşturmamak için genel bir yollama ile Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümlerinin ticaret şirketlerine, dolayısıyla bir ticaret şirketi türü olan adi ortaklık işletmesine de (şirketlere) uygulanmasına imkan tanımıştır. Nitekim, pratikte de, şirketlere kayyım atanması ağırlıklı olarak Türk Medeni Kanunu hükümleri çerçevesinde talep edilmekte ve karara bağlanmaktadır.
Kayyımlık müessesesi 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun İkinci Kitabının Üçüncü Kısmında düzenlenmiştir. TMK’nın 403. maddesinde, kayyımın, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanacağı açıkça belirtilmiştir. Kayyımlık, TMK’da, temsil kayyımlığı, yönetim kayyımlığı ve iradî (isteğe bağlı) kayyımlık olmak üzere üç başlık altında toplanmıştır.
4721 Sayılı TMK’nın yönetim kayyımlığını düzenleyen 427. maddesine göre ise, vesayet makamı, yönetimi kimseye ait olmayan mallar için gereken önlemleri alır ve özellikle aşağıdaki hâllerde bir yönetim kayyımı atar:
1. Bir kimse uzun süreden beri bulunamaz ve oturduğu yer de bilinemezse,
2. Vesayet altına alınması için yeterli bir sebep bulunmamakla beraber, bir kişi malvarlığını kendi başına yönetmek veya bunun için temsilci atamak gücünden yoksunsa,
3. Bir terekede mirasçılık hakları henüz belli değilse veya ceninin menfaatleri gerekli kılarsa,
4. Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan
sağlanamamışsa,
5. Bir hayır işi veya genel yarar amacı güden başka bir iş için halktan toplanan para ve sair yardımı yönetme veya harcama yolu sağlanamamışsa.
Bu açıdan bakıldığında, 4721 Sayılı TMK’nın m.427/4’de belirtilen “gerekli organlardan yoksun kalma” hali, adi ortaklık işletmesi (şirket)’in zorunlu organlarından yoksun kalmasını vurgular. Bu hale örnek olarak, genel kurulun uzun zamandan beri toplantıya çağrılamaması, genel kurulun müdürleri seçememesi, müdürler kurulunun toplanması için gerekli yetersayıların sağlanamaması gösterilebilir.
Her ne kadar TMK’nın 426. ve 427. maddelerinde, kayyımın, vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesi tarafından atanacağı belirtilmişse de, kayyım atanmasına ilişkin dava, limited şirketi ilgilendirdiği için mutlak ticarî dava sayılır. Bu nedenle, kayyım atanmasına ilişkin dava, asliye ticaret mahkemelerinde veya onların yokluğunda bu sıfatla hareket edecek asliye hukuk mahkemesinde açılır. Görevli mahkeme şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir. Yargıtay kökleşmiş içtihatları ve yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Yargıtay —.HD’nin 28/11/2000 tarihli, E.2000/8363, K.2000/9448 sayılı; 24/03/2003 tarihli, E.2002/13363, K.2003/2691 sayılı; 26/06/2003 tarihli, E.2003/5621, K.2003/6912 sayılı; 22/01/2007 tarihli, E.2005/13647, K.2007/566 sayılı kararları).
Yapılan yargılamaya göre, davalı adi ortaklık işletmesinin halen faal olduğu, en son yetkilisin ——-olduğu, görev süresinin 28/11/2016 tarihinde sona ermiş olduğu, bu tarihten sonra ortaklar kurulu tarafından şirkete yetkili atanmamış olduğu, bu sebeplerle şirketin organsız kalmış olduğu, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 427/4. maddesinde öngörülen koşulun gerçekleşmiş olduğu, davalı şirketin temsil ve yönetimi için yönetim kayyımı atanması gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar davalı vekilince İstanbul ——. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/550 esas sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılması talep edilmiş ise de her iki dava dosyasının konularının farklı olması, davamızın konusunun adi ortaklığı temsil eden müdürün görev süresinin sona ermesi sebebiyle adi ortakların toplanıp yeniden yeni müdür atayamaması, adi ortaklığın işlemlerinin yürütülememesi, adi ortaklığın organsız kalmış olması sebebiyle adi ortaklığa kayyım atanması talebi olmasına rağmen, İstanbul —. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/550 esas sayılı dava dosyasının konusunun, adi ortaklığı oluşturan ortaklar ve dava dışı kişiler arasındaki tespit ve birden çok sebepten kaynaklanan tazminat davası olması sebepleriyle aralarında bağlantı bulunmadığı, bekletici mesele yapılmasını gerektirecek hukukli bir durum olmamasından dolayı talebin reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı vekilince, dava dilekçesinde beyan edilen kişilerin kayyım olarak atanası talep edilmiş ise de beyan edilen kişilerin davalı tarafça kabul edilmemesi sebebiyle mahkememizce re’sen kayyım ataması yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, adi ortaklık işletmesinin organsız kalmış olması sebebiyle 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 427/4. maddesi gereğince adi ortaklık işletmesine (şirkete) yönetim kayyımı atanması davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ——– sicil numarasında kayıtlı tarafların ortak oldukları ———- İşletmesi’ne 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 427/4. maddesi gereğince yönetim kayyımı olarak Mali Müşavir —— atanmasına, kayyımın yönetim kurulu ve şirket müdürünün yetkilerini kullanmasına,
2- Kayyım için aylık 3.000,00 TL ücret takdirine, ileride yargılama giderlerine eklenmek üzere aylık ücretlerin davacı tarafından her ay peşin olarak mahkeme veznesine yatırılmasına, ilk ay ücreti yatırıldığında kayyıma görevinin tebliğine,
3- Davalı şirket ortaklar kurulunca yeni bir yönetici (müdür) atanıncaya kadar Kayyımın görevinin devamına,
4- Kayyımlık kararının ticaret siciline tescil ve ilanı için gönderilmesine, ilan işlemlerinin davacı tarafça bir hafta içinde elden götürülmek suretiyle yaptırılmasına,
5- Kayyım ücreti yatırıldığında, kayyıma görevinin tebliğine ve tebliğle birlikte kayyımın görevine başlamasına,
6- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
7- Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin harç, 56,00 TL tebligat gideri, 18,35 TL posta gideri olmak üzere toplam 163,15 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
8- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Ücr. Trf.’ne göre, 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
9- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, oy birliğiyle, açıkça okunup usulen anlatıldı