Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/499 E. 2020/260 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/499 Esas
KARAR NO: 2020/260
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/05/2018
KARAR TARİHİ : 16/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili ——- harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında———— Noterliğinin ———- yevmiye numarası ile yapılan araç satış sözleşmesi gereğince———-plakalı——-marka arazi tipi aracın ——- bedel karşılığında müvekkili şirkete devredildiğini, ancak davalı tarafından söz konusu aracın ithalatı sırasında ödenmesi gereken——- ödemelerinin yapılmadığının ortaya çıktığını, ——– Ağrı Ceza Mahkemesi’nin ———E. dosyası marifetiyle yapılan yargılamanın ve halen derdest olan dosya kapsamında söz konusu araç üzerine tedbir konulmasına karar verildiğini, olanlardan bi haber olan müvekkili şirketin 6770 Sayılı bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunun geçiçi 9. Maddesi ve diğer ilgili kanun hükümlerinden yararlanmak ve davalı tarafından ödenmeyen——miktarını ödemek ve araç üzerine konan tedbirin kaldırılmasını sağlamak amacıyla ———— başvuruda bulunulduğunu, ———tarafından verilen cevapta; yapılan hesaplamalar sonucunda ———- ödenmesi gerekmekte olduğunun müvekkiline bildirildiğini, hesaplanan ———- bildirilen hesap numarasına———- tarihinde yatırıldığını ve tedbir kararı uygulayan ——– Ağır Ceza Mahkemesinde derdest olan dosyaya yapılan ödemeye ilişkin dekontların sunulup tedbirin kaldırıldığını ileri sürerek davalı tarafın ödemesi gereken ancak müvekkili tarafından karşılanan ———- bedelinin ödeme günü olan ———– tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte alınarak müvekkili şirkete verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu genel yetki kurallarını düzenleyen 6’ncı maddesine göre genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, müvekkili şirketin adresinin —————olduğundan yetkili mahkemelerin —– Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davada tarafların tacir olduğu ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğundan, uyuşmazlığın çözümü Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevi içerisinde olduğunu, esasa girilmeksizin görevsizlik nedeniyle davanın reddi gerektiğini, dava konusu satım işlemine konu olan aracın ———- tarafından müvekkili şirkete devredilmiş olup,—- hususuna dair ilgili firma tarafından da müvekkiline hiçbir bildirim yapılmadığından davanın sonucu doğrudan yahut dolaylı olarak işbu firma bakımından da sonuç doğurmaya yönelik olduğunu, müvekkili şirkete sözleşme konusu aracı——bedeli ödenmemiş hali ile devretmesi ve işbu aracın müvekkil tarafından davacıya devredilmesi neticesinde müvekkiline karşı açılmış olan davanın ————- ihbar edilmesi gerektiğini, müvekkil ile davacı taraf arasında ——–tarihinde araç satış sözleşmesi imzalandığını, —- buna göre, müvekkili şirket davacı tarafa, —– plakalı ——— marka aracı ——-bedel karşılığında devrettiğini, davacı tarafından, sözleşme konusu araca ait ödenmemiş——–bedellerinin ödenmesi üzerine, ödemeyi müvekkili şirketin gerçekleştirmesi gerektiği iddiası ile müvekkili şirkete rücu ettiğini, davanın iyi niyetten uzak ve mesnetsiz olduğunu, ——tarihli ——- müvekkil tarafından davacıya devredilen araç, daha öncesinde ———— tarafından müvekkili şirkete devredildiğini, , müvekkili şirketin söz konusu aracı devraldığında ——— ödemelerinin yapılmış olduğunu bilmekte olup, aracın davacı tarafa devredildiğini————- tarihine kadar ödenmemiş———bedelinin olduğuna ilişkin herhangi bir sorunla karşılaşmadığı gibi ilgili idareden bu yönde bir bildirim de almadığını, dava konusu aracın bedelin satıldığı dönemdeki piyasa rayiç fiyatları ile karşılaştırılması ve bu hususun bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi, bu tespit nihayetinde de davacı tarafın söz konusu aracı ———-hariç fiyatı ile teslim aldığını bilip bilmediği hususları anlaşılmalıdır. Zira tacirler arası ticari bir satım söz konusu olup, bu satıma dayanarak söz konusu işlemin taraflardan birini hataya düşürecek mahiyette olduğunun iddia edilmesi, aracı bilerek ve isteyerek alan davacı taraf bakımından, satım konusu araca dair ———– tarafından Makine Mühendisi ——-tarafından imzalanarak araçta herhangi bir hukuki eksiklik olmadığına dair tanzim olunan ——– de dava konusu aracın satım işlemi esnasında davacı/alıcıya ibraz edildiğini, ——-Noterliğinde ——— tarihinde resmi şekilde yapılan sözleşmede davacı/alıcı şirketin hükmün altına imza atmış ve bu şekilde satım bedelini ödeyerek satın alma işlemini gerçekleştirdiğini, ——-vergisi ödenmemiş bir aracın noter kanalıyla gerçekleştirilen bir satışta, sanki söz konusu vergi ödenmiş gibi gösterilmesi ve bu yolla alıcı şirketin hataya düşürülmüş olması, hayatın olağan akışına aykırı ve haksız kazanç sağlamaya yönelik bir iddia olup, aracın satış tarihindeki bedelinin rayiç değerine oranla değerlendirilmesi halinde, davacı/alıcının bu durumdan muttali olduğu sonucu ortaya çıkacağını, noter vasıtası ile gerçekleştirilen satışlarda araca dair bir ———– borcu olup olmadığı hususunun basiretli bir tacir olan davacı tarafından araştırılmaması ve bilinmemesi hayatın olağan akışına aykırı olup, müvekkiline atfedilemeyecek bir kusur olduğunu, davacının tüm bu hususlardan bihaber şekilde aracı noter vasıtası ile devralması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, zira aracın———- ödemelerinin yapılmadığı sebebiyle tedbir kararı olduğuna ilişkin kayıtların noterlik tarafından taraflara bildirilmemesi mümkün olmadığını, öncelikle davacı tarafından, satışın nasıl gerçekleştiği ve söz konusu ——- ödemelerinden haberdar olunup olunmadığı ve tedbir kararı olan bir aracın devrinin nasıl gerçekleştirildiği hususlarının davacı tarafça izahı gerektiğini, davacı tarafın tacir olduğu hususu göz önüne alınırsa, davacı tarafın satın alacağı araca dair tüm kontrolleri yapmış olması ve araca dair gerekli tüm bilgileri haiz olmasının beklendiğini, davacı taraf gibi kurumsal yapıdaki şirketlerin denetim ve bilgi alma konusundaki sorumlulukları ve imkânları daha geniş olup, devralacağı aracın ödenmemiş ————- bedeli olduğu ve söz konusu aracın üzerinde tedbir kararı olduğu hususlarının bilinmediğini kabul etmek hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tarafların ——- tarihinde imzaladıkları ———– davacı taraf söz konusu aracı hâlihazır durumu ile teslim aldığını beyan ve kabul ettiğini, bu haliyle, aracın satışı sırasında, ödenmemiş———— bedeli bulunduğunun ve araç üzerinde tedbir kararı olduğunun davacı tarafça bilindiğinin kabulü gerektiğini ileri sürerek davanın görev ve yetki yönünden reddi ile dosyanın görev ve yetkili——– Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne gönderilmesine, davanın ——————- ihbarına, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,taraflar arasında yapılan araç satım sözleşmesi akabinde davalı tarafça ödenmeyen ———– bedelinin davacı tarafça ödenmesi nedeniyle açılan rücuen alacak davasıdır.
Davalı tarafın süresinde verilen cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunarak,yetkili ticaret mahkemelerinin ——– Asliye Ticaret mahkemeleri olduğunu belirttiği dosya kapsamında anlaşılmıştır.
Genel yetkiyi düzenleyen 6100 sayılı HMK’nın 6.maddesi ” Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. ” şeklindedir.Yetki hususunun araştırılması için ——— ———— sitesinden şirket merkezinin tesciline ilişkin yapılan ilanın bulunduğu sayfa çıkartılıp dosya arasına konulmuştur.İlgili —– yer alan ilana göre davalı şirket ——– tarihinde şirket merkezini —– naklederek iş bu durum—————-numarasıyla tescil edilmiştir.Dava açılış tarihi —– olmakla davanın açıldığı sırada davalının şirket merkezi ———- bulunmaktadır.Bu nedenle genel yetkiyi düzenleyen 6100 sayılı HMK’nın 6.maddesi uyarınca yetkili mahkemeler ——–Asliye Ticaret Mahkemeleridir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunduğu,taraflar arasında kaynaklanan uyuşmazlığın rücuen alacak davası olması nedeniyle mahkememizin 6100 sayılı Hmk’nın 6. Maddesi uyarınca yetkisiz olduğu anlaşılmış ve aşağıda yer alan şekilde hüküm kurulmuştur.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının yetki yönünden REDDİNE ,
2-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
3-Karar kesinleştiğinde dosyanın talep halinde yetkili ve görevli ———-Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Aksi halde davanın açılmamış sayılmasına.
5-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında yetkili mahkemece karar verilmesine.
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya kendilerine en yakın Asliye Ticaret mahkemesine verecekleri dilekçe ile ————Adliye Mahkemesinde istinaf yoluna gidebilecekleri uyarısıda yapılmak suretiyle açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2020