Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/498 E. 2020/841 K. 01.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/498 Esas
KARAR NO : 2020/841

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/05/2018
KARAR TARİHİ : 01/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ———zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı davalıya ait; —– tarihinde hakkında icra takibi yapılan diğer borçlu —– isimli sürücünün sevk idaresinde iken, davalıya ait aracı kullanan——– olarak araç kullanması sebebiyle, ———— plakalı araca çarpması neticesi yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasına meydana gelmiştir. Olayda davalı sigortalının aracını kullanan —-alkollü olarak aracı sevk ve idare ettiğini, Karayolları Trafik Kanunu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 4. Maddesi d ve a bentelerindeki rücu şartı olayda gerçekleştiğini, ——– seviyesindeki ———-zayıfladığı trafik güvenliğini tehlikeye attığını, davalının —– alması sebebiyle aracı ——-yeteneğini kaybettiği açıktır. müvekkilimin sigortalına rücu şartları oluştuğunu, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirkete ait araç sürücüsünün kanında 3,8 promil alkol olduğu tespit edilmişse de, bu alkol oranının, alkol kullanmayan kişiler de dahi yenilen bir kısım yiyeceklerden ve sağlık sebebiyle kullanılan bir kısım ilaçlardan dolayı çıkabilecek bir oran olduğunu, 3,8 promil alkolün, güvenli sürme yeteneğini kaybettirmesinin mümkün olamayacağını, sürücü alkollü olsa da olmasa da meydana gelecektiyse bu durumun sigortacının sigortalıya rücu edebilmesi için yeterli bir neden olmadığını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava sigortanın sigortalısına —— tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle ödemiş olduğu bedelin sigortalısının ağır kusuru ve alkollü olması nedeniyle rücüen tazminine ilişkin başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.Ödeme emrinin davalı borçluya— tarihinde tebliğ edildiği ve borçlunun 7 günlük itiraz süresi içerisinde 10/09/2013 tarihinde ödeme emrine itiraz ederek takibi durdurduğu göülmüştür.Ödeme emrine itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir tebligat mazbatasının bulunmaması nedeniyle itirazın iptali davasının açılması için gerekli 1 senelik hak düşürücü sürenin başlamadığı görülmüş ve itirazın iptali davasının hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyanın İstanbul Anadolu —.Tüketici Mahkemesinin—–sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize geldiği görülmüştür.
Hasar dosyası ve poliçenin görevsiz mahkemece celp edilerek dosya içerisine alındığı görülmüştür.
Davacı vekili rücu talebine dayanak olarak sigortalısı davalıya ait aracın karıştığı trafik kazasında sürücünün ağır kusurlu olması ve alkollü olmasını göstermiştir.
01/10/2020 tarihli ara karar ile dosyanın Kusur, ———- konularında uzman bilirkişilere tevdi edilerek kazanın münhasıran alkol etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediği,sürücünün ağır kusurlu olup olmadığı hususunda bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve ——tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
23/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu Kapsamında maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası olduğu, meydana gelen olayda kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı, önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğu,
Davaya konu Trafik Kazası Kapsamında;—— plaka sayılı araç sürücüsü ———% 100 kusur oranı ile asli kusurlu olduğu, —– plaka sayılı araç sürücüsü ——— kural ihlali yapmamış olması nedeni ile kusursuz olduğu. Davaya konu kazanın münhasıran alkolün etkisinde olduğundan söz eddilemeyeceği. Davacı … ——– sigorta poliçesi ——- teminat altında iken———- tarihinde meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsünün 0,038 promil alkol ile sevk ve idaresindeki aracı “münhasıran alkolün etkisinde olmadan” idare hatası nedeni ile kazaya sebebiyet verdiği ve tam kusurlu olsa dahi davacı … şirketinin sigortalı araç sürücüsünün kasdi ve ağır kusurlu olduğundan söz edilemeyeceği kanaatine heyetimizce ulaşılmış olup; Davacı——– sigortacısının, davalı araç işleteninden; poliçe limitleri dahilinde ——tarihinde ödemiş olduğu (Talep eden sigortacıya ödenen toplu ödeme belgesi içinde/ listede bulunduğunun tespiti ile—- maddi tazminatını rücueıı talep edemeyeceği,şeklinde tespitlerde bulunarak raporu mahkememize teslim etmişlerdir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.a maddesinde, tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, sigortacının sigortalısına rücu edebileceği hüküm altına alınmıştır. Yargıtay —–.Hukuk Dairesi’nin yerleşmiş uygulamalarına göre; Genel Şartların bu maddesinde “tam kusur” dan değil, “kasıt” veya “ağır kusur”’dan söz edilmekte olup, ağır kusur kavramının kasta yakın bir kusurun varlığını ifade ettiği kabul edilmektedir.Üçlü bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporu ile kazanın münhasıran alkol etkisi altında gerçekleşmediği tespit edilmekle mahkememzice bilirkişi heyetinin bu yöndeki teknik nitelikte olan tespitine itibar edilerek alkollü araç kullanımına ilişkin rücu şartlarının oluşmadığı yönünde kanaat edinilmiştir.Nitekim tam kusur kasıt veya ağır kusur değildir.Yargıtay———- Sayılı kararında ” Hükme esas alınan bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu belirtilmiştir. Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, mahkemece sigortalı sürücünün tam kusurlu olduğu, geceleyin araç kullanarak yol kenarına park etmiş araca çarpıp olay yerinden de kaçmış olması nedeniyle ağır kusurlu olduğunun kabul edilmesi, sigortalı araç sürücüsünün kastı ve ağır kusuru olarak nitelendirilemez. ” şeklinde karar vererek sürücünün tam kusurunun ağır kusur veya kasta vücud vermeyceğini belirtmiştir.Nitekim aynı dairenin yerleşik içtihatları da bu yöndedir.Alınan bilirkişi raporu ile da sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olmasına rağmen kast veya ağır kusurunun bulunmadığı tespit edilmiş ve mahkememizce de bilirkişi heyetinin bu yöndeki teknik nitelikte tespitine itibar edilerek kasıt veya ağır kusur yönünden de rücu şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında kazanın münhasıran alkol etkisi altında meydana gelmemesi ve sürücünün kasıt veya ağır kusurunun bulunmaması nedeniyle rücu şartlarının gerçekleşmediği kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir.Ayrıca rücu şartlarının oluşuğ oluşmadığı hususunun teknik nitelikte incelemeyi ve yargılamayı gerektirmesi nedeniyle davacının takip başlatma hususunda kötü niyetli olmadığı kanaatine varılarak kötü niyet tazminatının reddine karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminatının REDDİNE,
3-Peşin alınan 252,51 TL harçtan, alınması gerekli 54,40 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 198,11 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
5-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ————- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yatırılan 50,00 TL gider avansının davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalının yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.