Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/497 E. 2021/657 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/497 Esas
KARAR NO : 2021/657

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 21/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 28/12/2018 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete —– tarihinde trafik kazası yaptığını, müvekkili şirketin söz konusu kazadan dolayı meydana gelen hasar sebebiyle 5.266,86 TL tazminatın ödendiğin—– plakalı araç sürücüsünün yeterli ehliyete sahip olmadığını, sürücünün kusurlu olması sebebiyle müvekkil şirketin sigortalasına rücu hakkının olduğunu, söz konusu alacağa ilişkin —- dosyası ile davalı aleyhine takip başlatıldığını, davalının takibe kötü niyetli itiraz ettiğini belirterek icra dosyasına yapılan itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Usulüne uygun tebliğe rağmen davalı tarafın dosyamıza herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizin iş bu dosyasının,——- sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edildiği ve yukarıdaki esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşıldı.
Dava rücuen tazminat talepli başlatılan ——-dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.
—- Esas sayılı takip dosyasının dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
Davaya konu—– plakalı aracın ilk ediniminden itibaren tüm trafik kayıtlarının —dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
—- — belgesine ilişkin tüm bilgi ve belgelerin dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
—- dosyamız davalısı —- kayıtlarının dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
02/07/2020 tarihli ara karar ile dosyanın — bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 23/11/2020 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle;
“Somut uyuşmazlıkta, kaza gününde davalı ——– sürücü ——-olmadığı anlaşılmaktadır. O durumda mahkemece, ——sürücüsünün —— dikkate alınarak, rücu koşullanma oluştuğu kabul edilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2918 sayılı KTK.42/a bendi uyarınca “—— uygun — değiştirilmedikçe sahiplerine —- hükmü dikkate alındığında davacının rücu hakkın var olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklandığı üzere ve takdiri tamamen —— ait olmak üzere davacının ——içinde rücuen talep edebileceği tazminat toplamının —- ödenen ve rücuen talep edilen tazminatın kadri maruf olduğu kanaatimi belirtir iş bu görüş ve kanaatimi saygı ile arz ederim” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
Davacı —— sebebi olarak— ait araç sürücüsünün ehliyetinin bulunmmasına dayanmaktadır.
KTK’nun 95. maddesinde,—- sözleşmesinden —– hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan—– ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği —–öngörülmüş olduğundan,—– sözleşmesinin tarafı —– ettiren davalı, ——– genel şartlarının kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmekle yükümlüdür.
Sigorta sözleşmesine dayalı rücu davalarında, tarafların yükümlülüklerinin belirlenmesinde, taraflar arasındaki ilişkinin sözleşme ilişkisi olması nedeniyle, —- tarihinde yürürlükte bulunan sigorta genel şartları nazara alınır.
Sigorta Genel Şartlarından Sigortanın, sigortalıya rücu hakkı “B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinde düzenlenmiş, ilgili madde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan —— kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği —— rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine —- olmayan veya geçerliliğini —- —- tarafından sevk edilmesi veya —meydana gelmiş ise,
c) Aracın,—- belirlenen seviyenin üzerinde—– aynı mevzuatta —– alamayacağı belirtilen kişilerce —- alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç) Tazminatı gerektiren olay, — olmayan araçlarda —- veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla —– maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin —-yüzünden meydana gelmiş ise,
d) —- gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde,— sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, — —–gitme, —– nedeniyle uzaklaşma gibi —etmesi veya kaza tutanağı—- koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,
Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak ——- talep edemez.” denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumlar belirlenmiştir.Ancak esasa ilişkin maddi vakıaların incelenmesinden önce sigortanın talebini doğrultusunda davalının pasif husumetinin bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.Davacı sigorta rücu talebini kendi sigortalına yöneltmekle —- olan taraf ile eldeki davada davalı olan tarafın aynı kişi veya şirketler olması gerekmektedir.Dosyaya davacı tarafından sunulan poliçe incelendiğinde sigortalının—- olduğu görülmüştür.—- her —- kayıtları celp edilmiş ve iki şirketin de birbirinden farklı şirketler oldıuğu görülmüştür.Davacının, davasını sigortalısı olmayan 3.kişiye yönelttiği anlaşılmakla davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin yatırılan 35,90 TL harcın düşümü ile geri kalan 18,50 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA ,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte olan —–13/2.maddesi uyarınca — ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
Dair;6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.