Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/487 E. 2020/727 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/487 Esas
KARAR NO : 2020/727
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 21/01/2018
KARAR TARİHİ : 27/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından sunulan —harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket teminat altına alınan —— ait emtiaların —– nakliyesi sırasında hasarlandığını, yapılan ekspertiz çalışmasında —– yapılmış olan yetersiz sabitleme nedeniyle nakliye sırasında maruz kalınan olağan sarsıntılar nedeniyle makin alarm hareketlenerek istifin bozulmasına ve böylelikle hareketlenmelerin de kontrolsüz şekilde artarak devam etmesine neden olduğu sonucuna ulaşıldığını, bu hareketlenmelerin makinelerin dorse duvarına ve birbirlerine çarpmasına ve dolayısıyla mekanik olarak hasarlanmalanna neden olduğunu, taşınan toplam —- adet çamaşır makinesinin tamamında mekanik hasarlar olduğunu alıcı firma tarafından tamamının kullanılmaz durumda olduğunun ifade edildiğini, eksper tarafından yapılan piyasa araştırması neticesinde — adet makinesinin— sovtaj bedeliyle değerlendirilebileceği sonucuna ulaşıldığını — adet çamaşır makinesini fatura tutarının — olduğu — servis kontrol işçilik bedeli düşüldüğünde ve sovtaj tutan olan — mahsup edildiğinde bakiye –kaldığım, sigortalıya —-poliçe kapsamında hasar ödemesi yapıldığını, sigortalıya yapılan ödeme ile sorumlulara karşı rücu haklan kayıtsız ve şartsız olarak müvekkili şirkete devredildiğini, bunun üzerine ———- sayılı dosya ile takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz etmesi sonucu takibin durduğunu, davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan — tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu taşıma işleminin— tarihinde gerçekleştiğini icra takibinin ise — tarihinde açıldığını zamanaşımı meydana geldiğini, davacının iddiasını somut delillerle ispatlayamadığım, dava dilekçesinde çekicilerin —— ait olduğunun belirtildiği —- sayılı plakanın– ait olduğunu , römorkun motorlu bir taşıtın arkasına takılarak çekilen motorsuz taşıt olduğunu, römorku hareket ettiren çekicinin—–plaka sayılı römorkun davalı şirkete ait olduğunu aracın İşleteni —- olduğunu, dava dışı firma ile — tarihlerini kapsayan uzun dönem araç kiralama sözleşmesi tanzim edildiğini, — plaka sayılı —– bulunan emtiaların——ait olmadığını, müşterisine ait olduğunu, dava konusu ürünlerin yüklemesi, istiflenmesi ve boşaltılması davalı şirket tarafından yapılmadığını bu konuda dosyada herhangi bir belge bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
————–sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın mahkememize tevzi edildiği, iş bu kararın 05/02/2019 tarihinde kesinleştiği görüldü.
Dava genel haciz yolu ile takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
———- sayılı takip dosyasının dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
—– tarihli ara karar ile dosyanın bir sigorta konusunda uzman bilirkişi ile bir taşımacılık konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —– tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi heyet raporunda özetle;
Dava konusu olayda, davri ——— gerek fiili gerekse akdi taşıyıcı olarak taşıma organizasyonunda yer almadığı, bu nedenle kendisine husumet yöneltilemeyeceği, içerisinde hasarlandığı iddia edien – mülkiyeti kendisinde bulunsa da uzun dönemli olarak taşımada fiili taşıyıcı olarak yer alan——– firmasına kiralandığı, bu nedenle kiralayan uzun dönemli kira ilişkisi nedeniyle malik konumunda olacağı, ayrıca kiralanan hareketsiz römork olduğu,
Meydana geldiği iddia edlen hasar tespiti için hasar şerhi düşülmüş orjinal CMR senetlerinin dosyada mevcut olmadığı, ayrıca meydana geldiği iddia edlen hasarın sigorta kapsamında olup olmadığının tespiti için gerekli olan sigorta poliçesinin dosyada mevcut olmaması nedeniyle, hasarı teminat kapsamında olup olmadığının değerlendirilmediği,
Eksik belgelere rağmen ekspertiz raporuna göre taşıyıcı ——– firmasınına rücu edilebileceği sonuc olarak belirtilmesine rağmen dosya içerisinde herhangi bir temlik olmamasına rağmen davacı—- şirketine hasar ödemesi yapılmasının tarafımızdan anlaşılamadığı,
Davacı——– halefiyet kazandığını ispat edici belgelerin dosyada mevcut olmadığı,
Dava konusu olayın meydana gelişinde CMR konvansiyonu hükümlerine göre ağır bir kusur veya pervasız bir davranış olduğuna dair bir karine olmadığı için zaman aşımı süresinin 1 yıl olduğu, hasar tarihinden itibaren zaman aşımını kesen bir durumun olmadığı, orjinali olmadığı için kime gönderildiği anlaşılmayan talep yazısının tarihi— ve takip tarihi de —-olduğundan alacaklısının kim olduğu eksik evraklar yüzünden tespit edilemeyen alacağın zaman aşımına uğradığı,
Davalının davacı –tarafından —- dosyası ile başlatmış olduğu takibe asıl alacağa, ferilerine ve faize yapmış olduğu itirazın yerinde olduğu sonuç ve görüşlerine ulaşıldığı” şeklinde tespitte bulundukları görülmüştür.
— tarihli ara karar ile tarafların itirazları doğrultusunda dosyanın bir taşımacılık konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —- tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle;
Davacı ödemesinin dosya kapsamında mevcut ödeme dekontu ile teyit edildiği; davacının CMR sorumluluk risklerini sigorta ettiği dava dışı — firmasına yaptığı ödeme ile ona halef olduğu; ancak ona halef olarak rücuen tazmin talepleri yöneltebilmesi için öncelikle —- firmasının yük ilgilisi dava dışı —- firmasına tazminat ödediğinin de sabit olması gerektiği, dosya kapsamında katlanmadığı zarar için yükün doğrudan ilgilisi olmamasına rağmen tazminat ödenen ——S firmasına ödemenin rücuen tazmin hakkı vermeyeceği,
Davacının sigortalısına ödemesi yanında sigortalısının (sorumluluk riski sigorta edilen taşıyıcının) hasar dosyası ile sigorta ekspertiz raporuna göre, yük ilgilisine tazminat ödediğine dair dosyada her hangi bir delil bulunmadığı,
Davacının TTK m.1472 kapsamında işbu rücuen tazmin talepli davayı ikame etmek bakımından, yük ilgililerine tazminat ödemesi sabit olmadığı için aktif husumete ehil olduğunun sabit olmadığı,
Davalının maliki olduğu aracı kiraya verdiği, taşımada aracın kullananın sigortalı -kiracı —- olduğu, bu durumda davalının pasif husumet ehliyeti bulunmadığı, sorumluluğun CMR m.3 gereği yükleme-istifleme-sabitleme edimlerini ifa sürecine katılan dava dışı ifa yardımcılarına yöneltilmesi gerektiği,
Dava konusu hasarlı teslim ile icra takibi arasında geçen sürenin bir (1) yıldan uzun olduğu gözetilerek, girişilen takibe zamanaşımı süresi dolduktan sonra girişildiği,
Meydana gelen hasarın taşıma süreci aktarma-yükleme-istifleme aşamaları ve yükün niteliğine uygun taşımamaktan kaynaklandığı, bunun sorumluluğunun sigortalı —— ait olduğu, sigortacı da taşıyıcı sigortalısına ödeme yapmış olmakla; artık ancak yüklemede görev alan ifa yardımcılarına tazmin talebinde bulunulabileceği,
Rücu edilebilecek tazminatın ancak sigorta ekspertiz raporunda tespit edilen —- kadar olabileceği,
Hesaplanan tazminat miktarı bakımından CMR m.23/3 hükmüne göre sınırlı sorumluluk ilkelerinin uygulanmasına yer olmadığı,
Hükmedilecek tazminata, takip tarihinden itibaren yıllık %9 hesabı ile temerrüt faizi uygulamasının yerinde olacağı, işlemiş faiz talebinin somut olaya uymadığı,
Kusur, zarar ver sorumluluk değerlendirmeleri gerektiren dava konusu gözetildiğinde inkar tazminatına yer olmadığı hususunun sayın mahkemece değerlendirilmesi gerektiği” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
Öncelikle tespit edilmesi gereken husus taraflar arasındaki uyuşmazlığa hangi kanun maddelerinin uygulanacağıdır.Davacı —– ,dava dışı sigortalısına hasar bedelini ödeyerek 6102 sayılı TTK’nın 1472.maddesi uyarınca dava dışı sigortalının haklarına halef olmuştur.TTK nun 1472-(1)maddesi; “Sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlululara karşı dava——— var ise bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmış ise, sigortacı mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek ,dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklindedir. Halef olma (halefiyet) bir kişinin hukuken diğerinin yerine geçmesi anlamına gelir.
TTK’nın 1472/1 maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472/1. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak ———————- sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği şüphesizdir.
Yukarıda yer alan TTK 1472. Maddesi ve İçtihadı Birleştirme kararı doğrultusunda uyuşmazlık incelendiğinde; dava dışı sigortalı hangi gerekçe ve hukuki nedenle davalıya karşı talepte bulunabilecek idiyse sigortalının haklarına halef olan davacı—— o nedenlere dayalı olarak talepte bulunabilecektir.Dolayısıyla uyuşmazlığa konu hasarın Uluslararası taşımadan kaynaklanması nedeniyle uygulanacak hükümler CMR konvansiyonudur.Anayasanın 90.maddesi ile—— adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, —— onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlı olması ve usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmaların kanun hükmünde olması nedeniyle uyuşmazlığa uygulanacak hükümler iç hukuka ilişkin düzenlenen hükümler olmayıp CMR konvansiyonuna ilişkin hükümler olacaktır.Yeniden alınan bilirkişi raporu ile önceki raporun birbirini teyit eder olduğu görülmekle 3.bir rapor alınmamıştır.Davacının TTK m.1472 kapsamında işbu rücuen tazmin talepli davayı ikame etmek bakımından, yük ilgililerine tazminat ödemesi sabit olmadığı için aktif husumete ehil olduğunun sabit olmadığı,davalının maliki olduğu aracı kiraya verdiği, taşımada aracın kullananın sigortalı kiracı—– olduğu, bu durumda davalının pasif husumet ehliyeti bulunmadığı, sorumluluğun CMR m.3 gereği yükleme-istifleme-sabitleme edimlerini ifa sürecine katılan dava dışı ifa yardımcılarına yöneltilmesi gerektiği,dava konusu hasarlı teslim ile icra takibi arasında geçen sürenin bir (1) yıldan uzun olduğu gözetilerek, girişilen takibe zamanaşımı süresi dolduktan sonra girişildiği,meydana gelen hasarın taşıma süreci aktarma-yükleme-istifleme aşamaları ve yükün niteliğine uygun taşımamaktan kaynaklandığı, bunun sorumluluğunun sigortalı —— ait olduğu, sigortacı da taşıyıcı sigortalısına ödeme yapmış olmakla; artık ancak yüklemede görev alan ifa yardımcılarına tazmin talebinde bulunulabileceği hususları gözetilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan peşin yatırılan 47,71 TL harcın düşümü ile geri kalan 6,70 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA ,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T 13/2’ye göre 2.793,28 vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair;6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.27/10/2020