Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/473 E. 2019/319 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/473 Esas
KARAR NO : 2019/319
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 05/02/2019
KARAR TARİHİ: 10/04/2019
Mahkememizde açılan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonuncunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı işçi ———– tarihleri arasında —————adlı şirkette dahil olmak üzere çeşitlik şirketler bünyesinde çalıştığını, işten ayrılması nedeniyle 1475 Sayılı Kanun’un değişik 14.maddesi gereğince davacı idare tarafından kendisine kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, yapılan ödeme sonrasında işçinin çalıştığı şirketlere karşı Ankara 5.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ———– Esas sayılı dosyası ile rücu/alacak davası açtığını, mahkeme tarafından gönderilen 25/01/2018 tarihli muhtırada davaalılardan —————–kaydının 31/07/2013 tarihinde resen terkin edildiği bildirilmiş, Ticaret Mahkemeleri nezdinde ihya davası açılmak ve dava açıldığına dair belgeyi mahkemeye sunmak üzere kendilerine 1 aylık kesin süre verildiğini, davacı idarenin merkez ———-ve bazı taşra şubelerinde bulunan hizmet binalarının genel temizlik hizmetleri için ———- tarihleri arasında —————- ile çalışıldığını, davacı idare ile davalı şirketler arasında akdedilen sözleşmeler uyarınca işçi haklarının ödenmesi ve işçi çıkarılması gibi sorumluluklarının şirketlere ait olduğu ve davacı idarenin ilgili konularda hiçbir sorumluluk taşımayacağının hüküm altına alındığını, şirketlerde çalışan işçilere yapılan ödemelerin şirkete yöneltildiği, bu hususta Asliye Hukuk Mahkemelerinde dava açıldığı ve icra takibine gidilidiği,————– aleyhine de devam etmekte olan hukuk davaları ve icra takipleri bulunduğunu, davacı idarenin işbu şirket aleyhine alacaklı olduğu dosyaları bulunduğunu ve şirketin ihyası gerektiğini, anılan nedenlerle 31/07/2013 tarihinde resen terkin edilen —————– karşı açılan dava ile ilgili olarak şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı ————- Müdürlüğü’nün TTK 32.maddesi ve Ticaret Sicil Yönetmeliği 34.maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, davalı müdürlüğün resen terkin işleminin 6102 sayılı Kanunun geçici 7.maddesi ve 30/12/2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Münfesih Olmasına veya sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicil Kayıtlarının silinmesine İlişkin Tebliğ” kapsamında olduğunu, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğünün bulunmadığını, anılan nedenlerle davanın reddi ile davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünün davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7. maddesi gereğince Ticaret Sicil Memurluğu’nca gayri faal olması sebebiyle re’sen terkin edilen şirketin faal olduğunun tespiti ile ihyası istemidir.
———– Müdürlüğünün 15/05/2018 günlü cevabi yazısıyla ihyası talep edilen şirketin münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen 6102 Sayılı TTK’nun geçici 7. maddesi gereğince müdürlükleri tarafından kendilerine yapılan ihtar ve ticaret sicil gazetesinde yapılan ilana rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunmayan şirketin 31/07/2013 tarihinde re’sen terkin edildiği ve ticaret sicilinden silindiği bildirilmiştir.
Dosyada mevcut Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ———-günlü muhtıra yazısı ile ———- esas sayılı dava dosyası üzerinden davacı tarafa şirketin ihyası davası açmak üzere yetki ve süre verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nın 26/06/2012 tarih ve 6335 sayılı yasanın 38. maddesi ile değişik 7. maddesinde bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl içinde kanunda yazılı halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde hükümlerine göre yapılacağı düzenlenmiş bulunmaktadır.
Yapılan yargılamaya göre, ticaret sicilinden re’sen terkin edilen şirket hakkında ihyası talep edilen şirketin halen devam eden davasının bulunduğu, dolayısıyla faal olduğu, ancak bildirimle yapılan ilana rağmen ——– Müdürlüğünce başvurusu bulunmadığından tasfiye edilmeksizin resen terkin edildiği anlaşılmıştır. Derdest olan davanın sonucuna göre şirket borcu ortaya çıkabileceği, tasfiyenin şirketin tüm borç ve alacakları tasfiye olunmaksızın tamamlanamayacağı, ticaret sicilinden terkin olunamayacağı sonucuna varıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, ihyası talep edilen şirket hakkında devam eden davanın olması sebebiyle davanın kabulüne, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olması sebebiyle davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE,———– Müdürlüğünün ——————- nosuna kayıtlı bulunup ——- tarihinde 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi gereğince sicilden terkin edilen —————–nin 6102 Sayılı TTK 547. maddesi gereğince Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin ———–esas sayılı dava dosyası ile sınırlı olmak üzere, terkin edilen şirket hakkında yürütülen davanın sonuçlanması ve infazı bakımından sicilden terkinine ilişkin kararın kaldırılmak suretiyle İHYASINA, ———- Müdürlüğüne yeniden TESCİLİNE,
2-Kararın ticaret sicil gazetesinde ilan edilmesine,
3- Davacı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davalı taraf yasal hasım olduğundan yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı taraf yasal hasım olduğundan davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı yetkilisi Mustafa Pan’nın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.10/04/2019