Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/457 E. 2021/412 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/457 Esas
KARAR NO : 2021/412

DAVA : Eser Sözleşmesi
DAVA TARİHİ : 04/02/2019
KARAR TARİHİ : 27/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Eser Sözleşmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle ; Müvekkilinin 20.6.2014 yılında kendine ait ———– firmasını kurduğunu, hala çalışmaya devam ettiğini 2014 yılının sonundan 2016 yılı ortalarına kadar Davalı firmayla çalıştığının bu çalışmalarının bir kısmının ödemelerini aldığını ancak davaya konu alacağının davalı şirket tarafından ödenmediğini sürekli oyaladığını ve bundan dolayı dava açma zaruriyetinin ortaya çıktığını, Müvekkilinin 20.06.2014 yılında kendi firmasını kurunca Davalı kendisi ile iş yapmak istediklerini söylemiştir. ———— yılı ortasına kadar çalışılmış olduğunu bu süre zarfında davaya konu olan iş nedeniyle hak ediş ve bir kısım cari hesap alacağı kendisine ödenmediğini, Davacı müvekkilin Davalı —– —————- işlerinin davacı tarafından yapılması konusunda anlaşıldığını, işin parça parça ve uzun süreceği için yapılan işin karşılığının her gidiş dönüşten sonra müvekkil şirkete ödeme yapılması hususunda anlaşıldığını, Müvekkilinin bu anlaşma çerçevesinde yanında çalışan ———– talep ettiği ve davalının da onayladığı —- gereği gibi yerine getirildiğini Tarafların aralarında yazılı sözleşme mevcut değilse bile gerek müvekkil davacının davalı şirket yetkilisi ile hak edişler ve yapılan işlerle ilgili yapmış olduğu mailler ve müvekkil çalışanın bu sürelerde —- kaldığı —- rezervasyon görüntüsü müvekkil şirketin bu işleri yaptığının kanıtı olduğunu,—— sorulduğunda söz konusu ———- işlemlerini müvekkil davacının davalının alt yüklenicisi olarak bizzat yaptırıldığının tespit edileceğini, Müvekkil davacının yapmış olduğu işlemler karşılığında defalarca davalı—– ödeme talep ettiğini ancak davalı şirket yetkilisini sürekli oyaladığını, beyan etmektedir. Davacı müvekkilinin—- alakalı olarak toplam 27.391,34 TL 12/4/2016 tarihinde faturayı keserek davalı şirkete göndermiş olduğunu, davalı şirketin 1.844,37 önceki bakiye ve 27.391,34 TL kesilen fatura ile toplam 29.235,71 TL borçlu olduğu, davalı şirket —– faturayı iade ettiğini davacı tarafından icra takibi yapıldığını itirazın iptali davası açılma süresi geçirildiğinden haklı alacağını alamadığını, davalı şirketin bedel ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini bu nedenle işin bitirildiği 2015 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep edilmediğini bu nedenle huzurdaki dava açma zarureti hasıl olduğunu belirtmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin taraflar arasındaki son cari bakiye olan 1.844,37 TL cari borç bakiyesine itirazı olmadığını, davaya konu diğer alacak kalemi ise ———yapılan işler olduğunu Bu işlerle alakalı böyle bir anlaşma, yazılı yada sözlü olarak kararlaştırılmadığını, karşı tarafla yapılan işlerde sadece işçilik olarak anlaşıldığını sözleşme olmadığını, yapılan masraflar içinde olmak üzere ————–yapıldığını, ——– kalınarak fatura kesilmesi gerektiği, bu durumun maillerde de açıkça göründüğünü ,davacının———- gittiğini her gidiş geliş için gerçek dışı bedeller çıkararak müvekkil şirkete fatura ettiğini Davacının müvekkil şirket çalışanı olmayıp —–bu nedenle ———kararlaştırılan ücret içinde olduğunu tüm malzemenin müvekkil şirket tarafından karşılandığını davacı tarafından malzeme ———-edildiğine ait beyanlarının kabul edilmediğini, Söz konusu——-şeklinde olduğu hesaplamanın bu miktar üzerinden yapılması —– —- imalatının söz konusu olmadığı, ——–devreye alınması şeklinde olup davacı tarafın beyanlarının doğru olduğu ancak yol yemek ve diğer harici işler anlaşılan ücret içerisinde olduğu,—– tarafından —- ———ücret konusunda anlaşıldığında—- yukarıda izah edilen nedenlerle haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddinin gerektiğini yargılama giderlerinin ve vekalet ücretini davacı tarafa yüklenmesini talep etmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
19.12.2018 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak, yürürlüğüne giren 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK. ‘nın ( 5. ) maddesine eklenen 5/A maddesi gereğince ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlenmiş olması ve 7155 Sayılı Kanunun ( 23. ) maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A ( 2 ) maddesi ile “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması— bir işlem yapılmakszın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” hükmü getirilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/(2). maddesine göre, ”Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır” hükmü yer almaktadır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. maddesi gereğince; Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Eldeki dosya incelendiğinde davacı vekilinin dava dilekçesinde beyan ettiği üzere dava açılmadan önce ihtiyari arabuluculuğa başvurulmuştur.İhtiyari arabuluculuğa başvuru tarihi —-.Dava şartı arabulucuğun yürürlüğe —- tarihten sonrasıdır.İhtiyari arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı arabuluculuğa başvurulmuş olduğunu ve dava şartının yerine getirildiğini göstermemektedir.Kaldı ki ihtiyari arabuluculuk tarihi de dava şartı arabulucuktan öncedir.Dolayısıyla dava şartı arabuluculuğun yerine getirilmediği kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 (2) ve 115. maddeleri gereğince, alacağa yönelik ticari dava niteliğindeki dava yönünden dava tarihine göre dava açılmadan önce — başvurulmadan işbu davanın açılmış olduğu anlaşıldığından, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1-Dava şartı olan —- başvurulmamış olması nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 59,30 TL harcın başlangıçta alınan 499,28 TL harçtan mahsubu ile bakiye 439,98‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
5- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan — 7/2. mad uyarınca maktu 4080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.