Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/440 E. 2020/347 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/440
KARAR NO : 2020/347

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan)
DAVA TARİHİ : 14/06/2017
KARAR TARİHİ : 07/07/2020

İstanbul Anadolu ——.Asliye Hukuk Mahkemesinin —— Karar sayılı görevsizlik kararı mahkememize tevzii edilmiş olmakla mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; ——- plaka sayılı araç, müvekkil şirket nezdinde ——– tarihleri arasında —- numaralı ———–adına sigortalı olduğunu, sigortalı aracın, —- tarihinde davalının maliki olduğu ——– plaka sayılı aracın firari sürücü sevk ve idaresindeki iken sebebiyet verdiği maddi hasarlı trafik kazasına karışmış ve sigortalı araçta oluşan hasar nedeniyle toplam 14.593,78 TL hasar tazminat bedeli müvekkil şirket tarafından yukarıda belirtilen poliçeye istinaden ödendiğini, böylelikle müvekkil şirket Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi uyarınca sigortalının haklarına halef olduğunu, sigortalı da işbu kazaya ilişkin olmak üzere tüm dava ve talep haklarını müvekkil şirkete devir ve teslim ettiğini, ——- plakalı araç sürücüsü 2918 sayılı KTK’da belirtilen kusurlardan olan 56/1-c nolu maddeyi ihlal ettiği ..’tespit edildiğini, kazada zarar gören sigortalı ——— Plakalı araç için müvekkil şirkete yapılan müracaat sonucu açılan ———sayılı hasar dosyası ile 5684 sayılı Kanun’un 22. maddesi uyarınca bağımsız ve uzman eksper tarafından hasarın niteliğinin ve miktarının tespiti için ekspertiz incelemesi yaptırıldığını, ekpertiz raporu ile tespit edilen sigortalı aracın onarım bedeli olan;——- müvekkil şirket tarafından sigortalı adına ödendiğini, bu ödeme ile TTK m1472 gereği sigortalısının haklarına halef olmuş, ayrıca kaza nedeniyle sigortalının sahip olduğu tüm dava hakları da devir ve temlik alındığını, aynı kaza ile ilgili olarak müvekkil şirketten başkaca bir talep bulunması ihtimali bulunduğundan fazlaya ilişkin haklarımızı saklı tutmaktae yargılama esnasında res’en gözetilecek hususlar doğrultusunda, fazlaya ilişkin fazlaya ilişkin tüm hak, alacak ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile—————- ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline , tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğ edilmesine rağmen duruşmalara katılmadığı, herhangi bir cevap, delil listesi dilekçesi de ibraz etmediği anlaşılmıştır.
DELİLLER:
Bilirkişi raporu , Sigorta hasar dosyası,
Makine mühendisi ve sigorta bilirkişi tarafından ———-tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı ….—– plakalı aracın %100 asli kusurlu olarak 16.04.2016 tarihinde davacı …. tarafından kasko poliçesi ile sigortalı—— plakalı kamyonete verdiği maddi zarar için tespit edilen KDV dahil ——-. 1472 madde gereğince davacı …—- sigortalısının haklarına halef olduğu, davacı … —– TTK-1472 ve KTK.85/1 madde gereği zarar veren davalı araç maliki ve dava dışı sürücüsünden müştereken ve müteselsilen rücuen talep ve tanzim etme hakkı olduğu, davacının —- tazminat tutarını ödediği öd£me tarihi olan —- tarihi itibariyle heyetimizce tespit edilen KDV idahil 14.050,00-TL hasar tutarının, yasal faizi ile davalı .— rücuen talep edilebileceği beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, sigorta ödemesine dayanan rücuen tazminat davasıdır.
TTK m. 1301’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1301. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak ———— sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44′ üncü maddesine (TBK m.52) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun—– sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Dosya kapsamına göre, uyuşmazlık davacı … şirketi tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalı dava dışı —- ait araca, davalıya ait aracın çarpması nedeniyle, 6102 sayılı TTK’nın 1472 maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, davalıdan rücuan tahsili isteminden kaynaklanmakta olup, davacı … şirketinin halefi olduğu sigortalısının ve davalı tarafın tacir oldukları anlaşılmakla dava konusu uyuşmazlığın çözümünde mahkememiz görevlidir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; — tarihinde davalının maliki olduğu —- plaka sayılı araç ile davacı şirkete sigortalı —- plaka sayılı araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, sigortalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle sigorta şirketi—– tarihinde — hasar tazminatı ödemesi yapıldığı, huzurdaki davanın rücuen tazminat talebiyle ikame edildiği, bu doğrultuda alınan ve hükme esas alınmaya elverişli bulunan bilirkişi raporuna göre, davalı tarafa ait araç sürücüsünün park halindeki sigortalı araca çarparak kazanın meydana gelmesinde KTK 84/1 ve KTY 1557/a/12 maddeleri gereği %100 oranında kusurlu olduğu, hasar bedelinin tespitine ilişkin yapılan değerlendirmede hasar tutarının 14.050,00 TL olarak belirlendiği, sigortalı araçtaki hasarın kasko poliçesi vadesi içerisinde meydana geldiği ve poliçe limitleri dahilinde yer aldığı, kazaya karışan davalı tarafa ait aracın ticari araç olduğu, kasko poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan rücu alacaklısı davacı … şirketinin, üçüncü kişiye ödeme yaptığı tarih itibariyle rücu borçlusu olan davalı temerrüde düşmüş olup faiz başlangıç tarihinin ödeme tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği (—— —– anlaşılmakla davanın — üzerinden kısmen kabulü ile bu miktara ödeme tarihi olan 29/06/2016 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile ——– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 959,75 TL olmakla baştan alınan 249,23 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 710,52 TL’nin davalı taraftan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 285,13 TL harç ve bilirkişi ücreti, posta gideri olarak yapılan 2.822,40 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 2.717,23 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla —– vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde HMK 333. maddesi gereği artan gider avansının davacı tarafa İADESİNE,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı