Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/438 E. 2020/665 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/760 Esas
KARAR NO : 2020/671
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/04/2019
KARAR TARİHİ : 15/10/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında tesis edilen ticari ilişki kapsamında müvekkilinin üzerine düşen tüm görevleri eksiksiz ve tam olarak ifa ettiğini, bu kapsamda davalıya muhtelif gıda ürünlerini tedarik ve teslim ettiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle aralarında düzenlenen faturaların söz konusu olduğunu, davalı şirket tarafından faturalara hiçbir şekilde itiraz edilmediğini, ancak fatura karşılığının müvekkil şirkete ödenmediğini, davalının davacıya —— ödenmemiş borcunun bulunduğunu, faturalardan kaynaklanan cari hesap borcunun ödenmemesi üzerine ————- sayılı dosyası üzerinden davalı şirket aleyhine icra takibinin başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli itirazının iptalinin gerektiğini, bu nedenlerle icra takibinin devamına, müvekkil şirketin davalıdan alacaklı bulunduğu miktarın , takip tarihi itibariyle işlemiş bulunan en yüksek faizi ile birlikte tahsiline, davalının takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın taraflar arasında herhangi bir sözleşmenin bulunmadığını beyan ettiğinden , fatura da başlı başına borç kaynağının olmayacağından ispatlanmayan davanın reddinin gerektiğini, maddi vakada davacı tarafın taraflar arasındaki akdi ilişkiyi usulüne uygun delillerle ispat edememesi nedeniyle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
——– Müdürlüklerinin cevabi yazısı, yemin ihtaratı ,
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından ———— sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
————– sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de —– bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
————-kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla———– icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında tarafların verilen kesin süreler içerisinde ticari defterlerini dosyaya sunmamış oldukları görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir. Bu haliyle; davacının faturaya konu malın teslim edildiği/hizmetin yerine getirildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; taraflara verilen kesin süre içerisinde ticari defter ve kayıtların bilirkişi incelemesine esas teşkil etmek üzere mahkememize ibraz edilmediği, bununla birlikte her ne kadar davacı vekili bilirkişi incelemesi için gider avansını dosyaya yatırmış ise de mahkememizce gider avansının yatırılmasına yönelik —- tarihli celsede iki haftalık kesin süre içerisinde gider avansını yatırmak üzere davacı tarafa ihtaratlı kesin süre verildiği, ancak davacı tarafça celse kaybına sebebiyet verecek şekilde gider avansını —- tarihinde mahkeme veznesine yatırılmış olduğu, davacı tarafa ——– tarihli celsede kesin süre içerisinde gider avansının yatırılmaması halinde bilirkişi incelemesine yönelik delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağına yönelik ihtaratın tefhim edilerek açıklandığı ve gider avansının yaklaşık 5 aylık süre sonunda yatırıldığı hususları göz önünde bulundurularak davacı tarafın bilirkişi incelemesine yönelik talebinin celse arasında reddine karar verildiği, —- tarihli celsede davacı tarafa yemin delilinin hatırlatıldığı, davacı tarafça yemine ilişkin tutanağın mahkememize sunulmasıyla birlikte davalı asile yemin davetiyesinin gerekli ihtaratlar eklenerek tebliğe çıkarıldığı, ancak buna rağmen davalı asilin duruşmada hazır bulunmadığı ve bu haliyle davalı tarafın yemin edasından kaçındığı ve yemin metni içeriğinde yer alan hususları ——- kabul etmiş sayılacağı anlaşılmakla davanın kabulüne, alacağın açık hesap ilişkisine dayalı faturalardan kaynaklandığı ve likit olduğu anlaşılmakla asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından ——- icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 49.753,47 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere 9.950,69 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 3.398,66 TL olmakla baştan alınan 849,67 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 2.548,99 TL’nin davalı taraftan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL harç , 849,67 TL peşin harç , 366,40 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.260,47 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla AAÜT gereği 7.267,95 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde HMK 333. maddesi gereği artan gider avansının yatırana İADESİNE,
6-Arabulucu ücreti 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde —- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.15.10.2020