Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/437 E. 2020/36 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/437 Esas
KARAR NO : 2020/36

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA …—— harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı Şirket ile müvekkili şirket arasında imzalanan Abonelik Sözleşmesi ile ——–abone numarası altında davalıya taahhütlü ——– kullandırıldığını, hatların kullanım bedelleri tarife ve paketler ile verilen taahhütler kapsamında faturalandırıldığını, davalıya fatura edilen ödemelerin tam ve zamanında yapılmadığını, davalının kullanmış olduğu hatlara ilişkin gönderilen faturaların ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu —. İcra…—- Esas sayılı takip dosyası ile genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığını, takip dosyası davalı-borçlunun kötü niyetli olarak ve takibi durdurmak maksadı ile yasal süresine itirazda bulunduğunu, davalının arabuluculuk görüşmelerinde borcu ödemeye yanaşmadığını ve anlaşmazlıkla sonuçlandığını beyan ile %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davacı tarafın İstanbul Anadolu —. İcra …—- Esas sayılı dosyasından icra takib başlatılmış olup işbu icra takibinin haksız ve kötüniyetli olarak açıldığından itirazda bulunduklarını, davacı tarafça dava dilekçesinin ekinde sunulan abonelik sözleşmelerinin altındaki imzaların müvekkili şirkete ait olmadığını, aboneliklerin taahhütnameye istinaden açıldığını, davacı tarafın taahhütname ile aylık her şey dahil— üzerinden faturalandırma yapacağını tavan sınırının 6.000,00 TL olduğunu taraflarına taahhüt ettiğini, müvekkili şirketin bu kapsamda aylık 6.000,00 TL fatura ödeyecek, davalı firma da aylık belirlenen tutara ulaşılması ve paket limitlerinin dolması halinde otomatik duracak şekilde hizmet sağlayacak şeklinde anlaştıklarını, tavan sınır 6.000 TL olmasına rağmen davacı tarafın herhangi bir açıklama yapmaksızın tarifenin çok üzerinde faturalandırma yoluna gittiğini, davacının müvekkili şirketten talep etmiş olduğu bedellerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, açılan kötüniyetli davanın da reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava faturaya dayalı takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir
İcra dosyası fiziken celp edilmiş ve fiziki dosyada tebligat parçalarının bulunmaması nedeniyle icra müdürlüğüne müzekkere yazılarak ödeme emrinin tebliğine ilişkin ——– görüntüleri istenmiştir.İcra müdürlüğü vermiş olduğu cevapta,ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmediğini belirtmiştir.Yargıtay —– Sayılı kararı…—-. maddesinde; “İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü yer almaktadır.
Bu durumda, borçluya henüz ödeme emri tebliğ edilmediğinden, borçlunun icra dairesine itirazı sonuç doğurmaz. ” denilerek ödeme emri tebliğ edilmeden yapılacak itirazın sonuç doğurmayacağı belirtilmiştir.İlgili yargıtay kararı da göz önüne alınarak,borçluya tebliğ edilmiş ödeme emri bulunmadığından itirazın sonuç doğurmayacağı kabul edilerek davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-h maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğundan reddine,
2- Peşin alınan 201,01 TL harçtan, alınması gerekli 54,40 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 146,61 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte…2.maddesi uyarınca 3.400,00 ————–alınarak davalıya verilmesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup