Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/434 E. 2020/274 K. 18.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/434 Esas
KARAR NO : 2020/274

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/02/2019
KARAR TARİHİ : 18/06/2020

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin ——-sitesinde—— olarak tamir ve bakım hizmeti veren ticari ve fiziki olarak büyük ve itibarlı bir şirketin olduğunu, davalı borçlu firmanın farklı plakalı araçların rutin bakım hizmetini müvekkil şirkette yaptırdığını ve bu bakım /servis/tamir hizmetleri karşılığında müvekkil şirketin cari hesap ekstresinde yazdığı üzere 19.280,80 TL lik alacağının doğduğunu, davalı tarafın ödemesi gereken bu tutarı müvekkilinin uzunca bir süredir beklemesine ve talep etmesine rağmen ödememesi üzerine davalı firma aleyhine cari hesabın alacağının tahsili talepli olarak İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibinin başlatıldığını, borçlu tarafından işbu takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, takip işlemlerinin durduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, müvekkil şirketin alacağın muaccel ve likit olmasının karşısında haksız ve kötü niyetli olarak itiraz eden alacak tutarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın yapmış olduğu takip ve açmış olduğu davanın haksız , mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, taraflar arasında ticari ilişki çerçevesinde davacı yan tarafından müvekkil şirkete ibraz edilen faturaların düzenlendiğini ve teslim edildiğini, müvekkil şirketin ticari defter ve kayıtların da bu faturaların işlendiğini, bu nedenlerle davanın reddi ile takibin iptaline ve borçlu olmadıklarının tespitine, takip açmada haksız ve kötü niyetli olan davacının takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
İstanbul Anadolu ———.İcra Müdürlüğünün ———– Esas sayılı dosyası , bilirkişi raporu,
—– uzmanı bilirkişisi tarafından düzenlenen ———-alındı tarihli bilirkişi raporunda özetle;———- takip tarihi itibariyle davalı kayıtlarında davacının ———– alacaklı olduğunun , kargo teslim evrakının ————-olarak düzenlendiği , kargo teslim evrakı üzerinde faturaya ilişkin herhangi bir açıklamanın yer almadığı, faturanın davalı ticari defterleri ile ———- beyannamesinde de yer almadığının beyan edildiği görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağına dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
Yargıtay ——————- sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli ——-……..kararın bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
Yargıtay ——————————- sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla İstanbul Anadolu ——–. İcra Dairesinin ——- sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, dava konusu uyuşmazlığın ———–numaralı irsaliyeli faturaya ilişkin olduğu, dosyada yer alan mail içeriklerinde davalı tarafa verilecek hizmete ilişkin bedelin 7.190,00 TL+KDV olmasına karşın fatura bedelinin —– olduğu, bahsi geçen faturaya ilişkin araç takip kartında hizmet verilen firmanın ——-olarak belirlendiği, formun hizmet verilene tebliğine ilişkin teslim alan kısmının boş olduğu, faturanın tebliğine ilişkin kargo teslim evrakı ve gönderi numarası belirtilmişse de gönderi içeriğinin belirli olmadığı, faturanın davalı BA beyannamesinde yer almadığı, davacının takip tarihi itibariyle kendi defter ve kayıtlarına göre davalıdan ——- davalının defter ve kayıtlarına göre ise 2.736,89 TL alacaklı göründüğü tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir.
Davacı taraf ——- sıra numaralı irsaliyeli faturanın ———— alım fiyatı ve —-bedeline dair olduğunu, mail yazışmalarında belirlenen fiyatın yalnızca parçanın alım fiyatı olduğunu iddia etmişse de, dava konusu araç davalıya ait olsa, parçanın alımı hususunda tarafların anlaştığı kabul edilse dahi dosya kapsamı itibariyle iş bu faturaya konu parçanın davalı adına satın alınıp,——- başka bir deyişle — hizmetinin davalıya verildiğine, alacağa konu faturanın davalıya tebliğ edildiğine dair dosya muhteviyatı içerisinde herhangi bir yazılı delilin bulunmadığı, bu haliyle; davacının 16.543,89 TL lik alacak kısmı bakımından iddialarını ispat edemediği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı tarafın icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam 2.736,89 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne ve alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalı tarafından İstanbul Anadolu — İcra Dairesinin — sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 2.736,89 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu şekilde devamına, fazlaya dair istemin reddine,
-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 2.736,89 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere 547,37 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 186,95 TL harcın, başlangıçta alınan 329,27 TL harçtan düşümü ile geri kalan 142,32 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan 186,95 TL harç ve 1.000 TL bilirkişi ücreti ve 29,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.029,50 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre belirlenen 146,13 TL’lik kısmı olmak üzere genel toplam 333,08 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan — göre tespit edilen 2.736,89 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiği için red olan miktar için karar tarihinde yürürlükte bulunan —–göre tespit edilen 3.400,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.