Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/432 E. 2019/952 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/432 Esas
KARAR NO : 2019/952

DAVA : Tapu İptali ve Tescil (Hile ve Muvazaaya Dayalı) veya Tazminat
DAVA TARİHİ : 31/01/2019
KARAR TARİHİ : 25/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali ve Tescil (Hile ve Muvazaaya Dayalı) veya Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkili şirket davalılardan —devrettiğini,— de davalı şirketin eski ortağı …’a sattığını tespit ettiği taşınmazlara ilişkin olarak muvazaa ve hile sebebiyle satışın iptali, taşınmazların müvekkil adına tesciline olmaz ise dava konusu taşınmazların bedeli olan— tazminatın davalılardan tahsiline, davalı …’ın dava konu olan taşınmaların üçüncü şahıslara devrinin önlenmesi ve telafisi imkansız zararların oluşmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı —- — vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava şartı arabuluculuk yolununa başvurmaması sebebiyle başkaca bir inceleme yapılmaksızın davayı açtığını bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konuş taşınmazların üzerine konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasını gerektiğini, uyuşmazlığın esasının davacı şirketin ortakları arasındaki güvensizlikten kaynaklandığını, müvekkili şirketin her türlü muvazaadan ari biçimde gerçekleştirdiği satın alma nedeniyle gerçek bir alım – satım ilişkisinin varlığı nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiği ve müvekkilince ödenen bedellerin iadesi konusunda dava ve talep haklarımızın saklı kalmak kaydıyla yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Dava konusuna göre müvekkilinin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile diğer davalı —- arasındaki ticari bir alım satım ilişkisinden kaynaklı davada, dava şartı olan arabulucuk şartının yerine getirilmediğini, bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava şartı yerine getirilmeksizin verilen ihtiyati tedbir kararı hakkaniyete uygun olmadığını, davacı yan ile davalılar arasında oluştuğu bahsedilen husumette, müvekkilinin iyiniyetle hareket eden 3. şahıs olması sebebiyle müvekkili aleyhine verilmiş bulunan ihtiyati tedbir kararının müvekkilinin önlenemez ve telafi edilemez zararına sebep olacağından dolayı ihtiyati tedbir verilen taşınmazlarla ilgili olarak dava değeri olan—– tutarında teminat mektubu karşılığında ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini, satış işleminin —– tarihinde yapıldığını, davacı şirket ile şirket ortağı ve yöneticisi olan … arasındaki anlaşmazlıktan kaynaklanan ve diğer taraflara ——- olan bu olayların davadan 2 yıl 2 ay önce gerçekleştiğini ve bunun davacı şirketin diğer ortakları tarafından bilenebilecek olduğunu, bu sebeple şirket ortakları arasında ortaya çıkan anlaşmazlıkların müvekkili aleyhine hüküm ve netice doğurmasının mümkün olmadığını, davacı ile diğer davalı şirketin eski yöneticisi arasında olan ve oluşacak tazminat davalarının tarafının müvekkili olmadığını, davacı şirketin diğer ortakların tapuların devir ve satış tarihini bilmelerine rağmen uzun yıllar sessiz kaldığını, şirket iç ilişkisinde dahi ortakların basiretli davranması gerekirken davranmadıklarını, bundan dolayı da dava zamanaşımına uğradığını, bu itibarla davanın hukuka aykırı ve haksız olduğunu, davacı şirket ortaklarının kendi iç ilişkisinden kaynaklanan işbu davanın reddi gerektiğini, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bu sebeple de görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Tapu İptali ve Tescil (Hile ve Muvazaaya Dayalı) veya Tazminat davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde açıkladığı hile ve muvazaa iddiaları gereğince dava konusu taşınmazların tapusunun iptali davacı şirket adına tesciline olmaz ise dava konusu taşınmazların bedeli olan —— tazminatın davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Dava dilekçesinde dava konusu taşınmazların bedelinin—– olduğu açıkça beyan edildiğinden bu bedel üzerinden harç ikmali yaptırılmıştır.
19.12.2018 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak, yürürlüğüne giren 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK. ‘nın ( 5. ) maddesine eklenen 5/A maddesi gereğince ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlenmiş olması ve 7155 Sayılı Kanunun ( 23. ) maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A ( 2 ) maddesi ile “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hlinde herhangi bir işlem yapılmakszın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” hükmü getirilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/(2). maddesine göre, ”Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır” hükmü yer almaktadır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. maddesi gereğince; Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ”Terditli dava” başlıklı 111. maddesine göre, ”(1) Davacı, aynı davalıya karşı birden fazla talebini, aralarında aslilik-ferîlik ilişkisi kurmak suretiyle, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, talepler arasında hukuki veya ekonomik bir bağlantının bulunması şarttır. (2) Mahkeme, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’î talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz.” Her ne kadar davanın konusunun tapu iptali ve tescili olmaz ise tazminat ödenmesi yönünde terditli olarak açılmış olduğundan işbu davada ticari davalar için zorunlu kılınan arabuluculuk dava şartının aranıp aranmayacağı hukuki açıdan düşünülmüştür. Mahkememizce, yapılacak yargılama sonucunda davacının asli talebi olan tapu iptali ve tescili talebinin reddine karar verilmesi halinde davacının diğer dava konusu talebi olan tazminat hususunda yapılacak yargılamayla ilgili davanın ilk başından itibaren bulunması gereken zorunlu arabuluculuk şartının bulunmaması sebebiyle yargılamaya ara verilerek davacıya bu hususta süre verilmesinin kanunun konuluş amacına uygun olmadığı, davanın ilk açıldığı anda terditli davada olsa tarafların, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuğa başvurmuş olmasının kanunun amacına, yargılamanın en az masrafla ve en kısa sürede yapılması ilkesine uygun olacağı kanaatine varıldığından terditli dava açılmasının zorunlu arabuluculuğa başvurulmamasını gerektirmeyeceği sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 (2) ve 115. maddeleri gereğince, terditli de olsa tazminata yönelik ticari dava niteliğindeki dava yönünden dava tarihine göre dava açılmadan önce zorunlu arabulucuya başvurulmadan işbu davanın açılmış olduğu anlaşıldığından, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 (2) ve 115. maddeleri gereğince davanın, DAVA ŞARTI YOKLUĞU SEBEBİYLE USULDEN REDDİNE,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken—– maktu harcın, peşin alınan —– tamamlama harcı olmak üzere toplam ——- mahsubu ile fazla yatırılan—– karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5- Karar tarihinde yürürlükte olan —— maddelerine göre —- maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara verilmesine,
6- 6100 Sayılı HMK’nın 333 maddesi gereğince bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, oy birliğiyle açıkça okunup, usulen anlatıldı