Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/428 E. 2021/24 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/428 Esas
KARAR NO : 2021/24

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/12/2018
KARAR TARİHİ : 12/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili—- bu kapsamda davalıların hissedarı olduğu——— satın alınmasının kararlaştırıldığını; taşınmazın hissedarlarından—– hesabına yatırıldığını; ——– evlerine yaptırdıkları—— hissedarların talebi gereği yatırıldığı;— hisselerinin ise, elden kendilerine ödendiğini: bu bağlamda da 25.09.2015 tarihinde ibraname alındığını; satıma konu taşınmazın bedelinin hissedarların tamamına ödenmesine rağmen, davalı …—elinde bulunan bedelsiz senedi —- sayılı dosyasında kötü niyetli olarak takibe koyduğunu; takibe yönelik borca itirazın— Mahkeme-si’ne yapıldığını; — Mahkemesi’nin kararıyla, dar yetkili İcra Mahkemesi’nde tanık dinlenemeyeceği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının ortadan kaldırıldığından bahisle, —- bulunmadığının tespitiyle davalının % 20 kötü niyet ödencesine mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde bahsi geçen taşınmazın satımı konusunda anlaşmaya varıldığını; taşınmazdaki diğer hissedarların satım——vekaletname verdiğini; bu bağlamda da paraların toplanarak dağıtılma yetkisinin davalı ….—- olduğunu; nitekim paralarında dekontlardan görüldüğü üzere, müvekkili —-hesabına yatırıldığını; dava dilekçesinde de ikrar edildiği üzere, taşınmazın satım bedelinin 270.000,oo TL olduğunu; fakat müvekkilinin hesabına yatan tutarların bu miktara ulaşmadığını; davacının dava— imzalattıklarını; ibranameye rağmen, davacıların adı geçene ödeme yapmadığını; —-payına düşen miktarın müvekkilinin hesabına yatan tutardan ödendiğini; bu nedenle davacının müvekkiline borcu bulunduğunu; bu kapsamda da 110.000,oo TL’lik senetten sadece 33.000,oo TL’lik kısmının takibe konu yapıldığını; davacıların borçlu olmadıkları iddia ettikleri 33.000,oo TL yönünden yazılı delil ile ispat etmesi gerektiklerini; banka dekontlarında paranın icra takibine konu bonoya karşılık ödeme yapıldığı yönünde açıklama bulunmadığından bahisle, davacıların haksız davasının reddi ile % 20 inkâr ödencesine mahkum edilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava —- Sayılı dosyasında davacıların borçlu olmadığı iddiasıyla açılan menfi tespit davasıdır.
İş bu dava dosyasının ——- görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edildiği anlaşıldı.
—–sayılı takip dosyasının dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
— sayılı dosyasında verilen kararın UYAP sistemi üzerinden mahkememiz dosyası arasına celp edildiği görüldü.
20/10/2020 tarihli ara karar ile dosyanın bir nitelikli hesaplama konusunda uzman bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 14/12/2020 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle;
Yukarıda değerlendirme başlığı altında —- konusunun, bağlandığı — tanıtılarak,– yapılan incelemesinde, davalı – takip alacaklısının cevap dilekçesinde takibe mesnet senedin taşınmaz satım bedeline karşılık verildiğini kabul etmesine; bir başka anlatımla, davacı borçlunun bu yöndeki beyanını kabul etmesine, davacının ödeme belgelerinde de. taşınmaz satım bedeline atıf yapılmasına, senedin düzenlenme tarihine, tüm ödemelerin senedin vade tarihinden sonra gerçekleşmesine göre, taşınmaz satım bedeli kapsamında düzenlenen senet borcu kapsamında yapılan ödeme olarak değerlendirildiği; toplam havale tutarlarına nazaran, senet kapsamında borç kalmadığı esasının benimsendiği;
Sayın Mahkeme’nin bilirkişi görüsünü uygun görmemesi halinde, yukarıda değerlendirme başlığı altında (3/G) sayılı bentte miktar yönünden yapılan İncelemede, alacak kalemi ve talep edilen feriler yönünden, mevzuatta öngörülen tutardan fazla istem bulunmadığının görüldüğü” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
Takibe konu senet incelendiğinde senet verilme nedeni olarak ” nakden ” ifadesi olduğu görülmüştür.Davacılar vekili tarafından senedin taşınmaz satımı karşılığında verildiği belirtilerek senet metni talil edilmiş bir başka ifadeyle sebebe bağlanmıştır.Bedel kaydının borçlu tarafından talil edilmesi durumunda ispat yükü yer değiştirmez.Dolayısıyla senedin talil edilmediği durumda ispat yükü üzerinde olan borçlu,senedi– ettiği durumunda da ispat yükünü üzerine almaktadır.Ancak cevap dilekçesi içeriği incelendiğinde senedin taşınmaz satışı üzerine verildiği davalının kabulündedir.Bu nedenle uyuşmazlığa konu senedin taşınmaz satımı hususunda verildiği ve taşınmazın satım bedeli konusunda bir uyuşmazlık bulunmayıp çözülmesi gereken husus davacılar tarafından satım bedelinin ödenip ödenmediği ve senedin bedelsiz kalıp kalmadığı hususudur.Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesi ile senedin yalnızca—– kısmının takibe konulduğunu,bunun nedeninin ise dava dışı alacaklı —- bedelin kendisi tarafından ödendiğidir.
Dosyaya sunulu ödeme dekontları ve ibranameler incelendiğinde,hükme esas alınabilecek yeterli teknik nitelikteki hesap raporu da göz önüne alınarak davacıların taşınmazın satımına ilişkin bedeli ödemiş olduğu ve senedin bedelsiz kalmış olduğu anlaşılmıştır.Kaldı ki davalı tarafından senedin bir bölümünün takibe konulması — ödemiş olması olarak belirtilmiştir. Dosya içerisinde yer— tamamen almış olduğunun belirtildiği,kural olarak bu ödemelerin davacılar tarafından yapıldığının kabulünün gerektiği,karinenin aksini iddia eden (ödemenin davalı tarafından yapılmış olması iddiası) davalının iddiasını yazılı delille ispatlaması gerektiği ancak bu yönde bir delil bulunmadığı görülmüştür.Her ne kadar senet bedelinin ödendiği iddiasını ispatla yükümlü olan taraf davacılar ise de dava dosyası içerisinde bulunan—— ödemiş olduğunu ispatlamaktadır.Nitekim satım sözleşmesinde bedel ödeme borcu satın alan tarafın üzerindedir.Dolayısıyla —- olarak satıcıya yapılan ödemelerin satın alan tarafından yapıldığı—— edilmelidir.Diğer taşınmaz —– ve ücretin tahsili konusunda yetki alan davalı ise ödemelerin borçlular tarafından değil de kendisi tarafından yapıldığını ispatla mükelleftir.—— ait payın ödenmiş olduğu her iki tarafın da kabulünde olacaktır.Üzerinde anlaşılamayan husus bu ödemenin borçlular tarafından mı yapıldığı yoksa taşınmazın satımı ve ücretin tahsili konusunda yetki alan davalı tarafından mı yapıldığıdır.Nitekim yukarıda açıklandığı üzere satım sözleşmesi kapsamında ödemenin borçlular tarafından yapılmış olduğu karine olarak kabul edilmektedir.Davalının bu ödemeyi kendisinin yaptığını belirtmesi ise karinenin aksini iddia etmek olmakla ibraname göz önüne alındığında yapılan ödemelerin davacılar tarafından yapıldığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davanın kabublüne ve İ.İ.K 72/5.maddesi uyarınca kötü niyet tazminatına hükmedilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kabulü ile;
1-Davacıların—— takip dosyasından davalıya borçlu olmadıklarının tespitine,
2-İİK 72/5 Maddesi uyarınca takip miktarı olan 34.157,71 TL üzerinden hesaplanacak %20 kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak müteselsilen davacılara verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 2.333,31 TL harçtan, ilk peşin yatırılan 35,90 TL ve görevsizlik kararı sonrası mahkememiz dosyasına yatırılan 547,43 TL peşin harcın toplamı olan 583,33‬ TL harcın düşümü ile geri kalan 1.749,98‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 583,33 TL harç , 700,00 TL bilirkişi ücreti ———- yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan ——— ücretinin davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin ve davalı asıl ve vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.