Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/42 E. 2021/35 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/42 Esas
KARAR NO : 2021/35

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 14/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı vekili; müvekkil banka tarafından dava —- genel kredi sözleşmesi uyarınca kredi kullandırıldığını, davalının kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, borcun ödenmemesi üzerine İstanbul—– sayılı dosyası üzerinden yapılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. 13/01/2020 tarihli bilirkişi raporu özetle, Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu ——- genel kredi sözleşmesinin imzalandığı, Sözleşmede davalı … —– müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu müşahede edildiği, davacı bankanın asıl borçluya muhtelif krediler kullandırdığı, işbu dava konusu alacağın —– kaynaklandığı tespit edilmiştir. İlk kredinin 12.11.2010 tarihinde, ikinci kredinin ise 29.1 1.2011 tarihinde kullandırıldığı tespit edilmiştir. Yıllık akdi faiz oranları; ilk kredi için %30: ikinci kredi için %16,20 olarak kararlaştırılmıştır. kredilere uygulanacak temerrüt faiz oranını belirten bir sözleşme maddesi dosyada bulunmadığını, ilk kredinin ödeme tablosunda asıl borçlu ve davalı kefilin imzasının bulunduğu, ancak ikinci kredinin ödeme; tablosunda davalı kefilin imzasının bulunmadığı müşahede edildiğini, davalı kefile gönderilen ihtarnamenin 28.09.2012 tarihinde tebliğ edildiği görülmüş olup, buna göre davalının 01.10.2012 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edildiğini, ihtarnamede yer ver len alacak kalemlerine göre icra takip tarihine kadar işleyen akdi faiz ve temerrüt faizi tutarı —- aşağıda hesaplandığını, — için: —-
Toplam alacak tutarı= ——– (Kredinin kullandırılmasından itibaren kat edildiğ tarihe kadar işleyen Akdi Faiz)——- ilişkin sözleşme maddesi ibraz edilmediği için TBK m.120 ve 3095 sayılı Kanun m.2’ye göre hesaplandığını, söz konusu krediye ilişkin taksit ödemesi yapılmadığı için kredi tutarına işleyen akdi faiz tutarı hesaplandığını, buna göre, icra takip talebinde talep edilmesi uygun görülen nakdi alacak tutarının 38.244,58 TL asıl alacak 9.300,87 TL işlemiş toplam faiz ——– 99,00 TL noter masrafı 47.944,45 TL hesaplanmıştır. Bu itibarla, icra takip talebinde 3.312,55 TL fazla (51.257,00 – 47.944,45) talep edildiği kanısına varıldığını, alacağın muayyen kredilerden kaynaklar ması nedeniyle borçlunun ödeyeceği tutarı bilebileceği, bu itibarla alacağın likit olduğu düşünülmediğini, davalı kefilin ileri sürdüğü itiraz konulalrına ilişkin olarak bankacılık uygulaması ve hukuku yönünden ayrıntılı değerlendirmelinize yukarıda “İhtilafın İncelenmesi ve tespitler bölümünde 5 no.lu maddede yer vejri i niştir, özetle belirtmek gerekirse, icra takibine konu alacağın; ——-tespit edilmiştir. İlk ——– ödeme tablosunda davalı kefilin imzasının bulunduğu, ancak ikinci kredinin ödeme tablosunda imzasının bulunmadığı müşahede edildiğini, dolayısıyla, davalı keflin ——- kefalet imzası alındığında icra takibi konusu kredilerin henüz kullandırmadığı anlaşılmaktadır. Bununla binlikte 1 gün sonra 20.000 TL tutarındak kredinin kullandırıldığı dikkate alındığında, davalının kefaletinin bu kredinin tahsis için talep edildiği kanısı edinilmiştir. Nitekim sözleşme limitini dolduran sonraki tarihi 28.000 TL’lik taksitli kredinin ödeme tablosunda ve 150.000 TL’lik cari hesap kred sözleşmesinde davalının kefil sıfatıyla imzajsı bulunmamaktadır. Bu nedenle sö2 konusu kredilerin kullandırılması safhasında dlas/alı kefilin bilgi ve rızasının olduğum gösteren bir irade açıklamasının bulunmadığı düşünülmediğini, bu itibarla,——– taksit ödemeli kredinin ——niteliğinin bulunmadığı, söz konusu kredi için verilen kefaletin sadece bu kredinir borcuna münhasır olduğu; sonradan açılan —— kapsamayacağ kanısındayız. Bu nedenle takıp konusu—–krediden davalının kefi sıfatıyla sorumlu tutulamayacağı düşünülmektedir. Bu durumda davalının—— fazla talep ettiği sonucuna varılmak gerekeceğini, ancak mahkememizce aksi yönde olması durumunda,—- davalının 28.000 TL’lik kredinin akdi faiz oranı ile asıl borçlunun vadesinde ödememesinin sorumluluğunu taşımaması gerektiği kanısında olduğunu, davalı kefilin sorumlu olduğunu düşühdjğümüz 20.000 TL’lik kredi için ilamsız takip yapılıp yapılamayacağı hususunda; TBK m. 585 adi kefalette alacaklının önce asıl borçluya ve rehine başvurmasını öngörmüştür. Ancak somut olaydaki kefalet adi olmayıp, müteselsil niteliktedir, öte yandlar, davacı bankanın elindeki menkul rehninin toplam tutarının 94.801,75 TL olmasına karşın toplam alacağının 200.000 TL’lik sözleşme limiti seviyesinde olduğu anlatıldığından, işbu davalı kefil aleyhinde genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yürütebileceği kanısı edinildiği sonuç ve kanaatine varmıştır——-.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır.—- bilirkişi raporu özetle, Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmelerinin tetkikinden davacı banka ile dava dışı—— Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmede Davalının imzasının—– düzenlendiği, dava dışı asıl borçlu ile birlikte davalının da ; sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak 200.000,- TL tutarında kefalet limiti ile sorumlu olmak kaydıyle kefalet imzalarının bulunduğu, söz konusu sözleşmeye/sözleşmelere istinaden davalı asıl borçluya taksitli ticari krediler kullandırılarak sonraki bölümlerde belirtilen borcun doğduğu, Davalının Söz konusu sözleşmede müteselsil kefil olarak kefalet imzasının bulunduğu, Dava konusu Kredilerin anılan sözleşme kapsamında kullandırıldığı, davacı bankanın davalıdan 38.244,58 TL asıl alacak, 10.878,36 TL işlemiş Faiz, 399,00 TL İhtar Gideri ve olmak üzere 49.521,94 TL alacaklı olduğu, icra takip tarihinden itibaren 38.244,58 TL asıl alacak tutarı üzerinden tahsiline kadar yıllık % 49,5 oranında, temerrüt faizi talep edebileceği, sonuç ve kanaatine varmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Davacı dava dilekçesinde özetle; dava dışı borçlu ——- müvekkil bankanın—– Genel kredi sözleşmesi doğrultusunda kredi kullandığını, davalının da iş bu sözleşmeye müteselsil kefil-borçlu sıfatıyla kefil olduğunu, borcun sözleşmeye uygun olarak ödenmemesi üzerine—-numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, buna rağmen borcu ödemeyen ve herhangi bir itirazda bulunmayan borçlu ve kefil hakkında——sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalının haksız olarak borca itiraz ettiğini, yıllık % 49,5 faiz oranının yasal sınırlar dahilinde kaldığını, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya—– tarihli dilekçesi——– numaralı dosyası ile rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığını, rehin ile ilgili kefaleti olmadığını, önce rehne müracaat etmeden ilamsız takip yapılmasının hukuki olmadığını beyan ile davanın reddini talep etmiştir.
——- esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesinden doğan alacağa istinaden müşterek borçlu ve müteselsil kefil konumundaki davalıya yönelik başlatılan itirazın iptali istemidir.
Dosyamız davacı bankanın davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefilden itiraza konu icra takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarının hesaplanması hususunda rapor tanzimi için —– tevdii edilerek rapor aldırılmış, dosyamıza sunulan 06/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak ve denetime elverişli şekilde davacı bankanın ödenmeyen kredi borcu nedeniyle davalıyı temerrüde düşürdüğü tarih ile hesap kat tarihleri dosya kapsamına uygun şekilde dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda; davalı—- Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında dava dışı asıl borçlu ile birlikte davalının da sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, dava konusu kredilerin mezkur Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında dava dışı borçluya kullandırıldığı, davacı bankanın davalı müteselsil—– işlemiş faiz, 399 TL ihtar gideri olmak üzere toplam 49.521,94 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar bilirkişi raporunda davalının 23/10/2012 tarihinde temürrüde düşürüldüğünden bahisle davacının 10.878,36 TL işlemiş faiz alacağı olduğu yönünde hesaplama yapılmış ise de dosyada mevcut ——- tebliğ şerhi başlıklı —-. hakkında “—- edilmiştir. — yapıştırılmıştır ve en yakın komşusuna haber verilmiştir” şeklinde evrak düzenlendiği görülmüştür.
Benzer konuya ilişkin——ilamında; “Davalılardan —- gerekçeli karar tebliği “—— hanenin kapalı olması sebebiyle en yakın komşusuna sorulmuş olup verilen sözlü beyanında dışarı gittiği beyan edilmesi üzerine TK’nin 21 maddesine göre tebliğ imkansızlığı sebebiyle mahalle muhtarına tebliğ edilmiş olup komşusu isim ve imzadan imtina etmiş olup kapısına 2 nolu haber kağıdı yapıştırılarak——-haber verilmiştir. ” denilmek suretiyle muhtara tebliğ edilmişse de—- ve imzası alınmadan yapılan tebligat da usulsüzdür. ” şeklindeki açıklamalarının ışığı altında davalı ..—- davacı tarafından gönderilen kat ihtarnamesinin muhatabın —— saatlerinde bulunmamasından bahisle en yakın komşusunun isim ve imzası alınmaksızın haber verildiği bildirilerek—yapılan tebligatın usulsuz olduğu değerlendirmeleri ile davalının icra takibi ile temerrüde düşürüldüğü kabul edilerek 10.878,36 TL işlemiş faiz alacağı yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; açılan davanın itirazın iptali istemi olup somut uyuşmazlığın dava dışı —– banka arasında imzalanan “Genel Kredi Sözleşmesini” müşterek borçlu kefil sıfatıyla imzaladığı tartışmasız olan davalının itiraza konu icra takip tarihi itibariyle hukuken sorumlu tutulabileceği asıl alacak ve fer’ilerinin tespiti noktasında toplanmaktadır. Davalı kefil … itiraza konu icra takip tarihi olan 26/11/2012 itibariyle davacı bankaya karşı takibe konu ———kapsamında dava dışı asıl borçlu ile birlikte davalının da sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, dava konusu kredilerin mezkur Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında dava dışı borçluya kullandırıldığı, davacı bankanın davalı —- alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Hükmolunan miktarın %20 si oranına tekabül eden 7.648,90-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-a-Davanın KISMEN KABULÜ VE KISMEN REDDİ İLE, davalının —— esas sayılı takip dosyasına vaki haksız itirazının İPTALİ İLE, 38.244,54-TL asıl alacak ve 399-TL masraf dahil toplam 38.643,58-TL üzerinden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takibin DEVAMINA, fazlaya dair istemin REDDİNE,
b-Borç tamamen ödeninceye kadar davalıdan Genel Kredi alacağı yönünden 38.244,58 TL asıl alacak üzerinden %49,5 ve bunun —- uygulanmasına,
2- İİK 67.m. gereğince asıl alacağın %20’si oranında 7.648,90-TL icra-inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Dosyamız arasında——esas sayılı takip dosyasının karar kesinleştiğinde İADESİNE,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 726,75 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 195,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 531.30 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı ve 619,15 TL peşin harç olmak üzere toplamda 644,35 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ( Bilirkişi ücreti 1.900,00 TL, 19 Tebligat gideri —- gönderme ücreti 24,10 TL, 3 e-Tebligat gideri 15,50 TL, Müzekkere ücreti 25,00 TL) olmak üzere toplam 2.165,6‬0 TL yargılama giderinden davanın kabul 0,75 ve red 0,25 oranına göre hesaplanan 1.624,2‬0 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—–davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.796,54 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.