Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/416 E. 2020/622 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESi
ESAS NO : 2019/416 Esas
KARAR NO : 2020/622
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
DAVA TARİHİ : 29/01/2019
KARAR TARİHİ : 07/10/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı arasında sözleşme akdedildiğini, sözleşme kapsamında davalıya verilen taşıma işleminin sorunsuz teslim edildiğini ve davalı adına —- irsaliye numaralı ——- bedelli fatura düzenlendiğini, borcun ödenmemesi nedeniyle ¡icra takibi başlatıldığını fakat davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ije takibin devamını, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini iddia talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalıya Tebligat Kanunun 35.maddesine uygun olarak tebligat yapıldığı, davalının duruşmalara katılmadığı ve savunma vermediği görülmüştür.
DELİLLER:
—— sayılı icra dosyası, ——- tarihli ba bs formlarını içerir yazı cevabı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı,
Mahkememizce —- tarihli duruşma tutanağının — numaralı ara kararı gereğince dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, bilirkişi raporunu —– tarihinde teslim ettiğinin görülmüştür.
—- tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davacının kendisine verilen süre içerisinde müvekkil şirkete ait adresi hatalı şekilde —— olarak beyan ettiği, Sayın Mahkemenin de talimat bilirkişi raporu alınması için —— müzekkere yazdığı fakat davacı şirket adresinin —- şehrinde bulunmaması nedeniyle davacı ticari defterlerinin incelenemediği, bu nedenle Say)n Mahkemenin —– tarihinde gerçekleştirilen —–numaralı celsesinde dosya kapsamına göre rapor düzenlenmesi yönünde karar kurulduğu, Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesi Tebligat Kanunun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, davalının davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi de sunmadığı, Davacının —– olduğu taraflar arasında —– tarihinde akdedilen sözleşmenin dosyada mübrez olduğu, bu yönüyle taraflar arasında yazılı akdi ilişki kurulduğu hususunun ispat edildiğinin anlaşıldığı, Davacının üstlendiği uluslararası taşımacılık işinin sözleşmede belirtilen adrese teslim edildiğini gösterir nitelikteki CMR belgelerine göre sözleşmede belirtilen —- kuru yükijn yine sözleşmede belirtilen ———- adrese teslim edildiğinin görüldüğü, buna bağlı olarak sözleşme kapsamında davacı tarafından düzenlenen faturaya konu navlun hizmetinin davalıya teslim edildiğinin anlaşıldığı, davacının —–olarak tanzim ettiği faturanın —- yılına ait Form BA beyannamelerinde kayıtlı bulunduğu, buna karşın takiple istenen fatjuranın ödendiğinin ispat yükü üzerinde olan davalının dosyaya herhangi bir ödeme belgesi ibraz etmediği, Sayın Mahkemenin davacı lehinde hüküm kurması halinde davalıdan istenebilir tutarın —–olacağının anlaşıldığı, Davacının takibinde yasal faiz oranı üzerinden —–birikmiş faiz talebi olduğu; TBK 117/1 maddesine göre muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarıyla; mütemerrit olduğu, fakat bu yönde temerrüt ihtarına dosyaya rastlanılmadığından birikmiş faiz talebine, mevcut delil durumuna nazaran iştirak edilmediği ” şeklinde tespit te bulunulduğu görülmüştür.
HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
———— sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle —– bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
———- kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla ———- icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı tarafın defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan —— alacaklı olduğunun, dava konusu alacağa dayanak faturaların taraf BA/BS formlarında yer aldığı, bununla birlikte davacının sunduğunu iddia ettiği taşımacılık hizmetine ilişkin dosyaya sunulan CMR belgesi altında taşımaya konu ürünleri teslim alan yabancı şirket kaşe ve imzasının yer aldığı görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir. Bu haliyle; davacının faturaya konu malın teslim edildiği/hizmetin yerine getirildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Davacı taraf dava dilekçesinde ticarî defterlere delil olarak dayanmış olup bu ticarî defter kavramı içerisinde BA-BS formları da girmektedir.———–
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam —— alacaklı olduğu, davalı tarafça alacağa konu faturalara ilişkin bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirim yapılmış olduğu, dava konusu alacağın dayandığı faturaların davalının vergi kayıtlarında yer alması nedeniyle davacı lehine hizmetin davalıya sunulduğuna karine teşkil ettiği, bu karinenin aksinin davalı tarafından ispat edilememesi ve ödemeye ilişkin de herhangi bir belge sunulamamış olması karşısında davalının borca itirazında haksız olduğu, dava dilekçesi ekinde yer alan — tarihli belgede dava konusu alacağa dayanak faturanın — tarihinde kadar ödeneceği kararlaştırıldığından, asıl alacağa —- tarihleri arasında geçen süre için faiz işletilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak davanın ——- işlemiş faiz üzerinden kısmen kabulüne, alacağın faturaya dayalı ve likit olması karşısında icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından—— sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın ——– işlemiş faiz bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 10.814,43 TL’nin % 20 si oranında olmak üzere 2.162,88 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 10.806,44 TL lik kısım yönünden alınması gereken 738,18 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 693,78 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
3- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvuru harcı ve 44,40 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 141,22‬ TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan toplam bilirkişi ücreti ve posta gideri olmak üzere toplam 856,00 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 849,64 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Arabulucuk ücreti olan 1320,00 TL’nin kabul red oranına göre 1.302,97 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, bakiye kısmında davacıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA
Dair; davacı ve davalı tarafın yüzüne karşı gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2020