Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/407 E. 2020/485 K. 09.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/407 Esas
KARAR NO : 2020/485
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ: 30/01/2019
KARAR TARİHİ: 09/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalının ——- günlü ——— şirketin azlık oyu sahibi davacının temsilcisinin talebi üzerine gündemin fınansal tabloların müzakeresiyle ilişkili olan ——- Maddeleri müzakere edilmeksizin TTK’nm 420. Maddesi uyarınca ertelendiğini, ertelenen toplantının ——günü yapıldığını, davacının karşı oylarıyla yıllık raporunun tasdik edilmesine bilanço ve kar-zarar hesaplarının tasdik edilmesine ve özel denetçi tayini isteklerinin reddini, karın dağıtılmamasına, yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmesini, yönetim kurulu üyelerine 6102 sayılı TTK’nun 395 ve 396. Maddelerinde belirtilen işleri ifa edebilmeleri hususunda gerekli yetkinin verilmesine karar verildiğini, alınan kararların hukuka aykırı olduğunu, yönetim kurulu faaliyet raporunun gerçeğe ve şirket kayıtlarına aykırı olduğunu, bilanço ve kar-zarar hesaplarının onaylanmasına ilişkin karar kanuna, esas mukaveleye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, özel denetçi tayini talebinin oylanmamasının anılan maddenin iptali sebebi olduğunu, karın dağıtılmamasına ilişkin olarak alınan kararın kanuna, esas mukaveleye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, huzur hakkı ödenmesine ilişkin kararın dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, yönetim kurulu üyelerine TTK’nun 395 ve 396. Maddelerince izin verilmesine ilişkin —- numaralı kararın kanuna aykırı olduğunu, iptal edilmesi gerektiğini, kararların uygulanmasının geri bırakılmasını talep ettiklerini belirterek, davalının —— faaliyet yılı ertelenen —- toplantısında alınan———- numaralı kararların TTK’nın 449. Maddesi uyarınca uygulanmasının geri bırakılmasını, dava konusu toplantıda alınan ———- numaralı kararların TTK 445. Madde uyarınca aykırılığı nedeniyle iptalini, ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin davalı tahmiline karar verilmesini arz ve talep ettikleri görülmüştür.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu genel kurul toplantısının —–yılına ilişkin ertelenen ——– olduğunu, davacının yıllık faaliyet raporunun onanmasına, fınansal tabloların onanmasına, kar dağıtımına, yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmesine ve yönetim kurulu üyelerine şirketle işlem yapma ve rekabet etme izninin verilmesine dair kararların iptalini talep ettiğini, söz konusu kararların hukuka ve kanuna uygun olduğunu, davanın reddinin gerektiğini, —- numaralı karar yönünden yıllık faaliyet raporunun onaylanması TTK. M. 515 uyarınca dürüst resim ilkesine uygun olarak düzenlendiğini, davacının yıllık faaliyet raporunun eksik ve yanıltıcı olduğu yönünde beyanda bulunduğunu, eksikliğin ve hatanın hangi noktalarda oluştuğu konusunda herhangi bir açıklamada bulunmadığını, hazırlanan yıllık faaliyet raporunun, yıllık faaliyet raporunun asgari içeriğinin belirlenmesi hakkındaki yönetmıdığını, tüm verileri fınansal tablolardaki fınansal bilgilere dayandıran rapor olduğunu, davacının ayrıntılı sorularına yanıt verildiğini, davacının genel kurulda yönelttiği tüm soruların genel kurul tutanağında belirtildiği üzere yazılı olarak yanıtlandığını, davalı tarafından davacıya ———- yevmiye sayılı bildirimiyle bilgi iletildiğini, — numaralı karar yönünden bilanço ve kar-zarar hesaplarının onaylandığını, faaliyet raporundaki usulsüzlükten kar-zarar hesapları için mevcut olduğu iddiası ile bu kararın iptalini talep ettiğini, davacının bilançonun kasten gerçeğe aykırı düzenlendiğini iddia ettiğini, davacının tüm sorularının bildirimle karşılandığını, —- numaralı karar yönünden kar dağıtılmaması yönünde karar aldığını, davacının kar dağıtılmaması yönündeki kararın kanuna ve ana sözleşmeye aykırı olduğunu yönündeki iddiasını gerekçelendirmediğini, davacının genel kurulun kar dağıtımına karar verme yetkisini kötüye kullandığı yönündeki iddiasının temeli olmadığını, davacının şirketin —– yılında beyan edilen net dönem karının —- olduğunu ve faaliyet raporunda yönetim kurulu üyelerine ödenen huzur hakkı tutarının———- olduğunu, huzur hakkı tutarının net dönem karının —– katından fazla olduğunu beyan ettiğini, davalının geçmiş yıl zararlar ve ödenmemiş sermaye tutarları bulunduğunu, kar dağıtmamam kararının haklılığının açık olduğunu, TTK. M. 523 hükmünün izin verdiği üzere şirketin sürekli gelişimi ve olabildiğince kararlı kar payı dağıtımı yönünden haklı olduğu müddetçe kar dağıtılamayacağına karar verilebileceğini— numaralı karar yönünden huzur hakkı tespiti ile yönetim kurulu üyelerine sırasıyla ———– huzur hakkı ödenmesinin kararlaştırıldığını, davacının bu oranda huzur hakkı verilmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu iddia ve iptalini talep ettiğini, şirketin sermayesi, hacmi ve faaliyetleri düşünüldüğünde takdir olunan huzur hakkının olağan olduğunu, benzer hacimdeki bir şirketin yöneticilerin alacağı ortalama bir ödemenin de önemli ölçüde altında olduğunu, davalı şirkette kar dağıtılmamasınm ülkenin ekonomik durumunun yarattığı risklerin, diğer yandan davalı şirkette ortakların sermaye borçlarını ödenmemiş olması olduğu, karın dağıtılmamasıyla yönetim kurulu üyelerine makul ücretler tahakkuk ettirilmesinin çelişkili olmadığını, tutarlı olduğunu, ——– numaralı karar yönünden TTK m. 395 uyarınca yönetim kurulu üyelerinin şirketle kendisi veya başkası adına işlem yapmaları TTK. M. 396 uyarınca şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapması genel kurulun izninin alınması şartına bağlandığını, davaya konu ——- numaralı genel kurul kararında bu yönde izin kararı alındığını, davacının bu kararın alınmasında yönetim kurulu üyelerinin de oy kullanması olmaları sebebiyle kararın iptalini talep ettiğini, davacının yönetim kurulu üyelerini ibra etmediğini belirttiğini, davacının tercihini ibra etmemeden yana kullanmasıyla yönetim kurulu üyelerine karara konu iznin verilmesinin herhangi bir ilintisinin bulunmadığını, davacı tarafından başka bir —- şirketine karşı ikame edilen genel kurul kararının iptali davasında ——————kararı ile tamamen bu doğrultuda karar verdiğini, dava konusu genel kurul kararları TTK. M. 445 anlamında kanuna, ana sözleşmeye, dürüstlük kuralına aykırılık arz etmediğini, iptal davasının reddedilmesi gerektiğini, kararların uygulanmasını geri bırakmayı gerektiren herhangi bir sebep olmadığını, iptali talep edilen genel kurul kararları arasında uygulanması halinde şirketi ciddi bir zarara uğratacak herhangi bir karar olmadığını, davacının bu yönde somut bir iddiasının olmadığını, elde edilmesi zorlaşacak bir hakkın varlığından bahsedilemeyeceğini, ihtiyati tedbir talep edilmesini gerektirir ciddi bir durumun söz konusu olmadığını belirterek, davalının —-tarihli genel kurul toplantısında alınan ———- numaralı karaların iptaline ilişkin haksız davanın usule ve esasa ilişkin sebeplerle reddini, kararın uygulanmasının geri bırakılmasına dair haksız istemin reddini, ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin davacı tahmiline karar verilmesini arz ve talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ————- kararının iptaline ilişkindir. —-kararının iptali Türk Ticaret kanunun 445. Maddesinde düzenlenmiş olup buna göre “..446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” düzenlemesini getirmiştir. Kanunun 446. Maddesinde iptal davası açabilecekler “..(1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten,
b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri,
c) Yönetim kurulu,
d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri,” olarak sayılmıştır. Somut olayımızda davalı —— faaliyet yılı ertelenen olağan genel kurulu —– tarihinde yapılmış, azınlık oyuna sahip davacının vekilinin olumsuz oyları ile anılan genel kurul toplantısı gerçekleştirilmiştir. Davanın ——– tarihinde yani üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Somut olayımızda vekili ile temsil edilen davacının genel kurul toplantısında alınan kararlara karar alındıktan sonra muhalefet şerhi koyduğu yani peşinen muhalefet etmediği anlaşılmıştır. Davanın esasına girmek için gerekli şekil şartlarının yerinde olduğu anlaşılmıştır. —————–ilamında “…. 6102 sayılı TTK’nın 445 ve 446. maddesinde düzenlenen iptal davasının koşullarına tabi olmakla söz konusu karar yönünden iptal koşullarının bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekmektedir. Kararların iptalini düzenleyen anılan madde hükümlerine göre toplantıda hazır bulunup da alınan karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini toplantı tutanağına geçiren ortağın söz konusu kararlara karşı iptal davası açma hakkının olduğu belirtilmiştir. Somut olayda, davacı ortağın genel kurulda iptali istenen 15. maddeye yönelik olarak daha karar alınmadan önce karşı çıktığı, bu şekilde muhalefet durumunun öneriye karşı olup, kararın alınmasından sonra yapılmış bir karşı çıkmanın (muhalefetin) bulunmadığı, bu durumda iptal davası açabilmek için kanunun aradığı koşulun yerine getirilmediği anlaşıldığından dava konusu genel kurulun 15. maddesinde alınan karar yönünden yapılan iptal isteminin dava koşulu yerine getirilmediğinden reddine karar verilmesi gerekirken,…” )
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış alanında uzman Ticaret Hukuku Öğretim üyesi———————- rapor alınmıştır
Mahkememizce aldırılan bilirkişi kök raporunda özetle ” Davacı, gündem m.3 görüşülmesinde yönetim kurulunun faaliyet raporunun oylanmasında, fınansal tabloların denetiminin, şirket faaliyetlerinin hangi kurul ve kişilerce yapıldığını, ortaklara ayrıntılı mizanın neden sunulmadığı, yönetim kurulu üyelerine ödenen huzur hakkı ve ücretlerin ayrı ayrı ne kadar olduğunu, huzur hakları dışında ücret verilmiş ise hangi kurulun karar verdiğinin açıklanmasının talep etmiş ve faaliyet raporunun oylanmasında olumsuz oy kullanmıştır.
Yukarıda tespit edildiği üzere, davalı şirketin —- yılına ait yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdikleri yasal süresinde yaptırıldığı, —- tarihi itibariyle ——kayıtlı sermayesinin tamamının —– içerisinde korunduğu, taahhüt edilen —-sermayenin ortaklar tarafından ödenmediği tespit edilmiştir.
Diğer bir anlatımla yönetim kurulunun faaliyet raporunda hukuka aykırılık bulunmadığı Sayın Mahkemenin takdirindedir.
•Davacı, gündem ——görüşülmesinde, kar – zarar- hesaplarında varsa açıklanmayan, gizlenen fınansal konularda ayrıntılı tespitlere imkân bulunmadığını belirterek faaliyet giderlerine ilişkin, grup içi firmalara borçlar arasında satıcılar hesabı dışında başka hesaplarda izlenmesi gereği olup olmadığı, piyasa koşullarına uygun alımlar olup olmadığı yönünde sorular sormuştur.
Yukarıda belirtildiği üzere, davalı şirketin ————- hesap dönemi bilanço kar – zarar hesabında hukuka aykırılık tespit edilmemiş, davacı tarafından bilanço – kar/zarar hesaplarının hangi yönden hukuka aykırı olduğu ortaya konulmamıştır.
Bu halde, davalı şirketin ——- yılı bilanço – kar/zarar hesaplarında hukuka aykırılık bulunmadığı Sayın Mahkemenin takdirindedir.
• Gündem ——– oylanmasında, davacı temsilcisi yönetim kurulu üyelerine aylık ———- huzur hakkı ödenmesinin “ücretin yüksek olması” nedeniyle itiraz etmiş, bu konuda özel denetim talebinde bulunmuştur.
Davalı şirketin —- döneminde —— net kar elde ettiği, dağıtılabilir karı bulunmadığı taahhüt edilen sermayenin ———– ortaklar tarafından ödenmemiş olması karşısında yönetim kurulu üyelerine ———- huzur hakkı verilmesine ilişkin kararın dürüstlük kuralına aykırı olduğu kabulü Sayın Mahkemenin takdirindedir.
Yine gündem ———— davacı vekilinin “özel denetim” talebi oy çokluğu ile reddedilmiştir. TK m.439 gereği, özel denetçi talebinin reddi halinde üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi tayini istenebilir.
Dosyadan özel denetçi tayini talebi reddedilen davanın özel denetçi atanması isteminde bulunduğu anlaşılmamaktadır. Bu halde, gündem ———- alınan davacının özel denetim talebinin reddine ilişkin kararın iptalinin söz konusu olamayacağı Sayın Mahkemenin takdirindedir.
• Gündem ———— yönetim kurulu üyelerine TK m.395 – m.396 hükümlerinde belirtilen işlemlerde izin verilmesi oy çokluğu ile kabul edilmiştir.
Davacı, dava dilekçesinde “ibraya ilişkin oylamada oylamaya katılmayan yönetim kurulu üyelerinin kendi menfaatlerine olan yönetim kurulu üyelerine TK m.395 ve m.396 uyarınca izin verilmesine ilişkin kararda oy kullanmasının kanuna aykırı olduğunu belirtmiştir.
Belirtelim ki TK m.395 ve TK m.396 hükümlerinde yer alan işlem yapma ve rekabet yasağı iznine ilişkin kararlarda hakkında izin verilen yönetim kurulu üyesi oy kullanamaz. TK m436/l’de yer alan yakınlarının oy kullanamaması söz konusu değildir. Bu halde TK m.395, m.396 izin verilip verilmesine ilişkin gündem m.8’de yer alan kararın kanuna, esas sözleşmeye dürüstlük kuralına uygun olduğu Sayın Mahkemenin takdirindedir.
Bilirkişi Kurulumuzca yukarıda açıklanan nedenlerle TK m.445, m.446 hükümleri çerçevesinde davalı ————- tarihli genel kurulunda gündem——————— çokluğu ile alınan kararların kanuna, esas sözleşmeye, özellikle dürüstlük kuralına uygun olduğu gündem —— yönetim kurulu üyelerine verilen huzur hakkına ilişkin kararın dürüstlük kuralına aykırı olduğu, aynı maddede özel denetçi talebinin reddine ilişkin karar alınmasını takiben davacının özel denetçi tayini talebinde bulunup bulunmadığının işbu dosyadan anlaşılmadığı, gündem —- yönetim kurulu üyelerine TK m.395 m.396 izinlerinin verilmesi kararının kanuna, esas hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına uygun olduğu kabulünün Sayın Mahkemenin takdirinde bulunduğu kanaatine varılmıştır.” nu belirtmiştir. Davacı ve davalı yan rapora itiraz etmiştir.
—————— Bu durumda mahkemece, davacıların davalı şirketin uzun yıllardır kar payı dağıtmadığına ilişkin iddiaları da araştırılarak, yukardaki genel kurulda alınan kar dağıtmama kararının davalı şirketin faaliyet gösterdiği sektörün genel gelişimi, davalı şirketin ekonomik faaliyet ve amaçları, ayrıca şirket işlemlerinin devamlı gelişmesini veyahut mümkün olduğu kadar istikrarlı kâr payı dağıtılmasını temin bakımından değerlendirilerek yasaya, ana sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığı yolunda bu sahada uzman içinde ekonomistin de bulunduğu bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeyle genel kurulun kar dağıtılmaması kararına ilişkin iptal isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. ” gerekçesi ile huzur hakkında ilişkin iptal istemi ile açılan davalarda nelere dikkat edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Aynı gerekçeler bir çok —- emsal kararında mevcuttur.——————-
Mahkememizce emsal —- bozma ilamları gereği itirazların karşılanması amacı ile bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti ek raporunda özetle “..a) Kök bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere; davalı şirketin———-ve yasal defterleri ile uyumlu öz kaynak yapısı incelendiğinde;
Davalı şirket —– dönemi içerisinde —- net kar elde etmiştir. Şirketin geçmiş dönem zararı ve karlarının mahsubu ile;
——- tarihi itibarıyla şirketin dağıtılabilir karı bulunmadığı, şirketin —- tarihi itibarıyla kayıtlı sermayesinin —-. olduğu ve taahhüt edilen ————- sermayenin ortaklar tarafından ödenmemiş olduğu tespit edilmiştir.
Yine kök rapor ile tespit edildiği üzere; Şirketin —- yılı faaliyet raporunun ———- maddesinde ise, huzur hakkı olarak toplam —— ödeme yapıldığı belirtilmiştir. Söz konusu fark— ——ise — – ——- giderleştirildiği tespit edilmiştir.
————– tarihli gelir tablosu incelendiğinde;
—— tarihleri arasında net satışlarının ——— net satışları üzerinden elde edilen brüt karının ise ——— olduğu,
Şirketin ——–tarihleri arasında —–faaliyet zararı elde ettiği, faaliyet zararının ise şirketin ————–kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Şirket esas faaliyetinden dolayı zarar eden şirketin —- elde edilen kar neticesinde, —– tarihi itibarıyla ——–net kar elde ettiği tespit edilmiştir.
Şirketin yönetim Kurulu üyelerine ödenen ücretler — hesabında giderleştirilmekle birlikte, — — tarihleri arasında şirketin ——— olup, yönetim Kurulu üyelerine ödenen toplam —— ücretin —— payı %41,82’dir.
c) Davalı şirketin ———-yasal defterleri ve —- yılı faaliyet raporu ile uyumlu Bilançosu aşağıdaki gibidir;
Şirketin yukarıda detaylı bilançosunda yer aldığı üzere; davalı şirketin ortaklarının şirkete borçlarının takip edildiği ———- hesabında ise ortakların —— yılına devreden —— borçlarının olduğu ve ——– tarihi itibarıyla şirkete olan borçlarını ödememiş oldukları tespit edilmiştir.
131- Ortaklardan Alacaklar hesabının —— muavin kayıtları aşağıdaki gibidir;
Şirketin ——– davacı ortak ————— ödenmemiş sermaye taahhüt borcunun bulunduğu tespit edilmiştir.
Yapılan ek mali incelemeler neticesinde;
-Şirketin —– tarihi itibarıyla şirketin dağıtılabilir karı bulunmadığı, şirketin ———- tarihi itibarıyla kayıtlı sermayesinin ——– olduğu ve sermayesini —— içerisinde koruduğu,
-Şirketin taahhüt edilen ——-sermayenin ortaklar tarafından ödenmemiş olduğu. Şirketin —– üyeleri —————davacı ortak ————- ödenmemiş sermaye taahhüt borcunun bulunduğu,
-Davalı şirketin ortaklarının şirkete borçlarının takip edildiği ——- hesabında ise şirket yönetiminde de yer alan ortakların —– yılından —- yılına devreden —- borçlarının olduğu ve —– tarihi itibarıyla şirkete olan borçlarını ödememiş oldukları,
-Şirketin ———– tarihleri arasında net satışlarının ——–. net satışları üzerinden elde edilen brüt karının ———– olduğu, Şirketin ——— tarihleri arasında ——- faaliyet zararı elde ettiği, faaliyet zararının ise şirketin ———— kaynaklandığı,
-Şirketin yönetim Kurulu üyelerine ödenen ücretlerin —— hesabında giderleştirildiği,———— tarihleri arasında şirketin ———— üyelerine ödenen toplam —– ücretin şirketin —– yıllık Genel yönetim Giderlerindeki payının ise %41,82 olduğu, dolaysıyla huzur hakkı ödemelerinin şirketin mali yapısını etkilediği tespit edilmiştir.
-Kök rapor ile tespit edilen görüşlerimizi koruduğumuzu,
-Davalı ———— tarihli genel kurulunda gündem —————– oy çokluğu ile alman kararların kanuna, esas sözleşmeye, özellikle dürüstlük kuralına uygun olduğu gündem —— yönetim kurulu üyelerine verilen huzur hakkına ilişkin kararın dürüstlük kuralına aykırı olduğu, aynı maddede özel denetçi talebinin reddine ilişkin karar alınmasını takiben davacının özel denetçi tayini talebinde bulunup bulunmadığının işbu dosyadan anlaşılmadığı, gündem ———– yönetim kurulu üyelerine TK m.395 m.396 izinlerinin verilmesi kararının kanuna, esas hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına uygun olduğu kabulünün Sayın Mahkemenin takdirinde bulunduğu kanaatine varılmıştır. gerekçeleri ile kök rapordan dönmeyi gerektirecek bir neden olmadığını belirtmişlerdir. Davacının iptal nedeni olarak ileri sürdüğü gündem —— -ilişkin yapılan değerlendirmede yönetim kurulunun faaliyet raporunda hukuka aykırılık bulunmadığı, gündem —-. Maddede ileri sürdüğü iptal nedenine ilişkin yapılan değerlendirmede davalı şirketin —– yılı bilanço – kar – zarar hesaplarında hukuka aykırılık tespit edilmemesi, ———— Maddeye ilişkin yapılan değerlendirmede Davalı şirketin kayıtlı sermayesinin—- içerisinde korunmaması, ortakların ödenmemiş sermayesinin bulunması ve dağıtılabilir karın bulunmamnası karşısında davalı şirkette kar dağıtılmaması yönünde verilen kararın doğru olduğu sonucuna varılmıştır. Bu maddelere ilişkin iptal istemleri red edilmiştir.
Davacı — —- Maddesi ile yönetimi kurulu üyelerine TTK’nun 395 ve 396. Maddelerince izin verilmesine ilişkin kararda Yönetim kurulu üyelerinin oy kullanamayacağını, ancak oy kullanmış olmaları nedeni ile bu kararın hukuka aykırı olduğunu iddia etmektedir. Bu konu araştırılmış —- veri tabanından yapılan incelemede yine davacının davacısı olduğu bir davada ———–TTK’ nın 395 ve 396. maddeleri çerçevesinde alınan kararlarda, hakkında izin verilen yönetim kurulu üyesi oy kullanamayacağı gibi anılan kararlar, ortak ile şirket arasındaki şahsi bir iş niteliğinde bulunduğundan, somut olaya uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın 436/1. maddesinde sayılan yakınların da bu kararların alınmasında oy kullanmaları mümkün bulunmamaktadır. Bununla birlikte, 6102 sayılı TTK’ nın 436/1. maddesi gereğince yönetim kurulu üyesi TTK’ nın 395-396. maddesi gereğince izin verilmesi hususunda kendi lehine oy kullanamaz ise de, diğer yönetim kurulu üyeleri için yapılan oylamada oy kullanabilir.———– numaralı kararda belirtilen husus yönetim kurulu üyeleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işle ilgili olduğundan, toplantıya katılan yönetim kurulu üyeleri oydan yoksundurlar. Rekabet yasağının kaldırılması oylamasında bir yönetim kurulu üyesi kendisi ile kararın alınmasında oy hakkından yoksun ise de, bu halde diğer yönetim kurulu üyesi ile ilgili oylamaya katılabilir. İki yönetim kurulu üyesi kardeş olduklarından oydan yasaklı oldukları için geriye tek bir yönetim kurulu üyesi kalmaktadır ve — da payı —- adet olan ——- Şirketin ———— dışında aile fertlerinin oluşturduğu bir aile şirketi olduğu anlaşılmaktadır. Bu şekilde oluşan aile şirketlerinde dışarıdan birisi olmadığı sürece karar almak hiçbir zaman mümkün olmaz.——- kendisi için yapılacak oylamadan yoksun olduğu fakat,———– yapılacak oylamada oy kullanabileceği ve oyun izin verilme yönünde olduğu, —- izin verilmesi için, ———– adet olumsuz oyuna karşılık, ——– adet toplamındaki olumlu oyunun yeterli olduğu anlaşılmakla oylama açısından bir iptal sebebi bulunmamaktadır. ” gerekçesi ile yönetim kurul üyesinin kendi lehine oy kullanamazsa da diğer yönetim kurulu üyeleri için oy kullanabileceğini belirtmiştir. Davacının hisse oranının %28,70, diğer pay sahibi——— toplam paylarının 41,30 olduğu, diğer pay sahibi ————— olduğu nazara alındığında davacının bu iptal nedeni olarak ileri sürdüğü hususun da hukuki mesnedinin olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı son olarak bahsi geçen genel kurulda yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmesine dair alınan kararın iptalini istemiştir. ——- aylık —- net, yönetim kurulu üyesi — aylık—- net ve ———— aylık —- huzur hakkı ödenmesine karar verilmiştir. Şirketin ———– tarihleri arasında ———–faaliyet zararı elde ettiği ve faaliyet zararının şirketin genel yönetim giderlerinden kaynaklandığı,yönetim kurulu üyelerine ödenen ücretin genel yönetim giderlerindeki payının %41,82 olduğu anlaşılmıştır.
———————-TK 507/1.maddesi uyarınca “Her pay sahibi, kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılmış dönem kârına payı oranında katılma hakkını haizdir…”. Şirket yöneticilerine verilecek yüksek miktarlı huzur hakkı ile yönetim kurulu üyesi olmayan ortakların payları oranında kâr payı alma haklarının zayıflatıldığı, belli ortaklara örtülü kâr dağıtılması sonucunu doğuracağı bir gerçektir. Dolayısıyla şirketin elde ettiği gelir ile yönetim kurulu üyelerine ödenmesine karar verilen ücretler nazara alındığında, yönetim kurulu üyelerine verilmesine karar verilen huzur hakkının şirketin geliri, yapılacak işler ve yönetim kurulunun görevleriyle orantılı olmadığı, dava konusu genel kurulun —- numaralı maddesinde alınan kararın belli ortaklara örtülü kâr dağıtımı niteliğinde olduğu kabul edilmeli, bu kararın eşitlik dürüstlük kurallarına da aykırı bulunduğu nazara alınmalıdır. ” gerekçeleri ile bu tür durumlara ışık tutulmuştur.Somut olayda da davalı şirketin —— tarihleri arasında ————–faaliyet zararı ettiği, ortakların taahhüt etmiş oldukları sermaye payını ödememiş olmaları, aynı genel kurulda kar dağıtımı yapılmaması yolunda karar alınmış olması, şirketin dağıtılabilir kar elde edememiş olması birlikte değerlendirildiğinde yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı adı altında verilmesi kararlaştırılan ücretin şirketin geliri, yapılacak işler ve yönetim kurulunun görevleriyle orantılı olmadığı aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olan diğer ortaklar için örtülü kar dağıtımı mahiyetinde olduğu, TTK’nun 445. Maddesine, esas sözleşmeye ve özellikle de dürüstlük kuralına uygun olmadığı kanaatine varılmış gündem—– Madde ile alınan kararın iptaline, diğer iptal sebeplerine ilişkin taleplerin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalı ———– tarihinde yapılan—————— yılı ertelenen olağan genel kurul toplantısında alınan ——– ile alınan yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmesine ilişkin kararın iptaline,
2-Davacının diğer maddelere ilişkin iptal taleplerinin reddine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40TL maktu harcın peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 10,00 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin harç, 2.500,00 TL bilirkişi ücreti, 200,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 2.788,8 TL yargılama giderinin yarısı olan 1.394,40 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yapılan 30,4 TL yargılama giderinin yarısı olan 15,20 TL’nin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
6- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
8- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ———- Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/09/2020