Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/399 E. 2019/933 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/399
KARAR NO: 2019/933
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 17/05/2018
KARAR TARİHİ: 24/12/2019
–.Asliye Hukuk Mahkemesinin – Esas, – Karar sayılı , – tarihli ,— tarihinde kesinleşen kararı mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelenmesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkilinin —- sahibi ve işleteni olduğunu, davalı …’ın müvekkilinin işyerine gelerek ellerinde satışa hazır – paketlerinin bulunduğunu ve bunları satmak istediklerini söylediğini, bunun üzerine – paket –marka kolanın satışı hususunda müvekkili ile anlaşıldığını, müvekkilinin anlaşmaya istinaden- paket kolayı— ilçesinde kamyona yüklettiğini, bunun üzerine İstanbul’daki ortağını arayarak davalı …’a ürünlerin satışı konusunda ödeme yapılmasını söylediğini, ortaığının davalıya elden -TL ödediğini, anlaşmaya istinaden elden alınan paranın – TL’sinin —- aracılığı ile- şubesindeki — adına havale yapıldığını, davalının parayı teslim almasından bir kaç saat sonra müvekkilinin İstanbul’daki işyerine gelerek nakit olarak teslim almış olduğu paranın -TL’sini – bulunan — gönderdiğini belirterek havale ettiği bedelin dışında kalan miktarı müvekkilinin ortağına teslim ettiğini, sonuç olarak davalının zimmetinde satışa konu edilen kola paketlerinin bedeli olarak – TL kaldığını, bu bedel yönünden–. İcra Dairesinin—E sayılı takip dosyasıyla takip başlatıldığını, ayrıca Cumhuriyet Başsavcılığında soruşturma yapıldığını belirterek, itirazın iptali ile birlikte icra ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davanın görevli mahkemede açılmadığını, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin dava konusu olayda yalnızca aracılık yaptığını, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin — yılından beri gıda sektöründe faaliyet gösteren tacir olduğunu, müvekkilinin — TL’yi zimmetinde bulundurduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, sebepsiz zenginleşmediğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, aldatma ve dolandırıcılık kastıyla hareket etmediğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asliye Ticaret Mahkemeleri, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine giren ticari davaların çözümlendiği mahkemelerdir. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevine giren işler dışında kalan tüm uyuşmazlıklar Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenir. Hangi davaların ticari dava olduğu 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde sayılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesi ve 5/2. maddesiyle özel yasalarda hangi davaların ticari dava olduğu açıkça yazılmıştır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın ticari nitelikte olduğu kabul edilen davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki taraf için ticari sayılan konulardan doğan davalardır. Nispi ticari davadan söz edebilmek için iki koşulun bir arada olması gerekir. Birinci koşul her iki tarafın da tacir olması, ikinci koşul ise davaya konu uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olmasıdır (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi- Hukuk Dairesinin —- esas ve karar sayılı, — günlü ilamı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun,–esas, – karar sayılı,—— günlü ilamı).
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Dava Şartları başlıklı 114/(1)-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartlarındandır, aynı kanunun 115 maddesine göre de mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Eldeki dosya incelendiğinde ,davanın mutlak ticari dava olmadığı anlaşılmakla görev hususunun irdelenmesi davanın nispi ticari dava olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Mahkememizce davalı tarafın tacir olup olmadığı hususunda ito ve vergi dairesine ayrı ayrı müzekkere yazılmıştır.İto vermiş olduğu müzekkere cevabı ile dosya davalımızın kayıtlarının bulunmadığını ve tacir olmadığını belirtmiştir.Vergi dairesi ise vermiş olduğu cevapta davalının kantin faaliyetleri ile iştigal ettiği,gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olduğu,işletme usulüne göre defter tuttuğunu belirtmiş ve müzekkere cevabı ile göndermiş olduğu gelir vergisi beyannamesinde davalının hesap özeti dahil vergi beyannamesini bildirmiştir.Vergi dairesi tarafından gönderilen belgeler incelendiğinde davalı tarafın alım-satım miktarının V.U.K 177.maddesinde belirtilen sınırların altında olduğu anlaşılmakla davalının tacir olmadığı anlaşılmış ve davanın nispi ticari dava olmadığı kanaati hasıl olmuştur.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, dava konusu uyuşmazlığın 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında mutlak ticari dava veya nisbi ticari dava olmaması ve davacının tacir olmaması sebebiyle görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan mahkememizin görevsizliğine karar verilmesi gerektiği ve dosya hakkında daha önce İstanbul 26.Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı olduğu ve bu sebeple 6100 sayılı Hmk’nın 21/1-c maddesi uyarınca görevsizlik kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi durumunda olumsuz görev uyuşmazlığını gidermek ve yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın istinaf incelemesi için ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Davanın nisbi ticari dava sayılamayacağı ayrıca mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı , taraflar arasındaki uyuşmazlığa genel hükümlerin uygulanması gerektiğinden görevli mahkemenin İSTANBUL ANADOLU 26. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olması sebebiyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Mahkememiz tarafından görevsizlik kararı verilmiş olduğundan ,
A)Mahkememiz kararının süresinde ve usulüne uygun şekilde istinaf yoluna başvurulması durumunda dosyanın istinaf incelemesi için İstanbekilde istinaf yoluna başvurulması durumunda dosyanın istinaf incelemesi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine
B)Mahkememiz kararının istinaf yoluna gidilmeden kesinleşmesi durumunda HMK 21/1-C maddesi gereğince iki mahkeme arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığını gidermek ve yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 37.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine
4- HMK’ nun 331/2 maddesinde yapılmış olan ‘görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği’ şeklindeki düzenleme nazara alınarak, yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/12/2019