Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/396 E. 2021/191 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/396 Esas
KARAR NO: 2021/191
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/03/2016
KARAR TARİHİ: 25/02/2021
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dilekçesinde özetle; —– davalılar tarafından marka hakkına tecavüz suçundan şikayette bulunulduğunu, davacı şirketin bazı uluslararası firmaların yurtdışından temin edilen ürünleri gümrükten geçirerek —-ithalatını gerçekleştirdiğini.—– isimli internet sitesi ile anlaşması kapsamına —–isimli firma dünyanın bir çok noktasında bulunan üretici distribütör ya da üçüncü kişilerden aldığı orjinal kozmetik ürünlerini, kendi internet sitesi üzerinden satışım yaptığını, bu ürünleri kendi anlaşmalı oldugıı lojistik firmaları aracılığıyla tüketicilerin ülkesine gönderdiğini, davacı şirketin bahsedilen firmadan alışveriş yapan tüketicilere ürünlerin ulaşımım sağlamak için ithalatını yaptığını. —— isimli internet sitesi orjinal ürünleri uygun fiyatla satması sebebiyle kısa sürede tüketicilerin oldukça rağbet gösterdiği bir firma olduğunu, bu durumdan rahatsız olan davalı şirketlerin ihbar ile gümrükte bulunan ——– markalı ürünler hakkında marka hakkına tecavüz kapsamında şikayette bulunduklarını, ürünlere şikayet doğrultusunda —— sayılı kararı ile el konulduğunu, davacı şirket yetkilisi olarak —- yukarıda belirtilmiş olan suç kapsamında iddianame hazırlandığını, bu iddianame ile—- Mahkemesi nde kabul edildiğini. — dosya üzerinde —– kovuşturma başlatıldığım, davalıların davacı şirketin sadece ithalat işlemini yaptığını, satışın —— tarafından davalıların kendi firmalarından veya yetkili distribütörlerinden alındığım bildikleri halde asılsız ihbarda bulunduklarını, kovuşturma kapsamındaki ürünlerin orjinal olup olmadığı lercc inceleme sonucu ürünlerin tamamının orijinal olduğu tespit edilerek——- hakkında beraat kararı verildiğini, daha sonradan dosya hiç bir şikayetçi tarafından istinaf yada temyiz yoluna başvurulmadan kesinleştiğini, davalıların asıl amacının davacı şirket tarafından ithal edilen ürünlerin ithalatının durdurulması olduğunu, yargılama sonrasında davacı tarafın ticari saygınlığı zedelendiğini, —–yıllardır mahkeme salonlarında sanık olarak yargılanması sebebiyle ticareti itibarı zedelendiği, kişilik haklarına saldın olduğunu, tüm bunların yanı sıra davalılar tarafından yapılan şikayet nedeni ile ithal edilecek olan ürünlere el konulmuş olması davact şirket ile dağıtıcı firma arasındaki ticari faaliyet sona erdiğinden davacı şirketin maddi ¿ararı bulunduğunu belirterek; davacı şirket tarafından yoksun kalınan kar ve sair maddi zarar nedeni ile —- Maddi tazminat, uğranılan itibar kaybı nedeniyle davacı şirket ve ——— Manevi tazminat talep edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılara ait malların davalıların ihbarı sonucu değil.—– —- yapılmak üzere gümrüğe gelen mallardan şüphelenmesi üzerine——– sayılı kararı ile re’sen durdurulduğunu, bu kapsamda davalı şirketlere ilgili yasal prosedürlerin başlatılması amacıyla ilgili —–tebligat ile resmi bir bildirimde bulunulduğunu, el konulan ürünlerle ilgili olarak gümrük nezdinde yapılan kısıtlı ve kısa inceleme sonucunda—-tarafında el konulan ürünlerin, —– bulunan bir internet sitesi üzerinden sipariş verilen ürünler olduğu, ürünler arasında bulunduğu, davalı şirketler tarafından kutlanılmayan çok eski ambalajlarda ürünler yer alması ve ürünlerden bazılarının davalı şirketler tarafından daha önce hiç üretilmemiş ancak davalı şirketlerin tescilli markalannı taşıyor olduğu bilgisinin edinilmesi üzerine davalılar açısından ele geçen ürünlerin taklit ürünler oîabilcceği hususunda ciddi şüpheler oluştuğunu, internet üzerinde yapılan basit bir araştırmada tüketicilerin bu konuda ilgili internet sitesi üzerinden alınan ürünlerin sahte olduğu konusunda şikayetlerinin olduğunu, davalıların taklit olduğu konusunda önemli ölçüde şüphe bulunması sebebiyle ——şikayetle bulunulduğunu ve söz konusu ürünlere yargılama sonuna kadar el konulmasının talep edildiği, davalıların şikayeti İle —- ile kayıt altına alındığını,—- tarafından hazırlanan — tarihli iddianamede,— sahibi ve tek yetkilisi —–şikayete konu ve gümrük müdürlüğünce el konulan ürünlerin, —— bulunan bir internet sitesi üzerinden sipariş verilen ürünler olduğunu ve kendisinin de ——- aracısı olduğunu” beyan ettiğini, el konulan ürünlerin, —- internet sitesi üzerinden sipariş verilen ürünler olması sebebiyle kamu davası açıldığım, ürünlerin orjinalliği —– dayanarak bilirkişi raporlarından tam olarak anlaşılmadığından dolavısı ile şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca beraat karan verildiği. —– şikayet haklarını kullandıkları, davacılar şikayetlerini ispatlayıcı bir delil sunmadığı, ürünlerin hepsinin davacıya daha sonradan teslim edilmesi sebebiyle maddi zararın oluşmadığı belirtilmiştir.
DELİLLER:
—-sayılı kararı,— sayılı ilamı, ——-sayılı kararı, Ticari defter ve belge incelemeleri, hesap incelemeleri, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
—– sayılı kararında;Mahkeme tarafından verilen — tarihli kararda —– tarafından ———-geçici olarak — durdurulmasına karar verilen —- sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyab ——–marka ve togolu suç konusu taklit ürünlere CMK 127/l.maddesi gereğince el konulmasına karar verilmiştir.
———-Sayılı İlamında; Mahkeme tarafından verilen kararda; yapılan yargılama sonucunda ablı suçun unsurlarının oluşmadığı gibi sanığın marka hakkına tecavüz suçunu işleme kastı ile hareket ettiğine dair savunması nazara alındığında sanığın mahkûmiyetine yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil ekle olunamadığından sanığın beraat — karar verilmiş, —–tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
—— Savcılık tarafından verilen — tarihli kararda ——— sayılı kararında sanığın marka hakkında tecavüz suçunu işleme kasb ile hareket ettiğine dair savunmanın aksine mahkumiyetine yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde olunamadığından CMK 223/2.a.c.e. bentleri uyarınca beraat karan verildiğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına ” karar verilmiştir.
Dosyanın —- tarihli celse de ticaret hukuku alanın uzman bilirkişiye tevdii edildiği bilirkişilerin vermiş olduğu raporda özetle; davalıların şikâyet hakkını kullanması ile davacılar nezdinde maddi ve manevi bir zarar oluşmadığı, oluştuğu ileri sürülen zararlarında nitekim şikayet hakkının kullanılması hasebiyle talep edilemeyeceği hususunda görüş ve kanaate varıldığı tespit edilmiştir.
Dosyanın ——- tarihli celse de bir mali müşavir bilirkişi, Nitelikli hesaplama uzmanı ve sektör bilirkişisinden oluşan heyete tevdii edildiği, bilirkişilerin vermiş olduğu raporda özetle; davalıların şikâyet hakkını taşlan kullanıp kullanmadığının takdir ve değerlendirmesinin münhasıran sayın mahkeme’nin yargı yetkisi dahilinde olduğu; Mahkemece davalıların şikayet hakkını hukuka uygun kullanmadığı; zarar verme kastıyla herhangi bir delil bulunmadan haksız şikayet ettiği sonucuna vanlması halinde, davacının şikayete konu ticari faaliyetinin komisyon geliri olmasına, incelenen ticari defterlerine nazaran, yukanda ——– kesinleşme tarihine kadar tespit edilen —- tutarlı brüt komisyon gelirinin — denk gelen —– gider payı olarak tenzil edilmesi sonucu davacının ürünlerine el konulması nedeniyle mahrum kaldığı net kârın ———- olarak hesaplandığının tespit edildiği görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, haksız şikayet nedeniyle maddi manevi tazminat talebine ilişkindir.
Somut olayda; davacı şirketin ve bazı uluslararası firmaların yurt dışından temin ettiği ürünleri gümrükten geçirerek —– ithal ettiği, bu kapsamda ticari faaliyet içerisinde bulunduğu firmalardan birininde ” ——-anlaşmalı olduğu dağıtım firması olan ——– olduğu, davacı şirketin, ——– anlaşma gereği dağıtım firmasının — kadar ulaştırdığı ürünleri —– internet sitesi üzerinden alışveriş yapan tüketicilere ulaştırılmak üzere ithalatını gerçekleştirdiği, davalı şirketlerin ——– işlem gören ve kendi markalarına ait ürünlerin orjinal olmadığından bahisle marka hakkına tecavüz suçu kapsamında davacı şirket aleyhine şikayette bulunulduğu, şikayet doğrultusunda davacı şirketin ithal edeceği ürünlere —- kararı ile el konulduğu, davacı şirketin—— tarihine kadar münferit imza yetkilisi olarak yönetim kurulu üyeliğini yapan davacı asil hakkında da belirtilen suç kapsamında da iddianame hazırlandığı, iddianamenin kabul edildiği, ——- yürütülen yargılama neticesinde davacı lehine beraat kararı verildiği, verilen işbu kararın kesinleştiği, yapılan şikayet nedeniyle davacı şirketin —– olan ticari ilişkisinin durduğu ve bu nedenle şirketin muhtemel karından yoksun kalarak zarara uğradığından bahisle maddi ve manevi tazminat talebiyle huzurdaki davanın ikame edildiği görüldü.
“Kişinin gerçek bir olguya dayanan iddiasını kısmen ya da tamamen doğrulayacak kanıtlara dayanarak —— resmi mercilere başvurması ya da ceza davası açması uygulama ve doktrinde hukuka uygun bir davranış olarak kabul edilmekte ve bu davranış hak arama özgürlüğü kapsamında düşünülmektedir. Aksi görüşü kabul etmek, yani her ihbar ve şikayetin yapılabilmesini ve ceza davası açılabilmesini her halükarda mahkumiyet için yeterli delil ikamesine bağlı tutmak; özellikle delillerin takdiri sonucu beraat halinde de şikayetçi ya da davacıyı manevi tazminat tehdidi altında bırakmak, hak arama özgürlüğünü sınırlamak ve kişilik hakları karşısında bu özgürlüğü yok etmek olur. Böyle bir yorum, Medeni Kanun ve Anayasa’nın kişilik hak ve özgürlükleriyle güttüğü amaca ters düşer.
Ayrıca hak arama özgürlüğü kapsamında bulunan şikayet hakkı ve kişilik hakları anayasal güvence altındadır. Bu iki hakkın karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin her iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemeyeceğinden, daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında, belirli koşullar çerçevesinde, korumasız kalması söz konusu olabilecektir. Zira, hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde de olduğu gibi sınırsız olmayıp, kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için, hak arama özgürlüğünün sınırlarının aşılmaması, başkalarının kişilik değerlerine saldırı oluşturmaması gerekir ——
Tüm dosya kapsamı alınan bilirkişi raporu, —-karar sayılı dosyası,———soruşturma dosyası bir arada değerlendirildiğinde; davalı şirketlerin şikayetinin hak arama özgürlüğü içinde değerlendirilmesi gerektiği, bu özgürlüğün sınırlarının aşılmadığı, şikayet nedeniyle davacıların kişilik haklarının zedelenmediği, davalıların yasal şikayet hakkını kullandığı sonuç ve kanaatine varılarak her iki davacı bakımından maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1—— bakımından;
Davanın maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından REDDİNE,
—-bakımından;
Davanın manevi tazminat bakımından REDDİNE,
2- Peşin alınan 2.049,30 TL harçtan, alınması gerekli 59,30 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 1.990,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Davalılar kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca —– maddi tazminat bakımından 4080,00 avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davalılar kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T maddesi uyarınca —– manevi tazminat bakımından 4080,00 avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davalılar kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T maddesi uyarınca—– manevi tazminat bakımından 4080,00 avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; davacı ve davalı tarafın yüzüne karşı gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/02/2021