Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/374 E. 2023/592 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/374
KARAR NO : 2023/592

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/01/2018
KARAR TARİHİ : 21/06/2023

—-Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—–Esas sayılı dosyasında yetkisizlik kararı verilerek Mahkememize tevzi edilen dava dosyası mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedildiği ve —–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —– Esas sayılı dava dosyasının mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği görüldü.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Kazaya sebebiyet veren —plaka sayılı araç, davalı — Sigorta Şirketi’nden—-numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik) sigorta poliçesi ile kaza tarihinde sigortalı bulunmaktadır. Kaza nedeniyle meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın davalı — Şirketi’nden karşılanması amacıyla doğrudan doğruya davalı — Şirketi’ne 20.12.2017 tarihinde yazılı başvuruda bulunulmuş olup, ödeme yapılabilmesi için tüm evraklar davalı şirkete teslim edilmiştir. Davalı sigorta şirketine 15 gün içerisinde cevap verilmediği takdirde dava yoluna başvurulacağı başvuru dilekçesinde ihtar olunduğunu, davacı müvekkili—- 13.10.1976 doğumlu olup kaza tarihi itibariyle 41 yaşındadır. Müvekkilimizin geliri asgari gelir düzeyindir.
Müvekkilin 2918 sayılı yasadan kaynaklanan söz konusu kaza dolayısı ile işgücü kaybından doğan daimi sakatlık tazminatını alabilmesi için işbu davayı açma zarureti hasıl olmuştur. Tedavi evrakları gelince davacı müvekkilin ikametgah adresine en yakın—- Başkanlığı’na veya en yakın üniversite hastanesinin —- sevki ile maluliyet raporu aldırılmasına, maluliyet raporu gelince dosyanın Aktüer hesap bilirkişisine gönderilmesine ve müvekkilin maluliyet tazminatının hesaplanmasına ve raporların taraflara tebliğine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosya da davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde; 25/05/2017 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası sonucunda müvekkilinin yaralandığını, müvekkilinin uğramış olduğu sürekli iş göremezlik zararlarının tazmini amacıyla—-Asliye Ticaret Mahkemesinin — Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, öncelikle davanın —Asliye Ticaret Mahkemesinin —- Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, harç ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu talep zamanaşımına uğramıştır. Sayın Mahkemece de bilindiği üzere 2918 sayılı KTK md 109’da iki yıllık zamanaşımı düzenlenmiştir. Bu nedenle zamanaşımı süresi geçirilen konu talep zamanaşımına uğradığından davanın reddi gerekmektedir.Öncelikle husumet itirazlarının bulunduğunu, Davacı ekte sunulan temlik anlaşmasına göre mahkemeniz nezdinde görülen dosyadaki maddi ve manevi tazminata ilişkin alacaklarını —- devretmiştir. Bu nedenle davanın reddini, KTK md.97 gereği; dava öncesi başvuru yapılmadığından dava şartı eksikliği nedeniyle esasa girilmeksizin davanın reddine karar verilmesini talep ederiz.
Sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmadığından reddine;
Mahkeme Masraf ve Vekalet Ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini;
Aksi halde,
Celp edilmesi gereken delillerimizin toplanmasına,
Kusur durumu ve zararın tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına,
Herhalde haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:
Hastane ve tedavi evrakları, bilirkişi raporu bilirkişi ek raporu, araç plaka tescil ve ruhsat bilgileri, hasar dosyası, poliçeler, — Raporları ve tüm dosya kapsamı.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatına talebine ilişkindir.Trafik kazasına ilişkin dava konusu olayın; 25/05/2017 günü saat 23:45 sıralarında davacı — sevk ve idaresindeki —- plakalı aracı ile —- numaralı caddeyi takiben — Mahallesi istikametinden seyirle, kavşaktan taşıt yolunun karşı—istikametine geçiş yapmak istediği sırada, — Kavşağı) istikametinden —- ilçesi istikametine — Caddesini takiben, taşıt yolunun orta şeridinden seyir halinde olan dava dışı sürücü —sevk ve idaresindeki—plakalı araçla kavşak içinde çarpışmaları neticesinde yaranlanmalı trafik kazası meydana geldiğinin anlaşılmıştır.

KUSUR AÇISINDAN;
—- Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nin 21/04/2020 tarihli raporunda ” …Sağlıklı rapor tanzimi için kaza tespit tutanağında bahsi geçen mobese kayıtlarının açılabilir ve izlenebilir örneğine, görüntülerde kavşak kollarına hitaben yanan ışıkların belirlenememesi halinde, olay mahalli kavşakta kaza saatinde kavşak kollarına hitap eden ışıkların ne şekilde yandığının ilgili kurumdan sorulmasına ihtiyaç duyulduğundan” şeklinde belirtilerek rapor tanzim edilmeden dosya aslının iade edildiği,—- İl Emniyet Müdürlüğü’nün 08/06/2020 tarihli yazı cevabında mobese kayıtlarının süreli tutulduğundan kavşak kollarında kaza saatinde trafik ışıklarının ne şekilde yandığının tespit edilemediğinin bildirildiği
Mahkememizce Trafik İhtisas Dairesi’nin 21/04/2020 tarihli raporundaki noksan ikmali amacıyla keşif yapılarak rapor tanzimi amacıyla talimat yazıldığı, keşif yapılarak alınan Trafik Bilirkişi —– tarafından hazırlanan raporunda; kazanın irdelendiği, trafik kazasının meydana geldiği kavşak araç sürücüleri için geçiş hakkının kimsenin inisiyatifine bırakılmadığı, geçiş hakkının trafik lambaları ile belirlenmiş olduğu kontrollü bir kavşak olduğu, özellikle gece ilerleyen saatlerde kavşakta trafik akımının azalması ile birlikte, trafik lambaları fasılalı şekilde yandığı, trafik lambaları fasılalı şekilde yandığı anlarda araçlara hitaben dur işaretinin bulunduğu, ayrıca —-Caddesi, bölünmüş yol konumunda olduğu için bu cadde üzerinde seyreden araçların —-Mahallesi istikametinden,—- no’lu caddeyi takiben kavşağa gelen araçlara göre, anayol konumunda olmaları nedeni ile ilk geçiş hakkı bulunduğu, geçiş hakkının ışıklı (trafik lambaları) veya ışıksız (DUR) trafik işaret levhaları ile belirlendiği bu tarz kontrollü kavşaklarda araç sürücüleri kavşaktan güvenli geçiş yapabilmek için yetkililerce kavşakta yapılmış olan ışıklı ve ışıksız trafik işaretlemeleri, düzenleme, kısıtlama ve kurallara dikkat etmek, anlamına uygun hareket etmek zorunda olduğu, sürücülerin kendileri için fasılalı kırmızı ışık yandığı esnada, kendisine hitap eden “DUR” trafik işaret levhalarının bulunduğu kavşak ağzında muhakkak surette durarak diğer istikametlerden gelen, kendilerine fasılalı sarı ışık yanan, ilk geçiş hakkının ait olduğu araçlara veya yayalara geçiş hakkını vermeleri zorunlu olduğu, ayrıca kendisi için sarı fasılalı ışık yanan araç sürücüleri de kavşağa yaklaşırken, girerken, ilerlerken muhakkak surette araçlarının hızını azaltarak kavşaktan kontrollü şekilde geçiş yapmak zorunda olduğu,—plakalı aracın sürücüsü —-kan tahlilinde yasal sınırın 1,38 promil alkollü olduğu, kazanın salt alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediğinin tespitinde somut verilere bakılacağı, sürücü ve yolcuların beyanlarının irdelendiği, dosya içerisinde bulunan tarafların ve tanık ifadeleri, keşif mahallinde yapılan tetkik ve incelemeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, özellikle —-plakalı araç sürücüsü —- kendisine sarı ışık yandığı esnada trafik kazasının meydana geldiği yönündeki ifadesinin trafik kazasının meydana gelişi, kavşaktaki mevcut trafik işaretlemeleri ile ilgili gerçekleri yansıtmadığı, çünkü kavşakta trafik lambaları —– plakalı aracın seyir istikametine Kırmızı fasılalı şekilde yanmakta, —- plakalı aracın seyir istikametine ise Sarı fasılalı şekilde yandığı, ayrıca —-mahallesi istikametinden, —- no’lu caddeyi takiben kavşağa gelen araç sürücüleri için —- plakalı araç için) kavşak ağzında “DUR” trafik işaret levhası bulunduğu, ilave olarak kavşakta her hangi bir şekilde ışıklı ve ışıksız trafik işaret levhası bulunmasa dahi —-caddesi bölünmüş yol konumunda olduğu için bu yol üzerinde seyreden— plakalı araç sürücüsünün, —- no’lu caddeyi takiben kavşağa gelen —- plakalı araca göre kavşakta ilk geçiş hakkı bulunduğu, araç sürücüsü davacının —- plakalı araç sürücüsü —- araçların geçiş hakkının sürücülerin inisiyatifine bırakılmadığı kavşakta, kendisine hitap eden fasılalı kırmızı ışığa, kavşak girişindeki “DUR”” trafik işaret levhasına ve bölünmüş yola çıkış yapmasına aldırış etmemiş, ışıklı ve ışıksız trafik işaret levhalarının anlamına uygun hareket etmemiş, kavşak girişinde muhakkak surette durarak, kavşağa duramayacak kadar yaklaşmış araçların geçişlerini beklemesi gerekirken durmamış, taşıt yolunun karşı istikametine kontrolsüzce geçiş yapmak istediği, yasal sınırın üzerinde alkol kullanması de gözetildiğinde davacının kazanın meydana gelişinde direksiyon başında göstermesi gereken azami özen ve dikkati göstermeyerek, dikkatsizce ve tedbirsizce davranarak kazanın meydana gelmesinde %75 oranında kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketinin sigortalısına ait aracın sürücüsü ise kavşağa yaklaşırken, girerken ve ilerlerken aracını kavşak üzerinde mevcut hava, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara, aracının teknik özelliklerine uygun, güvenle durdurabileceği hızla sevk ve idare etmesi, kullanması gerekirken dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeyerek kazanın meydana gelmesinde %25 oranında kusurlu kabul edilmiştir. Davalı yanca raporun —- rapor alınması talep edilmiş ise de keşif yapılarak adli trafikçi bilirkişiden alınan raporun içeriği ve irdelenen tespitler kapsamında raporun dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunduğundan davalı yanın itirazı yerinde görülmemiştir.

MALULİYET AÇISINDAN;
Yargıtay uygulamalarına göre maluliyet oranlarının tespiti —-İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin —- bölümleri gibi kuruluşlarının oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.Somut olayda kaza tarihi 25/05/2017 tarihi olup, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyet oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise oranı belirlenmesi gerekmektedir.
Davacı hakkında —-İhtisas Kurulu’nun 23/08/2021 tarihli raporunda geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmeliği dikkate alındığında; Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının % 19 olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa edilmiştir.Davacının davaya konu trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle %7 (yüzdeyedi) oranında maluliyete uğradığı ve iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği anlaşılmıştır.

AKTÜERYA HESABI YÖNÜNDEN;
Dosyanın aktüerya konusunda uzman bilirkişi —- tevdi edilerek hazırlanan bilirkişi kök raporunda özetle; davacının meydana gelen kazaya bağlı olarak geçici İş göremezlik dönemi ve %19 oranında belirlenen maluliyeti nedenivle talep edebileceği maddi tazminatının hesabı yapıldığı, bakiye ömür süresinin tespitinde TRH 2010 tablosunun esas alındığı, kazanç durumunun asgari ücret üzerinden hesaplandığı,
sürekli iş göremezlik tazminatının 93.348,63 TL ve geçici iş göremezlik tazminatının 3.404,51 TL olduğu, —- tarafından geçici iş göremezlik ödeneği verilmiş ise kusur oranına göre mahsubu yapıldığında kalan miktarın karşılanmamış kazanç kaybı olacağının tespit edildiği görülmüştür.—- 26/01/2018 tarihli yazı cevabında gelir bağlanmadığının bildirildiği görülmüştür.Davacı vekili tarafından kök bilirkişi raporunda tespit edilen 93.348,63 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 3.404,51 TL geçici iş göremezlik tazminatını üzerinden talebin artırılmıştır.Asgari ücretin güncelenmesi nedeniyle dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor alınmasıyla sürekli iş göremezlik tazminatının 118.936,04 TL olarak hesaplandığı,Davacı vekili tarafından ek bilirkişi raporunda tespit edilen 118.936,04 TL sürekli iş göremezlik tazminatının ıslah edildiği,
2022 yılı Aralık ayında Asgari ücretin güncelenmesi nedeniyle dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek 2.ek rapor alınmasıyla sürekli iş göremezlik tazminatının 179.535,17 TL olarak hesaplandığı görülmüştür.Davacı yanca bakiye tazminat yönünden —–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—-Esas sayılı dava dosyasında dava açıldığı, dava dosyasının birleştirme karar verilerek mahkememiz dosyasına gönderildiği, dilekçeler aşamasının tamamlandığı görülmüştür.
Soruşturma dosyası incelendiğinde araç sürücüleri hakkında şikayet yokluğu nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığı karar verilmiştir.
Dava yanca dava dilekçesinin ekinde sunulan belgelerden davacı yanca 20/12/2017 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı anlaşılmıştır.
Kural olarak haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir.

Zarar bir eksilmeyi ifade eder. Haksız fiilin borç doğurmasının sebebi doğan zararı giderme yükümlülüğünden kaynaklanır. Haksız fiil faili bu fiili ile yaratmış olduğu eksilmeyi gidermek, zarar gören kişiyi fiilden önceki durumuna getirme borcu altına girmiştir. Haksız fiil failinin borcu doğan bu zararı tazmin etmeye dayanır. Buna göre haksız fiilden doğan tazminat borcunun üst sınırını doğan zarar oluşturur. (—- Zarar belirlenirken, uğranılan gerçek zararın dışına taşılamaz. Zarar görenin zararla ilgisi saptanamayan giderleri zarar kapsamının dışında tutulmalıdır. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının geçirmiş olduğu trafik kazasından kaynaklı olarak davacının ilk geçiş hakkına sahip davalı sürücüye öncelik vermediği, kontrolsüz şekilde hareket ederek ve alkollü araç kullanmak suretiyle kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğinden %75 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücünün dikkat ve özen yükümlüğünü yerine getirmeyerek kazanın meydana gelmesinden %25 oranında kusurlu olduğu, davacının maluliyet oranının kaza tarihindeki yönetmeliğe göre davacının tüm vücut engellilik oranının % 19 ve iyileşme (işgöremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, davacının geçici iş göremezlik tazminatının 3.404,51 TL ve sürekli iş göremezlik tazminatının 179.535,17 TL olduğu, Davayı konu taleplerin kaza tarihi ve yaralanmasına bağlı ceza zamanaşımı gözetildiğinde zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, dosyada alınan ve yukarıda açıklanan raporlar uygun ve denetime elverişli bulunarak, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.Asli müdahale davasının değerlendirilmesinde; Asli müdahil tarafından 18/09/2019 tarihinde asli müdahale talebinde bulunduğu, 21/09/2019 ve 22/09/20219 tarihlerinde peşin harcın yatırıldığı, Asli müdahİL tarafından—–.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —– Esasında ise davanın 23/08/2019 tarihinde açıldığı, dava açıldıktan sonra huzurdaki dava dosyasında asli müdahale talebinde bulunduğu ve harç yatırdığının anlaşılmıştır.Dava şartları, mahkemece davanın esası hakkında yargılama yapılabilmesi için gerekli olan koşullardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan “kamu düzeni” ile ilgili zorunlu koşullardır. Mahkeme, hem davanın açıldığı günde hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp incelemek durumunda olup; bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir.Dava şartları dava açılmasından hüküm verilmesine kadar var olmalıdır. Dava şartlarının davanın açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda, mahkemenin davayı mesmu (dinlenebilir) olmadığından reddetmesi gerekir. Dava şartlarından bazıları olumlu (davanın açılması sırasında var olması gerekli); bazıları ise olumsuz (davanın açılması sırasında bulunmaması gereken) şartlardır.
Açılmış ve görülmekte olan bir davanın davacısı, hukukî korunma sürecini başlatmış olduğundan artık onun aynı davayı yeniden bir başka mahkeme önüne getirmesinde hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmamaktadır. Bu nedenle daha önce açılmış ve hâlen görülmekte olan bir davanın, ikinci kez açılması hâlinde, davacının bu ikinci davayı açmasının hukukî olmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı HMK’nın 114’üncü maddesi ile derdestlik dava şartı kabul edilerek maddenin (ı) bendinde “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” düzenlemesine yer verilmiştir.
Derdestliğin ilk koşulu, tarafları, konusu ve dava sebebi aynı olan bir davanın daha önce açılmış olmasıdır. İkinci koşulu ise, daha önce açılmış bulunan davanın hâlen görülmekte olması, kesin hükümle sonuçlanmamış olmasıdır. Bu iki koşulun birlikte bulunması hâlinde derdest bir davanın varlığı kabul edilmelidir. Bir davanın açılması ile şekli anlamda kesin hükme bağlanması arasında geçen sürede davanın derdest olduğu kabul edilir (—-). Davanın derdest olması, taraflar arasında o konuda ortaya çıkan uyuşmazlığın henüz tam olarak çözümlenemediği anlamına gelir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.10.2015 tarihli,—-. sayılı kararında da benimsenmiştir.6100 sayılı HMK’nın 65. maddesinde “Asli Müdahale” başlığı altında; “Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir. Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır.” hükmü yer almaktadır.Asli müdahale, dava açmak suretiyle gerçekleşmekte olup asli müdahil taraftır ve hakkında hüküm kurulur, asli müdahil hükmü tek başına kanun yoluna götürebilir. Asli müdahale davasının davalısı, görülmekte olan davanın davacısı ve davalısı olup bunlar arasında şekli anlamda mecburi dava arkadaşlığı vardır. (Bkz Yargıtay —-Hukuk Dairesi’nin —– Esas ve—– Karar sayılı ilamı)
Somut olaya gelince; Davacı ve davalı sigorta şirketi arasında görülmekte olan davaya 18/09/2019 tarihli asli müdahale dilekçesiyle dava açmak suretiyle müdahale isteminde bulunduğu ve asli müdahil olarak talepte bulunuduğu eldeki davaya temliknamede belirtilen 25.000 TL’lik alacak için talepte bulunarak dava konusu ettiği, asli müdahilin aynı zamanda 23/08/2019 tarihinde açtığı —-.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —- Esasındaki davada ise temliknamede belirtilen 25.000 TL’lik alacak için —– talepte bulunduğu görülmüştür. Asli müdahale bir dava olduğuna göre davacı asli müdahil, davalı ise eldeki davanın davacısı ile davalısı —-Bu haliyle, —-.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin—- Esasındaki dava ile eldeki asli müdahale davasının konusu, sebebi ve taraflarının aynı olduğu, işbu asli müdahale davasının açıldığı tarihte, —-.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin—-Esasındaki davanın derdest olduğu ve henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Derdestlik dava şartı olup yargılamanın her aşamasında resen göz önünde tutulmalıdır. Asli müdahale davası bakımından 6100 sayılı HMK’nin 114/ı ve 115. maddeleri uyarınca derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-ASIL DAVA BAKIMINDAN;
1-Davacı — davasının KABULÜ ile; 118.936,04 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 3.404,51 TL geçici iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi 02/01/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Asli müdahale davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 8.124,52 TL harçtan, peşin yatırılan 206,98 TL peşin harç ve 317,65 TL tamamla harcı, 87,39 TL ıslah harcın düşümü ile geri kalan 7.719,48 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 206,98 TL peşin harç, 317,65 tamamlama harcı, 87,39 TL ıslah harcı, 179,90 TL başvuru harcı, 384,90 TL keşif harcı, 2.300,00 TL bilirkişi ücreti ve 917,25‬ TL posta gideri olmak üzere toplam 4.394,07 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 18.840,40 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
7-Asli müdahale davasının reddi bakımından; davacı ve davalı sigorta şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin asli müdahilden alınarak davacıya ve davalı sigorta şirketine VERİLMESİNE,
BİRLEŞEN DAVA BAKIMINDAN;
1-Davanın KABULÜ ile; 60.599,13 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi 02/01/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 4.139,52 TL harçtan, peşin yatırılan 206,98 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 3.932,54 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan 206,98 TL peşin harç, 179,90 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 386,88‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 9.695,84TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
6-Arabuluculuk ücreti olan 3.120,00 TL ‘nin davalı taraftan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.