Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/327 E. 2020/97 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/327 Esas
KARAR NO : 2020/97
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/01/2019
KARAR TARİHİ: 06/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili ——harç tarihli dava dilekçesinde özetle; 6100 sayılı HMK 10. Maddesinde düzenlenen özel yetki kurallarından biri olan sözleşmeden doğan davalar özleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabileceğini ancak taraflar ifa yerini sözleşmede belirtmemiş iseler, para borçları alacaklının ifa zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceğini, buna göre para borcu götürülecek borç olduğundan alacaklı kendi yerleşim yerinde takip başlatabileceğini, (“Yargıtay—-. Hukuk Dairesi ————- sayılı kararında yer alan Borçlar kanununun 7371 ve HUMK’nun 10. maddesi gereğince alacaklı anılan para borcu için kendi ikametgahında takip başlatabilir. O halde borçlunun yetki itirazının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğunu, açıklaması sonucunda alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. Maddeleri uyarınca bozulmasına 21.11.2006 gününde oy birliği ile karar verildi.”) yetki itirazının kaldırılmasını, takibin devam edilmesini, davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki olduğunu, davalı borçlunun cari hesap ilişkisinden doğan ——— TL borcunu ödemediğini, bu nedenle —– tarihinde———-. İcra Müdürlüğü — E. Sayılı dosya ile davalı şirket aleyhine işletilen faiz ile birlikte toplam ———TL tutarında ilamsız icra takibi başlatıldığını, boçlu şirkete ödeme emri gönderildiğini, davalı/borçlu şirketin süresinde ——- tarihinde borcu bulunmadığı iddiası ile haksız ve alacağı sürüncenmede bırakmak amacıyla borca, faize ve fer’ilerine itiraz ettiğini takibin durdurulduğunu, davalı/borçlunun borca ilişkin haksız, dayanaksız ve kötü niyetli itirazlarının iptalini, fazlaya dair her türlü talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla, davalı/borçlunun haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın—— İcra Müdürlüğü ——– E. sayılı dosya ile başlatılan icra takibinde ödeme emrine yasal süresinde itiraz edildiğini, taraflar arasında ancak bilirkişi incelemesi ve ticari yargılama sonucu ortaya çıkacak bir alacak-borç ilişkisi mevcut olmasına rağmen davalı, davacıya doğrudan ilamsız icra takibine giriştiğinden borca itiraz edildiğini, alacak iddiasının aydınlanması ancak taraf ticari defter ve belgelerinin incelenmesi ile ortaya çıkacağından yani ortada likit, belirlenebilir ve muaccel bir alacağın söz konusu olmadığından, davacının icra inkar tazminatının yasal dayanağının olmadığını, taraflar arasında vade anlaşması yapıldığını ve borç vadesinin henüz gelmediğini, belirterek davacının açmış olduğu davanın haksız ve yersiz olduğunu, davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmilini, alacağın likit olmadığından ötürü icra inkar tazminatı talebinin de reddine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.Ödeme emrinin borçluya ——– tarihinde tebliğ edildiği,yasal süresi içerisinde ———– tarihinde ödeme emrine itiraz edildiği görülmüştür.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine ilişkin davalının ticari defterlerinin incelenmesi için ——–.Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak bilirkişi raporu alınmış ve ardından ilk rapor göz önüne alınarak davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi ve dosya kapsamında rapor hazırlanması için ara karar kurulmuş ve bilirkişi raporunu—– tarihinde teslim etmiştir.Bilirkişi raporunda özetle : ”Davacı ————ticari defterleri ve dayandığı belgeler ile yardımcı defterlerin birbirini tamamlaması ve teyid etmesi, usulune uygun tutulmuş olması nedeni ile HMK 222. madde gereğince delil niteliğinde olduğu kanısına varıldığı,
Takip ve dava konusu yapılan —- adet faturanın davalı————- yasal defter kayıtlarında da mevcut olduğu ve davacı————- TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını,TTK 1530.maddesi uyarınca temerrüt faizi tutarı olarak —- TL hesaplandığını ” belirtmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.Tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme ile alınan bilirkişi raporları ile uyuşmazlığa konu faturaların her iki tarafın da ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmekle taraflar arasında ticari ilişki olduğu anlaşılmış,fatura içeriğinin aksini iddia eden davalı tarafın bu yönde bir delil sunmadığı görülmekle davanın bilirkişi raporunda belirtilen asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Alacağın likit olması konusunu ————Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır.Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek,alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. Yargıtay —-. Hukuk Dairesi’nin ————- K. Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle yüzde 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Tarafların tacir olduğu görülmekle takipte talep edilen faizin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında ,uyuşmazlığa konu faturaların her iki tarafın da ticari defterlerinde kayıtlı olması ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kısmen kabulüne,arta kalan miktar yönünden reddine karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanı kısmen kabulü ile ——- İcra Müdürlüğünün—— esas sayılı icra takibine yapılan itirazın — TL asıl alacak +— işlemiş faiz olmak üzere —– TL üzerinden iptaline, kabul edilen asıl alacak miktarı olan —- üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen —TL lik kısım yönünden alınması gereken—- TL harçtan peşin alınan ——-TL harcın mahsubu ile bakiye ———– TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 177,14 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 3.400,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 7,65 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 1.200,00 TL bilirkişi ücreti ve 167,80 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.367,80 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.366,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair; gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/02/2020