Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/315 E. 2019/602 K. 11.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/315 Esas
KARAR NO : 2019/602
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 23/01/2019
KARAR TARİHİ: 11/09/2019
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili … ——– ait liman işyerinde, taşeron———- işçici olara——-tarihinden ——– tarihine kadar kesintisiz olarak çalışmış olmasına rağmen, davalı işveren tarafından müvekkilin sigorta bildirimlerinin yapılmaması nedeniyle, ————– Aleyhine Gebze 2. İş Mahkemesi’nin——- Esas sayılı dava dosyasıyla dava açıldığını, işbu davaya ——– dahil edildiği, ———– adres tespiti için yazı yazılmış olduğu ve gelen yazı cevabında,——————— tarihinde resen terkin edildiği belirtildiğini, mahkemece terkin edilen dahili davalı——— ihyası için ilgili Ticaret Mahkemesinde dava açmak üzere yetki ve mehil verildiğini, bu sebeple ————- tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; TTK’nın 32 ve Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 34. maddesi çerçevesinde işlem yapıldığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memurunda olduğunu, vadesi gelmeyen borçlarda ihtilaflı veya şarta bağlı borçların notere tevdii ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini,bu yapılmadan,şirketin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiyeler, mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kaydı sicilden terkin edilmiş ise; terkin işleminin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçileceğini, tasfiye memurunun iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkilinin tespit etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu sebeple yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7. maddesi gereğince Ticaret Sicil Memurluğu’nca gayri faal olması sebebiyle re’sen terkin edilen şirketin faal olduğunun tespiti ile ihyası istemidir.
———— günlü cevabi yazısıyla ihyası talep edilen şirketin münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen 6102 Sayılı TTK’nun geçici 7. maddesi gereğince müdürlükleri tarafından kendilerine yapılan ihtar ve ———– yapılan ilana rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunmayan şirketin ——– tarihinde re’sen terkin edildiği ve ——— silindiği bildirilmiştir.
Gebze 2. İş Mahkemesinin ———esas sayılı dava dosyası üzerinden davacı tarafından sicilden re’sen terkinine karar verilen şirket aleyhine dava açılmış olduğu taraf teşkili sağlanması açısından davacı tarafa şirketin ihyası davası açmak üzere yetki ve süre verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nın 26/06/2012 tarih ve 6335 sayılı yasanın 38. maddesi ile değişik 7. maddesinde bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl içinde kanunda yazılı halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde hükümlerine göre yapılacağı düzenlenmiş bulunmaktadır.
Yapılan yargılamaya göre, ticaret sicilinden re’sen terkin edilen şirket hakkında ihyası talep edilen şirketin halen devam eden davalarının bulunduğu, dolayısıyla faal olduğu, ancak bildirimle yapılan ilana rağmen ———- başvurusu bulunmadığından tasfiye edilmeksizin resen terkin edildiği anlaşılmıştır. Derdest olan davaların sonucuna göre şirket borcu ortaya çıkabileceği, tasfiyenin şirketin tüm borç ve alacakları tasfiye olunmaksızın tamamlanamayacağı, ticaret sicilinden terkin olunamayacağı sonucuna varıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, ihyası talep edilen şirket hakkında devam eden davanın olması sebebiyle davanın kabulüne, davalı … yasal hasım olması sebebiyle davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1- DAVANIN KABULÜNE, ———-sicil nosuna kayıtlı bulunup——– tarihinde 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi gereğince sicilden terkin edilen———— 6102 Sayılı TTK’nın 547. maddesi gereğince Gebze 2. İş Mahkemesinin ——– esas sayılı dava dosyası ile sınırlı olmak üzere, terkin edilen şirket hakkında yürütülen davanın sonuçlanması ve infazı bakımından sicilden terkinine ilişkin kararın kaldırılmak suretiyle İHYASINA, ——- Müdürlüğüne yeniden TESCİLİNE,
2- Kararın ——— ilan edilmesine,
3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4- Davalı yasal hasım olduğundan davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı yasal hasım olduğundan davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/09/2019