Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/3 E. 2021/247 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/3 Esas
KARAR NO : 2021/247
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/11/2018
KARAR TARİHİ : 11/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında —– çalışması için anlaşıldığını, —- karşılığı anlaşıldığıı —- çalışma yapıldığını, davalı tarafından sadece —-ödenmediğini, davalı şirketin borcunu Ödememesi üzerine, —— esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının haksız olarak itiraz ettiğini, —- nedenle İtirazın iptali ve alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya ve icra takibine ———-Yevmiye nolu ihtarnamesi ile süresinde iade edildiğir davacı tarafındna —- adet fatura düzenlendiğini, bjnlann bedelinin zamanında ——- daha sonra ilişkisinin sona erdiğini, davacının vermediği hizmete karşılık —– fatura tanziı ettiğini, faturanın kabul edilmeyip iade edildiğini ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
RAPOR:Bilirkişi raporunda özetle; Davacı ve davalı şirketin —– yılı ticari deflerlerinin TTK’ya göre açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığını,—— yılı yevmiye defteri kapanış tasdikinin TTK Madde 69-70/son 72f3 ve V.U.K. madde 220-226 uyarınca yasal sürelerde ve usulüne uygun şekilde yaptınldığt ve belirli kanuni şartlan taşıdığı ve sahibi lehine delil vasfına sahip olduğunun kanaatine varılmış ise de nihai takdir mahkememize ait olduğunun, davacının kanuna uygun defterlerinde dava konusu —— tutarlı faturaya ilişkin olarak davalın — borçlu gözüktüğünü ancak davalının kanuna uygun deflerlerinde bu hususta bir kayıt bulunmadığının, HMK. 222 uyarınca bu durumun takdirinin mahkememize ait olduğunun, davacının davalıya gönderdiği —— tutarlı faturayı davalı tarafın süresinde iade ettiğinin, TTK m 21/2′ deki karinenin doğmadığı ve ispat yükünün davacı üzerinde olduğunun, davacı ile davalı arasında —– tutarlı —-adet fatura kapsamında tasarım işi hususunda anlaşma olduğu, bu fatura bedellerinin davalı şirket tarafından davacıya ödenmiş olduğunun, bu hususta taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığının, buna karşılık dava konusu —- tarihli ve —– tutarındaki işin yapılırası hususunda taraflar arasında bir anlaşmanın varlığı ve konusu işin ifa edilip edilmediği hususuııda ihtilaf bulunduğunun,davacının bu hususu ticari defter kayıtlarıyla ispallayamadığının ancak başkaca delillerle ispat imkını bulunduğunun, bu kapsamda dosyaya sunduğu davalı şirket görevlisi ile şirket adresinden yaptığı e-mail yazışmalarını gösteren belge fotokopilerinin yukarıda belirtilen e-mail adreslerinden yapılıp yapılmadığı hususunun bilişim uzmanı tarafından tespit edildiği ihtimalde bu yazışmaların delil olarak takdirinin mahkememize ait olduğunun, davacı davalı şirket adına kesiği—- tarihli —– bedelli faturanın, —– tutarındaki işin ilk taksit ödemesi olduğununun, —– tutarındaki dava konusu faturanın ise ödenmeyen diğer iki taksit için düzenlendiğini iddia ettiğinin, davalı tarafından —- bedelli faturaya ilişkin yapılan ödemenin davacının iddia ettiği gibi —– tutarlı işin karşılığı ilk taksit ödemesi, kabul edildiği ihtimalde davacı ile davalı arasında —— tutarındaki iş konusunda anlaşmanın kurulmuş ve ilk ödemesinin de yapılmış olduğunun, sonucuna varılabileceği, bu hususun takdirinin mahkememize olduğunun, bu ihtimalli —- açıkladıkları — tarafından—–davalı şirkette ———– tarihinde —- gönderilmiş e-mail metninde—–olarak bu sabah itibariyle —-onayı aldık. Hali hazırda ödediğimiz — sizin faturasını kestiğiniz, bu hafta hesabınıza geçecek olan — beraber. —– ilk etap çalışmaları için toplamda —– ödeyeceğiz.” şeklinde geçen ifadelerin desteklediğini, bu emailin yukarıda belirtilen email adreslerine gönderildiği hususu bilişim uzmanı tarafından tespit edildiği takdirde metin içeriğinden taraflar arasındaki iş ilişkisinin bir biitün olarak —– tutarında bir çalışma olduğunu, dolayısıyla davacı ile davalı arasında —-tutarlı işin yapılması konusunda anlaşmaya varıldığı ve davalı şirket kayıtlarında da gözüken — tarihli —- tutarlı ödemenin —– işe ilişkin bir ödeme olduğu sonucuna varılabileceğini, bu hususun takdirinin mahkememize ait olduğunun, mahkememizce davacı tarafından —– tutarlı çalışmanın yapılması hususunda davalı aralarında anlaşmanın var olduğunun kabul edildiği ihtimalde ise, dava konusu ——- tutarındaki fatura karşılığı işin davacı tarafından ifa edilip edilmediği hususunun da ayrıca ispatı gerektiğini, davacı tarafından dosyaya logo tasarımlarına ilişkin fotokopiler ve davalının bu logoları kullandıklarını gösteren fotoğraf fotokopileri dosyaya sunduğu, ancak heyetimizce dosya mündericatı kapsamında bu logoların davalının daha önce ödemiş olduğu–adet fatura karşılığı mı yoksa dava konusu —- tutarındaki fatura karşılığı mı yapıldığı, dolayısıyla davacı şirketin —– tarihli fatura içeriği hizmeti davalı şirkete verip vermediği hususunu kesin tespite elverişli bilge bulunmadığından davacının iddiasını ispatlayamadığının sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmişlerdir.
RAPOR:Bilirkişi raporunda özetle; Dava dosyası ile ilgili —– tarihli bilirkişi raporu davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı —— tarihli beyan ve itirazları, dosyaya ekli delillerle birlikte titizlikle incelenip araştırıldığında, bahsedilen e-maillerin gerçek olduğu, e-mail yazışmalarında bahsi geçen, dosyada görüntüleri ekli bir çok grafik çalışmasının yapılmış olduğu ve e-mail içeriklerinde yapılan bu grafik çalışmalarıyla ilgili yazışmaların olduğunun kanaati edindiklerini, takdir tetkik ve hukuki değerlendirmenin mahkememizin olduğunun kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
RAPOR:Bilirkişi raporunda özetle; Davacı ile davalı arasındaki email yazışmalarında —- tutarlı bir anlaşma olduğunun, bu anlaşma çerçevesinde davacının anlaşma konusu işi yaptığı ve davacının yaptığı iş karşılığı dava konusu— tarihli —- tutarındaki faturayı düzenlediğinin, bu fatura bedelini ödememiş olan davalı tarafın davacıya borçlu olduğunun, sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Davacı vekili taraf şirketler arasında daha önce yapılan tasarım işlerine istinaden işbu davaya konu diğer tasarım işleri için —- aylık çalışma süresinin bedeli olarak tarafların —-üzerinden anlaştıklarını, davalı şirket —- tarihlerine karşılık — aylık çalışma süresinden doğan ve — taksitte ödenmesi palanlanan — bakiyenin yalnızca — kısmının ödendiğini, bakiye—– borcunu ödemediğini ileri sürerek icra takibi başlattıklarını, icra takibine itiraz edildiğini işbu itirazın iptali davası açtıklarını beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili taraf şirketler arasında imzalanan yazılı bir sözleşme olmadığını, davacının yapmış olduğu birkaç tasarım nedeni ile müvekkiline — adet fatura kesildiğini, faturaların ödendiğini, şirketi temsil ve ilzama yetkili tek kişinin şirket ortağı — olduğunu, davaya konu —— sıra nolu faturayı kabul etmediklerini, faturaya konu hizmeti almadıklarını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İhtilaf taraf şirketler arasında daha önce yapılan tasarım işlerine istinaden işbu davaya konu diğer tasarım işleri için — aylık çalışma süresinin bedeli olarak tarafların —- üzerinden anlaşıp anlaşmadıkları daha önceki ödemelere konu işlerin haricinde —– yeni bir tasarım işi yapılıp yapılmadığı ve bakiye bedelinin ödenip ödenmediği noktalarında toplandığı görülmüştür.
—- tarihli bilirkişi raporları ile ihtilaf sonuçlandırılamamıştır.
Son olarak, —-tarihli bilirkişi raporları ve raporlara karşı itiraz dilekçeleri nazara alınarak dosyanın ——–tevdii ile bilirkişilere taraf şirketler bünyesinde yerinde inceleme yetkisi verilmek suretiyle dosya kapsamına göre söz konusu taraflar arasındaki maillerin sıhhati ve mailler üzerinden yapılan görüşmeler sonucu ortaya konulduğu iddia edilen işin yapılıp yapılmadığı, tamamlanıp tamamlanmadığı, taraflar arasındaki önceki tamamlanan işler ile ayrılabilir yönlerinin olup olmadığı, ihtilafa konu işin önceki işlerden bağımsız bir iş olup olmadığı, ayrı bir ödemeyi gerektirip gerektirmediği, taraflar arasında yapılan mailleşmelerin ihtilafa konu —-iş hakkında olup olmadığı hususlarında rapor düzenlenmesi istenilmiş olup, —- tarihli 3. ve son bilirkişi raporunda;
“Yapılan işler ücreti önceden ödenmiş olan —— çalışmalarından tamamen ayrı olan işlerdir. Mekan ve kişi kartları , menü tasarımı, dijital panolarda kullanılacak fotoğraflar üzerine yazılacak sloganlar sosyal medya ilan tasarımı, tabela çalışması vs. Adlarından da anlaşılabileceği gibi mecralar göre tasarlanmış ayrı iş ve emeklerdir.
Davacı ile davalı arasındaki e mail yazışmalarında —- tutarlı bir anlaşma olduğu, bu anlaşma çerçevesinde davacının anlaşma konusu işi yaptığı ve davacının yaptığı iş karşılığı dava konusu —- tutarlı faturayı düzenlediği, bu fatura bedelini ödememiş olan davalı tarafın davacıya borçlu olduğu” kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı tarafın ileri sürdüğü şekli ile yapılan ödemeler ile davacının talep ettiği ödemelerin—– çalışmalarından tamamen ayrı olan işlerden kaynaklandığı, bilirkişi incelemesi ile anlaşılmış olup, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir mahiyetteki —–bilirkişi raporundaki görüş ve kanaatler nazara alınarak davacının bakiye alacağı olan bedel ile icra takibindeki alacağının uyuştuğu anlaşılarak davanın asıl alacak üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacının davalıyı icra takibinden önce temerrüde düşürmediği anlaşılarak faiz yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Alacağın likit olması konusunu ——-Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
——- kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. —–Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Somut olayımızda davacının talep ettiği alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından —- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın — asıl alacak bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin —-talebin REDDİNE,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan —– üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan —- harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 403,03 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.263,14‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 403,03 TL peşin harç toplamı 438,93‬ TL ile 5.438,90 TL posta masrafı, tebligat masrafı, elektronik masrafı ve dosyadaki tüm masraflar olmak üzere toplam 5.877,83‬ TL olan yargılama giderinden davanın kabul 0,96 ve red 0,04 oranına göre hesaplanan 5.221,34 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
6-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 791,41 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, reddedilen miktar bakımından KESİN olmak üzere, kabul edilen miktar bakımından 2 haftalık süre içerisinde ———Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/03/2021