Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/283 E. 2021/323 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/283 Esas
KARAR NO : 2021/323

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/01/2018
KARAR TARİHİ : 08/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalıların, —– müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını, davalı — imzalamış oldukları genel kredi sözleşmesi ile tüm kredilerden sorumlu olduklarını beyan ve taahhüt ettiklerini, davalıların borçlarını ödemediklerini ve temerrüde düştüklerini—-borçlu şirket ve kefillerine —— numaralı ihtarnameyi keşide ederek borçlu şirketin kredi hesabını kat ettiğini bildirdiklerini, hesap kat tarihinde borç miktarının 72.057,04-TL olarak bildirildiğini, borçlu şirket ve kefilleri aleyhine—- Esas sayılı dosyası ile ilamsız takibe başlanıldığını, borçluların borca haksız olarak itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu, borçlulardan ..—yetki itirazının, yetkili icra dairesi gösterilmemiş olduğundan geçerli bir itiraz olarak değerlendirilmediğini—-yetkisinin bu borçlu içinde kesinleştiğini, borçlu şirket yetkilileri ve kefillleri kredi sözleşmesine kendi serbest iradeleriyle imza attıklarını, hiç kimsenin zorla imza attırmadığını, sözleşmedeki imzalara herhangi bir itirazı bulunmayan kefillerin kefaletlerinin geçersiz olduğunu, borçluların kefaletinin sona erdiğine dair herhangi bir başvuru yahut sözleşmenin geçersizliğinin bulunmadığını, davalıların, genel borçlu iddialarını yineleyerek kredi borcundan haberdar değil gibi davranarak kötü niyetlerini ortaya koymakta olduklarını, borcun bulunmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, borcun tahsilini engellemeye yönelik girişimler olduğunu, borçluların— dayanaktan yoksun itirazın—ana para üzerinden iptali ile takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı borçlulara yükletilmesine karar verilmesini vekaleten arz ve talep etmiştir.
CEVAP:
Taraflar adına duruşma gününü ve saatini bildirir meşruhatlı davetiyeler usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup davalı ….—- tarafından ibraz edilmiş olan—- Tarihli cevap dilekçesinde, Davalı— mahkememizin yetkili olmadığını, yetki itirazlarının kabulü ile dava dosyasının yetkili olan— Mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, işbu davanın davacı şirket tarafından haksız ve mesnetsiz bir şekilde hak ve hukuk ilkeleri ile usule ve yasaya aykırı olarak müvekkili aleyhine ikame edilmiş olduğundan, davacı tarafın dava dilekçesindeki beyanlarını ve iddialarını hiçbir şekilde kabul etmediklerini, davalı müvekkilinin iddia edildiği gibi —– müşterek borçlusu ve müteselsil kefili olmadığını, davalı müvekkilinin ilgili banka olan — daha önce hissedarı olduğu şirket adına kredi kullanmadığı gibi bu şubede gerçekleşmiş olduğu iddia edilen kredi işlemi ile ilgili bir evraka veya borç miktarı yazan bir yazılı belgeye hiç bir şekilde imza atmadığını, bu nedenle kredi sözleşmesinde herhangi bir imzası bulunmayan müvekkili aleyhine davacı tarafından dava açılmasının hukuken mümkün olmadığını, müvekkilinin ilgili banka tarafından— ihtarnameden çok daha önce bu şirketteki hisselerini—-devri sözleşmesi ile iş bu davadaki diğer davalı olan ….—- olduğundan bu şirketteki hissesinin yasal olarak kalmadığı ve şirket hissedarı olmadığı, şirketle olan tüm ilişkisini kestiği halde bu şirketin borçlarından sorumlu olduğu gerekçesi ile hakkında huzurdaki davanın açılmasının usul ve yasalara aykırı olduğunu, işbu davanın müvekkili açısından kabul edilmeyerek reddine karar verilmesini, yetki itirazlarının kabulü ile dava dosyasının yetkili olan—- gönderilmesine, yetki itirazları kabul edilmediği takdirde davanın esası ile ilgili olarak yapmış oldukları haklı itirazları göz önüne alınarak davalı müvekkili açısından huzurdaki davanın kabul edilmeyerek reddine dair karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesinde,——–kapsamında alacağının tahsili sağlanarak davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu bila tarihli beyan dilekçesinde; dava dosyasına konu icra dosyası alacaklı müvekkil ile borçlular arasında haricen anlaşma sağlanmış olduğunu, borçun tüm ferileri ile birlikte ödendiğini, davanın konusuz kaldığını, bu nedenle davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamının bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; davacının takip başlattığı — alakalı alacaklı vekilinin borcun tüm ferileri ile birlikte ödendiğini beyan ettiği ve konusuz kalan dava dosyasında yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin taleplerinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili —katılarak; “Karşı taraf bilerek duruşmaya gelmemiştir, zira beni —- arayıp borcun takipten önce ödendiğini, davayı sehven açtıklarını, davadan feragat etmek istediklerini, vekalet ücretinden vazgeçmemi istediler, sonuç itibari ile dava açılmadan önce borç itfa edilmiştir, buna rağmen dava açtıkları, müvekkilimi zor durumda bıraktılar, davayı takip ediyoruz, haksız davanın reddi ile vekalet ücreti tahmiline ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilsin, ” şeklindeki beyanları ile davayı takip etme iradelerini ortaya koydukları, davanın açılış aşamasında davacı tarafın haksız olduğunu ileri sürerek davacı aleyhine vekalet ücreti talep ettiği, bu talep doğrultusunda duruşmaya katılmamış olan davacı vekiline; “Davalı vekilinin —alınarak davacı vekiline 2 haftalık kesin süre içerisinde 11/01/2021 tarihli dilekçelerine konu ödemenin yapıldığına dair davaya konu alacağın hangi tarihte itfa edildiğinin ve varsa buna ilişkin bilgi ve belgelerin mahkememize sunulmasının istenilmesine, muhtıraya cevap verilmemesi veya bilgi ve belgeler sunulmaksızın cevap verilmesi durumunda davalı vekilinin iş bu celsedeki beyanları nazara alınarak dava tarihinden önce itfanın gerçekleştiği kabul edilerek davaya devam edileceği” hususu muhtıra ile bildirilmiştir. —- tarihli beyan dilekçesi ile cevap vermiş olup, söz konusu cevabi dilekçelerinde dava açıldıktan sonra ödemelerin yapıldığını ileri sürerek iki sayfadan— yapılmıştır. Beyan dilekçesine ek yapılan dekontlar incelendiğinden —anlaşması” açıklamaları ile —- ödeme yapıldığı görülmüştür. Ancak dosya muhteviyatı incelendiğinde ödemenin yapıldığı– sonra dosya kapsamında —— Duruşma yapıldıktan sonra borcun ödendiğine dair dilekçesinin —– sunulduğu, beyan dilekçesinden önce duruşmaya katılan vekillerin borcun ödendiğine, tarafların sulh olduğuna, aralarında protokol düzenlendiğine dair hiç bir beyanda bulunmadıkları gibi 05/03/2021 tarihli muhtıra sonrası beyan ——- bahsi geçen ödemelerin —–alacak olup olmadığı anlaşılamadığı gibi ödemenin 50.000,00 TL olduğu, oysa işbu dava değerinin 58.289,00 TL olması nedeniyle bedeller arasında uyum da bulunmamaktadır.
Sonuç olarak davacı vekili davalı taraf ile yapılan anlaşmadan bahsetmiş ise de buna dair herhangi bir yazılı—- mahkememize sunmadığı, dosyaya kazandırılan — ile dava değeri (58.289,00 TL) arasında fark olduğu, — herhangi bir açıklamanın bulunmadığı, davalı vekilinin dava açılmadan önce ödemenin yapıldığına dair beyanını —–edecek mahiyette davacı tarafça delil sunulmamış olması hususları hep bir arada değerlendirilerek davacının davanın açılış aşamasında haklı olduğunu ispatlayamadığı vicdani kanaati ile taraflar arasında borç ilişkisinin sonlandırıldığı ve davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu bila tarihli beyan dilekçesi dikkate alındığında davanın konusuz kaldığının anlaşıldığı, davanın açılış aşamasındaki haklılığını ispatlayamayan davacı tarafın aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Ödemenin ilk celseden önce yapıldığı anlaşıldığından Harçlar Kanunun 22. Maddesi uyarınca alınması gereken 19,76 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Yapılan masrafların masrafı yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-Davalı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan—-ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.