Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/276 E. 2020/82 K. 04.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/276 Esas
KARAR NO : 2020/82

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 21/01/2019
KARAR TARİHİ : 04/02/2020

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin kurulduğu günden bu yana toplumsal sorrumluluk—– alanlarda ——–, çocukların eğitimini desteklemek amacıyla da bugüne kadar pek—- destekçilerinden olduğunu, ne var ki müvekkilinin gençlere ve eğitime verdiği desteğin, son zamanlarda gümden de yer alan —————- ait olduğu söylenen ———– nedeniyle ciddi biçimde çarpıtılarak, sosyal medyada adeta müvekkili adına bir karalama kampanyasına dönüştürüldüğünü, davalı ….——– hesabından, müvekkili hakkında alenen müvekkiline karşı hukuka aykırı —– bulunduğunu, davanın kabulü ile , davalının müvekkili şirketin kişilik haklarını ve ticari itibarını ağıt bir biçimde ihlal eden ve aynı zaman da TTK m. 55 uyarınca gerçeğe aykırı ve incitici beyanlarla müvekkilinin 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkili şirkete ödenmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından davacıya yapılmış herhangi bir hakaret olmadığını, kaldı ki müvekkilinin ——— yılından bu yana davacının müşterisi olduğunu, müvekkiline her ay fatura düzenliyor olmasına rağmen sanki kaçak bir ———– hakkındaki—– neredeyse doğum bilgisine kadar çıkarrıldığını, — ancak davacının bunu hakaret olmadığını bildiği için dilekçesinde— desteklenmesi olarak yazıya döktüğünü, bahsedilen 3. Kişi ————– olup, davacının desteklediği – —– — aylarda adı ——— ile anılan bir vakıf olduğunu beyan ederek davanın esastan reddiile masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —–.Hukuk Dairesi —— sayılı kararı,—— tarihli yazısı.
Dava İstanbul Anadolu —–. Asliye Hukuk Mahkemesinin —————- kararı ile kısmen kabul edilmiş, davacı vekilinin —– tarihli istinaf dilekçesine binaen dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ———.Hukuk Dairesine tevdii edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —-.Hukuk Dairesi’nin ———– sayılı kararı ile davaya bakmakta İstanbul Anadolu ———–Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle dosya mahkemesine iade edilmiş ve akabinde dosyanın İstanbul Anadolu Hukuk Mahkemeleri ————-mahkememiz esasına kaydıın yapıldığı görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava; hukuki niteliği itibariyle; davalının sosyal paylaşım sitesinde yaptığı paylaşım nedeni ile davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı, ticari itibarının ihlal edildiği, TTK nun 55. maddesi kapsamında gerçeğe aykırı ve incitici beyanlarla davacı şirketin rakiplerinin rekabette öne çıkarılmak suretiyle haksız rekabete sebebiyet verildiği iddiasına dayalı manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davalı yan dava konusu hesap üzerinden yapılan paylaşımların kendisi tarafından yapıldığını kabul etmekle birlikte söz konusu paylaşımların ifade özgürlüğü sınırları içerisinde olduğunu ve haksız rekabet teşkil etmediği yönünde savunmada bulunduğundan bu paylaşımların davalı tarafından yapılmadığı yönünde bir ihtilaf bulunmamaktadır.
AİHM’si ————– başvuru nolu kararında “İfade özgürlüğünün, demokratik bir toplumun vazgeçilmez esasını ve bu toplumun gelişiminin ve her bireyin kendini gerçekleştirmesinin temel koşulunu oluşturduğunu, 10. maddenin 2. fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla ifade özgürlüğünün sadece kabul edilen, zararsız ya da farklı olan bilgi ya da düşünceler için değil ama ayrıca hoşa gitmeyen, sarsıcı ya da rahatsız edici olanlar için de geçerli olduğunu, bunların, demokratik toplumun onlarsız olamayacağı çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gereği olduğunu, 10. maddede açıklandığı gibi bu özgürlüğe yapılan sınırlamaların her halde dar yorumlanması gerektiğini ve herhangi bir sınırlama gereksiniminin ikna edici bir biçimde ortaya koyulması gerektiğini,…” ifade etmektedir.
Somut olayda; davalının “———- ile —— edeyim? —————-paylaşımının yapıldığı tarihlerde kamuoyuna dava dışı ——- bünyesindeki ————- —- yazılı ve görsel basında ve ——— süre yer aldığı, ——– aldığı, eylemin ————–olmasının ayrıca toplumda bir —– yarattığı, davacı şirketin ise bu ———- öğrenilmesinin tepki çektiği, her ne kadar davacının bu vakıfla ve saldırı niteliği taşıyan eylemle birlikte anılmasının doğru olmadığı kabul edilmesi gerekli ise de, davalının paylaşımının kamuoyuna yansıyan olayla ilgili bir tepki niteliğinde olduğu ve eleştiri niteliğinde sayılması gerektiği ve bu doğrultuda gerek AİHM sözleşmesi, gerekse Anayasanın 26.maddesi gereğince ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, birbirinden bağımsız çok sayıdaki kişinin eleştiri niteliğindeki sosyal tepkilerinin bir araya gelinerek bir kampanya olduğu yönünde dosya kapsamı itibariyle bir verinin bulunmadığı, bu haliyle davalının ———– kamuoyuna yansıyan olayla ilgili bir tepki niteliğinde olduğu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesi, Anayasa 26. maddesi uyarınca ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında korunması gerektiği, beyanların eleştiri sınırlarında kaldığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 54,40 TL harcın başlangıçta alınan 170,78 TL harçtan düşümü ile fazla yatırılan 116,38 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan ———– Tarifesinin 6. mad uyarınca nisbi ————- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.