Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/233 E. 2021/63 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR
ESAS NO : 2019/233 Esas
KARAR NO : 2021/63

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 29/03/2016
KARAR TARİHİ : 21/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı dava dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından——– bulunan– hasarlandığını, davalının bakım ve kontrol eksikliğinden doğan hizmet kusuru ve eylemi ile hasar arasında illiyet bağı olduğunu, davalının—- olduğunu, yol üzerindeki davalıya ait yol seviyesinden— sorumluluğu ve bu yollardaki hatalar nedeniyle — yapmış oldukları ihale-yüklenici sözleşmesi ile — yüklenicinin—— madi manevi zararlardan yüklenici müteahhidin sorumlu olduğunu, buna karşıdan davalı—– çalışma sırasında—–sağlamadığını, çalışma yapmadığını, temizlemediğini,— kazaya sebebiyet verdiğini, doğan tazminattan——olduğunu, olay nedeni ile oluşan 22.350.TL. hasar ve tazminat bedelini sigortalısına ödediklerini ———müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı—— dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın —–kadar usulden reddi gerekse de, müvekkili şirket açısından herhangi bir hak kaybı yaşanmaması adına esasa ilişkin itirazlarını sunduklarını, dava konusu kazanın oluşumunda müvekkili şirkete izafe edilebilecek bir kusur bulunmadığını—– Sözleşme uyarınca müvekkil, şirketin ——-üstlendiğini, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davacı yanın sigortaladığı aracın sürücüsünün ağır kusuru bulunduğunu, kaza sonrasında tutulan tespit tutanağı eksik ve hatalı düzenlenmiş olup; bahse konu tutanağa dayanılarak sorumluluk değerlendirilmesi yapılmasının mümkün olmadığını, kazanın meydana geldiği yer kavşakta olup, söz konusu yere yaklaşan dava dışı sürücünün hızını azaltması ve kontrollü şekilde seyir etmesi gerektiğini, ekspertiz raporu ve talep faturalarının fahiş olduğunu, zararın meydana—– doğabilecek ———poliçesi ile sigorta ettirilmiş olup; ilgili sigorta şirketine davanın ihbarını talep ettiklerini beyan ile, öncelikle huzurdaki davanın, uyuşmazlığın ticari mahiyette olması ve dava şartı olan ticari arabulucuya başvurulmadan huzurdaki davanın ikame edilmiş olması sebebi ile usulden reddini, davaya konu zararın meydana geldiği yerde yürütülen çalışma ile ilgili olarak müvekkili şirketin işi —— ————– edilmesini ve adı geçen şirketin davaya katılmasının sağlanmasını, davaya konu zararın meydana geldiği yerde yürütülen çalışma ile ilgili olarak —————– sigorta ettirildiğinden huzurdaki davanın ——– davaya katılmasının sağlanmasını, huzurdaki davanın usulden reddi hususunda Sayın Mahkeme tarafından aksi kanaat hasıl olması halinde, söz konusu davanın müvekkili şirketin sorumlunun olmadığından bahisle esastan reddini, tüm yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVABA CEVAP: Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde özetle;Davalı—- maddesi gereği 2019 yılında açılan davalarında arabuluculuğa başvurma şartı olduğundan bahisle dava şartı eksikliği usul yönünden itirazda bulunmuş ise de—- açıldığını, verilen ve kesinleşen görevsizlik kararı gereği 2018 yılında talepleri üzerine Asliye Ticaret mahkemesine gönderilerek yeni esas numarasının alındığını, davanın açılma tarihi 2019 olmadığının, usul itirazının mesnetsiz olduğunun, izah edilen nedenlerle davalının usul ve esas yönünden cevaplarının reddi ile talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
—– sayılı dosyası üzerinden 03/08/2016 tarihli ara kararı uyarınca——— olduğundan davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği—— olduğundan davaya bakma görevinin Ticaret Mahkemesine ait olduğu, dolayısıyla her iki davanın yargı yolunun farklı olması nedeniyle birlikte görülemeyeceği anlaşılmakla HMK’nin 167. Maddesi gereğince davacı ile davalı—- kararı verilmek üzere yeni esas kaydedilmesine” karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava, şirket— davalının sorumluluğunda bulunan– kapağının üzerinden geçtiği sırada çıkması sonucunda hasara uğradığını ileri sürerek sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda uyuşmazlık 6102 sayılı TTK.nun 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile (hasara kusuru ile ) sebebiyet veren davalıdan rücuen tahsili isteminden kaynaklanmaktadır.
—-kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir.
Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Davacı sigorta şirketi—- yerinden çıkması nedeniyle araçta hasarın gerçekleşmesine sebebiyet verdiğini iddia ettiği— ticari şirkettir. Bu durumda uyuşmazlık, sigorta sözleşmesinden değil, davalının ihmali ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden kaynaklanmaktadır.
Bu durumda uyuşmazlığın çözümü davacı sigorta şirketinin — davalının sıfatına göre çözülecektir.
Türk Ticaret Kanunun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5.maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 3.maddesinde,”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” yazılıdır.
Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda, davacı —– dava gerek —– davalı şirketin ticari işletmesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümü göre Asliye Ticaret Mahkemesine aittir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; uyuşmazlık davacı sigorta şirketi tarafından — sigortalanan araça davalının yapım işini ———–kapağına çarpması sonucu hasarlanan araç için 22.350,00 TL hasar tazminatının 6102 sayılı TTK’nın 1472 maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, davalıdan rücuan tahsili isteminden kaynaklanmakta olup, davacının haklarına halef olduğu sigorta şirketinin ve davalıdan araç malikinin tacir olması nedeniyle meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan rücuan tazminat davasına bakmakla mahkememiz görevlidir.
Somut olayda; mahkememizce alınan denetime ve hükme esas alınmaya elverişli bilirkişi raporunda kazanın oluşumunda davalı şirketin —– bulunan ve herhangi bir işaretleme,— kapağının bulunması nedeniyle ilgili yeterli ve gerekli önlemleri almayan ve araçlara tehlike ortamı oluşturmasından kaynaklı %100 kusurlu olduğunun, hasar gören araçtan kaynaklanan hasar bedelinin 22.350,00 TL olduğunun, hasar tutarının davalıdan tahsili talebinin yerinde olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ — Şirketinden —– alınarak davacı tarafa ödenmesine,
2-Alınması gereken 1.526,72 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 381,69 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.145,03‬ TL harcın davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvuru harcı, 381,69 TL peşin harç toplamı 410,89‬ TL ile 2.077,80 TL ( 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 189,30 TL tebligat masrafı, —- masrafı, 21,00 TL Dosya Masrafı) olmak üzere toplam 2.488,69‬ TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan — göre tespit edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.