Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/169 E. 2020/237 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/169 Esas
KARAR NO: 2020/237
DAVA : Yöneticinin Azli (Ticari Şirket)
DAVA TARİHİ: 11/01/2019
KARAR TARİHİ: 11/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan Yöneticinin Azli (Ticari Şirket) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin inşaat sektöründe saygın bir işadamı olduğunu, davalı şirketin kuruluşunda müvekkilinin müdür olatak atandığını, şirketin ——— taşınmazın işletilmesi için dava dışı ———- sözleşme imzaladığını, şirketin ciddi menfaat elde etmeye başlaması ile davalı taraf ve diğer ortakların müvekkili aleyhine iş ve işlemlerde bulunmaya başladığını, davalıların yat işletmesinin kendilerine devri için uğraştığını, diğer ortakların şirket merkezine girerek ticari defter ve kayıtlarına hukuka aykırı olarak el koyduğunu, müvekkilinitehdit ettiklerini, ——- tarihinde yapılan gerelkurul ile müvekkilinin müdürlükten azledildiğini, davalının münferiden temsile yetkili müdür olarak tayin edildiğini, taraflar arasında birçok davanın bulunduğunu, ———– ATM —— E. Sayılı dosyasında davalı yöneticinin bu davanın tarafı olduğunu, davanın şirket ile davalı yönetici arasında haksız rekabet davası olduğunu, müvekkili ile şirket ortakları arasındaki ——– ATM —— Sayılı dosyası kapsamındaki davanın reddedildiğini, davalmm şirket müdürü olduktan sonra şirkete zarara uğratacak pek çok eyleminin olduğunu, alt yükleniciler ile yapılan sözleşmelerin hiçbir gerekçe gösterilmeksizin feshedildiğini, ———-Sulh Hukuk Mahkemesi ——– D.İş dosyası üzerinden delil tespiti istemi olduğunu, bunun üzerine davalının şirketin sahibi olduğu ———-isimli yatı değerinin üçte bir fiyatına sattığını, davalının görevine devam etmesi halinde telafisi güç zararlarm ortaya çıkacağını, bu sebeple şirkete kayyum atanması gerektiğini iddia etmek suretiyle, davalı şirket müdürünün azli esas olmak üzere, ihtiyati tedbir kararı verilerek, hukuka yasaya ve Yargıtay içtihatlarına uygun davanın kabulüne, davalı——— şirket yöneticiliğinden azline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin ——vatandaşı ———– tarafından kurulduğunu, müvekkilinin ve davacının ——— tarihine kadar münferit imza yetkili müdür olduklarını, davacının usulsüz işlemleri üzerine Mahkeme kararıyla toplanan olağanüstü genel kurul kararı sonrası müdürlük yetkisinin davacıdan alındığını, davacmm kendisine duyulan güveni suiistimal ederek sahte imzalar ile işlemler yapması üzerine uyuşmazlıklar yaşandığını, davacmm ———— projesini felce uğrattığını, işi zamanında bitiremediğini, görevlendirdiği taşeronlara yüksek miktarda çekler verdiğini, şirketi haksız şekilde borçlandırdığını, sahte imzalar ———- önce müdür olarak tayin etmiş, sonra görevden aldığını, şirketin aracını yarı fiyatına sattığını, bedeli tahsil etmediğini,———ilişkin —— Sulh Hukuk Mahkemesi —– sayılı dosyası ile deli tespiti yaptırıldığını, davacının şirketi zarara uğrattığının tespit edildiğini, —— tarihli uzman raponmda davacının şirketi zarara uğratıcı işlemlerinin tespit edildiğini, ——– tarihli uzman raporunda gayrimenkullerin değerinin altında satıldığının tespit edildiğini, taraflar arasmda görülmekte olan birçok dava bulunduğunu, şirketin, davacı müdür tarafından yönetildiği ——— yılından itibaren zarar ettiğini, TTK m.630 uyarınca müvekkilinin azlini haklı kılacak işlemlerin davacı tarafından sunulamadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Yöneticinin Azli (Ticari Şirket) istemine dairdir.
Davalı şirketin ——– uyap üzerinden çıkartılıp getirilip incelenmiştir.
——– Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ——— D. İş esas sayılı delil tespiti dosyası getirilerek incelenmiş, davacı tarafından davalılar ve dava dışı şirket yetkilileri aleyhine delil tespiti talebinde bulunmuş olduğu, talebin reddine karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
——Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —— D. İş esas sayılı delil tespiti dosyası getirilerek incelenmiş, davacı tarafından davalılar ve dava dışı şirket yetkilileri aleyhine delil tespiti talebinde bulunmuş olduğu, talebin reddine karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
——- Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ——— D. İş esas sayılı delil tespiti dosyası getirilerek incelenmiş, davalı ——— tarafından davacı———— bulunan inşaatın hangi aşamada bulunduğunun tespitiyle ilgili delil tespiti talebinde bulunmuş olduğu, bilirkişi raporunun verildiği anlaşılmıştır.
—— Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ——- soruşturma sayılı dosyası uyap üzerinden getirtilerek incelenmiş, davacı tarafından davalı ——- işyeri dokunulmazlığı, hırsızlık, hakaret, iftira ve kişilerin huzur ve sükununu bozmak suçlarında dolayı şikayet edilmiş olduğu, soruşturmanın cevap tarihine göre devam etmekte olduğu anlaşılmıştır.
——- Asliye Ticaret Mahkemesinin —- esas sayılı dava dosyası uyap üzerinden getirtilerek incelenmiş, davacı—– tarafından—— tarihinde açılan davayla davalılar —————- aleyhine haksız rekabetten kaynaklanan tazminat davasının, davacı vekilinin süresi içerisinde davalıların adres bilgilerini dosyaya sunmadığı için 6100 Sayılı HMK 119/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
—— Asliye Ticaret Mahkemesinin —- esas sayılı dava dosyası uyap üzerinden getirtilerek incelenmiş, davacı —— tarafından davalı ———— davacı müdürün suiistimal oluşturan ödemeleri ve üçüncü kişi lehine çek keşide etmesi sebebiyle üçüncü kişiye karşı açılan menfi tespit davası olduğu, davanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
—— Asliye Ticaret Mahkemesinin ——- D.İş sayılı dosyası uyap üzerinden getirtilerek incelenmiş, davacı—— tarafından davalı ———— aleyhine menfi tespit kapsamında talep konusu çekle ilgili ihtiyati tedbir kararı verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
——Asliye Ticaret Mahkemesinin ——- esas sayılı dava dosyası uyap üzerinden getirtilerek incelenmiş, davacı —- tarafındna davalılar————aleyhine yöneticinin sorumluluğundan dolayı tazminat davası açılmış olduğu, davanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirketin,——–Asliye Ticaret Mahkemesinin —– esas ve karar sayılı, —— günlü kararı gereğince ——– tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısını yapmış olduğu, davacının yöneticilik görevinden alınarak yerine davalı ———- seçilmiş olduğu anlaşılmıştır.
—– yazı yazı yazılarak, ——— isimli yatın sicil belgeleri ile satışına dair bağlama kütüğü satış belgesinin bir sureti istenilmiş olup cevabi yazı ve ekleri dosya konulup incelenmiştir.
Taraf delilleri toplanmıştır.
Davacı tanığı ——- beyanında; ”Kendisinin davalı şirketle —– tarihinden itibaren ————davalı şirkete ait yerlerle ilgili —— işlerini yaptığını, davalı yönetici ——şirketi kötü yönettiğine veya şirketi zarara uğrattığına dair bilgisi ve görgüsü olmadığını, sadece yeni yönetim geldiği zaman kendisinin yaptığı işlerle ilgili olarak işlerini kendilerinden aldıklarını, iş yaptığı yerlerden çıkardıklarını, bundan dolayı zararının olduğunu, ancak bununla ilgili davalı şirkete karşı bugüne kadar herhangi bir dava açmadığını, açacağını, davalı şirketle ——- işle ilgili sözleşmesi olduğunu, davalı şirketle ——— tarihinde yapmış olduğu sözleşmeler olduğunu, kendisini iş yaptığı yerden çıkardıkları için davalı şirket avukatları ile de görüştüğünü, kendilerine ”çalıştırılan işçilerin sigorta primleri, hak edişlerini kesin geri kalan parayı bana ödeyin” dediğini, davalı şirketten ———— civarında alacağı olduğunu, kendisine ait bir şahıs firması olduğunu, bu firmanın ticaret siciline kayıtlı olmadığını, vergi dairesine kayıtlı olduğunu, firmamın isminin ——- olduğunu, davalı şirketle sözleşmeyi bu firma adı altında yaptığını, kendisinin yaptığı işten dolayı şantiye alanında çalışıldığından dolayı davalı şirketin kendisini şirkete bağlı olarak sigortasını yaptığını, 6 ay kadar davalı şirketin sigortalısı olarak kayıtlı kaldığını, sözleşme yaptığı tarihte bağkurlu olduğunu ancak —— primlerini ödeyemediği için ——-çıkarak davalı şirketin çalışanı gibi sigortasının yapıldığını” beyan etmiştir.
Davacı tanığı … beyanında; ”Kendisinin davalı şirkette —- tarihinden itibaren yaklaşık —- kadar şantiye şefi olarak çalıştığını, ——— yılında şirketin yönetimini devri gerçekleştiğini, daha sonra işine son verildiğini, kendisinin davacı —– —- zamanında işe girmiş oluğunu, kendisine davayla ilgili sorulan bilgiler ile ilgili detaylı bilgisi olmadığını, ——— şirkete ait taşınmazın iskan işlemlerin büyük çoğunluğunu davacı tarafından yerine getirildiğini, işten ayrıldıktan sonra ——– inşaatı bir daha görmediğini, hangi aşamada olduğunu bilmediğini,——- şirkete ait taşınmazın inşaasının kendisinin şirkete girdiği zaman bitmiş olduğunu, sadece yangın merdiveni, tesisat v.b gibi eksikleri olduğunu, bu eksiklikleri önceki yetkili ——– yönetiminde kendisinin giderdiğini, daha sonra yönetim değişikliği olduktan sonra söz konusu taşınmazın iskanını yeni yönetici —– tarafından tamamlandığını, bu sırada ——– de yardımcı olduğunu, iskan alındıktan sonra işten ayrıldığını, iskan ruhsatı almak için gerekli olan paranın kendisine elden verildiğini, ancak bu paranın şirketin hesabından mı yoksa ———- kendi şahsi hesabından verilip verilmediği konusunda bir bilgisi olmadığını, taşınmazın öncesinde bitmesine rağmen neden dolayı iskan ruhsatı alınmadığı hususunda bilgisi olmadığını, ——–şantiye de bizzat bulunduğunu, burada —– bir süre şirket sigortalısı olarak kayıtlandığını ancak———– şantiye de bulunan işle ilgili şirketle sözleşmesi olduğunu,———- neden dolayı davalı şirketin sigortalısı olarak kayıt edildiği hususunu bilmediğini, işten ayrıldığı sırada ——— şantiye alanının alt yapı tesisatı işinin başlamış olduğunu, kubbe yani çatısının yapılmış olduğunu, kendisi işe girdiğinde şantiyede 1 kat binanın zaten mevcut olduğunu, sonradan güçlendirme yapılarak yukarıda beyan ettiği işlerin yapıldığını, işten ayrıldığı zaman şantiye alanındaki binanın çelik konstrüksion şeklinde bitmemiş olduğunu, şantiye alanında ——- işçilerinin olduğunu, isimlerini hatırladığı ——– isimli kişilerin olduğunu diğer kişilerin isimlerini hatırlamadığını” beyan etmiştir.
Davacı tanığı … beyanında; ”Kendisinin———- isminde bakım onarım işleri yapan bir şirketi olduğunu, davalı şirketin ———– inşaatının —– yılında başladığını, davalı şirket düğün organizasyonu, lokanta, havuz vs tarzında bir proje işi yapmaya başladığını, inşaatın çelik konstrüksion işlerinin tamamlanmış ancak inşaatın tam olarak bitmemiş olduğunu, inşaatın yapım aşamasında davacı ——-devamlı gördüğünü, daha sonra davacı … Beyin kendisine şirketin yönetiminin değiştiğini söylediğini, yönetim değiştikten sonra tarihini tam olarak hatırlayamamakla birlikte 1,5 yıl kadar önce şirketin inşaat alanına güvenlik getirerek bıraktığını, daha sonra projenin çelik konstrüksion olarak yapılan 2. katındaki demirlerin bir kısmını kestiklerini, daha sonra herhangi bir inşai faaliyet yapılmadığını, kendisinin davalı yönetici——–bizzat davalı şirketi zarara uğrattğına dair herhangi bir bilgisi ve görgüsü olmadığını, devamlı ————- bulunduğundan dolayı anlattığı olaylara—– olduğunu, — isimdeki teknenin bakım onarım işlerini şirket olarak yaptıklarını, bildiği kadarıyla bu teknenin bakım parasını kendilerine davacı ——— verdiğini, kendisine ait şirket olarak —— kendi şahsına —— isimli teknenin davacı adına alınması hususunda vekalet yoluyla satış işlemini yaptığını, kendisinin davalı şirkete ait ——– isimli teknenin bir başkasına satıldığını duyduğunu ancak kime ve kaça satıldığı hususunda bilgisi olmadığını” beyan etmiştir.
Davacı tanığın—— beyanında; ”Kendisinin elektronik teknikeri olduğunu,— yılının sonu —- yılının başlarında kuzeni vasıtasıyla davacı —- tanıştığını, ————– bulunan inşaat alanına gittiğinde inşaat çelik konstrüksion yapılmış olduğunu, 1. Katının bitmiş, 2. kata yeni başlanmış olduğunu, kendisinin uzmanlığı gereği inşaatın led panel işlerini yani elektrik aydınlatma işlerini bizzat kendisinin yaptığını, bunun karşılığında ———– veya şirketle yazılı bir sözleşme yapmadığını şifai sözleşme yaptıklarını, bu sürecin 2 yıla yakın sürdüğünü, ne kadar para aldığını hatırlamadığını, bu süreç içerisinde kendi işlerini bitirdiğini, ancak bazen meydana gelen arızalarıda gidermek için gittiğini, kendisinin bizzat davacı—– Beyin davalı şirketi zarara uğrattığı hususunda bilgisi ve görgüsü olmadığını, kendisinin ——– yaptığı işler sebebiyle sık sık arayıp herhangi bir eksik var mı diye sorduğunu, onun kendisine——- yılı başlarında bazı resimleri cepten göndererek “bak neler yapmışlar” şeklinde söylemesi üzerine şantiye alanına gittiğini, yapmış olduğu led panellerinin büyük bir kısmının sökülüp atıldığını, tesisatlara zarar verilmiş olduğunu, ytong duvarların büyük bir kısmının yıkılmış olduğunu, teras kattaki demirlerin kesilmiş olduğunu gördüğünü, led panellerinin büyük bir kısmının sökülüp atılması veya tesisatlara zarar verilmesinin sebebinin neden kaynaklandığını bilmediğini, sadece ———– görüştüğü zaman bunu ortakların yaptığını söylediğini, söz konusu led panellerinin inşaat alanının akşam karanlık olmasından dolayı inşaatın aydınlatılması ve güzel bir görüntü olması amacıyla yapıldığını” beyan etmiştir.
Ticaret Hukuku Uzmanı —- Mali Müşavir——–ve Makine Mühendisi —— tarafından düzenlenen ——-günlü bilirkişi kurulu raporunda özetle; ”…TTK m.630/II ve III uyarmca:
II. Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir.
III. Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur.
TTK’nun 630/2 maddesi uyarmca her limited şirket ortağı, pay oranı ne olursa olsun, haklı sebeplerin varlığmda, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. TTK ile ortaklara tanınmış bu haktan vazgeçilemez veya feragat edilemez ya da bu hak genel kurul karan ile sınırlandırılamaz veya kaldırılamaz. ——belirtilen davayı açabilmesi için genel kurul kararı gerekmez. Bununla birlikte davacı —– ortaklık sıfatının dava sonuna kadar devam etmesi gerekmektedir.
Müdürlerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasına veya sınırlandırılmasına ilişkin davanm açılabilmesi için haklı sebebin bulunması gerekmektedir. TTK’nun 630/3 maddesinde haklı sebepler dahil fakat bunlarla sınırlı olmaksızın özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerin ağır bir şekilde ihlal edilmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneğin kaybedilmesi olarak kabul edilmiştir. Haklı sebepler belirtilenler ile sınırlı olmayıp, haklı sebebe ilişkin değerlendirme mahkemenin takdirindedir.
Ortaklardan herhangi birinin müdürün azlini talep etmesi TTK m.630 f. 2 hükmü uyarmca haklı sebeplerin varlığma bağlıdır. Konu hakkmda kazuistik bir yöntemle haklı nedenleri sıralamak mümkün olmayacağından, TTK m. 630 f. 3 hükmüyle haklı sebeplerin hangi esaslara dayanacağı özetlenmiştir. Bu kapsamda en geniş ——müdürün özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlar ve şirket sözleşmesinden ——— ağır bir şekilde ihmal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği katletmesi haklı sebep olarak kabul edilmektedir.
——- sebebi “Hukukî ilişkinin sürdürülmesini çekilmez hale getiren ve (bozucu) yenilik doğuran bir bildirim veya dava ile hukukî ilişkiyi sona erdirmek veya değiştirmek yetkisinin kullanılmasını âdil gösteren hukukî olgudur.” ifadeleri ile tanımlanmış ve “bu genel tanıma göre, müdürlük sıfatının ve yetkilerinin kullanılması şirket açısından çekilmez hale gelmiş ve somut koşullar müdürün değiştirilmesi ihtiyacını adil gösterecek düzeye ulaşmıssa, haklı sebeplerin varlığı kabul edilmelidir.” görüşü paylaşılmıştır 1
Doktrinde, kanunda yer verilen bu örnekleme ve sebeplerin esas sözleşme ile artırılmasının mümkün olacağı kabul edilirken, kanunen öngörülmüş bu sebeplerin esas sözleşme ile kaldırılamayacağı düşüncesi hâkimdik.
Müdürün kendisine verilen talimatlara uymaması, ortaklara kasıtlı şekilde yanlış bilgi vermesi, ortaklıkla rekabet oluşturan faaliyetlerde bulunması, rüşvet alması, yetkilerini kötüye kullanması, tutuklanmaları, ağır bir hastalığa yakalanmaları doktrinde haklı sebebe verilen örneklemeler içerisindedir3.
TTK m. 364 f. 1 hükmü anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerinin haklı sebeplerin varlığı halinde genel kurul kararı ile görevden alınabileceğini düzenlemektedir. Söz konusu madde de yöneticilerin haklı sebeple görevden alınmasından söz edildiğinden, bu hükümde haklı sebeplere ilişkin yapılan açıklama ve değerlendirmelerin, TTK m. 629 hükmünün atfıyla, limited şirketlerde aranılan haklı sebeplere ışık tutacağını söylemek yanlış olmayacaktır. TTK m. 364 hükmünün gerekçesinde ínter alia, yolsuzluk, yetersizlik, bağlılık yükümlülüğünün ihlali, birçok şirkette üyelik sebebiyle görevin ifasında güçlük, geçimsizlik, nüfuzun kötüye kullanılması, haklı sebep olarak ifade edilmiştir4.
Konuya ilişkin —- Hukuk Dairesi———— kararı şu şekildedir: ”…6102 Mahkemece, bilirkişi kuruluna konunun uzmanı kişilerin de ilavesi sağlanarak oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yukarıda sözü edilen gayri resmi iş ve işlemlerin nelerden ibaret olduğu hususunun açıklanması, bu gayri resmi iş ve işlemlerin şirketin ve ortakların zararına yol açıp açmadığı, müdürün yukarıda belirtilen yasamaddesinde belirtildiği üzere gerek TTK’da gerekse Vergi Kanunları ve sair mevzuattan kaynaklanan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal edip etmediği belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte olup, bu nedenle davalı müdürün azline yönelik taleple ilgili mahkeme kararına yönelik davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.”
Somut olayda davalı tarafın ———- tarihinde yapılan genel kurulda alınan karar ile şirkete tek başına yetkili müdür olarak atandığı anlaşılmaktadır. Bu tarihten öncesinde ise davacı taraf, davalı şirketin müdürü olarak şirketi temşil ve ——— yetkilidir.
Aşağıda ortaya konan tespitler göstermektedir ki: satışı yapılan yat konusunda piyasa fiyatınm %15 civarmda daha ucuza bir satış gerçekleşmiştir. Gayrimenkul satışlarının ise davalı şirket müdürünün atanmasından önceki tarihlerde gerçekleştiği görülmektedir. Davalı müdürün atanmasından önce gerçekleşen bu işlemlerden dolayı davalı şirket müdürünün bir sorumluluğunun olamayacağı açıktır. Bu sebeple gerçekleşen bu işlemlerin TTK m.630/II anlamında haklı sebep oluşturmayacağı mütalaa olunmaktadır. Diğer yandan piyasa fiyatının %15 altmda yat satışının yapılmasının da tek başma TTK m.630/II anlamında haklı sebep olarak değerlendirilemeyeceği kanaatine varılmaktadır.
Davalı şirketin i banka hesaplarından da görüleceği üzere;
Satışı yapılan mesken niteliğindeki gayrimenkullerin satış bedellerinin hiç birisi banka hesaplarmda görülmemektedir. Başka bir anlatımla konut satış bedellerinin hiç birisi banka yolu ile tahsilat yapılmadığı görülmektedir.
Banka hesaplarından yapılan para çekme işlemlerinin genelde —– Borçlar hesabma kayıt edildiği, bu kadar yüklü tutarın ne için ——— hesabma kayıt edildiği izahata muhtaç olduğu gibi yapılan bu kayıtların ——- olmadığı görüş ve kanaatine varılmaktadır. Ayrıca şirketin ticari defter kayıtları ve ——göre: — yılında——- yılında —— zarar, —- yılında —– zarar, — yılında —- zarar ve — yılında ise — TL zarar ettiğinin görüldüğünü,… Yukarıda yapılan açıklamalar muvacehesinde, tarafların beyanları ve delilleri ışığında, takdirin Mahkemenin görev alanına ait olduğu işaret edilmek suretiyle:
Gayrimenkul satışlarının davalı şirket müdürünün atanmasından önceki tarihlerde gerçekleştiği, davalı müdürün atanmasından önce gerçekleşen bu işlemlerden dolayı davalı şirket müdürünün bir sorumluluğunun olamayacağı, bu sebeple gerçekleşen bu işlemlerin TTK m.630/II anlamında haklı sebep oluşturmayacağı, diğer yandan piyasa fiyatının % 15 altında yat satışının yapılmasının da tek başına TTK m.630/II anlamında haklı sebep olarak değerlendirilemeyeceği, bu sebeple davalı şirket müdürünün yetkilerin sınırlandırılması ya da kaldırılması konusunda haklı, farklı sebeplerin bulunmadığı, yetkilerinin sımrlandırılmasımn ya da kaldırılmasının gerekmediği,” beyan edilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dinlenen davacı tanıklarının beyanları ile alınan ve hükme yeterli görülen bilirkişi raporuna göre, her ne kadar davalı şirket yöneticisinin yapmış olduğu iş ve eylemlerle davalı şirketi zarara uğrattığı iddia edilmiş ise de, davalı şirketin, ——— Asliye Ticaret Mahkemesinin —— esas ve karar sayılı, —— günlü kararı gereğince——- tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında davacının yöneticilik görevinden alınarak yerine davalı —— seçilmiş olduğu, davanın ise ——- tarihinde açılmış olduğu hususu dikkate alındığında, davalı yöneticinin 2,5 aylık süre içerisinde şirketi ne şekilde zarara uğratığına dair somut bir delilin olmadığı, ileri sürülen sebeplerin yöneticilikten azli veya yetkilerinin sınırlandırılmasını gerektirecek hukuki sebepler olmadığı, yönetim değişikliğinden sonra taraflar arasında şahsi husumetlerin oluştuğu, bu sebeplerle birbirlerinden şikayetçi olmuşlarsa da bu hususun yöneticinin azlini gerektirir bir sebep oluşturmadığı, davacının ileri sürdüğü sebeplerin çoğunun dava açılmadan hatta davalı yöneticinin seçilmesinden önceki tarihlere ait olduğu, davalı şirkete ait bir yatın piyasa fiyatının % 15 altında satılmış olmasının da tek başına yöneticilikten azil sebebi oluşturamayacağı kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dinlenen davacı tanıkları da davalı yöneticinin şirketi zarara uğratığı hususunda somut bir bilgi veya görgülerinin olmadığını beyan etmişlerdir. Davacı tanıklarının beyanları davayı kanıtlamaya yeterli beyanlar olmayıp beyan edilen hususlar yöneticinin, yönetim takdirine ait hususlar olup bunlar davalılar aleyhine delil teşkil edebilecek hususlar olarak görülmemiştir.
Tarafların toplanmasını talep etmiş olduğu bir kısım mahkeme ve savcılık soruşturma evraklarının, işbu davada davalı şirket yöneticisinin azlinin gerekip gerekmediğinin tespit edilmesine yönelik bir dava olması sebebiyle davacının, şirketi zararlandırıcı eylemlerinin olup olmadığının işbu davada yargılama konusu yapılmasının hukuken mümkün olmaması, davamızın esasıyla ilgisi olmamalarından dolayı istenilmelerine hukuken gerek duyulmamıştır.
Davacı vekilinin, davalı yöneticinin yurt dışında ikametgah edip etmediği dava dışı şirket temsilcinin ——- çalışma izninin bulunup bulunmadığı hususunun ———- sorulması talebi davanın esasına dair olmaması sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davalılar vekilince —–Sulh Hukuk Mahkemsine ait —— D.İş sayılı delil tespiti dosyası ile —— Başsavcılığına ait ———soruşturma sayılı evrakların istenilmesi talep edilmiş ise de yargılamadan sonraki döneme ait delil tespiti dosyasının ve savcılık soruşturma evraklarının, davacının, davalı şirketi zararlandırıcı eylemlerinin olup olmadığına yönelik işlemler olması sebebiyle bunların işbu davada yargılama konusu yapılmasının hukuken mümkün olmaması, ceza soruşturmasının davamızın esasına etkili olmaması sebepleriyle istenilmelerine hukuken gerek duyulmamıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan işbu yöneticinin azli davasının REDDİNE,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanununa göre alınması gereken 54,40 TL maktu harcın, peşin alınan 44,40 TL’den mahsubu ile bakiye kalan 10,00 TL harcın davacıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- Davalılar tarafından herhangi bir masraf yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Ücr. Trf.’ne göre, 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara verilmesine,
6- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ————- Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekili ile davalılar vekillerinin yüzüne karşı, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/03/2020