Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/159 E. 2020/504 K. 11.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/159 Esas
KARAR NO : 2020/504
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/11/2018
KARAR TARİHİ: 11/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili ile davalı arasında ———— tarihli bağımsız bölüm satış vaadi ve alacağın temliki sözleşmesi düzenlendiğini, davalının —– nitelikli bağımsız bölümü ———— bedelle müvekkiline satmayı vaat ettiğini, satış vaadi sözleşmesinin 2.2 maddesinde iş bu sözleşmenin ——–tarihinde başlayıp ——- tarihinde bitecek kampanyalı satış sözleşmesi olduğu düzenlemesi bulunduğunu, müvekkilinin satış vaadi sözleşmesine istinaden —– satış bedeline karşılık —– tarihli senet bordrosu düzenlediğini, bu kapsamda taksit ve ara ödemelere ilişkin —- adet senet imzaladığını, bu senetler kapsamında davalıya ———– ödediğini, müvekkilinin sözleşmeden her zaman cayma ve dönme hakkı olduğunun sözleşme öncesi bildirildiğini, yapılan ödemeleri geçmeyecek şekilde % 2 cayma bedeli kesintisi olacağının davalı tarafından beyan ve taahhüt edildiğini, yine tanıklar huzurunda taşınmazın hemen kiraya verileceği ve aylık ———- kira getirişi sağlanacağını, bu hususunda ———– bünyesinde bulunan ———– tarafından gerçekleştirileceğini beyan ve taahhüt edildiğini, davalının taahhütlerini bu tarihe kadar yerine getiremediğini, sözleşmeye konu taşınmazın kiraya verilemediğini, taşınmazın kara sıva olarak bırakıldığını, anahtarının müvekkiline teslim edilmediğini, tapuda devir yapılmadığını, müvekkilinin eşinin işten çıkarıldığını, taşınmazında kiraya verilememesi nedeniyle müvekkilinin aylık taksit bedellerini ödeyemeyecek duruma düştüğünü, taşınmazın anahtarının teslim edilmediğini, satış vaadi öncesindeki davalı tarafın taahhütlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin de taksitlerini ödeyemediğini belirterek sözleşmenin iptaliyle ödediği tutarların iadesini istediğini, müvekkilinin bu mailine karşılık davalının ——— tarihli cevabi mailinde, konunun ilgili birimlere iletildiği biçimde cevap verildiğini, uzun süre cevap verilmediğini, mail ve ——- yazışmalarından olumlu bir sonuç çıkmadığını, taraflar arasında düzenlenen ————– tarihli bağımsız bölüm satış vaadi sözleşmesi hukuken geçerli olmadığını, 6502 sayılı Yasa kapsamında kampanyalı satışların kaldırıldığını, sözleşmenin 2.2 maddesindeki düzenlemenin, bu kurala aykırı olması sebebiyle, sözleşmenin geçersiz olduğunu, satıma konu taşınmazın dükkan olması sebebiyle, türünün konut finansman sözleşmesi olmadığını, sözleşmenin ön ödemeli konu satış sözleşmesi kapsamında olduğunu, ön ödemeli konut satış sözleşmesinin de Yönetmeliğin aradığı şartı taşımadığını, sözleşmenin adi yazılı şekilde olması sebebiyle geçersiz olduğunu, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin Yasa’da öngörülen resmi şekilde yapılmadığından bahisle, ön ödemeli konu satışları hakkındaki yönetmelik kapsamında sözleşme tarihi üzerinden —–ay geçmediğinden, herhangi bir bedel ödemeksizin sözleşmeden dönme hakkı bulunduğundan bahisle. 55 adet senet yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini. ——— tarihli sözleşmenin geçersiz olması sebebiyle iptalini, davalıya ödenen ————– tarihinden itibaren mevduata işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; Arabuluculuk şartının yerine getirilmediğini,——— Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, davacının ———- tarihli dilekçesinde talep konusunun ve davanın yönünü değiştirmesini usul ve —– aykırı olduğunu, taraflar arasında imzalanan ——— tarihli sözleşmenin feshi yönünde —– tarihinde mail attığını, bu bağlamda ödediği ———- iadesini istediğini, gerekçe olarak da, kiraya verip gelir elde etmek amacıyla sözleşme akdedildiğini, kiraya verilemediğini, eşinin işten çıkarıldığını, sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürdüğünü, iddiaların mesnetsiz olduğunu, sözleşmeyi akdetmeden önce, davacıya aylık ———— kira getirişi olacağı yönünde herhangi bir taahhütte bulunulmadığını, % 2 cayma bedeli kesintisi yapılacağı yönünde de, davacıya herhangi bir açıklama yapılmadığını, davacının eşinin işten çıkarılmasının müvekkili şirkete yüklenebilecek bir durum olmadığını, kiraya verememesinin fesih nedeni olarak ileri sürülemeyeceğini, davacının müvekkili şirketin personeline attığı mail ve mesajlardan söz ettiğini, ancak müvekkili şirkete yapılman azılı bir başvurusu ve ihtarı bulunmadığından, temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, müvekkiline yapılmış herhangi bir ayıp ihbarı bulunmadığını, bu hususun ilk defa dava dilekçesinde dile getirildiğini, davacının taşınmazının kendisine teslim edilmediği yönündeki anlatımlarının doğru olmadığını, zira bu hususun sözleşmede düzenlendiğini, davacının başvuru yapması gerektiğini, taşınmaz hazır olmasına rağmen, teslim almaktan imtina ettiğini, müvekkilinin de bu yönde de temerrüde düşürülmediğinden bahisle, davanın usulden reddini, ———– sayılı dosyasındaki takibin devamıyla, davacının % 20 inkâr tazminatına mahkum edilmesini haksız davasının reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, (Ticari Satımdan Kaynaklanan) alacak davasıdır.
Davacı vekilinin ——–tarihli elektronik imzalı dilekçesi ile davasından feragat ettiğini bildirdiği, davacıya ait —————-yevmiye nolu vekaletnameye göre davacı vekilinin davadan feragat etme yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili de, davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığını beyan etmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 307. maddesi gereğince davadan feragat davayı sona erdiren taraf işlemlerindendir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, davacı tarafın davadan vaki feragati sebebiyle davanın feragatten dolayı reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafın vaki feragati sebebiyle davanın, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 307. maddesi gereğince REDDİNE,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL nispi harcın, peşin alınan 11.564,00 TL’den mahsubu ile bakiye kalan 11.509,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı vekilinin talebinin bulunmaması sebebiyle davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6- 6100 Sayılı HMK.nın 333. maddesi gereğince, var ise bakiye gider avansının, karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ————-Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, tarafların yokluğunda, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.11/09/2020