Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/125 E. 2023/536 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/125
KARAR NO : 2023/536

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/07/2017
KARAR TARİHİ : 08/06/2023

—- Asliye Ticaret Mahkemesinin —- esas —– karar sayılı yetkisizlik kararı verilerek mahkememize tevzi edilen dava dosyası mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili —– Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin —- ait ve şirketin eski ortağı olan —- TC numaralı—- bulunan 2 adet boş çek karnesini 04/01/2017 tarihnide — semtinde—- kullandığı ve eşi —- adına kayıtlı —- plakalı araçtan park halinde iken camı kırılarak çalındığını, söz konusu çekin 07/07/2017 tarihli ve 55.000-TL bedelli olarak doldurularak ödemesinin yapılması için ibraz edildiğinin görüldüğünü, müvekkili şirketin davalı —-lehdar olarak gözüken davalı—– cirantalara herhangi bir borcu olmadığı gibi lehtar hamil ve cirantalarla hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını, dava dışı —–nolu çeke istinaden icra takibi yapıldığını öğrendiklerini, icra takibine konu edilen çalıntı çekte keşideci müvekkili şirket ünvanının yazılı olan bölümdeki imza ile müvekkili şirket yetkililerinin imzalranının çok açık şekilde farklı olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile—-çek numaralı —- Şubesine ait 07/07/2017 tarihli 55.000-TL’lik keşideci —–gözüken çek ile ilgili müvekkili şirketin davalılar borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili ——Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle;Kabul anlamına gelmemek kaydıyla öncelikle iş bu davada genel yetki kuralı gereği davalıların ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğunu, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen tarafların tümünün adresinin —–Adliyesi yetki sınırları dahilinde olduğunu, bu nedenle yetki itirazlarının kabulü ile davanın yetki yönünden reddini talep etmiştir.

DELİLLER:
—-CBS’nin —– soruşturma sayılı dosya sureti, —- .İcraHukuk Mahkemesinin—— esas sayılı dosya sureti, Ticaret Sicil Kayıtları, —- İcra Dairesinin—– esas sayılı dosya sureti, Noterlikten gelen evrak asılları, İmza incelemesine esas teşkil etmek üzere toplanan evrak asılları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.16/07/2020 tarihli ara karar ile dosyanın İmza incelemesi için —- gönderilmesine karar verilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 12/04/2021 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.—– raporunda özetle; İnceleme konusu çek ön yüzde keşideciye atfen atılı basit tersimli imza ve sağ üst kenarda keşide tarihi bölümünde atılı basit tersimli düzeltme imzası ile —-mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla kuvvetle muhtemel —– eli ürünü olmadığı şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle çalıntı ve sahte imza iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır.
Senede karşı mutlak defiler, senet hamili olan herkese karşı ileri sürülebilir. Gerek doktrinde ve gerekse uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması” “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup, her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir. Borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde imzaya ilişkin iddiası mutlak def’idir. İmza incelemesinde sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle incelemeye konu belgenin düzenlenme tarihinden öncesine ilişkin imzası incelenecek kişinin uygulamaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişice mukayeseye esas alınmalıdır. Düzenlenme tarihinden öncesine ilişkin belge bulunamazsa, daha sonraki tarihli belgeler, uygulamaya elverişli imza örneği taşıyan herhangi bir belge temin edilemez ise de borçlunun duruşmada alınan imza ve yazı örnekleri üzerinden inceleme yapılmalıdır. Yerleşik Yargıtay kararlarına göre fotokopi üzerinden imza incelemesi yapılması mümkün değildir. Bu nedenle imza incelemesinin belge asıllarının getirtilerek incelemenin bu belgeler esas alınmak suretiyle yapılması gerekir.
Yargıtay—-.Hukuk Dairesi’nin—–Esas ve —–Karar sayılı ilamında: “..Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, çek aslı bulunamadığı gibi meşruhatlı ihtara rağmen davalı tarafça ibraz edilmediği bu nedenle davacının çekteki imzanın kendisine ait olmadığına dair beyanının doğru olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,..” şeklinde belirtildiği, (Aynı yönde Yargıtay —-Hukuk Dairesi’nin—-Yargıtay —- HD. —- Esas, —- Karar; Yargıtay —–
HD. —- Esas, —– Karar sayılı içtihatları)
—-Bölge Adliye Mahkemesinin —–.Hukuk Dairesi’nin —- Esas ve —— Karar sayılı ilamında: ” Takibe konu çekteki imzanın davacıya ait olduğunu ispat yükü davalı alacaklıda olduğundan; mahkemece davalı vekiline çek aslını ibraz etmesi için kesin süre verilip sonuçları hatırlatıldıktan sonra çek aslı sunulmadığı için de davanın kabulüne karar verilmesinde usule aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.” şeklinde belirtildiği,—- BAM —– HD
—–Karar sayılı içtihatı)
—- Bölge Adliye Mahkemesinin —–.Hukuk Dairesi’nin —-Esas ve —–Karar sayılı ilamında: “Senetteki imzanın inkarı halinde, imzanın borçluya ait olduğunu ispat yükü belgeyi elinde bulunduran senet alacaklısına aittir. Yargılama sırasında takibe konu senedin kaybolmuş olduğu tespit edildiğinden davalılar imzanın davacı borçlu şirket yetkilisine ait olduğunu ispatlayamamıştır. İmzada sahtecilik iddiası kambiyo senetlerinde mutlak defi olup, lehdar ve ciro yolu ile hamil olan cirantalara ve son hamile karşı ileri sürülebilir…” (Yargıtay —-HD—- Yargıtay kararından da anlaşılacağı üzere, çekte sahtecilik iddiasının mutlak defi olarak herkese karşı sürülebileceği, burada ispat yükünün çekteki imzanın davacıya ait olduğunu iddia eden tarafa ait olacağı açık olup, davalı tarafça, senet altındaki imzanın davacıya ait olduğu kanıtlanamamıştır.” şeklinde belirtildiği anlaşılmıştır.Somut olayda; davaya konu çekin —–seri numaralı—-ticari şubesine ait, 07/07/2017 tarihli, 55.000,00 TL bedelli keşidecisi davacı ——olan çek olduğu,
davacı yanın imza inkarında bulunması nedeniyle imza incelemesine ve çek asılının temin edilmesine yönelik ara kararlar kurulduğu, davalı taraf çek aslının … iade edildiğine ilişkin belgeyle açıklama yapıldığı,
—- 31/10/2020 tarihli ve —08/11/2022 tarihli cevabında; —– ait —- seri numaralı ve 55.000,00 TL bedelli çekin davalı … Tarafından 07/07/2017 tarihinde ibraz edildiği ve çekin iade edildiği bilgisinin verildiği,—–Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma dosyasında emanete alınan çekin huzurdaki dava dosyasına konu çek olmadığı, mahkememizin ara kararı gereği — Cumhuriyet Başsavcılığının —–soruşturma numaralı dosyası ile —–soruşturma dosyalarına ayrı ayrı müzekkere yazılarak, davaya konu —- Şubesine ait —– seri numaralı 07/07/2017 tarihli ve 55.000,00 TL bedelli çek bakımından soruşturma yapılıp yapılmadığı özellikle sorulmuş çekin soruşturma dosyalarında bulunmadığı tespit edilmiştir.Davalı yana süre verilmesi ile çekin iade edildiği beyan edilen —-kimlik bilgilerinin sunulduğu, .—-beyanlarına başvurulduğu ve beyanlarının alındığı, çekin akıbeti ve nerede bulunduğu tespit edilmemiştir.
Mahkememiz dosyasında; davacının çekteki imzasının inkar ettiği, imza incelemesi yaptırılabilmesi için çek aslının temin edilmesinin gerektiği, yapılan tüm araştırmalara rağmen çek aslının temininin mümkün olmadığı, dosyadaki belgelere göre çekteki imzanın davacıya ait olduğunun da kanıtlanamadığı, üzerindeki imzası ve yazıları inkar edilen kambiyo senedinin aslının yargılama esnasında sunulmaması ya da sunulmasının sürüncemede bırakılması durumunda, imzaların davacı borçlunun eli
ürünü olduğunu davalı ispat etmekle mükelleftir. Herhangi bir senetteki imzanın (somut olayda çekteki imzanın) inkarı halinde ispat külfeti alacaklıdadır. Fotokopi belge üzerinde imzaya ait bilirkişi incelemesi yapılamaz. Evrakın aslının sunulması zorunludur. Çek aslı yapılan tüm yazışmalara rağmen temin edilemediği gibi, davalı yanca iade edilen kişide çekin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla ispat külfeti kuralına nazaran davalı söz konusu çekin davacı eli ürünü olduğunu ispat edemediklerinden aşağıdaki şekilde davanın kabulü dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Davalı yanın kötüniyetli olduğu davacı yanca ispatlanamadığı ve çekin icraya konulmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

HÜ K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememize açılan davanın KABULÜ ile, davacı şirketin —- seri numaralı —– ticari şubesine ait, 07/07/2017 tarihli, 55.000,00 TL bedelli keşidecisi —- olarak görülen çek nedeniyle davalı—- borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen —-, … ve —- bakımından davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
3-Davacı yanın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 3.757,05‬ TL harçtan, peşin yatırılan 939,27 TL harcın düşümü ile geri kalan 2.817,78 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 939,27 peşin TL harç, 31,40 TL başvuru harcı, 1.401,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
8-Mahkememiz dosyası kesinleştiğinde, dosya da bulunan evrak asıllarının ilgili kurumlara İADESİNE,Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.