Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/1108 Esas
KARAR NO: 2023/632
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/01/2019
KARAR TARİHİ: 11/07/2023
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili 03/01/2019 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalılardan—-bedelli iki adet çekin sahte kaşe ve imza ile ciro ederek diğer davalı —- verdiğini, davalı —- bedelli çek için —- dosyasıyla ihtiyati haciz kararı aldığını ve bu kararı —- dosyası ile icraya koyarak müvekkili şirketin adresinde haciz işlemi yaptığını, bu çeke ilişkin olarak —- dosyasında imza itirazında bulunulduğunu ve —— dosyasında ihtiyati haciz kararına yapılan itirazlara ilişkin davaların devam ettiğini, dava konusu diğer çeke ilişkin henüz icra takibi yapılmadığını ancak her an icraya konu edilmesinin mümkün olduğunu, çekin arkasındaki kaşe ve imzanın müvekkili şirkete ait olmadığını iddia ederek dava konusu çekin icra takibine konu edilmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini, davalılara borçlu olmadıklarının tespitine dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Mahkememizin —- karar sayılı kararı ile davanın usulden reddine ilişkin verilen kararının —– karar sayılı kararı ile dosyamızın geri çevrildiği ve yukarıdaki esas sayılı sırasına kaydının yapıldığı anlaşıldı. —- soruşturma numaralı dosyanın—- sistemi üzerinden celp edildiği görüldü. —- takip dosyasının —–üzerinden celp edildiği görüldü. Dava,——–Esas sayılı Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolu ile takibine konu çek ve takip nedeniyle borçlu bulunulmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır.Mahkememizce alınan — raporunda özetle: ” İnceleme konusu çek arka yüzde 2. ciranta —— kaşe izi üzerinde atılı basit tersimli imza ile —– mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla kuvvetle muhtemel —- eli ürünü olmadığı hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR.” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür. Dava, davacının davalı firmalara dava konusu çekten kaynaklı olarak borçlu olmadığının tespiti amacıyla açılan menfi tespit davasıdır.—-kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir ——- maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken aynı yasanın 677. (eTTK.nun589) maddesi uyarınca ”bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez”. İmzaların bağımsızlığı (istiklali) şeklinde tanımlanan bu ilke, poliçeye atılan her geçerli imzanın (keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzanın sahiplerini sorumlu kılmamalarına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar. Geçersiz bir imza sahibini bağlamaz, ancak ciro zincirini de koparmaz. İmzaların bağımsızlığı ilkesi, ciro zincirinde bulunan imzalardan birinin veya bazılarının sahteliğine dayanılarak menfi tespit davası açılmasına olanak sağlamaz. Diğer bir deyişle, “imzaların istiklali (bağımsızlığı)” ilkesine göre senet lehtarının veya diğer cirantaların ciro imzasının sahte olması hali, diğer imza sahiplerinin ve özellikle senedin asıl borçlusu olan keşidecinin senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Poliçeye imza koyan kişi, diğer imzaların geçersiz veya sahte ya da mevhum kişilere ait olmasının riskini de taşır. Buna göre her imza kendi sahibini, diğer imzalardan bağımsız olarak bağlar. Poliçe üzerinde şekil bakımından tamam ve görünüşe göre sahibini bağlayan bir imzanın bulunması yeterlidir. Kanun yapıcı, 6102 Sayılı TTK’nun 677 (eTTK 589) maddesinde senedin geçerliliğinin, sorumluluktan tamamen bağımsız şekilde mevcut olabileceğini kabul etmiştir. Çekteki imzalar, bu imzalarda ismi geçen şahıslar yönünden herhangi bir sorumluluk yaratmasa bile, senet yine de geçerli kalır. Çekin geçerli kalmasının sonucu ise, diğer imzaların sahiplerinin sorumluluklarının devam etmesidir.———–Ancak Senede karşı mutlak defiler, senet hamili olan herkese karşı ileri sürülebilir. Gerek doktrinde ve gerekse uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup, her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir.Bu nedenledir ki, borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde imzaya ilişkin iddiası mutlak def’idir ve mahkemece bu iddia incelenmelidir ———
Her ne kadar mahkememiz 11.01.2022 tarihli celse ara kararında dosyaya konu maddi vakıalara ilişkin dolandırıcılık suçundan açılı soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılmasına karar verilmiş ise de davanın dava konusu çekten kaynaklı menfi tespit davası olması ve sahtelik iddiasının sübut bulması karşısında soruşturma veya kovuşturma sonucunun beklenmesinin faydasız olduğu mahkumiyet kararı çıksa dahi dava konusu çekte ki imzaya geçerlilik kazandırmayacağı bu hususların temel ilişkiye dayalı alacak davasına konu edilebileceği cihetiyle ——— dosyanın bekletici mesele yapılması kararından vazgeçilmesine karar verilmiştir.
Somut olayda davacı kendi imzasının sahteliğine dayandığından mutlak defi niteliğindeki iddiasını herkese karşı ileri sürülebileceğinden ve —– raporu ile çekte ciranta sıfatı bulunan davacı şirket yetkilisi ismi altındaki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı anlaşıldığından davanın kabulü ile davacının ———-sayılı takip dosyasına konu Keşidecisi : —– çekten kaynaklı davalılara borçlu olmadığının tespitine,——— esas sayılı dosyasına davacı tarafından ödenen —— tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalı —— istirdatı ile davacıya verilmesine dair aşağıda ki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; Davacının —- sayılı takip dosyasına konu Keşidecisi :—— bedelli çekten kaynaklı davalılara borçlu olmadığının tespitine,
2———— esas sayılı dosyasına davacı tarafından ödenen —– tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalı —— istirdatı ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 8.282,58 TL harçtan, peşin yatırılan 2.070,65 TL harcın düşümü ile geri kalan 6.211,93 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 2.070,65 TL Peşin harç ve 44,40 TL başvurma harcı 960,00 TL ———- fatura gideri ve 593,95 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.669,04 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 19.187,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin ve davalı ——vekilinin yüzüne karşı diğer davalı tarafın yokluğunda karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/07/2023