Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1104 E. 2022/511 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1104
KARAR NO: 2022/511
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2018
KARAR TARİHİ : 14/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu—- hakkında müvekkili şirketten taraflarına gönderilen ve borçluya ait olan bilgiler ışığında sözleşme hesabına ait enerji tüketim bedeline ilişkin ödenmeyen fatura bedellerinin toplamı ve gecikme faiziyle birlikte toplam — borcunun tahsili amacıyla —- sayılı icra dosyası üzerinden takip başlatıldığını, işbu davaya konu olan sözleşmenin diğer tarafı olan borçlu/davalı müşteri, serbest tüketici olmayan, yani kanun ile düzenlemeye tabi tarifeden elektrik kullanan müşteri olduğunu, —–Görevli tedarik şirketi, ilgili dağıtım bölgesinde bulunan serbest tüketici olmayan tüketicilere kurul tarafından onaylanan perakende satış tarifeleri üzerinden elektrik enerjisi satışı yapar.” denilmekte olduğunu, bu bağlamda ——- tarifelerden elektrik almakta olduğundan, müşterinin sözleşmesinin bir ——– satış sözleşmesi, görevli tedarik şirketlerinin görüşleri alınmak suretiyle bu bölüm hükümleri uyarınca standart sözleşme olarak kurul tarafından belirlenir ve kurul onayı alınmaksızın bu sözleşmede değişiklik yapılamaz.” ——-, görevli tedarik şirketleri ile——– yayımlanır.” şeklinde olduğunu, bu bilgiler ışığında, özelleştirme öncesi etkin bir arşiv uygulamasının bulunmaması sebebiyle, bazı müşterilerin sözleşmelerine her zaman ulaşılamadığını fakat müşterinin serbest tüketici olmaması sebebiyle, müşteriye standart perakende satış sözleşmesi imzalatıldığı ve mevzuat gereği müşteriye başka bir sözleşme imzalatılmasına imkân bulunmadığını, standart sözleşmeden farklı düzenlenen her türlü hüküm, mevzuatın emredici hükümleri karşısında geçersiz kabul edilmekte olduğunu, taraflar arasındaki davanın konusunun elektrik aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan borcun davalı/borçlu tarafından ödenmemesi sonucu vuku bulduğunun açık olmakla birlikte abone kaydından kaynaklanan bir uyuşmazlığın bulunmadığı, bu bağlamda, mahkemece karar verilmesi gereken hususun, dava konusu sözleşmeden kaynaklanan borcun borçlu tarafından ödenmemesinden dolayı gerekirse bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle bir sonuca varmak olması gerektiğini, davalı borçlu tarafından tüketim bedeli borcuna ilişkin tebliğ edilen ödeme bildirimine kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, söz konusu borçluya ait faturalarda eski borç olarak da belirtilmek üzere tüketim bedelinin ödenmediğinin sabit olduğu, davalının her ne kadar borcu olmadığını iddia etse de müvekkili şirket nezdinde yapılan araştırma ve incelemeler neticesinde belirtilen borç miktarının tahakkuk ettirilmiş olup davalının iddialarının aksine herhangi bir ödeme kaydına rastlanılamadığı, elektrik abonelik sözleşmesini imzalayan ve aboneliği devam eden abonenin sözleşmesi iptal edilmediği sürece elektrik dağıtım şirketine karşı kaçak elektrik kullanımı ve normal kullanım bedelinden dolayı sorumluluğunun devam edeceğinin kuşkusuz olduğu, TBK m. 77’e göre “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.” denildiğini; davalı borçlu —– herhangi bir bedel ödemeden elektrik enerjisi tükettiği için sebepsiz zenginleştiğini, dolayısıyla abonenin hiçbir ücret ödemeden kullandığı enerji bedelinin tahsil edilmesinin esas olduğu, tüketim bedellerini ödemediği tespit olunan davalı borçlunun kendisine tahakkuk ettirilen tutarı ödemeyerek yükümlülüğünü yerine getirmediği ve —- sayılı icra dosyası üzerinden taraflarınca başlatılan icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiklerini; bu nedenle davalının itirazının iptali için mahkemeden itirazın iptalini isteme zaruretinin hasıl olduğunu, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak koşuluyla; HMK. 389. ve devamı maddeleri uyarınca davalı adına kayıtlı alacaklarını karşılar nitelikteki menkullerin/gayrimenkullerin 3. kişilere devrinin önlenmesi amacıyla kayıtlarına ihtiyat-i tedbir konulmasını——– sayılı icra dosyası ile başlatılan takibe davalının yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile takibin devamını, davalı/borçlunun işbu haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yasaya ve usule aykırı olarak açılan davayı kabul etmediklerini, davacı tarafın talep etmiş olduğu ihtiyat-i tedbir talebinin reddinin gerektiği, davacı tarafın her ne kadar——— sayılı icra dosyası ile müvekkili şirketten alacağı olduğunu iddia etmiş ve işbu davayı açmış ise de davacının müvekkili şirketten alacağı tek bir kuruş dahi kalmadığını, müvekkili şirketin taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden kesilmiş olan tüm fatura bedellerini ödediğini, dava konusu faturalar ile taraflar arasında sözleşme süresinin bitiminden sonra kesilmiş faturalar olup sözleşmeye istinaden oluşan borçlar olduğunu belirtilse de faturaların dayanağının taraflar arasındaki sözleşme olmadığını, bu durumun taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmenin mahkeme tarafından incelenmesinin ardından ortaya çıkacağını, mahkeme tarafından yargılama yapılmadan davalının borcu olup olmadığı kesin değilken davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kabulünün müvekkili şirket açısından hak kaybı doğmasına sebep olacağını, sadece bir an için davacı tarafın müvekkili şirketten alacağı olduğu düşünülerek ihtiyati haciz kararının yerinde olduğu varsayılsa dahi; müvekkili şirket adına kayıtlı olan taşınmazların başka bir kişiye devrinin önlenmesi adına ihtiyati tedbir kararı verilmesinin orantısız bir tedbir uygulaması olacağını, davacı tarafın —— alacağı olduğunu iddia etmesinin bu miktarda alacağı olduğunu göstermediğini, müvekkili şirketin davacı tarafa hiçbir borcu yok iken —-uzun yıllardır tekstil işi ile iştigal eden —– bulunan bir firma olan müvekkilinin taşınmazları hakkında 3. kişilere devrin önlenmesi için tedbir kararı verilmesinin şirketin tüm finans ve kamu kuruluşları nezdinde itibarını zedeleyeceği ve gereğinden fazla bir kısıtlama olacağını, müvekkili şirket adına kayıtlı olan taşınmazlar hakkında davacının ihtiyati tedbir kararının kabul edilmesi, müvekkilinin çalışması için engeller yaratacağı ve prestij kaybına neden olacağı bir tedbir uygulaması olacağını ve davacı tarafın bu talebinin reddedilmesi gerektiğini; müvekkili şirketin aralarında akdedilen sözleşmeye istinaden kesilen tüm fatura borçlarını davacı şirkete ödediğini, başkaca bir borcunun bulunmadığını; davacı şirket ile müvekkili şirket arasında —- tarihinde imzalanmış olan sözleşmeye istinaden—– mevcut olduğu, dilekçe ekinde sunulan işbu sözleşmeden de anlaşılacağı üzere işbu sözleşmenin —– tarihinde yürürlüğe girdiği ve bir yıl süre ile geçerliliğinin devam ettiği, müvekkili şirketin sözleşme süresi boyunca satın almış olduğu elektrik enerjisine istinaden davacı tarafından kendisine fatura edilmiş olan tüm elektrik tüketim bedellerini zamanında ve kuruşu kuruşuna ödemiş olduğunu, tüm faturalar ve ödemelerin resmi şekilde yapıldığını, sözleşme süresi sona erdikten sonra ve de hiçbir şekilde elektrik tüketimi veya satın alınması olmadığı halde davacı tarafından müvekkili şirkete ödenmeyen enerji tüketim bedeli olduğu iddia edilerek fatura ibraz edildiğini; müvekkili şirket tarafından işbu faturaya yasal süresi içinde ve kanunda belirtilen şartlar yerine getirilerek ihtarname yollandığı ve faturanın davacı tarafa iade edildiği, bunun üzerine davacı tarafın faturayı müvekkili şirkete —-kere daha yolladığını ve müvekkili şirketin ——aracılığı ile işbu faturayı davacı tarafa iade ettiği; müvekkili şirket tarafından faturanın iade edilmesi amacı ile yollanmış olan ihtarnamelerin; ——ihtarnameleri olduğunu; tüm bu ihtarnamelerin arkasından, —- sayılı icra dosyasından müvekkili şirkete karşı icra takibi başlattığını ve bu icra takibini;——–sözleşme hesabına ait enerji tüketim bedeline dayandırmış olduğunu, müvekkili şirket tarafından, davacıya ödenmemiş hiçbir borç bulunmaması sebebi ile borca itiraz edildiği ve icra takibinin durduğunu, bunun üzerine davacı tarafından işbu davanın açıldığını, işbu davanın açılması ile davacı taraf açısından iddianın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağı başladığını, davacının —— tarihli dava dilekçesinden sonra mahkeme huzuruna sunduğu veya sunacağı yeni delil ve iddiaların göz önüne alınmasının yasa ve usule aykırı olacağını, davacı tarafın işbu dava dahilinde yeni bir iddia ve delil sunmasını veya hali hazırda sunmuş olduğu iddia ve delillerini değiştirmesine muvafakat etmediklerini, aralarındaki sözleşmeye istinaden, davacı şirket her fatura döneminde müvekkili şirketin enerji tüketim bedeli borcunu faturalayarak, müvekkili şirkete ibraz ettiğini, müvekkili şirketin de kendisine ibraz edilmiş olan her faturadaki bedeli gününde ve kuruşu kuruşuna ödediğini, ödeme dekontları ve faturaların işbu beyanlarını kanıtlar nitelikte olduğunu, müvekkili şirketin, sözleşme süresi bittikten sonra sözleşmeye istinaden elektrik kullanımı yapmadığını, davacı tarafın, sözleşme bitiminden sonra dava konusu faturayı keşide ettiğini ve ödenmesini talep ettiğini, bu faturanın tek amacının müvekkili şirketten para koparmak olduğunun açık olduğunu, müvekkili şirketin söz konusu faturayı süresi içerisinde yukarıda belirtildiği üzere noter kanalı ile itiraz ettiğini, müvekkili şirket aleyhinde açılmış olan—– dosyasına borca itiraz dilekçelerini sunduklarını, işbu dilekçe ile borcu kesinlikle reddetmiş olduklarını, işbu dilekçe ile icra dosyasında bulunan borca itiraz dilekçelerinde yer alan tüm savunma ve beyanlarını tekrar ettiklerini, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddini, yasa ve usule aykırı açılan işbu davanın reddini, haksız ve yersiz olarak başlatılmış icra takibi ve işbu dava neticesinde ——-aleyhinde %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı yan davalı şirketin ödenmeyen enerji tüketim bedeline ilişkin davalı aleyhinde takip başlattıklarını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirtmiş, itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı yan ise davalı şirketin ödenmemiş bir enerji, tüketim bedeli olmadığını, davalının sözleşme bitiminden sonra söz konusu faturaları keşide ettiğini, davanın haksız olduğunu savunmuştur.
Davacı yan —- tarihli dilekçesi ile davalı tarafın davacıya —– ödemekle yükümlü olduğunu ileri sürmüştür.
Mahkememizce söz konusu aboneliğe dair kayıtlar celp edilmiş dosya uzman bilirkişiye tevdii edilmiştir. Bilirkişi kök raporunda —–Davacı vakili dava dilekçeleriyle davalı ile akdedilmiş olan elektrik abone sözleşmesine dayalı olarak ödenmeyen fatura bedellerinin toplamı ve gecikme faiziyle birlikte toplam —- borcun tahsili amacıyla—– İcra dosyası üzerinden takip başlattıklarını açıklamıs,davalıya ait ödenmemis faturaların —– ibraz edildiğini göstermistir Dava dosyası içerisinde davacı tarafından davalı ile akdedilmis olan elektrik satısına ilişkin abone sözleşmesi ile —–olarak gösterilen ödenmemis faturalar görülememiştir Dava dosyası içerisinde voktur.Bu sebeple sözlesmenin şartları,geçerlilik süresiyle içerdiği hükümler incelenememistir.Ayrıca davalı adına düzenlendiği ve ödenmediği acıklanan faturalar ibraz edilmediğinden faturaların dönemleri,ilk/son okuma tarihleri,tüketim miktarları,birim fiyatı,tahakkuk hesaplamazı denetlenememistir.Açıklanan nedenlerle sözlesmenin ve tüketim faturalarının ibraz edilmesi gereklidir.
Davacı tarafından davalı aleyhine ——- üzerinden takipte bulunulmustur.Ödeme amri altında takip koanusu alacak —– sözlesşme hesabına ait enerji tüketim bedelidir” denilmiştir.Âncak takip dosyasına açıklaması yapılan müşteri ve sözlesme hesabına ait belgeler,asıl alacağı oluşturan faturalar.,gecikme faizi ile —– oluşumuna ait haesaplama ayrıntısı ibraz edilmemistir. İbraz edilmesi gereklidir… ” gerekçeleri ile hesaplama yapılamadığını beyan etmiştir.
Bilirkişi —–tarihindeki ek raporunda özetle davacı alacağının var olup olmadığı, varsa miktarının tespiti için kök raporda belirtilen belgelerin olması gerektiğini, bu aşamada yine hesaplama yapılamayacağını belirtmiştir.
Bilirkişi 2. EK raporunda davacı yanca ibraz edilen belgelerin takip konusu alacağın hesaplanmasına yarar belgeler olmadığını, alacağın bu şekilde hesaplanamayacağını belirtmiştir. Bilirkişi —-teslim alınma tarihli raporunda özetle takip dosyasında takip talebi ekinde asıl alacağa ait —-son ödeme tarihli —– adet fatura ibraz edildiğini, ibraz edilen bu faturanın —– sayılı tesisata ait olduğu ve davalı adına tahakkuk etirildiğinin görüldüğünü ancak davacı yanın ibraz ettiği belgelerin faturaların dava konusu —–tesisata ait olduğu, davacı yanca ibraz edilen faturlarda ilk endeks /son endeks tüketimlerinin gösterilmediğini, bu belgeler ibraz edilmediğinden tüketim miktarlarına ait okuma endekslerinin birbirini takip edip etmediğinin de denetlenemediğini, bu nedenle alacağın hesaplanamadığını belirtmiştir. Kök ve ek bilirkişi raporlarını tanzim eden bilirkişinin yargılama sırasında vefat etmesi ve davacıya son defa verilen kesin süre içinde davacının sunduğu bir kısım belgelerin de değerlendirilmesi amacı ile dosya yeniden uzman başka bir bilirkişiye tevdii edilmiş bilirkişi —-tarihli raporunda —- değerlerinin belirlenebilmesi için –tesisata ait sayaç okuma tarihleri ile ilk/son endeks tüketim miktarlarının davalı/davacı/ — gerektiği, Davacının kayıtlarında sözleşme hesabı numarası —- faturada sözleşme hesap numarasının —– olarak belirtilmesi bir tutarsızlık yarattığı ve faturanın alt kırılımları ile bu bedele nasıl ulaşıldığının detaylıca ibrazı gerektiği, Dava konusu hesaplamanın yapılabilmesi için, sözleşme hesap —- nolu sayaç hakkında açıklama ve sayaç okuma tarihleri ile ilk/son endeks tüketim miktarlarının belirtilmesi gerektiğini —- belirtmiş hesaplama yapamamıştır.
Davacı yanca davalı aleyhinde başlatılan icra takip dosyası incelenmiş takip sebebinde borcun sebebi olarak —– bedelidir açıklaması bulunduğu görülmüştür. İtirazın iptali davaları takip talebi ile sıkı sıkıya bağlı davalardır.Takip talebinde dayanak ne gösterilmiş ise itirazın iptali davalarında da ancak takip dayanağı sebep göz önüne alınarak yargılama yapılabilir.Aksinin kabulü itirazın iptali davalarının ,takip dosyası ile bağı açısından tezat teşkil edecektir.Eldeki davaya konu icra takibinde yer alan takip talebinde enerji tüketim bedeli sebep olarak gösterilmiştir.Ancak yapılan yargılama neticesinde davacının alacak iddiasına konu olan dayanağın karar celsesinde davacı vekilince açıkça ifade edildiği üzere dağıtım ve iletim bedeli olduğu anlaşılmıştır.Takip talebine konu alacak sebebi olarak dağıtım ve iletim bedelinin belirtilmediği ve bu alacak konusunun takibe konu edilmediği görülmüştür. İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardır. Davalı takipte gösterilen borcun sebebine göre savunmasını yapar veya takibe itiraz eder. Davacı yanca davadaki safahatta ve takipte söz konusu takip dayanağı alacağın tüketim bedeli olduğu iddia edilmiş ancak hesaplamaya yarar belgeleri ibraz etmemiştir. Sunduğu faturalarda da ilk endeks son endeks bilgileri olmadığından hesaplama yapılabilmesi de mümkün olmamıştır. Mahkememizce ön inceleme duruşmasında —— ara karar ile taraflara eksik delillerini bildirmeleri ve sunmaları hususunda kesin süre verilmiş aksi taktirde bu delillere dayanılmış olmaktan vazgeçilmiş sayılacağı hususu davacı vekilinin yüzüne karşı ihtar edilmiştir. Safahatta bilirkişinin eksik belgeler nedeni ile hesaplama yapamaması nedeni ile davacı vekiline —-tarihli celsede keza —-tarihli celsede hesaplama yapılabilmesi için alacağının dayanağı belgeleri sunması hususunda süre verilmiştir. Eksik belgeler nedeni ile raporun bir türlü tanzim edilememesi nedeni ile davacı vekiline — tarihli celsede alacağın dayanağını gösterir yazılı belgeleri ibraz etmek üzere kesin süre verilmiş, sonuçları ihtar edilmiş, bu ihtaratlı duruşma zaptı davacı vekiline —tarihinde tebliğ edilmiştir. Esasen ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra tahkikat aşamasında delil ibrazı da mümkün değildir. Davacının ibraz ettiği faturalarda ilk endeks/son dendeks bilgileri olmadığından ve alacağın hesaplanmasına yarar bilirkişi raporunde değinilen bilgiler, somut veriler olmadığından davacı alacağı hesaplanamamıştır. 6100 sayılı HMK’nın ispat yükü başlıklı 190. Maddesi “ispat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. ” hükmüne haizdir. Davacı yan davacının enerji tüketim bedeli borcu olduğunu ispat külfeti altında olup bu yükümlülüğünü yerine getirememiştir. Her ne kadar karar celsesinde aslında davalıdan talep ettikleri bedelin dağıtım ve iletim bedeli olduğu ifade edilmiş ise de icra takibine enerji tüketim bedeli için başlanmıştır. İcra takibinde de borcun nedeni olarak enerji tüketim bedeli gösterilmiştir. Davacı yanca dava ispat edilememiştir.Bu nedenle davanın reddine karar verilmiştir. Keza aynı taraflar arasında mahkememizde görülmüş ——Sayılı dosyalarda da davalar red edilmiştir. Bunlardan—– istinaf edilmeksizin kesinleşmiş diğer dosya ise istinaf edilmiştir.
Her ne kadar davanın reddine karar verilmiş ise de davacının takip talebinde alacağını yanlış nitelendirmiş olmasının kötü niyete vücut vermeyeceği göz önüne alınarak davalının kötü niyet tazminatı talebi red edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminatı talebinin reddine
3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın dava açılırken yatırılan 6.061,92 TL’den mahsubu ile bakiye 5.980,92 TL harcın davacıya iadesine.
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, 52.695,10 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
7- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle,———- Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, taraf vekillerinin yüzüne karşı, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı
. 14/09/2022