Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1092 E. 2020/565 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/1092 Esas
KARAR NO: 2020/565
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/08/2019
KARAR TARİHİ: 23/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ticari faaliyet gereği davalı yan ile —— plakalı, ——- Şase numaralı —– aracın satımı için anlaştığını, fatura üzerinden gerçekleştirilen söz konusu aracın ilk tescili, —Noterliği’nin ———- satış yevmiye nolu belgesi ile davalı adına yaptırılarak davalıya teslim edilmiş ve aracın mülkiyeti davalı borçluya geçtiğini, yapılan araç satışına ilişkin olarak müvekkili şirket tarafından davalı borçlu adına ———- tarih ve —–seri nolu fatura düzenlediğini, bu faturadan dolayı davalının müvekkiline borçlu olduğunu, faturadan kaynaklı alacağının tahsili amacıyla — İcra Dairesinin ———–sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davalı borçlunun itirazı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, takibi sürüncemede bırakmak amacıyla yapıldığını, bu nedenle ——–İcra Müdürlüğü’nün ——– sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlu hakkında başlatılmış olan dava konusu icra takip alacağına temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, davalı aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederim.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin———— bir iş adamı olduğunu, son bir yıldan beri sürekli olarak —— işlerinin başında olmakla beraber ——– çok kısa zamanlar olmak üzere çok az geldiğini, bundan dolayı böylesine kötü niyetli bir icra takibi ve itirazın iptali davasını kendisi bizzat takip edemediğini, yapılan işlemlerden haberi dahi olmadığını, müvekkilinin ——– araç alışverişi yaptığı doğru olduğunu ancak alınan aracın parası araç devrinin yapıldığı esnada müvekkili ——– eşinin banka hesabı üzerinden ödendiğini, bu ödemeye ait dekont mevcut olduğunu müvekkilinin yurt dışında olduğu için sunmadığını , bu davanın asıl nedeni ise , araç alışverişinden sonra —- şirket çalışanı ——– müvekkilinden ———– borç aldığını ve bu borçu ödememeleri üzerine müvekkilinin ——— İcra Dairesinde ———–sayılı icra takibi başlattığını, bu şirkete haciz işlemi için icra memurları gittikten hemen sonra müvekkiline karşı —— civarında bir icra takibi şirket tarafından başlatıldığını, bu sebeple ———İcra Müdürlüğü’nün ———- sayılı dosyasındaki icra takibi haksız ve kötüniyetle başlatıldığını, davacı aleyhine icra takibinin konusu olan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini davacının itirazın iptali talebinin ve icra-inkar tazminatı talebinin reddini ve yargılama masrafları ile vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava itirazın iptalı ilişkisine ilişkindir.
——- İcra Dairesinin —— sayılı icra takip dosyası getirilip incelenmiş, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine ———- seri nolu faturandan doğan alacağından kaynaklanan alacak sebebiyle —– bedelin tahsili için ilamsız icra takibi yapılmış olduğu, davalı borçlunun —– tarihli dilekçesi ile borca itirazında bulunduğu görülmüştür.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Kanunun 2. maddesinde; “Bu Kanun her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” denilmekte, aynı Kanunun 3. maddesinde “Tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi ifade eder.” şeklinde yeniden tanımlanmıştır.
Davalının davacıdan aldığı ——- Plakalı aracın ———– araç olduğu araç tesciline konu geçici belgeden anlaşılmıştır.Davacı firmanın araç alım satımı yapan bir firma olduğu ———kayıtlarından anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle faturadan kaynaklı yapılan icra takibine itirazın iptali davası TTK’nun 4. maddesinde düzenlenmiş mutlak ticari dava mahiyetinde değildir.Tarafların her ikisinin de tacir olması halinde nispi ticari davadır.Davalının tacir vasfına haiz olup olmadığına ilişkin —————— müzekkere yazılmıştır. ——— yazılan müzekkere cevabına göre davalının —–gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı tespit edilmiştir. ———– yazılan müzekkere cevabında ise,davalının vergiye tabi kazanç elde etmeyen-sürekli yükümlülüğü gerektiren bir faaliyet yürütmemekle birlikte —— kullanımının yaygınlaştırılması hakkındaki 4358 sayılı kanunun 2. Maddesinde belirtilen kurum ve kuruluşlarla işlem yaparken vergi kimlik numarası kullanmak zorunda olanlar için öngörülen mükellef olduğu yani kanunun aradığı anlamda tacir vasfına haiz olmadığı anlaşılmıştır.Eldeki davanın 6102 sayılı TTK nun 4.maddesi uyarınca nispi ticari dava olarak kabulünün mümkün olmadığı anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Dava Şartları başlıklı 114/(1)-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartlarındandır, aynı kanunun 115 maddesine göre de mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi olduğundan mahkememizin görevsizliğine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. Maddesi gereğince usulden reddine,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden,İstinaf yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli NÖBETÇİ ——- TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, Aksi taktirde mahkememizce Resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına( ihtarat yapıldı)
4-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
5-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına, ,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ————-Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzünü karşı davalı tarafın yokluğunda oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.23/09/2020