Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1073 E. 2021/538 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1073
KARAR NO : 2021/538

DAVA : İtirazın İptali (Yöneticinin Sorumluluğundan Kaynaklanan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/08/2019
KARAR TARİHİ : 30/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili davasında özetle; müvekkili———–konusunda hizmet verdiğini, davalı —— müvekkili şirkete %45 hisse ile ortak olduğunu, davalının —- istifa ettiğini, davalı ..—- aynı zamanda müvekkili şirkette ——— olarak görev yaptığını, davalı …—– devam ederken bu şirket ile aynı — gösteren——- başka —- kurduğunu, davalının —- müvekkili tarafından—– ihtarnamesi ile müvekkili şirkette devam ederken bu şirket ile aynı —- gösteren—-başka bir —-yasağına aykırı davrandığı, uhdesinde bulunan —- ne şekilde harcadığını belgelendirmediği—– suretiyle yeni kurduğu şirkete yönlendirdiği sebepleriyle hizmet akdinin sona erdiğini, davalının iş akdinin devam ettiği sırada müvekkili şirketten çeşitli tarihlerde —– karşılığı almış olduğu — avanslarını ne için kullandığını belgelendirmediği gibi iade de etmediğini, davalının müvekkili şirketten almış olduğu avansları kapatması ve müvekkili şirkete iade etmesi için —– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile keşide edildiğini ancak ihtarnamedeki taleplerin sonuçsuz kaldığını, davalı tarafından geri ödenmeyen avanslarının tahsili için davalı aleyhinde — Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı ve borçlu tarafından takibe kötü niyetle itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğunu, taraflarınca — arabuluculuk numarası ile dava şartı —–. sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamını, davalının mahkemece hüküm altına alınacak alacak miktarının %20’sindan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini ve haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı—— senesinde kurulduğunu,—— sonradan ortak olduğunu,—— tarafından şirket yönetimi ile ve —- işlemlerle ilgili müvekkiline hiç bilgi verilmediğini, şirket genel kurul toplantılarının usulsüz olarak düzenlendiğini ve bu yüzden müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğinden ve şirketten ayrıldığını, müvekkilinin davacı şirkette aktif olarak bulunduğu—- ihtarname ile artık bu —–gerektiğini ihtar etmesine rağmen davacı —- işine devam edildiğini, konu ile ilgili ——–numarası ile dava açtığını, işbu davada taraflarınca ——tespitinin istendiğini ve bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda da müvekkiline ait —- ile davacı ———— arasında belirgin farklılıklar bulunmadığını, benzer oldukları kanaatine varıldığını, davacının iddialarının aksine müvekkilinin şirketten almış olduğu —– harcamaları için kullanmış olduğunu, müvekkilinin kurucusu—– müvekkilinin davacı şirketten ——-ayında ayrıldığını, — şirketin faaliyetine —- olduğunu, haksız davanın reddini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN ——- ESAS SAYILI DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı .—– şirketin %45 hisse ile ortağı olduğunu, müvekkilinin davalı şirkette ——–yaptığını,———üyeliğinden istifa ettiğini, davalı müvekkili——yapmakta olduğu sırada davalının—— tarihinde—-kurduğunu, davalının —— ihtarnamesi ile rekabet yasağına aykırı davrandığını, davalının uhdesinde bulunan şirket—— belgelendiremediğini —- iade etmemesi gibi sebeplerle feshedilerek sona erdiğini, bu makbuz karşılığında alınan avansları müvekkili şirkete iade etmesi ——- ihtarnamesi keşide edildiğini ancak ihtarnamedeki talepler sonuçsuz kaldığını, bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamına, alacak miktarının % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini ve yargılama giderleri ile birlikte davalıya yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN——-DAVADA CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı——– müvekkilinin ——olduğunu, ———–yetkilisi ve aynı zamanda bütün muhasebe işlemlerinin tek sorumlusu olan —–%12 hisseye sahip olduğunu, şirkete ortak olduğundan itibaren şirketin yönetici ve tek imza yetkilisi olduğunu ancak müvekkilinin —– tarihine kadar davacı şirketin % 45 ortağı olduğunu fakat iş bu tarihte—-ihtarnamesi ile —-müvekkilinin şirketten ayrıldığında hiç bir borcunun bulunmadığını,— kullandığını, iş bu harcamalarında ne için kullandığı makbuzlarda yazılı olduğunu, müvekkilinin kurucusu olduğu ——, müvekkili davacı—- olduğunu, müvekkili yönetim kurulundan resmi olarak 08/02/2019 tarihinde çıktığını ihtar ettiğini, bu nedenle davanın reddine, davacının % 20 ‘den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN — ESAS SAYILI DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın— başlatılan ilamsız icra takibine haksız ve kötü niyetle itiraz ettiğini, davalı … müvekkili şirkete şirket ——- —– yapmakta ———– ihtarnamesi ile —- kurulu üyeliğinden istifa ettiğini, davalının müvekkil şirkette—–tarihinde ——– davalının iş akdinin devam ettiği sırada müvekkili şirketten çeşitli ——-almış —-belgelendirmediği gibi iade de etmediğini beyan ederek, ——-esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamını, davalının mahkemece hüküm altına alınacak alacak miktarının %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN—— ESAS SAYILI DAVADA CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle ; müvekkili hakkında başlatılmış —- takibi ve huzurdaki dava ile müvekkilinden haksız kazanç elde —-edildiğini, davanın kötü niyetli olduğunu, işbu davanın kabulü halinde müvekkilinin telafisi mümkün olmayan zarara uğrayacağını beyan ederek huzurdaki davanın reddine, davacının %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı asıl davada davalının—– olarak çalıştığı dönemde—— belgelendiremediğini, şirketin zarara uğradığını, 6102 sayılı TTK’nın 553,555. Maddeleri gereği davalının bu zararı tazminle yükümlü olduğunu iddia etmiştir. —–dosyasındaki talepler de aynı mahiyettedir.
—— haksız eyleminden dolayı sorumludur.Ayrıca,haksız eylemde —- sayılı kararı)Davacı vekili eylemin haksız fiilden kaynaklandığını bu sebeble davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini ileri sürmekte ise de — işlediği haksız fiilinden dolayı hukuki sorumluluğu TTK n da düzenlenmiş olup TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların —işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Yöneticinin sorumluluğu TTK.nda düzenlenmiş olduğundan ticari bir dava olan elde ki davaya bakma ———…” belirtmiştir.Mahkememiz görevlidir.
6102 sayılı TTK’nın 553. Maddesi “———– yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde —— —— alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.
(2) Kanundan veya esas sözleşmeden —-dayanarak, —– bu —– devralan kişilerin seçiminde makul —- göstermediklerinin ispat edilmesi hâli hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar.
(3) Hiç kimse —– aykırılıklar —- sebebiyle sorumlu tutulamaz; bu sorumlu olmama durumu gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamaz. ” hükmünü düzenlemiştir. Yine 6102 sayılı kanunun 555/1. Maddesi ” (1) Şirketin uğradığı —– —- tazminatın —- ödenmesini isteyebilirler. ” hükmünü getirmiştir.
——— hakkında sorumluluk davası açılması hususunda —— —–bir konudur. —– hüküm olmadığından genel kurul kararı alınmasına gerek olmadığını savunmaktadır———karar sayılı kararında da belirtildiği üzere 6102 sayılı TTK.nun 408/1, 553/1 ve 479/3-c maddeleri uyarınca —— hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için ——- karar alınması gerekmektedir.Bu husus tamamlanabilir dava şartı mahiyetindedir. Davacı——-yargılama sırasında ibraz edilmiştir.
———” anlamına gelen bir——– hukuki işlemdir. Dolayısı ile hukuki sonucun doğması için ibra edilenin kabul etmesine gerek yoktur. Genel kurulun ibra kararı hukuki niteliği itibarı ile olumsuz borç ikrarı veya borcu sona erdiren tek yanlı bir hukuki işlemdir. —– genel kurulun devredilemez nitelikteki haklarındandır.Bu nedenle —-kusurlu sevk ve idaresinden doğmuş olan şirket zararından vazgeçmeye sadece genel kurul yetkilidir. Genel kurulun —–alacaklılarını bağlamaz. Sadece——- kaydı ile dolayısı ile zarara ilişkin olarak ibraya olumlu oy kullanan veya payı —–eden pay sahiplerini bağlar. Bu itibarla ibra şirket —– etkisi olmayan —- maddi sorumluluktan kurtarılması yanı sıra ———- teyidi anlamını da içerir.
Sorumluluk davasında ———- dava —- sahip olanlar —— sahipleri gelmektedir. —- üçüncü kişilerle şirket adına yaptığı iş ve işlemlerden doğan hak ve —–üyelerinin üçüncü kişilere karşı şahsen sorumlu olmaları söz konusu olmaz( TTK m.365,370/1 ve 2) —-ifa ettikleri sırada üçüncü kişilere karşı işledikleri haksız fiillerden dahi kendileri değil şirket sorumlu olur( TTK m. 371/5) —— gerektirmemesi ve bunların sonuçlarının da —— m.48/2 anlamında —– sonucudur.Yöneticilere karşı açılacak sorumluluk davalarında doğrudan-dolaylı zarar kavramları mevcut olup doğrudan zarar bir pay sahibi veya şirket alacaklısının yöneticinin eylemleri nedeni ile doğrudan uğradığı zarar kavramını ifade etmektedir. Bu tür bir davada davacılar tazminatın kendilerine verilmesini talep ederler. Bu davanın konusunu oluşturmadığından bu hususta genel bir atıf yapılmakla yetinilmiştir. TTK uyarınca — ibra kararı almaya — genel kuruldur.——– bu yetkisini hiçbir organ veya temsilciye devredemez (TTK md. 408/II-b, 616/I-f).TTK’ya göre — gündeminde yer alacak hususlardan biri de ———-. —-gündem maddeleri arasında açıkça yer alır. Bununla birlikte, —- gündemde yer almasa bile bilançonun onaylanmasına ilişkin genel kurul kararı, kararda aksine açıklık bulunmadığı takdirde, —- sonucunu doğurur —– halinde —- onayına dair genel kurul kararı,– olmadığı takdirde, —— ve —– sonucunu doğurur. Ancak bu sonucun doğabilmesi için, bilânçonun gerçek durumu yansıtması gerekir.— niteliğe sahip değilse,—– doğmayacak; bilânçoda görülemeyen ve anlaşılamayan hususlar ibranın dışında kalacaktır.
Bununla beraber, bilançoda bazı hususlar hiç veya gereği gibi belirtilmemişse veya —–gerçek durumunun görülmesine engel olacak bazı hususları içeriyorsa ve bu hususta bilinçli hareket edilmişse onama ibra etkisini doğurmaz (TTK md. 424, 617/III).—– genel kurulun aldığı geçerli bir ibra kararı, ilgili hesap döneminde gerçekleşen her türlü eylem ve işlem nedeniyle yöneticilerinden herhangi bir tazminat talebinde bulunulmayacağının ikrarı ve yöneticilerin — niteliğindedir. Dolayısıyla,——-ister açık ister örtülü şekilde alınsın, ibrayla birlikte —– davası açma hakkı ortadan kalkar. Ancak genel kurulun—— açıklanan maddi olaylar için söz konusudur. Genel kurula sunulmayan ve/veya açıklanmayan ya da — bilinemeyecek nitelikteki işlem ve faaliyetler için — ibra edilmiş olmaz. Dolayısıyla, —– kapsamına girmeyen konularda —— davası açma hakkı saklıdır. Yeri gelmişken ——– sadece hukuki sorumluluğuyla ilgili bir düzenleme olup, yöneticilerin cezai sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Genel kurulun verdiği ——kararından sonra, —— oylamasında olumlu oy veren paydaşların sorumluluk davası açması mümkün değildir. Özellikle olumlu —– sorumluluk davası açılmasını istemesi, hem hakkın kötüye kullanılması anlamına gelecek, hem “kimsenin kendi fiili ile çelişemeyeceği” şeklinde— oluşturacaktır.
———— mal varlığını kötüleştiren —-pay sahibi ve şirket alacaklılarının dolaylı zararını oluşturur.—- arttırımı kararının uygulanacağına—– sahip olduğu ——- sebepsiz yere uygulanmaması ile uğradığı zarar doğrudan zararı oluştururken, sermaye arttırımının sebepsiz uygulanmaması —— şirketin doğrudan zararını oluşturur.
TTK’daki yeniliklerden biri de —-. Eski TTK m.336 hükmündeki ——— mutlak veya——- idi. Diğer anlatımla ——– biri kusur derecesine bakılmaksızın zararın tamamından sorumlu tutulabilmekteydi. Ancak yeni kanunda bu hüküm kaldırılmış ve onun yerine 557. Madde ile farklılaştırılmış teselsül ilkesi benimsenmiştir.
Davacı yan dava ve birleşen dava dilekçelerinde açıkça TTK’nın 553 ve 555. Maddelerine —– davanın sorumluluk davası olduğunu belirterek talepte bulunmuş, bilirkişi heyetinin —– ibra ile ilgili nitelendirmeleri dolayısı ile rapora itiraz —sorumluluk davası olmadığını, davalı ..——— üyesi sıfatı ile değil şirketin çalışanı sıfatı ile şirketten almış olduğu avansları iade etmemesi nedeni ile bir alacak davası olduğunu savunmuştur. Öncelikle davalı yan söz konusu tarihlerde şirket—-vasfındadır. Huzurdaki mahkeme de iş mahkemesi değildir.
Davacı yanın dava dilekçesinde——— “….Davacı vekili, davalının ———- çektiğini,— kendi özel işlerinde kullandığını, çekilen paraların şirkete iadesi için gönderilen ihtara cevap vermediği gibi gereğini de yerine getirmediğini, davalının şirket adına yaptığı 1.650,00 TL’lik ödeme düşüldüğünde 50.100,00 TL zarar bulunduğunu ileri sürerek, anılan meblağın faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacı şirketten hak ve alacağı olduğunu, şirketin parasını şahsi işlerine harcadığı iddiasının doğru olmadığını, TTK’nın 518 vd. maddelerine göre — dönemi sonunda hesaplanıp kar ve zarar durumuna göre şirket ortaklarının TTK’nın 532. maddesine göre sorumlulukları bulunduğunu, müvekkilinin şirkete borcu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın —-aleyhine açılan sorumluluk davası olduğu, davacı şirketin defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu davalının şirket hesaplarından muhtelif tarihlerde paralar çektiği ve davacı şirkete toplam 51.700,00 TL borcu olduğunun belirlendiği, davalı şirket hesaplarından çektiği bu paraları şirket işlerinde kullandığına ilişkin delil sunmadığından kusurunun olmadığını ispatlayamadığı gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile 50.100,00 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve kural olarak, ——— adına yaptıkları işlemlerden dolayı kişisel olarak sorumlu tutulamazlarsa da, 6762 sayılı TTK’nın 336. maddesinde belirtilen hallerde ortaklığa ve ortaklık alacaklılarına karşı kusursuz olduklarını ispat etmedikçe tüm yöneticilerin oluşan zarardan müteselsilen sorumlu olmalarına,—— görevlerini ifaları sırasında bir zarar oluşmuşsa,—sonucunda meydana geldiğinin kabulü gerekmesine, başka bir deyişle, Türk Ticaret Kanunu —— çevrilmiş kusur —— bir sorumluluk öngörmüş ve— kusur karinesi kabul etmiş olup —— kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını ispat edemedikleri takdirde zarardan sorumlu olduklarının düzenlenmiş bulunmasına, somut uyuşmazlık bakımından da davalının ispat yükünü yerine getirememiş olmasına göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.” belirtmiştir. Huzurdaki dava iş bu dava ile benzerlik arz etmekte olup davacı yanca isabetli şekilde emsal iş bu—— bu tür bir davanın— aleyhinde açılmış bir sorumluluk davası olduğu açıktır. Yukarıda ifade edildiği üzere genel olarak —– mal varlığını kötüleştiren her türlü fiil ve işlemleri şirketin doğrudan zararını oluştururken pay sahibi ve şirket alacaklılarının dolaylı zararını oluşturur. Bu davanın da —- uğradığı zararın tazmini istemli bir sorumluluk davası olduğu açıktır.
Bilirkişi —— raporunda özetle davaya konu makbuzların karşılığı ödendiği anlaşılan— buna karşın davacı şirketin —- tarihinde onaylandığı, — yıllarına ait dava tarihi itibarı — üyelerinin ibrasına ilişkin alınmış bir karar olmadığını, takip tarihi itibarı ile 224.157,28 TL davacının alacaklı olduğunu belirtmiştir.Bu raporda —hesaplamadan dışlanmıştır. Söz konusu— tarih aralığındaki işlemlerinin rapora esas alındığı görülmüştür.
Birleşen —– bilirkişi raporu incelenmiş — yazılı belge ile sabit olan davalının aldığı— için harcadığı hususunda ispat külfeti altında olduğu, asıl davada davacının alacağının —- olduğunu belirtmiştir. Bu rapor içeriği incelendiğinde davalının 08.10.2013-09.05.2018 tarih aralığındaki iş ve işlemlerinin esas alındığı görülmüştür.
Mahkememizce davanın bir sorumluluk davası olduğu esasında hareketle davalının ibra edilmiş olabilme ihtimali gözetilerek———-olağanüstü genel kurul tutanakları celp edilmiş ve genel kurul tutanakları ve dosya kapsamı değerlendirilmek üzere dosya uzman bilirkişi heyetine tevdii edilmiştir.
Bilirkişi—– tutanağı incelendiğinde davalının da aralarında olduğu—-davacı şirketin —- yapılan olağan genel kurul tutanağı incelendiğinde gündemin 5. Maddesi ile davalının da aralarında olduğu —- karar verildiğini, TTK’nın 558/2. Madde ve fıkrası uyarınca genel kurulda —— yönünde oy kullanılmasının, oy veren pay sahibinin—–karşı dava açma hakkını ortadan kaldırdığını, oy birliği ile ibra edilmiş —– karşı sorumluluk davası açılamayacağını, —kurul kararının geri alınmasının TTK’nın 558. Maddesi uyarınca mümkün olmadığını, somut olay bakımından davalının ibra edildiğini, dava konusu işlemlerin— yer alan işlemler olduğunu, dava konusu işlemlerin alınan bu ——-kararı kapsamında —sebebi ile alınan— kararı nedeni ile davalının davacıdan bir talepte bulunamayacağını, şirketin dava açma hakkı olmadığını belirtmiştir.
———- ————–yapmaları görevlerini kötüye kullanıp şirketi zarara sokmaları, bunları gizlemeleri ve —–ve sorumlulukları devam eder.
—— —- açıklanmış maddi olaylara dayanan hususlara ilişkin olarak —-. Bu nedenle söz konusu belgelerde hiç açıklanmamış veya eksik yada yanlış açıklanmış olaylar ibrayı kapsamaz. Dolayısı ile —– bilgilerin eksik veya gereği gibi açıklanmamış olması veya —— engel olmak —– verilmiş ise ———–tasdik etmesi ——— onaylanmadan —hakkında ibra kararı alınamaz——
Sonuç olarak geçerli bir ibra kararının etkilerini şöyle özetlemek mümkündür;
——–üyelerine ve— karşı tüm dava hakları düşer.
—– katılan pay sahiplerinin dolayısı ile zararlarına ilişkin dava hakları düşer.
-Aynı şekilde ———-olduğunu bilerek payı sonradan iktisap etmiş olan pay sahiplerinin dolaylı zarara ilişkin dava hakları düşer.
——- olumsuz—— dava hakkı ibra kararının alındığı tarihten itibaren 6 ay geçmekle düşer.—-
—— alınan geçerli bir —- kararı şirketin —-
Genel kurulun sorumlu kişilere karşı daha önce vermiş olduğu ibra kararından cayamayacağı açıktır. ( ——–
6102 sayılı TTK’nın 558. Maddesinde ” (1) — kararı genel kurul kararıyla kaldırılamaz. 445 inci madde hükmü saklıdır. (2) —- sorumluluktan ibraya ilişkin kararı, —-kapsadığı açıklanan maddi olaylara ilişkin olarak, şirketin,——- oy veren ve — bilerek payı iktisap etmiş olan pay sahiplerinin dava hakkını kaldırır. Diğer pay sahiplerinin dava hakları—- tarihinden —- hükmü ile de bu durum ifade edilmiştir.
Tüm bu hukuki nitelendirmeler,—— kararları bir bütün olarak değerlendirildiğinde somut olay özelinde davalı yan davacı şirketin genel kurullarında geçmişte görev yaptığı dönemler açısından ——edilmiştir. Davalının şirketten aldığı ve şirket için harcanıp harcanmadığı belli olmadığı iddia edilen meblağların tamamı şirket kayıtlarında mevcuttur. Nitekim —- raporlar tanzim edilmiştir. ———- veya şirketin gerçek mali durumunun anlaşılmasına engel olmak amacı ile yanlış bir ————– kararı hukuki etkisini göstermemektedir. Somut olayda söz konusu işlemlerin— kayıtlarında mevcuttur. Şirket kayıtlarında yer alan bu işlemlerin yer aldığı ——– birliği ile ibra edilmiştir.—- ilişkin ayrıca oyalama yapılmış —–tarafından— tarihinde davalıya karşı iş bu davalar açılmasına rağmen aradan geçen zaman süresince derdest davanın olduğu şirket tarafından bilinmesine rağmen davacı — yılları için ibra edilmiştir. Hatta bu toplantıda bilanço kar ve zarar hesapları okunmuş, müzakere edilmiş bu esnada ortaklardan ——- alarak davalının bir kısım eylemleri nedeni ile şirket zararı meydana geldiğini belirtmiş akabinde 5 nolu madde ile davalının da içinde olduğu dönemin yönetim kurulu üyeleri ibra edilmiştir.Önceki dönemler için de alınmış geçerli bir ibra kararı mevcuttur. 6102 sayılı TTK’nın 558. Maddesi gereği davacı şirketin — kararını geri alması mümkün değildir. Dava tarihi itibarı ile şirketin davalıya karşı dava açma hakkı mevcut iken alınmış geçerli ibra kararı ile davalıdan hukuken bir talepte bulunma hakkı ortadan kalkmıştır.
Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde—- kararının dava açmaya engel olmadığını savunmuştur. Yukarıda ifade edildiği üzere davalının yapmış oluğu—- kayıtlarında mevcuttur ve —- kararının alındığı tarihte iş bu davalar nerede ise ——-
Yine davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ——görülmüştür.—- girmeyen bir kısım mal alımlarından kaynaklı bir dava olduğu görülmüştür. Yine davacının rapora itiraz dilekçesinde —- olduğu ve açık bir— olmadığı gerekçesi ile karar verildiği görülmüştür.
Davalı hakkında sorumluluk davası açılmasına ilişkin —– öncesi tüm dönemler için —-edildiğini belirtmiş buna ——— ile iki ayrı sorumluluğu olduğunu, çalışan sıfatı ile yaptığı işlemlerden ibrasının söz konusu olmadığını belirtmiştir. Bu ifadenin tersinden yorum yapıldığında—- sıfatı ile gerçekleştirdiği işlemlerden davalının — edildiği hususunun ilgili tarafından kabul edildiği anlaşılmaktadır.
——-hukuki niteliği itibariyle menfi bir borç ikrarıdır. ——- edilen işlemler hakkında sonradan maddi bir hataya dayanılmadan ibradan dönülerek ibraya konu işlemler hakkında dava açılması mümkün değildir…” belirtmiştir. Davacı yanın bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde belirttiği— kararlarında da——– benimsenmiştir.Buradaki amaç toplantıya katılan şirket pay sahiplerinin bilgilendirilmedikleri, henüz——-bir hususta verdikleri oyun etkisine ilişkindir. ——– olan pay sahiplerinin —- kişiliğinin —- olarak,—– alınmış bir—– sorumluluğu sona —–mahiyette olmadığı hususu belirtilmek istenmiştir.
Şirketin———- hissesi olduğu görülmüştür. Şirketin tüm ortakları yukarıdaki kişilerdir. Davalı —-kişilerin — ——olduğu görülmüştür.
Şirkete ait genel kurul tutanakları incelenmiş,davalının sorumluluğu —— raporu ve bilanço kar/zarar hesapları genel kurullarda okunup müzakere edilmiş ve oy birliği /oy çokluğu ile davalının ibra edildiği görülmüştür.
Somut olaya gelecek olursak davacı şirket adına dava ve birleşen dosyalar için davacı vekiline—– zamanda —— vermiştir. Davacı —-davacının yakını —-katılmıştır. Yani tüm ortakların toplantıda olduğu görülmüştür. ——–tüm ortaklar katılmıştır. Davacı ve —– —– kişilerin hali hazırda davacı — ——- görülmüştür. Söz konusu genel——— yapan yönetim kurulu üyeleri hali hazırda şirketin yönetim kurulu başkanlığını yapan —- üyeliğini ——-olumlu oyları ile ibra edilmiştir.Davalının esasen kendi ibrasında oy kullanma hakkı da yokken olumsuz oy kullanmıştır. Şirket tarafından davalı aleyhine 20.08.2019 tarihinde iş bu davalar açılmıştır. Davacı şirket adına vekaletnameleri de halı hazırda yönetim kurulu başkanı —– vermiştir.Davacı yan bu kişinin şirketin muhasebe işlemlerinin başında olan sorumlusu olduğunu safahatta ileri sürmüştür. Yaklaşık 1 senedir iş bu davaların sürdüğü bilinmesine rağmen davacı ibra edilmiştir. — kararına olumlu oy kullanan diğer kişiler de şirket yöneticileridir. Bu davalardan haberdar oldukları aşikardır. Yargıtay’ın yukarıda zikredilen kararlarında yöneticinin eylemlerinden haberdar olmayan, bilgi sahibi olmayan, bir şekilde şirket kayıt ve defterlerinde gösterilmeyen, gizlenen hususlardan dolayı şirketin ve pay sahiplerinin ibra kararına rağmen sorumluluk davası açabilecekleri hususu belirtilmek istenmiştir. Denetime uygun bulunan 05.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere genel kurulun bilmediği veya genel kurula sunulmayan vakıalara ilişkin olarak yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu ibra ile sona ermeyecektir. Oysaki somut olayda davalının davaya konu eylemleri şirket tarafından bilinmektedir. Bu işlemlerin tamamı da şirket kayıt ve defterlerinde mevcuttur.Derdest davalar vardır. —–şirketin —- kurulu başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin tamamının olumlu oyları ile alınmıştır. Tüm bu nedenlerle davacı şirketin geçerli ibra kararı nedeni ile dava açma hakkı kalmamıştır.
——— fıkrası maddi tazminat istemli davaların tamamen reddi durumunda hükmedilecek avukatlık ücretinin tarifenin ikinci kısmının 2. Bölümüne göre hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir. Dava mahiyeti itibarı şirketin uğradığı zararın tazmini istemli bir maddi tazminat istemidir. Davanın tamamen reddi durumunda hükmedilmesi gereken vekalet ücreti de ——– 13/4 madde ve fırkası gereği maktudur. Birleşen davalar bağımsızlığını korur. Her dava için ayrı ayrı davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir. Tüm bu anlatılan hususlardan ötürü davanın ve birleşen davaların reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin ——dosya içinde birleşen —- esas sayılı davaların REDDİNE,
2-Mahkememizin ——Esas sayılı dosyası yönünden 492 Sayılı Harçlar Kanununa göre alınması gereken—–mahsubu ile—- bakiye harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Mahkememizin —- Esas sayılı dosyası yönünden 492 Sayılı Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,30 TL maktu harcın, peşin alınan 286,85 TL’den mahsubu ile 227,55 TL bakiye harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Mahkememizin —— Esas sayılı dosyası yönünden 492 Sayılı Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,30 TL maktu harcın, peşin alınan 44,40 TL’den mahsubu ile 14,90 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 63,50 TL posta tebligat gideri olmak üzere toplam 2.063,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
5-Mahkememizin —–Esas sayılı davasında davalı vekille temsil —– vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
6-Mahkememizin —— Esas sayılı davasında davalı vekille temsil edildiğinden Karar tarihinde yürürlükte bulunan ——ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
7-Mahkememizin —- Esas sayılı davasında davalı vekille temsil edildiğinden Karar tarihinde yürürlükte bulunan —-göre —- maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
8- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince bakiye gider avansının talep halinde taraflara iadesine,
9- Mahkememizin —– Esas sayılı dosyasında —- —- ücretinin davacıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
10- Mahkememizin —- dosyasında —-arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
11- Mahkememizin —- dosyasında —- davacıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle,—– İstinaf yolu açık olmak üzere, taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.